"Karar Anı" diye bir kitap okuyorum. (link)
bu kitap beynin karar verme mekanizmalarını işlemiş. beyin bölgeleri var ve her bir bölgenin her bir durum için farklı tepkileri var. elbette beynin güzemleri için yeterli çalışmların sonuna gelinmedi ve bugün doğru bildiğimiz şeyler yarın bambaşka şeyler olarak doğrulanacaktır. ancak, kitaba göre bizi tehlike ile karşılaşında sadece tehlikeye odaklanmamızı sağlayan amigdala adı verilen bir bölge var.
köpek tehdit olarak algılandığında (bu bendeki durum), korkan kişi, korkuya sebep veren etkenden (bu durumda köpek) ten uzaklaşmak ister. insan bunu en hızlı kaçarak yapar çünkü böyle kodlanmıştır. bu tamamen duygusal bir durumdur.
tehditten kaçarsınız. bu insan doğasıdır. peki ya kaçamazsanız ne olur? yakalanırsınız. selden, yangından, köpekten kaçarak kurtulmanız sadece matematiğin olasılık konusu size ihtimalleri açıklar.
peki ne yapmalı?
beyinde alnın hemen orda prefrontal korteks adı verilmiş düşünce merkezi varmış. burası ise akılcı düşünce merkezi olarak adlandırılıyor. amigdalanın sağladığı panik havasını dağıtacak merkez burası. burayı kullanmak ise deneyimle mümkün. deneyim ise bilgi ve yaşanmışlıklarla ilgili.
forumdaki köpek konularını okumanızı tavsiye ederim. bir çok deneyimi okuyarak yaşamadan, karşılaşmadan okumuş olursunuz. okumuş olmak öğrendiniz, öğrendiğinizi düşünüyor olmak bildiğiniz anlamına gelmiyor.
küçüklüğümden beri köpeklerden tarifsiz korkarım. bu taytay yürümeye başladığım zamanda, emanet çocuk olarak, annem babamdan çok uzakta anneannem tarafından büyütüldüğüm evrede tohumları atılmış bir korku. emanet çocuğun başına birşey gelmesin diye, keçiler, atlar, tavuklar, koyunlar, köpek ve kediler le bir arada yaşayıp; telkinle yetiştirildim. aman atın yanına gitme ısırır ve teper; kedi tırmalar, tavuk gagalar ve tabii ki köpek ısırır. ben bu şekilde büyütüldüm. bu korkuyu yenmem için bir hayvan beslemem lazım. ama benim hayvanlardan korkum, onları sevmediğim anlamına gelmesin. her hayvanın doğası ve yaşadığı bir doğal ortamı var. köpek korkumu yenmek için bir köpeği minicik apartman daireme hapsetmeye gönlüm razı değil.
bisikletle tanıştıktan sonra benim de köpeklerle 2 hoş olmayan anım oldu. ısırılmadım. ama korktum. insanın köpek korkusu köpekleri incelemeyi ve onlardaki her ayrıntıyı gözlemleme yetisi geliştiriyor.
köpekler kuyrukları ile çok şey anlatıyor. grup gezenlerin davranışları gündüz farklı gece farklı. havlayan köpek sesten çekiniyor misal. dazer gibi köpek kovucular sağır köpeklerde ise yaramıyor. bisiklet üzerinde hala köpeklerden korkarak geziyorum ama benim korkum ansızın çıkıp beni trafikte tehlikeye itecek köpekler. bisikletten iniyorum köpek görünce. hızla kaçmıyorum. bisiklet elimde, benle köpek arasında kalacak şekilde, savunduğu bölgesinden usul usul çıkmaya çalışıyorum. grup köpekler sardığında arkamı en kötü bir elektrik direği veya ağaca vermeye çalışıyorum, alacakları çemberin içine girmemeye çalışıyorum ve askerde öğrendiğim diyaframdan bağırıyorum. hem sesi kısılmıyor insanın hem daha davudi ve güçlü çıkıyor.
köpeklerden korkmayın diyemiyorum, çünkü ben çok korkuyorum ve herkese korkmayın telkini vermek benim haddime değil ama köpekleri öğrenin.