Selay Yaman
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 21 Aralık 2007
- Mesaj
- 677
- Tepki
- 846
- Şehir
- İstanbul
'EĞER' Değil, 'ÇÜNKÜ' Değil, 'RAĞMEN' Sevin
Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış bu yazıyı.
"Dunyada sevilmek istemeyen kisi yok gibidir "diye başlıyor. Ama sevgi nedir?, nerede bulunur?, biliyor muyuz?" diye soruyor. Sonra anlatmaya başlıyor... Sevgi üç türlüdür.
Birincinisin adı 'Eğer' türü sevgi.
Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar. Örnekler veriyor: Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eger başarılı ve önemli kisi olursan, seni severim. Eger eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.
Toyotome en cok rastlanan sevgi türü budur diyor. Karsılık bekleyen sevgi. Yazara göre evlilikle rin pek çoğu 'Eğer' türü sevgi uzerine kuruldugu icin cabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gercek hallerine degil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar.
İkinci tur: 'Çünkü' türü sevgi...
Toyotome bu tur sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey oldugu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptigi icin sevilir. Baska birinin onu sevmesi, sahip oldugu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum . Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum . Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum . Çünkü bana o kadar güven veriyorsun. Seni seviyorum .
Biri dışa gösterdikleri ,öteki yalnızca kendilerinin bildiği. İnsanlar sandıklari kişi olmadigimizi anlar ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar.
Ikincisi de ya günün birinde değisirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa endişesidir.
Japonya'da bir temizleyicide çalısan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı aynı kentte oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemisler, artik çirkin olan kızlarını. Sahip oldugu sevgi, sahip oldugu güzellik temeli üstüne kurulmuş olduğundan bir günde kaybolmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamiş. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş...
Japon yazar toplumlar daki sevgilerin çoğu 'Çünkü' türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür diyor. Peki o zaman, gercek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve iste sevgilerin en gercegi:
Üçüncü tür sevgi: 'Rağmen' ...
Bir koşula bağli olmadığı icin ve karşılığında bir sey beklenmediği için..
Eğer türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için 'Çünkü' türü sevgi de değil.
Bu üçüncü tür sevgide, insan Bir şey oldugu icin degil, Bir şey olmasina rağmen sevilir. Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına Rağmen sever. Asil, yakışıklı, zengin delikanli da Esmeralda'ya cingene olmasina ragmen tapar. Kisi dünyanin en cirkin, en zavallı, en sefil insani olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir.
Her seye rağmen sevmek... sevilmek ya da...
Gercekten de güzel ve özel... "Çünkü" ye ve "Eğer" e gerek kalmadan. ..
Alıntı...
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış bu yazıyı.
"Dunyada sevilmek istemeyen kisi yok gibidir "diye başlıyor. Ama sevgi nedir?, nerede bulunur?, biliyor muyuz?" diye soruyor. Sonra anlatmaya başlıyor... Sevgi üç türlüdür.
Birincinisin adı 'Eğer' türü sevgi.
Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar. Örnekler veriyor: Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eger başarılı ve önemli kisi olursan, seni severim. Eger eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.
Toyotome en cok rastlanan sevgi türü budur diyor. Karsılık bekleyen sevgi. Yazara göre evlilikle rin pek çoğu 'Eğer' türü sevgi uzerine kuruldugu icin cabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gercek hallerine degil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar.
İkinci tur: 'Çünkü' türü sevgi...
Toyotome bu tur sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey oldugu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptigi icin sevilir. Baska birinin onu sevmesi, sahip oldugu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum . Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum . Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum . Çünkü bana o kadar güven veriyorsun. Seni seviyorum .
Biri dışa gösterdikleri ,öteki yalnızca kendilerinin bildiği. İnsanlar sandıklari kişi olmadigimizi anlar ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar.
Ikincisi de ya günün birinde değisirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa endişesidir.
Japonya'da bir temizleyicide çalısan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı aynı kentte oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemisler, artik çirkin olan kızlarını. Sahip oldugu sevgi, sahip oldugu güzellik temeli üstüne kurulmuş olduğundan bir günde kaybolmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamiş. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş...
Japon yazar toplumlar daki sevgilerin çoğu 'Çünkü' türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür diyor. Peki o zaman, gercek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve iste sevgilerin en gercegi:
Üçüncü tür sevgi: 'Rağmen' ...
Bir koşula bağli olmadığı icin ve karşılığında bir sey beklenmediği için..
Eğer türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için 'Çünkü' türü sevgi de değil.
Bu üçüncü tür sevgide, insan Bir şey oldugu icin degil, Bir şey olmasina rağmen sevilir. Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına Rağmen sever. Asil, yakışıklı, zengin delikanli da Esmeralda'ya cingene olmasina ragmen tapar. Kisi dünyanin en cirkin, en zavallı, en sefil insani olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir.
Her seye rağmen sevmek... sevilmek ya da...
Gercekten de güzel ve özel... "Çünkü" ye ve "Eğer" e gerek kalmadan. ..
Alıntı...
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)