Scudo Sports

Biraz da aşk ve romantizmle ilgili hikayeler ve fotoğraflar

GiDERKEN BÜTÜN YEŞİLLERİ GÖZLERİN ALDI.
HAZAN GELDİ TÜM ŞEHİR MAHZUN SARIYA KALDI

Gözlerin; Nemrut ateşi ahir zamanın ben İbrahim gibi yanmaya niyetlenmişim dalmışım gözlerine şeksiz şüphesiz, su taşıyan karıncalar ayaklarının altında eziliyor görmüyorsun onları senin gözün yükseklerde ateşe çer çöp taşıyan kuşları gösteriyorsun:'-Ne güzel kuşlar degil mi?' diye soruyorsun.Güleyim mi? Ah-u zarmı edeyim bilmiyorum.. Gülzar oluyor gözlerin biranda...

Gözlerin; Yusuf zindanı.. Bir düş görüyorum, düşümde gözlerine düşüyorum... Kendim yorumlayıp kendi düşümü beraatıma karar veriyorum çıkıyorum gözlerinden...

Kuraklık başlıyor asyanın en mahrem yaylalarında en güzel kelimelerimi kuşanmış, toynakları ateş saçan ap ak atlarla dörtnala geliyorum yeşil gözlerine doğru...
Gözlerin; Babamın ak alnı, anamın duaları kadar saf, temiz, derin...
Ben, her dem gözlerindeyim...

Gözlerin; İstanbul!! Atları denizden, kadırgaları karadan yürütüyorum.Tüm olmazları olur edenin gücüne sığınıp ve dua isteyip aksakallardan duruyorum gözlerinin önünde. "Ya sen beni al Ya da ben seni" diyorum ve bir adım Fatih oluyor o demde..

Gözlerinin peşinde devr ediyorum alemi ve zamanı, gözlerinden başlıyorum yolculuğa ve gide gide gözlerinde bitiyor yolculuğum..

Gözlerini Kars kalesinin önünde görüyorum ilk kez ve kaybediyorum sonra...Gözlerini arıyorum tüm şehirlerde en son Ankara kalesinin önünde görüyorum. Ve tüm griliğine, resmiyetine, hiyerarşisine ragmen yurt ediyorum Ankara'yı sırf Yeşil Gözlerinin kokusu sinmiş diye...

Üç kıta, yedi deniz geziyorum nicesini tahtından edip, nice toprağı mülk ediyorum gözlerin için...

Gözlerin; Cehennem. Ben yanmak için gönüllü giriyorum gözlerine.. Yanayım ki temizlensin gözlerinden ayrı geçen an'ların günahı.. Ve sonra cennet oluyor gözlerin ve ben gözlerindeyim pir-ü pak.

Gözlerin; gökyüzü ben ağ bulut bir o yana bir bu yana savrulmaktayım..

Gözlerin; tüm zamanlar boyu anlı şanlı ressamlara ilham olmuş. Bir gonca güle düşmüş çiğ tanesini resmeden ressam mutlaka yaşlı gözlerini çizmiş...Ve tüm zamanlar boyu en güzel şiirler hep gözlerin için yazılmış;

GÖZLER Kİ; BİRER NURUDUR SEN DE İLAHIN
GÖZLER Kİ; SENİN EN KATI ZULMÜN VE SİLAHIN

VUR ŞANLI SİLAHINLA GÖNÜL MÜLKÜ DÜZELSİN
SEN VURURKENDE ÖLDÜRÜYORKENDE GÜZELSİN

GÜN SENDEN IŞIK ALSADA BİNBİR RENGE BÜRÜNSE
AY SECDE EDİP ÇEHRENE YERLERDE SÜRÜNSE

HERŞEY SİLİNİP KAYBOLUYORKEN NAZARIMDAN
YALNIZ O YEŞİL GÖZLERİNİN NURU GÖRÜNSE

Gözlerin; dualarımın hedefine, şair yanımın menziline girdi bi kere artık unutmam mümkün değil...O sebeple sen iyi bak gündüzleri gözlerine, onlar artık benimdir her gece..

