Scudo Sports

Şu an içinizden ne geçiyorsa yazın

15 temmuzda rahmetli kedim homurdanarak balkondan içeri girdi. Anlamsızca gürültülü şekilde uçaklar geçmeye başlamıştı. Daha güneş batmamıştı ve sabaha kadar internet hiiiç kesilmedi ve ne hikmetse tıvaytır daha o zaman x olmamıştı ve tıvaytır zebaha kadar son sürat aktı. Ev gazi meclise 1200 metre uzakta olunca, 4 kez atılan bombalarla sarsıldık. 2 kere de annelerine saygılarımı ilettiklerim ses hızını geçince salavat getirmeye başladım. Sabaha kadar izmirdeki valideyle konferans halindeydik, GSM hatları şakır şakır çalıştı.

Gün ışığı, son patırtılardan sonra sakinledi. 2 helikopterin de sesi gelmişti saatlerce. Yaklaşık 3 ila 4 ay helikopter sesinden rahatsız oldum.

Kedim, kızım, pıstı bir yere söylenip durdu.
 
Scudo
aydınlandım yine. Doğru sayın @hamlet2006 , birleşik olacak.
@mcanerg anlam belirsizliğini gidermek için ayrı olması gerektiğini anlatmış, tamam demişsin. Sonra gelmişsin bana birleşik olacak demişsin. Ben bir garip kediyim ne istiyon benden.
 
  • Hahaha
Tepkiler: Cemal Ç.
@mcanerg anlam belirsizliğini gidermek için ayrı olması gerektiğini anlatmış, tamam demişsin. Sonra gelmişsin bana birleşik olacak demişsin. Ben bir garip kediyim ne istiyon benden.
Senin iyi olmanı istiyorum. Ama her zaman mutlu olmanı istemiyorum.
Bisikletin üzerinde kan ter içinde sürmeni istiyorum. Havanın 45 derece ve güneşli olmasını istiyorum. Hatta %13 tırmanmanı istiyorum. Anlıyor musun beni.
Hiaaaaa...1382.jpg
😆😆😆
 
Kediyim ulen ben
Kedilerde uçaaarr, durmaz yerinde.
Çöker sprintlerin, gidemezsin ileeeri... 🎼
Cemal Allah belanı versin. Lan ne alaka bu şarkı? Kedinin kanadı mı var?
Olsa uçar mı???
Mitolojik hayali canlılar var öyle...
Kedi değildir o...
Kedidir kedi...
Ne alaka lan...
Veee perde! 😁

Sözetmişken hatırlayalım babayı. 😌
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy ve Awacs7n
Kedilerde uçaaarr, durmaz yerinde.
Çöker sprintlerin, gidemezsin ileeeri... 🎼
Cemal Allah belanı versin. Lan ne alaka bu şarkı? Kedinin kanadı mı var?
Olsa uçar mı???
Mitolojik hayali canlılar var öyle...
Kedi değildir o...
Kedidir kedi...
Ne alaka lan...
Veee perde! 😁

Sözetmişken hatırlayalım babayı. 😌
Kuruvasanı kese yoğurduna bandırıp mı yiyon, nediyon gene?
 
  • Hahaha
Tepkiler: Cemal Ç.
Keşke hiç söylemeseymiş, rezil etmiş şarkıyı.
 
Koray Birand diye bir fotoğrafçı var, belki tanırsınız. Büyük giyim markalarının reklam kampanyalarını çekiyor. Kendi Youtube kanalı da var. Zaman zaman da teknoloji yayıncılarıyla ortak yayınlar falan yapıyor.

Geçen gün bir söyleşisine denk geldim, yaklaşık 2 yıl kadar önce yapılmış. Orada gençlere öğütler veriyor. Söyleşinin başında klasik "Ben sıfırdan geldim, bulunduğum noktaya tırnaklarımla kazıyarak geldim" muhabbeti... İlerleyen dakikalarda ağzından kaçırdı. Meğer bunun babası ODTÜ'nün eski rektör yardımcısıymış. Sonra yine "Aselsan'ın, Roketsan'ın, savunma sanayi firmalarının bütün tanıtım işlerini ben çekiyordum" dedi.

