Tahmin ediyorum bisiklet süren birçok kişinin aklına bu soru gelmiştir.
Bacaklarımdaki kuvvetin bisiklette güç üretmeye katkısı (kısaca hız yapmaya) ne kadardır?
Bisikletimizde bir power metre olsaydı bunun cevabını kendimiz de görebilirdik. Aşağıdaki grafikten biraz bahsedeyim:
Bu grafik bir bisiklet aktivitesine ait (bir trainer antrenmanı olabilir, yol yarışı olabilir, hatta gezi sürüşü bile olabilir).
Dikey sütun pedala uyguladığımız kuvveti gösteriyor (bugün piyasada olan power metreler pedala uygulanan kuvveti doğrudan ölçemediğinden bunun yerine bir devirin ortalamasını hesaplıyor); yatay sütun ise pedalın dairesel dönme hızını gösteriyor.
http://home.trainingpeaks.com/TrainingPeaks/media/Images/Resource%20Articles/Photos/quadrantanalysis-3.gif
Bu grafiğin II bölgesindeki noktalar kuvvetin yüksek olduğu (pedala uygulanan kuvvet), kadansın düşük olduğu anları gösteriyor.
Bu noktalardan en solda olanlar kadansın sıfıra yaklaştığı durum olup doğrudan pedala uygulanan kuvvetin önem kazandığı koşullar. Mesela kısa mesafeli bir yarışa başlarken bu durumla karşılaşırız. Kalkış hızlı olsun diye pedala çok yüksek bir kuvvet uygularız.
Andy Coggan yıllarca yarışları ve antrenmanları bu şekilde inceliyor. Çıkan sonuç şu: Kaslarımızdaki kuvvetin sadece %25'i bisiklette güç üretimine katkı sağlıyor.
Hatta Coggan özel bir test yaptırıyor atletlere: 45 rpm kadansla 2 x 20 dk 250 watt sürüş yaptırıyor bir de 45 rpm kadansla 5 x 5 dk 300 watt sürüş yaptırıyor.
Tahmin edeceğiniz gibi tamamen kaslardaki kuvvete dayalı bir güç üretimi. Çok düşük bir kadans (normalde 80-90 rpm kadans gerekir) üstelik Fransa Turu yarışlarındakine denk bir güç üretimi.
Doğal olarak noktalar grafiğin II bölgesinde yoğunlaşıyor. Coggan'ın tespitine göre, üretilen güce atletin kas kuvvetinin katkısı sadece %50'ye yakın. Bunun spor salonu karşılığı şu: Maksimum kaldırabileceğiniz ağırlığın (1 RM) %50'siye çalışıyorsunuz. Bu özel istinayı bir kenara bırakırsak tüm sürüşlerde kas kuvvetinin sadece %25'i güç üretiminde işe yarıyor.
Hatta şöyle bir laboratuvar çalışması da yapılmış: 2005 yılında Yeni Zellanda'da insanlara mukavemet dayanıklılık antrenmanları uygulatılmış (yukarıdaki şekilde düşük kadans, yüksek direnç). Bu antrenmanların kas kalınlığına veya kas kuvvetinin gelişmesine katkısının olmadığı ortaya çıkıyor.
Açıkçası kasların kuvvet kazanması için gereken şart düşük kadansta yüksek güç üretmekten geçiyor. Bu çok sık yaptığımız bir şey değil. Örneğin yokuşlarda bu durumla karşılaşırız. Yokuş ne kadar zorluysa kadansımız o oranda düşer ve uygulamamız gereken kuvvet o oranda artar. Bu durumlarda yukarıdaki mukavemet dayanıklılık sürüşü yaparız. Ancak böyle yokuşları bir saat boyunca çıkmayız. Veya rüzgara karşı yüksek viteste ilerlemek de benzer bir duruma örnek olabilir. Örneğin 53 aynakol, 14 rubleyle sert rüzgara karşı hızlı gitmeye çalışmak kadansın çok düşmesine, kas kuvvetine dayanır. Bu durumu da çok fazla sürdüremeyiz.
Özetle çıkan sonuç bisiklet antrenmanlarımız spor salonunda olduğu gibi bacaklarımıza kuvvet kazandırmaz ancak bisiklette yüksek güç üretmenin ana kaynağı da kuvvetli kaslar değildir. Bunu yukarıdaki türde bisiklet aktivitesi grafiklerinden kolayca görebiliriz.