Türkü gözlerine yazılmış son mektuptur bu..Ne kağıdın ne kalemin ne de kelamın gücü yeter anlatmaya gözlerini...
Şimdi en manidar sükuttur gözlerin..
 
  • Beğen
Tepkiler: AydınGünaydın
Scudo
http://img174.imageshack.us/img174/8751/mavi0fd2.jpg


Söyler misin
Yaşamak için nefeslendiğim nedenim misin hala
Yoksa
Ölmek için seslendiğim intiharım mı ?

Senin yaralarını kapayan İstanbul’un
Tuz oldu benim açıklarıma …
Yetimliğim büyüdü hep ünlemsiz susuşlarında
Hiç tanımadığım insanlara açık yaralarımı Gösterebildim belki
Ve tanıdığım insanların bende açtığı gizli yaralarımı
Ten rengi cümlelerle boyayabildim …
Ama yine de
Geç kalmamak için gözlerine
Erken yaşanmışlıklarımdan bedelli mazeretler Düştüm ömrüme …
Beşinci peronda bıraktığın ölü tebessümlerinle mi
Dönecektim ben bu kente ! …
Eskiden hep dönmek için gidiyorum derdim
Şimdi gitmek için gidiyorum diyeceğim …
Hüznümü ağlatan cümlelerin yazıldığı bu şehirde
Mutsuzluğumla anılacağım hep biliyorum
Adım kadar önemli olmayacak belki de
Sırtımda taşıdığım ceset ! …
Ya da hiç bilinmeyecek …
Çığlığıma düşmesin sakın suskuların Ki bilirsin ne çok sustuğumu …
İnsan hep kendine susarmış derler
Ben sana susmuştum hep ; sen duymadın …
Suçu dünyaya atıp
Lanetler savurduğumda etrafa
Havada kalan cümlelerimi sahiplenecek kadar Cesursun demek
Yoksa haksızlığın için mi bu duruşun ! …
Keşke bu cesaretin Sevgime de meydan okuyabilseydi yüreğinde
Belki bu kadar yabancısı olmazdık şimdi Nefeslerimizin …

Bir gün ben de giderim
Ve kahraman olurum diyorum kendime
Ya döndüğümde Senin kahramanlığına yenilirsem deyip
Susuyorum yine kendime …
Biliyor musun
Gözlerimdeki kırılgan çocuk bir ağlasa
Belki bütün bir ömrün yasını tutacak …
Ki az ağlatmadım ben onuSözLer yazmak için değil ama ;
Böylesi gülmelerin şerefsizliğinde
Eğdirmemek için yüreğimi ! …
Bana en aşk yanlarımdan kırgınsın biliyorum Üstelik yorgun …
Düştüğüm kaldırımlardaki parke taşları Kadar sahipsizim
Üstüme devrilen aşkların masum çocuk yüzüyüm Bir başıma …
Önümde tek bir dönüş var şimdi Gidişlere kapalı …
Ölüme bir kala vazgeçiyorum Kahraman olmaktan …
Şehrin dar sokaklarından Kalabalık meydanlarından geçip
İnsanların yüzlerindeki kaybolmuş umudu
Onlara hatırlatabilmek adına
Kötü sözcükLer yazmaya devam ederim belki
An gelir
Senin de sarıldığın olur belkiCeketsiz şairliğime kim bilir …
Belki bir gün sen de kendini görürsün
Aynaya bakar gibi bakmadığında cümlelerime …
Haklı sevdaların kahramanından öğrendim ben Utanmadan ağlayabilmeyi …
Dökülen her damla bir çizik daha koysa da alnıma
Evet
Utanmadan ağlayabiliyorum gerçeğime …

Mavisi silinmiş denizlerden umut bekleme kaptan !
Diyorsun …
Ama unutma
Ben ki denize uzak bir kentin şair suskusuyla
Bakıyorum sana !
Sen bunu bilemezsin …
Bir kibrit çak istersen içimdeki maviliklere
Gör bak ;
Denizin rengi bir miymiş umudun rengiyle !…
 