Ben de dedim ki "E tabii Aselsan'ın işlerini rektör yardımcısının oğlu çekecek, sen-ben çekmeyeceğiz." Keşke biz de böyle sıfırdan gelebilseydik :)
 
Forumda uzun zamandır varlığını göremediğimiz eski üyeler nerelerde? Umarım sağlıkları sıhhatleri yerindedir. @Spartiat @sccetin @Murat B. yani gelen onlar oldu ama illa k profil fotoğrafından hatırladığımız aktif üyeleri göremez olduk. Özellikle Barış abi "bisiklet önerileri" bölümündeki yardımlarını es geçmemek lazım. Serhat Çetin sessiz sedasız moderatörlük yapıyor olsa da konuları ve sürüş deneyimleri güzeldi bu ara stravada koştuğunu görüyorum galiba yurt dışında. Murat B. ise o kadar zaman oldu ki görmeyeli. Yazarken aklıma geldi @bisiklethobimiz çok takdir ettiğim birisi turları gezmenin ötesinde bir amacı doğrultusunda yapıyor keza yine kendisini arada stravada görüyorum. @mariokaldato Raşit abi arada bir instagramdan görüşüyoruz o kadar kalıyor. Pandemi sonrası bir türlü işleri rast gitmedi hayat yordu harcadı kaldato'yu.

Bir yerde sebebi belli aslında hiç bir şeyin eski tadı tuzu kalmadı. Forum eskisi gibi tur, bisiklet teknik makaleleri ile dolup taşmasa da hala o eski tadını barındırıyor(bence). Bilgisayarımı her açtığımda baktığım ilk şey mailler, sonrasında bisiklet forumdaki bildirimlerim ve ana sayfadaki ilgimi çeken konular oluyor. Zaman zaman bazı konuların altına yazıyorum tam "cevapla" diyecekken tüm yazdığımı siliyorum sadece okuyup geçiyorum bu durum sadece forum için değil çeşitli platformlarda da var.


Koray Birand diye bir fotoğrafçı var, belki tanırsınız. Büyük giyim markalarının reklam kampanyalarını çekiyor. Kendi Youtube kanalı da var. Zaman zaman da teknoloji yayıncılarıyla ortak yayınlar falan yapıyor.

Geçen gün bir söyleşisine denk geldim, yaklaşık 2 yıl kadar önce yapılmış. Orada gençlere öğütler veriyor. Söyleşinin başında klasik "Ben sıfırdan geldim, bulunduğum noktaya tırnaklarımla kazıyarak geldim" muhabbeti... İlerleyen dakikalarda ağzından kaçırdı. Meğer bunun babası ODTÜ'nün eski rektör yardımcısıymış. Sonra yine "Aselsan'ın, Roketsan'ın, savunma sanayi firmalarının bütün tanıtım işlerini ben çekiyordum" dedi.

Ben de dedim ki "E tabii Aselsan'ın işlerini rektör yardımcısının oğlu çekecek, sen-ben çekmeyeceğiz." Keşke biz de böyle sıfırdan gelebilseydik :)
İçeriklerini genelde takip ediyor olsam da hiç bir zaman en alttan sıfırdan geldiğini düşünmedim ki yazdığınız gibi keza kendisinin aktardığı gibi o da gelmemiş. Mesela bu ekran kartı inceleme videosu hoşuma gitmişti. Çünkü ülkede yada youtube da bu tarz grafik işlemcilerinin sadece oyun üzerinden fps vs gibi inceleyip geçiyorlar. Bu adam steamde 1-2 oyun içeriğini de kendisi yapıp paylaşmıştı onlarda, render yaparken ki sürelerinde falan da inceliyor ondan hoşuma gidiyordu. Koray Birand 'ı görünce aklıma hep Casey Neistat geliyor ki sıfırdan başladım durumu varsa bu adam için geçerli olabilir.
 
