Scudo Sports

Karşı Çıkıyorum! Nükleere Karşı Pedal Çevirelim!

Şahsen benim desteklediğim bir parti yok...
 
Scudo
@mehmet ulaş Ben bu ulkeye faydasi dokunacak herkese guveniyorum. Egerki sartlar NS gerektiriyorsa bunu desteklemek benim gorevim. Desteklemeyen karsi cikanlara saygim sonsuz. Tek istegim destek veya protestonun TURKİYEYİ en guzel sekilde temsil edilecek sekilde yapilmasi. Hukumetime guveniyorum.

@Orhan A Abi mese parti degil. Parti bir kurulus. Envayi cesit adam ayni partinin adini tasiyor. Sahsen ben sahislara guvenin taratariyim.
 
  • Beğen
Tepkiler: M.A.Y.
İyi ve kötü.
Ne kadar keskiniz. Bir şey ya iyidir, ya da kötüdür. Bu kadar keskinlik aslında kendi korkularımızdan kaynaklanıyor. Düşünmekten korkuyoruz. Bize takım tutar gibi anlatılmalı her şey. Takım tutar gibi davranmalıyız olaylar kaşısında ki kendi rahat güvenlik çemberimizde olalım.Sorgulamayalım, düşünmeyelim, birileri söylesin biz inanalım ve uygulayalım ki ne sorumlu olalım, ne kaafamızı yoralım ama sorumsuz ve rahat olalım sonucunda.

O yüzden partime güveniyorum ne yaparlarsa doğrudur denilebiliyor mesela. Milletvekili olmuş birinin, düşüncesi sorulduğunda "büyüklerimiz daha iyi bilir" demişliği bile vardır bu ülkede o yüzden.

Nükleer enerji iyidir, kötüdür. Hiç bir şey ne taam anlamıyla iyidir, ne de tam anlamı ile kötü. Öyle bile olsa bunlar zamana yani gelişmeye, bilgiye, teknolojiye bağlı şeylerdir. Bu gün hayati bir nedenle bir özelliğinden dolayı tam olarak kötü dediğiniz şeyin, bilimin gelişmesi ile iyi olma şansı yok mudur? Ya da tam tersine iyi sandığınız şeylerin zamanla kötü olması. Bilim tarihi bu tür yanılgılar çöplüğüdür bir anlamda.

Nükleer santrallerde bir enerji üretim yöntemidir. Basitçe Nükler bir reaktör'de kontrollü bir reaksiyon sonucu ısı açığa çıkarıp, bu ısıyla suyu buharlaştırmak ve buharlaşan su ile elektrik üretim türbinlerini döndürme prensibiyle çalışır. HES'lerde bunu su gücüyle, rüzgar santralleri rüzgarla yapar.

HES yapmayalım zararlı, Nükleer yapmayalım tehlikeli, Termik yapmayalım doğa kirleniyor hem pahalı. Nasıl elektirik üreteceğiz? Rüzgardan, güneşten, dalgalardan. Maaliyet hesabı yaptınız mı? İşletme maaliyetleri nasıl? Verimlilik oranı nedir? Ama sağlıklı... Tabi herkes doğal üretim ürünlerini alıyor marketten. E bilmem kaç numaralı katkı maddeleriyle büyüyor çocuklarımız. Şeker yerine mısır şurubu.

Uçak da tehlikeli. Düştüğü zaman (zorunlu iniş, gövde üzerine iniş vb harç) kurtulan olursa mucize sayılıyor. Tehlikeye bakar mısınız? 300 kişilik bir yolcu uçağında düştüğü an 300 kişi de ölüyor. Karşılaştırılabilir mi tabi ki hayır. Uçak o 300 kişi ve belkide düştüğü yerdeki yıkımla sınırlı kalırken Nükleer bir santralde oluşacak bir kazada sınır yok, üstelik onlarca yıl süren bir etkiye sahip.