  • Beğen
Tepkiler: AydınGünaydın
Seni Sevmek Diye Buna Derim Ben
Sensiz Sabahlara Ermek
GÜLMEK
Seninleyken Gülmek

Sensiz Ne Ağlamak Nede Ölmek Seni Sevmek Diye Buna Derim Ben
Sevdan Kucağımda Üç Günlük Bebek
Seni Sevmek Yaşamak Demek

Seni Sevmek
Yanımdan Geçerken Kuru BirMerhabayla
Başımı Öne Eğmek
KORKUM
Senden Aşk Dilemek
Sevdamı Bilmeyip Yanımdan Geçip Giderken Dönüp, Rüzgarda Uçuşan Sarı Saçlarını
UzunUzunİzlemek

Seni Sevmek Diye BunaDerim Ben
Her Yeni Gün, Yeni Bir Yangın
Her Yeni Gün, Yeni Bir VurgunYerim
SeniSevmek Diye Buna Derim Ben
Güzel Gözlerin Ömre Ömür Katar
Bunu Bir Tek Ben Bilirim

Sen BuDeli Aşka Kulak Asma
Olsun
Ben Sensiz Gecelerde Ölür Ölür Dirilirim
Her Sabah Sevginle Hayata Sarılır
Ve Her Sensiz Akşamın SonundaYıkılır Giderim..
 
  • Beğen
Tepkiler: AydınGünaydın
Bir hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan.
Ceplerimde kırık gece masalları duruyor,
Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar.

Ne yana baksam sen oluyorum,
Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar.
Kuşlar yuvalarından terk ediyor beni,

http://img139.imageshack.us/img139/3956/sepiapx1.png

Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde...
Ellerime kar diye yokluğun yağıyor,
Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor.
Yüzümde sensizliğin izleri,
Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı...

http://www.halilozturkci.com/resimler/lonelyboy.JPG

İçimden sökülen her kelime,
tekrar dönüp içime batıyor.
Ve her seferinde sana isabet ediyor.


Bir zindan karanlığı şimdi gecelerim,
Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi...
Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin,

Yavaş yavaş gidiyor benden hayat;
Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen !
Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana, sende aşkı buluyorum
Hem de ayrılığa çarpa çarpa...


Suskunlukta sesler daha çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
Yalnızlığıma esir düşüyorsun,
Bense kayboluyorum cümlelerinde.


Ve susuyorum sana, avaz avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri
Ben dipsiz bir kuyu oluyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...

Şimdi yokluğa düşüyor zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden


http://img.blogcu.com/uploads/daisy1434_susmakup2jz6.jpg

Kuytularıma sokulma, bırak bana uçurumlarımı,
Kalemimden azat et beni,
Herkes konuştuğunu yazar, bense sustuklarımı...!!!
 
  • Beğen
Tepkiler: AydınGünaydın
KEŞKE...



Teypte eski bir Cohen şarkısı: "Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim / karşılaştık bir süre sonra /‘Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana: / ‘Aşkım, ne oldu sana?’/ Böyle gerçeği söyleyince / ben de doğru söylemeye çalıştım ona / ‘Senin güzelliğine ne olduysa’ dedim, / ‘benim gözlerime de o oldu’.

***

8 - 10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi...

Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar...

Ve yenik; "keşke"li cümleler gibi...

Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı...

Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, "keşke", onun güzüne denk gelir.

Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç...

Mağlubiyetin takısıdır "keşke"...

Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.

Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.

Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte...

"Yolunu gözlemeseydim", "öyle demeseydim", "terk edip gitmeseydim", "en güzel yıllarımı vermeseydim" diye diye sızlanır gider.

***

"Keşke"nin panzehiri "iyi ki"dir.

İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir.

"Keşke", çoğunlukla bir "ahhöla kopup gelir ciğerden... esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden...

"İyi ki" ise, muzaffer bir "ohhöla büyür; cüretiyle övünür.

"Keşke"li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, "iyi ki"lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.

Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır.

Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.

Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.

O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır "keşke"...

"Şimdiki aklım olsaydı" dövünmesindedir.

Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, "Ne derler"e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.

"Keşke"cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.

"İyi ki" öyle mi ya!...

Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.