Koray Birand diye bir fotoğrafçı var, belki tanırsınız. Büyük giyim markalarının reklam kampanyalarını çekiyor. Kendi Youtube kanalı da var. Zaman zaman da teknoloji yayıncılarıyla ortak yayınlar falan yapıyor.

Geçen gün bir söyleşisine denk geldim, yaklaşık 2 yıl kadar önce yapılmış. Orada gençlere öğütler veriyor. Söyleşinin başında klasik "Ben sıfırdan geldim, bulunduğum noktaya tırnaklarımla kazıyarak geldim" muhabbeti... İlerleyen dakikalarda ağzından kaçırdı. Meğer bunun babası ODTÜ'nün eski rektör yardımcısıymış. Sonra yine "Aselsan'ın, Roketsan'ın, savunma sanayi firmalarının bütün tanıtım işlerini ben çekiyordum" dedi.

Ben de dedim ki "E tabii Aselsan'ın işlerini rektör yardımcısının oğlu çekecek, sen-ben çekmeyeceğiz." Keşke biz de böyle sıfırdan gelebilseydik :)
Koray birand bayağı iyi bir fotoğrafçı onun videolarından çok şey öğrendim, liyakati yüksek. Genelde babasından da sık bahseder, ailesinin maddi durumunun iyi olduğunu da söyler acaba orada fotoğrafçılığa sıfırdan başladım çıraklıktan mı demek istedi çünkü bilkentte başka bir bölümden mezun diye aklımda kalmış. Hükümete de oldukca muhalif bir adam çünkü.
 
Koray birand bayağı iyi bir fotoğrafçı onun videolarından çok şey öğrendim, liyakati yüksek. Genelde babasından da sık bahseder, ailesinin maddi durumunun iyi olduğunu da söyler acaba orada fotoğrafçılığa sıfırdan başladım çıraklıktan mı demek istedi çünkü bilkentte başka bir bölümden mezun diye aklımda kalmış. Hükümete de oldukca muhalif bir adam çünkü.
Aselsan gibi savunma sanayii şirketlerine iş yaptım (daha doğrusu, kendi ifadesiyle 'bütün işlerini ben yaptım ve b.k gibi para kazandım') dediği dönem 2000'li yılların başı ve ortaları. Yani güç dengesinin henüz askeriyeden (laikçilerden) İslamcılara kaymadığı dönem. O dönemde babası şöyle sıfatlar taşıyan birisine, savunma sanayi firmalarının kapılarını ardına kadar açması çok daha kolay oluyor tabii:

"Tuncay Birand, ODTÜ Rektör Yardımcılığı, ODTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanlığı, ODTÜ ve Gazi Üniversiteleri Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanlıkları görevlerinde bulundu. 'TÜBİTAK Bilim Kurulu' üyesi, 'Avrupa Bilimsel ve Teknik Alanda İşbirliği (COST)' örgütünün 'Türkiye Temsilcisi, olarak görev yaptı."

Adamın fotoğrafçılığına, çıkardığı işlerin kalitesine lafım yok. Lakin karşısına geçip ondan feyz almaya çalışan gençlere "Ben süründüm, siz de sürünün" edebiyatı yapması biraz tuhaf kaçıyor çünkü anlattığı şey bu ülkenin gerçekliğiyle uyuşmuyor. Bu gençlerin, Türkiye'de işlerin nasıl yürüdüğünden, kimlerin referanslarıyla abuk-subuk adamların hangi makam-mevkilere geldiğinden haberleri var elbette ama yine de bir umut kulak veriyorlar söylediklerine.
 
200 metreden düşüp vefat etmiş ndrea tonelli, cesedine bayağı zor ulaşmışlar. adrenalin çok değişik bir tutku, o kadar değişik bir duygu ki 6500 metrelerce bisiklet sürmek bile tatmin edemiyor insanları.

Videodaki insanlardan birisi, o yüksekliklerde sürmek akıllı adam işi değil.