Böyle bir etkisi varken şunu da sormadan edemeyeceğim diğer ülkelerin, komşularımızın sınırlarımıza yakın bunca nükleer santrallerini ne yapacağız. Çernobil sanki Rizedeydi değil mi?

Teorik açıdan baktığınızda Nükleer santraller çevreye en az zarar veren enerji üretim yöntemidir. Tek sorunu atıklardır.

Olayın diğer bir boyutu ise.

Sorumluluk, ahlak, adalet duygusu gibi kavramlara geliyor.

Kimin elinin kimin cebinde olduğu bilinmeyen ilişkiler yumağı. görünürde işsiz bakan oğlunun bu ülkeninn asgari ücretinin nerdeyse 55 katını ev kirası diye verebilmesi. 300 işçin ölüyor fıtrat diyorlar. Öte yandan Adamın biri sadece inşasında çalıştığı köprüde halat koptu diye canına kıyıyor.

Uzadı. Demem o ki bir ülke için düşünürsek NS evet yapılmalı. Türkiye içinse kusura bakmayın hiç bir sorumluluğu almayan, her kötü durumu paralele, fıtrata, kendilerinden olmayana atan, kurum atamaları için bilgi, tecrübeden çok badem bıyığa önem veren bir yönetim ile asla.

Al işte NS için ilk ihalelerden birini milletin a... koyacağını söyleyen biri kazanıyor. Bu adamın işini doğru yapacağından nedense ben olamıyorum böyle olunca.

Bizlerin NS'den önce, toplumumuzu içten içe kemiren bu erozyonu durdurmamız, tamir etmemiz gerekiyor. Yoksa biz daha çok duyarız "fıtrat" lafını.

Konuyu açan arkadaş kusura bakmasın. Onun amaacı farklıydı bizler farklı yere taşıdık. Kendisini çabasından dolayı canı gönülden destekliyorum.
 
@antecurs
doğru. hukuk ve bilimin etkili olduğu ülkelerde NS daha güvenli.. ama onlar bile NS den vazgeçiyorlar.
 
@S.Paker

Saygısızlık da etmek istemiyorum, yani sıkıldım şu muhabbetten abi atatürk tanrı değil, o da bi insan sadece bir insan ne zaman idrak ediceksiniz bunu ? Yaptığı şeyleri takdir ediyorum, seviyorum. Bu kadar yani bitti. Kemalist köşeye sıkışınca Atatürk, muhafazakar Allah, kitap öteki grup başka bişey. ".... sizi görse şöyle/böyle olurdu/utanırdı", anlamsız bu muhabbet, bırakın artık bunu.

Ben basit bi gerçeklikten bahsediyorum herkesin önünde olan bişeyden. 51242342 yıldan beridir yaptığımız tarımı bile şu an yapamadığımızdan bahsediyorum. Her türlü devlet kurumunun sonunda A.Ş yazdığından bahsediyorum, basında sansürün allahının uygulanabildiğinden bahsediyorum, 900 lira asgari ücretten bahsediyorum, bitmez bilmeyen yasaklar(başladım diye bitirmemi istemeyin bitmiycek kadar çok, bunlar sadece bi çırpıda söylenebilicekler). Bu ülkenin nükleer enerjiye sıra gelene kadar milyon tane adım atması lazım. Ancak ondan sonra ya nükleer enerji santrali yapılmalı mı? yapılmamalı mı? diye tartışabilir duruma geliriz.

Yani herşeyi bi kenara bıraktık, önce bu adamların insan canına ne kadar değer verdiklerini göstermeleri lazım. Yani maden ocaklarını herkes biliyo. İhmalkarlık bilmem ne eyvallah onu zaten biliyoz da hıyar, çıkıp bu işin fıtratında var dersen, yarın yenilen başka bi haltta karadenizde insan kalmasa, canımız sağolsun, zaten çok da önemli insanlar değillerdi demiyceğini bilemeyiz.