***

"İyi ki"lerinizi toplayın bugün ve "keşke"lerinizden çıkartın.

Fazlaysa kardasınız demektir.

Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara... Rüzgarlarla koştunuz ya...

"Keşke"leriniz, "iyi ki"lerden çoksa...

Telafi için elinizi çabuk tutun.

Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz "keşke" diye nemlenmesin...

Can DÜNDAR
 
  • Beğen
Tepkiler: AydınGünaydın
http://img239.imageshack.us/img239/5300/akyandilekeri1copylj0zo3.jpg


yarınlarım kaderime emanet, iyi bak onlara alın yazım
..............ben delirmeye gidiyorum ne zaman dönerim bilinmez...!

valizime ayrılıkları tıkıştırdım
en altta anılarım
yabancılık çekersem gittiğim yerde
arada bir çıkarır koklarım

kimse beni uğurlamaya gelmemiş
bu şehir beni yalnızca gülerken seviyor
sağolsun tek bir kuru ağaç var
sararıp kalmış bir iki yaprağını sallıyor

-istasyon bomboş
-raylar tespih gibi
-çekiyorum sabrımı
-birde sigaramı

kirpiklerim tutuştu
gözyaşlarım söndürmeye çalıştıkça yangını
dahada alevleniyor
külleri yüreğime yağıyor
içim dışım aşk yanığı

aşikar bir zavallılık var üstümde
devrilip düşüyorum mecalsiz bekleyişlere
elim göğsümü işaret ediyor;

http://img50.imageshack.us/img50/5683/akyandilekeri2copylq3ap8.jpg


beni bulanlar bilsinler; ayrılığa
..d
...ü
....ş
.....m
......e
.......k
böyle oluyor...!
 
Beklemek;
Bir sırra vakıf olmanın yükü altında ezilmek kadar ağırdır.
Bir kez daha bakarsın gidenlere. Bu son görüşün olur.
Sana ait olan ne varsa onlarda kalan vazgeçersin hepsinden.
Yüzünde o güne kadar ki sana en çok yakışan gülümsemen.
Ellerinde ne veda anındaki heyecan ve hasret ne de keder.
Sen bu yalnızlığı tek başına yaşarsın.


http://img528.imageshack.us/img528/6466/1smalliz1lt7.jpg

Beklemek;
Ağlamaktan yorulan bir çocuğun iç çekişi kadar hüzün vericidir.
Yüreğini yaslayacak birini ararsın. Zaman biraz daha uzar sanki.
Her yeni günü bir öncekiyle aynı yaşarsın.
Yüzünde o güne kadar ki verilen sözlerden sakladığın bir yorgunluk.
Artık hiç kimseye inanmazsın.
Sen uzun zaman önce kaybedilmiş bir iddiasın.


http://img528.imageshack.us/img528/7908/2smalloy5yb0.jpg

Beklemek;
İlk kez uçacak olan kuşun kanatları kadar hafiftir.
Asla vazgeçmezsin ve kendine ait bir hikayen olur.
Yağmurları gözlersin yere düşen yaprakları.
Soğuk habersiz gelen bir misafir gibi telaşa verir seni. Ona da alışırsın.
Yüzünde o güne kadarki yaşadığın hayal kırıklıklarından kalma bir sükunet.
Son kez gözden geçirip yırtarsın adres defterini.
Sen unutulan bir şiirin son mısrasısın.


http://img528.imageshack.us/img528/2849/33smallxn0ul8.jpg


Beklemek;
Beğenerek okuduğun bir kitabın son sayfasına gelmek kadar heyecan vericidir.
Adını hatırlatmaya yarayacak bir hayatın olur.
Hayallerini sırayla terk eder ve her gece uykuya belki güzel bir rüya görmek için yatarsın.
Yüzünde o güne kadar ki umutlarının son çığlığı.
Açılan her kapının ardındaki boşluk bıktırır seni.
Sen yanlış adrese gönderilen bir mektup kadar uzaksın.