 
Polis, doğrusunu yapmış. İçkili taşıt kullananların gözünün yaşına bakmasınlar.
(Bisiklet, Karayolları Trafik Kanununa göre bir taşıttır ve diğer taşıt sürücüleriyle aynı sorumlulukları taşırlar.)
 
Ares ölmüş.
Şu ülkedeki koca kafalı bencil mallara anlatamadık gitti.
Ulan sığır oğlu sığırlar bu dünya sadece sizin değil.
Bunu bir insan nasıl anlayamaz
 
Ares ölmüş.
Şu ülkedeki koca kafalı bencil mallara anlatamadık gitti.
Ulan sığır oğlu sığırlar bu dünya sadece sizin değil.
Bunu bir insan nasıl anlayamaz
Köpeğin barınakta hastalık kapması Türkiye koşullarında şaşılacak bir durum değil. Steril olması gereken hastanelerde köpekler cirit atıyor. Bu köpek de denizde olduğu için barınağa götürülmüş orada hastalık kapmış. Eğer hayvanların denize girmesi makul bir şey olsa diğer ülkeler buna yasak getirmiş olmazlardı.

Köpeklerin neden sahillerde olmasının yasak olduğu madde madde sıralanmış, ben özetle Türkçe'ye çeviriyorum.

Dogs are often not allowed on most beaches for several reasons:
  1. Public Health Concerns: Dog waste can contaminate water and sand, posing health risks to humans and other animals.
  2. Wildlife Protection: Many beaches are habitats for nesting birds and other wildlife. Dogs can disturb these animals, leading to habitat destruction or abandonment of nests.
  3. Safety Issues: Dogs can sometimes behave unpredictably, posing a risk to other beachgoers, especially children. There’s also the potential for fights between dogs.
  4. Cleanliness and Maintenance: Beaches can become dirty and require more maintenance if dogs are allowed, as owners may not always clean up after their pets.
  5. Allergies and Phobias: Some people may have allergies to dogs or a fear of them, making a dog-free environment more comfortable for everyone.
  6. Local Regulations: Many municipalities have specific regulations regarding pets in public spaces, including beaches, which can vary widely.
Some beaches do allow dogs, often with specific rules in place, such as designated dog areas or leash requirements.

1 Kamu sağlığı, köpeğin girdiği suya ben girip serinlemek istemem.
2 vahşi yaşamın korunması, ki hayvan hakları konusunda duyarlı olan insanlar her zaman olduğu gibi işin bu boyutunu görmezden gelecektir.
3 güvenlik sorunu sahil gibi kalabalık insanların bağırıp coştuğu bir ortamda eğitimli bir köpek bile sıradışı davranışta bulunabilir.
4 temizlik sorunu, sahile pislediğinde bu hayvanlar havlusunu serip oraya yatacak birinin vay haline.
5 alerji ve fobi, huzurla eğlenmek için geldiğiniz sahilde bile köpeklerle muhattap olmak istemeyen insanlar olacaktır ki bu onların en doğal hakkı.

Eminim köpeğin serinleme hakkı ne olacak diyen hayvan severler olacaktır. Bahçe hortumuyla serinlesin yok eğer illa benim köpeğim yüzecek diyorsanız bahçeye havuz yaptırın imkanlar kısıtlıysa plastik havuzlar var, onu da alacak imkan yoksa beraber küvete girin.

Yalnız burada çok önemli bir ayrıntı mevcut. Medeni ülkeler sahipli köpeklerin sahiplerinin gözetiminde olduğunda dahi neden sahile alınamayacağını tartışırken biz "başıboş köpeklerin serinleme hakkı ellerinden alınamaz" minvalinde bir tartışma girdabına çekiliyoruz.

Olay bununla da kalmıyor dün Cumhuriyet gazetesi kazların serinleme hakkı ellerinden alındı diye haber yapmıştı. Geçtiğimiz sene Şile sahilinde büyük baş hayvanlar cirit atıyordu.

Arkadaşlar lütfen ya, cidden lütfen Hindistan'a, Pakistan'a değil, Japonya'ya, Almanya'ya, ABD'ye özenin.


 
Geri