- Kayıt
- 25 Kasım 2015
- Mesaj
- 4.692
- Tepki
- 19.393
- Yaş
- 57
- Şehir
- BURSA
- İsim
- MEHMET CEM SAYGI
- Başlangıç
- 1974—75
- Bisiklet
- Cube
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
"Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın" tadında bir hadise olmuşÜretim rekoru kırdığımız gün hatalı üretim olduğu için rekor primini alamadık bugünlük bu kadar dostlar
Fransa'da da bu şekilde. Ne kadar "Liberté, Égalité, Fraternité" yazsalarda üstü kapalı ırkçılık yapılıyor. 😌
Şu an Istanbuldaki göçmenleri görsen adamlara hak verirsin bence. Sonuçta adamlar bir ülke ve ulus yaratmış tıpkı bizim gibi, kuruluşta bazı ilkeleri de belirlemişler ki özgürlük eşitlik kardeşlik bence çok güzel bir slogan, buradaki eşitlik kardeşlik biraz da daha önce aristokrat sınıftan olmayanların para sahibi olup burjuva da olsa da onlarla eşit olmadığı tam anlamıyla özgür olamadığı feodal dönemden çıkışın sembolik bir reaksiyon. yoksa afrikalı biri gelsin hiç bir kurala uymasın biz de ona kardeşim diyelim dememişlerdir. Ha burada afrikalı da diyebilir ki sen bu zenginliği benim ülkemi sömürerek, en değerli kaynaklarımı elimden zorla alarak kurdun, o da o konuda haklı, Fransanın da onlara borcu var ama bizim kimseye yokFransa'da da bu şekilde. Ne kadar "Liberté, Égalité, Fraternité" yazsalarda üstü kapalı ırkçılık yapılıyor. 😌
Neden=sıkıldım. 😌ölmek sebep ister
Benim için gayet yeterli bir neden efendim. 😌bu neden değil.
ya habibi come to dubai. sıkıntın geçer.Benim için gayet yeterli bir neden efendim. 😌
Bizim kalite birimi masanın altındaki kağıt attığımız ofis çöpünü ağzı kapalı değil diye kaldırmış,
Fransa'da da bu şekilde. Ne kadar "Liberté, Égalité, Fraternité" yazsalarda üstü kapalı ırkçılık yapılıyor. 😌
Neden=sıkıldım. 😌
İngilizce bilmiyorum. 😌ya habibi come to dubai. sıkıntın geçer.
yani diyor ki, gel Sirkiyeye, hayatını yaşa.İngilizce bilmiyorum. 😌
Frankofon musun yaniİngilizce bilmiyorum. 😌
Üzgünüm, şu sıralar kendimce haklı nedenlerimden ötürü gelemem. 😌yani diyor ki, gel Sirkiyeye, hayatını yaşa.
Eşim TPM’ci olduğu için ve kariyerimizin başında birlikte çalıştığımız firmada yoğun bir TPM furyası estirildiği için profesyonel karakterim de o yönde şekillendi. Şu an iş yerindeki masamın üzerinde sadece bilgisayar ve defterim var örneğin. Masanın altında da ne keson ne çöp kovası hiç bişey bulunmaz. Açık ofiste çalışıyoruz, ortak bi yazıcı ve su sebili kullanıyoruz, yazıcıyla işim olduğunda zaten sık sık sahaya inerken yanından geçtiğim için sahaya inerken veya gelirken kullanacak şekilde ayarlıyorum. Yazıcının yanında zımbadır delgeçtir de var zaten. Eğer acil bi ihtiyacım olursa da her yazıcıya kalkışım boşa gitmesin diye sebili yazıcının yanına çektim ki yazıcı başında beklerken su içerek değerlendiririm o zamanı diye. Ayrıca da şöyle düşünüyorum; günde 13-15.000 adım kadar atıyorum gerçi işteyken ama ofiste uzun zaman geçirdiğim zamanlarda da yine arada sırada kalkmış olayım hareket etmiş olayım diyerekten her türlü ofis araç gerecini masamda özellikle bulundurmamayı tercih ediyorum.
Belli alışkanlıkları olanlar için bu alışkanlıklardan vazgeçmek zor tabi.