http://img528.imageshack.us/img528/8284/4customlp0np8.jpg


Beklemek;
Ayrılık anında söylenilen sözler kadar akılda kalıcıdır.
Arkanı döner ve içindeki çocuğa bir şans daha tanırsın.
Kopan her fırtınada bir ayna kırılır içinde.
Yüzünde o güne kadar ki mutluluklarından çoğalttığın bir teselli.
Ellerini güçlükle cebine sokarsın.
Sen fotoğraf albümünün sayfaları arasında kalan bir hatırasın.


http://img528.imageshack.us/img528/9329/5customgh2ub2.jpg


Beklemek;
Yetim çocuklar gibi kimsesiz kalmaktır. Her gün içini ısıtacak bir yakınlık ararsın.
Ağaçtan kopan son yaprak da düşer yere. Gözlerin ufka bakmaktan yorgun kendi haline ağlarsın.
Yüzünde o güne kadar ki yaşadığın kederlerden bir çizgi.
Adımlarını anlamsızca atarsın.
Sen deniz kenarında kumların üzerine yazılmış güzel bir söz kadarsın.


http://img528.imageshack.us/img528/4682/6customet8ac7.jpg


Beklemek;
Belki de dipsiz bir kuyuya taş atmaktır. Ne bir ses gelir kulağına ne de sen bir ses ararsın.
Belki biri daha gelir yanına ve onunla derde yanarsın.
Yüzünde uzun zamandır beklediğin haberlerin sevinci. Artık kendine daha yakınsın.
Sen bilinmez bir geleceğe atılan ilk adımsın.


http://img528.imageshack.us/img528/9318/7customhp9in8.jpg

Beklemek;
Bir müjdeye yüreğini yatırmaktır. Herkes gelip geçer yanından ama sen kalırsın.
Ardından seni anlatan bir şiir yazılır. Omuzlarındaki yük kalkar kuş gibi dallara konarsın.
Yüzünde seher vakitlerine aşina olmanın ışığı. Yaşadığın mutluluğu anlatacak bir dost ararsın.
Sen kırkikindi yağmurları sonrasında rengarenk açan bir gökkuşağısın.


http://img528.imageshack.us/img528/620/8custompu3kz0.jpg

Beklemek;
Güneşin doğuşuna şahit olmaktır. Bir nehir kenarına uzanır ve gökyüzüne bakarsın.
Bulutlar el sallar uzaktan. Herkesin unuttuğunu sadece sen hatırlarsın.
Yüzünde asırlık çınar ağaçlarının gölgesinden kalan bir serinlik.
Artık bütün hatıralarda ismine rastlanır.
Sen bir çocuğun rüyasındaki Zümrüdüankâsın.

http://img528.imageshack.us/img528/7281/9customrj7pj9.jpg


Beklemek;
Geç kalınan bir hayata yeniden başlamaktır.
İçindeki bütün pişmanlıkları atar arkadan gelenlere yer açarsın.
Tutar itiraz kaydı düşersin sonradan yaşanacaklara.
Yüzünde yeniden okunmuş bir ayetten işaret.
Anlatılan bütün mazeretlerin kabul edilecek yanları vardır.
Sen yeni doğan bir bebeğin nefesindeki sıcaklık kadar cana yakınsın.


http://img528.imageshack.us/img528/9678/10customkn4ub9.jpg
 
Is/Sızımdın sen . . .


Köhne bir aşkın kırıklarını toplarken bulmuştum seni.
Ve seni bulmuşken tam da , kendimi kaybetmiştim sende. Yüreğine yaslanmıştım küçücük yüreğimle.
İmkan/Sızımdın sen. . .
Sızımdın, imkansızdın .


Geldiğinde yağmur vardı , ıslaktım.Düşlerime kelepçelenmiştim.D/üşüyordum.
Yağmur vardı. . . Islaktım.
Bir sızının tam ortasındaydın sen. . . ıs/Sızımdın...


Herkesten uzakta dinlendiğim bir liman gibiydin.Düşler ülkesine giden gemilerim senden kalkardı hep... Düş'tün , düş'tük. . .


Yoksun şimdi . . .
Aslında varoldun mu hiç bilmiyorum.O kadar yakınsın ki bana ama o kadar uzaksın ki aslında. . . Çelişki kuyusuna düşmüş bir özlem galiba benimkisi...