Nükleer enerji yapılmalı mı yapılmamalı mı konusuna gerçekten gelmiş olduğumuzu düşünürsek de, bu konuda detaylı bi araştırma yapmadım, yalnış anlamayın en az sizin kadar yaptım. Önizlenimlerim de yapılmaması kanaatinde. Bu alanda uzman ama gerçekten uzman olan insanlar yeteri kadar efor sarfettiğinde, daha zararsız, çevreci, yani en azından basit hatalar sonucu haritadan bi parçanın silinmiyceği çözümler bulabiliceğini düşünüyorum.
 
@Orhan A santralde politikacılar çalışmayacak zati. rusya ya giden mühendislerimiz var, ruslarla hem teknoloji alışverişi hemde santral yapıyoruz. öyle bi boyuta geldi ki olay herşey siyasete bağlanıyo.
@mehmet ulaş
trollükte üstüne yok
 
@S.Paker

O zaman ya EWEA yalan söylüyor ya da WNA. Ha bir de wikipedia var. Benim bu paylaştığım santral bilgileri wiki'den alınmıştır. Fransa'daki yeni santrali nedense ben göremedim(En son hizmete giren 1999 yılında yapılmış gözüküyor). Buyrun linki de aşağıda. Wikipedia'da göründüğü gibi nükleer reaktörlerin yaşam süreleri doluyor. EWEA'nın raporunda söylediği gibi de Avrupa müthiş şekilde rüzgar ve güneş enerjisine yatırım yapıyor. Biz burada ne desek de o santral yapılıyor ve yapılacak. Umarım düzgün yönetilir.

(link)
 
ben ne olursa olsun nükleer santrali desteklemiyorum.
lakin destekleyenler de malum parti uygun gördüğü için destekliyorlar. bu kadar da yandaş olunmamalı.

ben insanın tüketimini dengelemesi, bilinçsiz tüketimini düşürmesi ve üretime yönlenmesi taraftarıyım. bunlar sağlandığında nükleere zaten ihtiyaç kalmayacak.
ama ülkemizde "parasıyla değil kardeşim" veya faturayı sen mi ödüyorsun, ben ödüyorum" diyerek bilinçsiz su ve enerji tüketimi yapanlar maalesef önemli bir çoğunluk.
sonuçta eğitime büyük ihtiyaç var. ama bilinçlendirici eğitim. ezberci öğretim değil.

sonuç olarak,

önemli olan ne kadar çok şeye sahip olduğumuz değil, ne kadar az şeye ihtiyaç duyduğumuzdur.

ey nükleere taraftar olanlar: siz bu denli hoyratça doğanın kirletilmesine çanak tutuyorsunuz, bir gün tabiat ana hepimizden bunların öcünü alacak. hatta almaya başladı bile. hazır olun.

son olarak tekrarlıyorum, bir partinin yandaşısınız diye tabiatın yok edilmesine taraftar olmayın! neticede bu yandaşlık, hırsızlık suçlamalarıyla birileri yurtdışına kaçmaya başladığında nasılsa bitecek. yapmayın etmeyin.
 
Al işte - düzey bir anda nereye düştü. Nükleer karşıtı değil KESİN BİR PARTİLİ. Pes!

İkinci dünya savaşı zamanı anti nazi düşünceye sahip herkese de komünist demişlerdi bu topraklarda, bazı gelenekler kolay değişmiyor.

Tabiatın yok edilmesine taraftar olmadığım için zaten nükleer'e karşı değilim. Kömür yakıp su kaynatarak piston çevirip elektrik üretmek mi çevreci? Malesef YOK alternatifin. Rüzgara güneşe yatırım yapılmalı dedim bi kaç sayfa geride. Hatta ütopik hedefler koydum toplam elektrik üretiminin %10'u rüzgar en az %5'i solar olmalı buna yatırım yapılmalı dedim. Almanyayı rakamları ile örnek verdim fransayı anlattım. Anladığın bu mudur? Partici onadan destekliyor.

Çevreciyim o yüzden nükleere karşıyım demek daha da tuhaf, çok sayıda çevreci aktivist fosil yakıtlı santrallerin nükleer enerjiyle değiştirilmesini savunuyor. Nükleere karşı olan çevreci aktivistler de var. Nükleere karşı olmayanlar ne partici ne de çevreyi umursamayan vahşi kapitalistler.

