Teknolojinin her alandaki yadsınamaz gelişmesinin, bisikletlerimiz de dahil olmak üzere hayatımızın her anına nüfuz etmesine sadece seyirci kalacağız. Ve buna karşı duramayacağız. Şu anda olduğu gibi, klasikler hep ilgi çekecek fakat yeni müşteriler, yeni donanımlarla dolu yeni bisikletlere yönelecekler.
Bir çok kişi teknolojinin getirdiği nimetlerle donanmış olan yeni nesil bisikletleri, yeni nesil ekipmanları tercih edecek ve bunda haklı da olacaklar. Yüksek teknolojinin çok faydasını göreceğiz. Görüyoruz da. Zaman karşısında kazanan tek şey teknolojidir. Yüksek teknoloji, üretim maliyetleri düşene kadar yüksek meblağlarla piyasaya girer ve her yeniliğin gün gelir orta seviye kullanıcılara hitap edecek kadar fiyatı düşer. Bu her zaman böyle olmuştur.
Yüksek teknoloji ürünler, kullanıcısına kazandırdığı zaman ile kendi maliyetini genellikle telafi eder.
Bisiklet teknolojisinde yapılan tüm iyileştirmeler ve gelişmeler hepimiz tarafından hoş karşılanır, isteriz, takip ederiz, beğeniriz. Ama bazen tercih etmeyiz. Eski teknolojinin hala kullanılabilir olması, bakım, işletme, sürdürülebilirlik ve kolay parça temini gibi işlevselliği nedeniyle tercih sebebi olabilir. Seçme hakkımız vardır ve seçeneklerimiz de çoktur. Fakat her kullanıcı bir değildir ve teknoloji gelişmektedir.
Şu anda pahalı olan, bakım maliyetleri yüksek olan, ağırlık nedeniyle genellikle tercih edilmeyen hd fren teknolojisi, bazılarımız için konfor sunar ve beğeniyle karşılanır. Bazılarımız zaten sadece yolda sürecektir ve yeni olan ne varsa onu sevme, alma eğilimindedir.
Şu anda bazı arabalarda kullanılmakta olan radar/sonar sistemiyle çalışan otomatik hızlanma/frenleme teknolojisinin bisikletlerimizde olmayacağını kim iddia edebilir? Hızlanma kullanıcıya bırakılır ve önümüze çıkabileceği tahmin edilen bir engeli önceden sezinleyip fren yapması için sürücüyü uyaran veya önceden girilmiş olan komuta uygun olarak freni de kendisi yapan akıllı bisikletler neden hayatımıza girmesin?
Dünyamız üzerinde teknolojinin önüne geçecek hiç bir şey yoktur, içine girmeyeceği hiç bir delik yoktur. İnsan hayatını uzatan şey de bu teknolojidir, sonumuzu da getirecek olan da yine bu teknoloji olacaktır. O halde teknolojiyi istersek kabul edelim, istersek kabul etmeyelim. Bu bizim hayatımızın bir parçasıdır. Parçamızdan çok daha fazlası olacaktır. Her türlü yeniliğe açık olmakla beraber, eski nesil ürünleri kullanmaya da devam edecek bir kesim her daim olmuştur, olacaktır. Ama gitgide azalacak ve klasik olarak, antika olarak anılacaktır.
Hd frenlerin ağırlığı, bakım maliyetleri, ısınması gibi sorunlar da elbette aşılacaktır. Hatta belki de aşılmıştır aslında. Kablosuz fren teknolojisi şu anda test aşamasındadır. Bildiğiniz fren teli yok bisiklette, tamamen kablosuz. Vites sistemi de zaten değişiyor. Vitesleri zincirsiz ve frenleri kablosuz bisikletler geliyor. . Kim önünde durabilir ki teknolojinin ?
Kıyamete kadar durmaksızın gelişmeye devam edeceğiz. Bir gün hepsi son bulacak. Ama o zamana kadar tüm dünya teknolojileri her 6 ayda hızını ikiye katlamaya devam edecek. benim hesaplarıma göre şu anki hız bu.