Rüya gibiydin . . . Yaşarken gerçektin.Uyandığımda anladım düş olduğunu . . .
Rüya gibiydin . . .
Hayra yormak istediğim bir rüya . . .


Is/sızımdın sen. . .
Issızdın.
Yüreğin yakındı bana bilirdim.
Ama uzak-tı adın.


Issız(ım)dın.
Ve bilirim hep ıs/sızım kaLacaksın . . .
 
Zamanlar
Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardı.
Hatırlıyorum...

Ya önce sen vardın yürek olarak içimde
Ya da aşk vardı önce
Gelip içimde kestiğin
Hatırlamıyorum...

Ben imkansıza dudak bükerdim
Sense halime gülerdin...
Olsun! O günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Biraz içliydim
Doğrusu en çok da
Kelebeklerin kanadına işlediğin
Aşkından dertliydim...

Ama o zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen
Zamanlardı
Aşk dediğin belki de
Geceye veda etmeyen bir ay’dı...

Türküler saklardın derinlerinde
Sazından kaçak...
Bilmezdin.
Ben görürdüm duyardım da
Sen bir kez olsun söylemezdin
Korkularını zaten
Kimselere vermezdin...
Ve böylece
Sen yağmura
Yağmur benim gözlerime hasret
Yaşardık...

Heyhat!
Hep ama hep
O imkansıza takıldın da sen
Ve belki de bu yüzden
Aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden:
Ben ağlardım gözlerim gülerdi...
Sen gülerdin gözlerin susardı...

Şimdi ben
O zamanların renklerini unuttum.
Belki mavi, belki sarı, belki aktı...
Hatırladığım tek şey
Güneşle yıldız arkadaştı...

Bilenler bilirdi
Çok sevmiştik biz
Çok!
Ben gönlümden
Sen dilinden...

Ben unutsam da şimdi
Sen hatırlarsın.
Sesinde ufacık bir hüzün olsa
Ya da acıtan bir özlem gözlerinde
Bembeyaz gecelerinde gelirdim sana bu şehrin...
Gelirdim... Gönlümden...
Ve sen
“Hoş geldin" derdin
Dilinden....
Kocaman bir çocuktum o zamanlar
Belli!
Dil nedir, gönül ne?
Anlamını bildiğim
Şüpheli!

Şimdi söyle bana!
Kaldıysa geriye ne kaldı?
Tek tarafı hesaplı bir sevda
Niyeti bozuk bir dava
Bir de
Sadece dağlara caka satan bir sema...

Ama ben bunların hepsini sevdim.
Şaşacak bir şey yok!
Dedim ya... Ben
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardan geldim...Sonraları
Belki de hiç gülmedim
Ve sen
Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu
Hiç bilmedin!
 
"Güneşin ufka değdiği yer
Oraya git ama yine gel
Döneceksin diye söz ver!
Böylesi hepsinden güzel,,
Git özlet kendini yine gel..."


Öyle ulaşılmaz ki uzaklığın!Bir hevesle yola çıkıp koşar adımlarla devam edince vuslata doğru,elini uzatsan tutabilicekmişsin gibi gelse de...


Kocaman okyanusların bitmek bilmeyen sınırsızlığı kadar uzun sana çıkan tüm yollar...



Durmalı öyleyse! Beklemeli! Umutla,hevesle beklemeli ....
Gittiğin yer uzak..Uzaklığın ulaşılmaz..


Ve işte o ulaşılmazlığın...Vazgeçilmez!!
Dursam öyleyse..Beklesem..


Umutla hevesle beklesem...Döner misin!
Bir söz çıksa dudaklarından...


özlesem..özlesem..Daha çok daha da çok özlesem..
Gelir misin...


"Dinle uzaktan.çalan şarkı hicazdan,,
Yaktık seninle biz bir yangını yeni baştan!
Dinle uzaktan,küllerin arasından,
Madem herşey biter,yine başlar yeni baştan.."


Geldiğinde yine sen mi olursun yanımdaki....