Üzdün beni Gökhan Birol.
 
Ülkemizde bir enerji açlığı olduğu kesin. Bunu gidermek için alternatiflerden bahsedilmiş ama ciddi yatırım gerektirir ve bunun artıya geçmesi çok uzun zaman alır. Bu konuda sınıfta kalıyorlar.

Kesinlikle nükleer karşıtı bir insanım fakat etrafımız nükleer santral doluyken kendi sınırlarımızda da olsa ne olur olmasa ne, ha bir eksik ha bir fazla. Yanlış düşündüğümü söylemek isteyebilirsiniz ama bunlar benim gördüklerim. Ayrıca nükleer santral konumlandırılması da stratejik olmalıdır. Avrupaya mümkün olduğunca yakın yapılmalıydı.
 
@KaanG

şunu gördükten sonra hala nükleeri tartışmanın anlamı var mı ülkemiz için?
 
normal bir ülkede yapılması mantıklı sayılabilecek bir nükleer santral inşaatı türkiye gibi giderek orta çağ karanlığına gömülen, cehaletin azalacağına hızla arttığı, halkın çevre duyarlılığın sıfıra yakın olduğu, kuralların, kanunların, düzenlemelerin adamına göre işletildiği bir 3. dünya ülkesinde yapmak bence de büyük bir hata. adaletin, hukukun var olmadığı bir ülkede herhangi bir kamu ihalesinin adilane bir şekilde yapılacağına, orada çalışanların da adilane bir şekilde seçileceğine inanmak saflık olur.

üşenmeyin şuradaki çevre felaketlerinden bir kaçına bakın:

(link)

tabii burada yazılanların faydası yok o santral yapılacak gibi duruyor. rantlar büyük verilen sözler büyük.

demokrasisi düzgün işleyen, ekonomisi sağlam, eğitim sistemi sağlıklı bir ülke olsaydık belki bu kadar karşı çıkılmazdı ama her anlamda koşar adım geri gittiğimiz günümüz şartlarında sonumuz hayrolsun.
 
"Beni 'Akkuyu'larda Merdivensiz Bıraktın: Türkiye’nin Nükleerle İmtihanı" kitabının yazarı Filiz YAVUZ'un dün yayımlanan makalesi: (link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Y. Birol
Maalesef iktidar partileri dış güçlerin desteği için nükleere yöneliyor, ki daha iktidara gelmediklerinde tersini savunuyorlar, ve maalesef politikacıya güvenmeyen ya da güvenen vatandaşlar mücadele etmezse ülke nükleer çöplüğe dönüşecek ve de karşı çıkanları da destekleyenleri de kanser yapacak.
 
bence nükleer kaza o kadar korkunç sonuçlara yol açmaz. önce yayın yasağı gelir, ölenlere şehit oldu denir, yeni doğacak mutasyona uğramış çocuklara da allahın hikmeti vay vay vay denir. diğer ülkeler tarafından karantinaya alınırız. bizim zaten diğer ülkelere ihtiyacımız yok denir. santralin işletmecileri-müteahhitleri bakanlarla toplantı yaparlar. en son da bu güzel insanlar bu güzel paralarını yanlarına alıp güzel helikopterlerine binip giderler daha önceden gayrımenkul aldıkları yabancı topraklara.
 
Nükleer; kasten, planlayarak ve topluca, doğa kıyımı, insan ve diğer canlıların yok edilmesine yönelik teşebbüstür. "Yaşama saygı" yı esas aldığını varsayanlar açısından ne gerekliliği ne de verimliliği tartışma konusu olabilir. Öyle ya da böyle doğayı, insanı, canlıları yok edeceğiniz, binlerce yıllık dönüştürülemez atıkla, devasa çöplüklerinizle dolu bir dünyanız olacak ve bunu "insan için, insan yararına" yapmış olacaksınız. Bıraksınlar maval okumayı!