Uzaktan gelenler,hani çok uzun zaman görmeyipte yanında olanlar hep bir parça değişmiş gelir ya bekleyene!


Burnumda tütmene nedne olan bu özlem değiştirmiş midir bendeki seni!


Yine yeniden tutuşmaya başlayan bir alev harlar mı aniden...


İçin için yanıp dumanları tüterek,küllerinin arasında soğumak değil midir kader..
Yeniden başlasada bir avuç sudur bitimleri..
Bir söz çıksa dudaklarından..


Tutuşsam..Yansam..Sonra tekrar soğusam..
Yine başlar mısın yeni baştan...


"Bana ne olur ellerini ver,
Gideceksin ama yine gel...
Döneceksin diye söz ver..."


Verdiğin sözler çınlarken kulaklarımda,
Bir zamanlar hayatımın gerçekleri ilan ettiğim herşey 'aslında hepimiz birer yalandık' diye konuşurlarken büyük harflerle zihnimde...


Korkuyorum!
İçimdeki bu derin korku geçene kadar,benliğimi saran tüm bu karabasanlardan kurtulana kadar,tutar mısın ellerimden..


Ellerini verir misin sanki hala benimlermiş gibi!
Bir söz çıksa dudaklarından...


Aldansam...İnansam..Sonra korksam ama çok korksam..
Gideceksen bile yine gelir misin...


Gelsende aslında sen bu kadar beklemeye değer misin!!!
 
http://img218.imageshack.us/img218/7125/01rx7.jpg


Kadın adamı çok seviyordu...
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
"Beni seviyor musun?"
"Evet" dedi adam...
Güneşini ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına...
"Beni seviyor musun?"
"Tabi" dedi adam...
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
"Beni seviyor musun?"
"Elbette" dedi adam...
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi.
Bir oldular tek oldular adamla.
"Beni seviyor musun?"
"Biliyorsun" dedi adam...
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
"Beni seviyor musun?"
Aşağılara baktı adam zirveden.
Başkalarını gördü
Sustu adam...


http://img218.imageshack.us/img218/413/02vw4.png


Ağladı kadın...
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam...
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam...
Sordu yine usulca kadın
"Beni mi seviyorsun?"
"Onu da seviyorum seni de" dedi adam...
Sustu kadın...
Verecek bir şeyi kalmadığında...
"Senin yüreğine ihtiyacım var" dedi adam
Başkasını sevebilmek için...
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam...
"Beni sevmiyor musun?" dedi adam.


http://img218.imageshack.us/img218/2189/03kh2.png


Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı...
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Yazman
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet.
Yüreğini elime koyduğunda anladım...

'Sana ihtiyacım var, gel! ' diyebilmekmiş güçlü olmak.
Sana 'git' dediğimde anladım...

Biri sana 'git' dediğinde, 'kalmak istiyorum' diyebilmekmiş sevmek.
'Git' dediklerinde, gittiğimde anladım...

Özür dilemek değil, 'affet beni' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak.
Gerçekten pişman olduğumda anladım...

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş.
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış.
Yüreğimde bulduğumda anladım...

Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi.
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım...

Sevgi emekmiş.
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...




hoş geldin selay ;)
 
  • Beğen
Tepkiler: Selay Yaman
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar
bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı
belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece
sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır
yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir
ayrılık gizlendiğine
belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci
dereceden failidir"
denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini
tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim
uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
etmiş olmasalardı eğer!!
 
Zamanın dövdüğü bir hüzün ustasıyım ben…
Kelimelerim tuğla tuğla...
Her satırbaşında turuncu intihar hissi...
Aklım, dilim, cümlelerim hep geçmişte…
Geçmiş geçmiş de…
Ben geçemiyorum ki…
Bazen duruyorum yürüdüğümüz bir yerde…
Ayaklarımız diyorum, bir ara aynı anda buradaydı…
Beraber bastık bu toprağa…
Sahi var mıdır o günden bugüne kalan bir toprak zerreciği?
Tuhaf tutsaklığımın, her şeyden sen çıkarışımın şahidi kalmış mıdır etrafta?
Bu bardaktan su içmişti…
Bu sandalyede oturmuştu…
Bu bankanın önünde buluşmuştuk ilk kez…
Hiç gözümün önünden gitmiyor, çimlerin üstüne denk gelmiş tavla maçımız…
Elimizde soğumuş kahveler, tadı bizden önce kaçmış kekimiz…
Ve ikimiz de aynı anda mars olduk kıra kıra birbirimizi…
Bir Allah'ın pulu durduramadı bizi...
***
Gidişine türlü anlamlar yükledim…
İstesem kalırdın…
İstesen kalırdın…
Gözyaşımdan düğümler attım açılması zor olsun diye umudun…
Ama sevdim yine de…
Seninle alakalı ne varsa sevmeye devam ettim…
Son buluşmamızı sevdim…
Tam giderken, beni elimden tutup çeken seni sevdim…
Sarılmamızı sevdim…
Arkama dönüp bakamamayı…
Bizim oturduğumuz masada oturan mutlu çifti sevdim nargilecide…
Ne olur hep böyle kalın dedim… Ne olur…
Bir yıldönümü gününde, engel olamadım kendime yoldan döndüm...
Sen olmasan da sana giden yoldaydım, hatta birazdan evinin önünde…
Ağlayarak söndürdüm yeni yasımın mumlarını…
Kutlu olmadı ama!..
***
Biliyorum biz geçtik sevgilim…
Bizden geçti…
Başka hayatların insanlarıyız artık…
Başka umutların…
Başka adam…
Başka kadınların…
Tamam da, silebilir misin yaşadıklarını?
Boyayabilir misin siyahla neşeli günlerimizi?
Çıkarıp yüreğimi, kanımın söndürdüğü ateşlere atabilir misin, yangında ilk kurtarılacakken…
Yıllar sonrasına yatırılmış acılarımız var artık karanlık mahzenlerde…
Beklenmedik bir karşılaşma anında…
Bir havaalanında…
Bir tesadüfler garında...
Bir kafede…
Ya da sinema çıkışında kim bilir..
Birbirine bakan şaşkın gözler…
Belki evlenilmiştir, belki çoluk çocuk duvarı örülmüş, anıların üstüne beton dökülmüştür…
Işık mı en hızlıdır, ses mi kıyasında; açık farkla galip gelir o anda, hiç hesapta yokken acı…
Acı hızlıdır acı…
Yaşananlar bir çırpıda, dirhem dirhem koparır etini…
Ama ne çare; gurur engel olur…
Giyilen sahte mutluluk elbisesinin düğmeleridir tebessüm…
Boğazın düğümlenir…
Soğuk bir merhabadır dildeki…
Ama öpmek, içine çekmek istersin dudaklarından hasretini…
"Devam etseydik, tüketseydik bu kadar güzel olur muydu" gözlerinde birikir...
“Neden yok ettik birbirimizi” ağzına gelir…
Susarsın, öfken hükmen mağlup olur sevdana…
Üşürsün…
Çok üşürsün…
Gidene, kalana, mizahı olmayan haline üşürsün…
Öyle ki…
"Karda donmak üzeresin(dir)…
Uyumak tatlı geliyor(dur) ama…
Sen öldüğünün farkında değilsin(dir)"
 
Yoksun... umurumda bile değil
Başucumda resmin hala duruyor
Yoksun... defterimdeki yazın hiç silinmedi
Eşiğimdeki ayak izin, hergün gelişin
Gözlerimce gidişin hiç bilinmedi.

Varsın böyle geçsin yabancı günler
Varsın canımı yaksın yine yalnızlık
Seninle doluyken baktığım dünler
Yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık.
 
  • Beğen
Tepkiler: Selay Yaman
Hepsi Birbirinden Güzel Paylaşım Veren Tüm Arkadaşların Eline Sağlık Teşekkürler
 
@oktay tiryakioğlu

hmm. Çok hoştu. Benim de severek dinlediğim bir parça olur kendileri. Paylaşıma mersi efm.
 
  • Beğen
Tepkiler: Mert Bağcılar
Geri