Reklam zaten tam bir oksimoron. Sigaranın temiz hava ve sporla, uyuşturucunun sağlıklı yaşamı öven sözlerle pazarlandığını düşünün. Üstelik ortaya çıkabilecek durum sigara ve uyuşturucudaki kişisel felaketlerden ziyade, kitlesel facialara sebebiyet verecek türden. Kazayı, ihmali geçin, sair zamanda bile radyasyon öldürücü boyutta ve sürekli var olduğu bilinen etkisinin, hiçbir zaman yüzde yüz güvenli olamayacağı bilinen güvenlik açıklarının, 250.000 yılda yok olmayacak atıkların nerelerde nasıl depolanacağının üstünü örterek, utanmadan, tamamen masum figürlerle insanların algısında gerçekleriyle hiçbir bağlantısı bulunmayan şemalar oluşturmayı amaçlayan, etik açıdan değerlendirildiğinde tek kelimeyle ahlaksızca bir reklam olmuş. Fikir sahibinin de, yazanın da, çekenin de eline sağlık!

Alternatif meselesine gelince; alternatifi vardır. Doğru düzgün çevre raporlarını takip edip önerileri gözden geçiren her aklı selim sahibi beyin alternatifi olduğunu görür, fark eder. Lakin bas bas bağıran, sıklığı ve önemi sürekli artan raporlar ana haber bültenlerinde yer alma fırsatı bulamaz, önerilerin sesi kısılır, birilerinin "gerekli ve başka seçeneğimiz yok" lafına göre oluşan edilgen düşüncelerimizle nükleerin gerekli olduğuna inanırız, dışa bağımlılıktan kurtulmak için gerekli olduğuna inandırılırız falan filan...

Halbuki siyaset-üstü değerlendirilmesi gereken, insan olduğumuz, doğanın zaten yıkıcı bir paçası olduğumuz için yeterince bilgi ve yeterince hassasiyetle irdelenmesi gereken bir konudur. Kısa vadedeki kazanımların orta ve uzun vadedeki kayıplarla kıyaslanamayacağı gün gibi ortada... Ha gün gelir 3000-5000 kişi ölür, bir bölgeyi çevirirler 50 km yakınına yaklaşamazsınız, 30 yıl boyunca oralara giriş çıkış olmaz, radyoaktif sızıntı rüzgarla, yağmurla çıktığı yolculuğa yıllar yıllar boyu devam eder, birileri çıkar o sıralar nükleerin fıtratından söz eder, 1986'daki Çernobil'i hatırlatır, 2011'deki Fukuşima'yı hatırlatır, her şeyin yolunda olduğunu söyler, önceki nükleer kazalarla kıyaslar, daha az kişi öldü der, daha az zararla kurtulunduğundan bahseder falan filan... Konu kapanır. Ben buna razı olamıyorum. Razı olan da bunu nasıl göze alabiliyor kabullenemiyorum. Sonuç olarak; nükleer ölümdür ve yaşam, kimilerinin rant kokulu radyoaktiviteli enerji ihtiyacından daha önemli olmalı.

@Rotinda A. Pedallama konusuna gelince; Antalya'dayım. Bu konuda yapılabilecek etkinliklerde katılımcı ya da planlama ekibinde görev alarak yer almaya hazırım.
 
şu güneydoğudaki elektrik kaçağını bi önleyebilseler zaten memleketin enerji açığı önemli ölçüde azalacak. kaç santrallik enerji uçup gidiyor her gün o bölgede.
adamlar bütün apartmanı klima ile, ufo ile ısıtıyorlar, boru mu?

bir tanıdığım öve öve anlatıyor, evde dört tane klima var diye. ne güzel hayat be. bizim kışın istanbul'da götümüz donsun, kombiyi biraz açınca 500 TL fatura gelsin, abiler orda yaz kış 25 derecede paşa kızı gibi otursunlar.
hem de bedavaya!
 
  • Beğen
Tepkiler: Orhan Akarkut
Geri