Scudo Sports

Genç yaşta aramızdan ayrılan Bahadır Gürel'in anısına...

Yapmaya çalışıyorum demek istediğim de oydu.
Hem grup sürüşü, hem de eve dönmek için çıkmam gereken yokuşlar.

Bir süre ara vermek zorunda kalmıştım bisiklete. Onun üstüne başladım bir de.
Mesela eve çıkan son 2 yokuşta, her ne kadar olabildiğince yavaş çıkmış olsam da ortalama nabzım 176 ve 178 çıktı.
Biraz daha yavaşlasam, durup düşecektim :D
 
Scudo
Ne güzel şeyler.

Benim için pek geçerli değil malesef. Pedala bastığım gibi yokuşa başlıyorum desem yeridir. Anaerobik eşiğim olan 165bpm'yi geçmemeye çalışarak yokuşları çıkıyorum.
 
Betül hn. bir düzeltme yapmış, özel mesajla bana iletmiş ancak burada paylaşmak istedim, umarım anlayış gösterir.

@Betül özkal

Ben yazdığım yöntemi kalp ameliyatı sonrası doktorumun tavsiyesiyle tansiyon ve kilo ölçümünde uyguluyordum. Yani sabah kalkıp en uygun tansiyonu ve kiloyu bu şekilde buluyordum. Bir genelleme yaparak dinlenik nabzın da böyle olacağını varsaydığımı fark ettim. Betül Hn.'ın yazdığı daha uygun görünüyor.
 
bütün spor dalları için hatta gündelik hayat için bile nabız sayısını düşürmenin büyük faydası var.
ben de bisiklet hakkında böyle bir araştırma arıyordum.
teşekkür ederim. :in:
 
ben bu sabah uyanınca bir ölçüm yapayım dedim 44-45 gibi birşey çıktı. bu iyi mi kötü mü bir fikrim yok.
nabız saati ile yaptığım ölçümlerde antremanlarımda en fazla 170 değerini gördüm.
sizce benim nabız bölgelerim hangi aralıklar oluyor bu durumda ?
 
İsmail bey, max nabız değeriniz 170'in üzerinde olmalı. Aşağıdaki sitede max nabız değeri için kullanılabilen çeşitli formüller var.

(link)

Genellikle yaşı baz alan hesaplar bunlar. Yani çok doğru değil, böyle olması gerekir varsayımına dayalı. Benim önerim Eddie Fletcher'in yöntemini kullanarak max nabız hesabı yapmak olur. Önceki mesajımdan alıntı yapıyorum:

"Maksimum nabzı daha sağlıklı ölçmenin bizim için uygun bir yolu da, bisikleti alıp dışarıda bunu ölçmek olabilir. Şöyle: Düz bir yolda 15 dakika bisiklet sürerek ısınırız. Sonra uzun bir yokuşun başına gelip bizim için düşük bir tempoda yokuşu tırmanmaya başlarız. Ancak bir farkla: dakikada bir tempomuzu biraz daha arttırırız. En az beş dakika ya da artık daha fazla hızlanamayacağımız bir noktaya kadar devam ederiz. İşte o noktaya geldiğimizde ayağa kalkıp yokuş yukarı 15 saniye sprint atmaya çalışırız ve bu sürenin sonunda durup nabzımızı kontrol ederiz. Çıkan değer max nabzımız olacak."

Max nabız değerini bulunca, nabız bölgelerini hesaplayan bir çok site var. Benim dikkate aldığım site: (link)

Bu site, zone hesaplamada yaşı, max nabız değerini ve dinlenik nabız değerini referans alıyor. Sayfanın sonunda bisikletçi için referans olan bölgeler de var. Burada Joe Friel'in dağılımı da yer alıyor.

44-45 olan dinlenik nabzınızla ilgili olarak: Bir defa değil de bir hafta boyunca ölçüp ortalamasını almanız doğru fikir verir. Eğer bu ortalama da 45 gibi bir şey çıkıyorsa; ister genetik olsun isterse yıllarca düzenli spor yaptığınız için olsun, bu spor aktiviteleri için iyi bir gösterge. Elit spocularda bu değer 33-50 arasında ((link)). Aslında olayı şöyle tarif edebilirim. Dinlenik nabız, hiç bir hareket yapmıyorken kandaki oksijenin tüm vücuda ulaştırılması için kalbin çalışma temposunu gösteriyor.

Dinlenik nabzımız düşükse bir spor aktivitesi sırasında kalbimiz daha az çalışarak daha fazla oksijen taşıyacaktır. Bu da performansa etki ediyor haliyle. Örneğin ben bu yönden dopingliyim. Ana damarlarıma ek damarlar takıldığından kan iletim yolu genişledi; her gün damar genişletici ve kan sulandırıcı ilaç aldığımdan benim nabzım sürekli düşük seviyelerde dolaşıyor. Ama benim dezavantajım da ameliyattan sonra bugüne kadar hiç bir şekilde sınırlarımı zorlamamış olmam. Gücüm çok yerinde olsa da kalbimi zorladığımı hissettiğimde pedal kesiyorum.
 
Arkadaşlar dip not olarak şunu söyleye bilirim. Aktif sporcu olanların kalp kasları sedanter insanlara oranla daha çok gelişir ve kalp daha büyüktür. Bu nedenle sporcuların dinlenik nabızları oldukça düşük olabiliyor. Örneğin Maraton koşucularının nabızları dinlenik olarak oldukça düşük çıkabiliyor.
 
Peki düşürmek için benim yaşımda bir kişi ne kadar süreye ihtiyaç duymalı? Ve hangi tarz antrenman yapmalı?
 
Ne kadar düsürmek istediginiz yazmadiginiz kaba bir sey yazayim. Azami nabzinin %70 i % 95 i arasinda 2 ay haftada 10- 16 saat arasi antrenman ile cok miktarda düsecektir. Tabii bir yandan antrenman diger yandan icki, gece hayati ... yoksa! :)
 
  • Beğen
Tepkiler: yucel gulesenoglu
dinlenik nabız:en dinlenik hal uyanıp yataktan kalkmadan almak gerek yoksa dinlenik olmuyor...nabız bölgelerinde de aslında bazı problemler var,ama şu anki tıp bilimi bunu sunduğuna göre kabul etmek zorundayız,örnek yağ yakım aralığının çok yüksek verildiğini düşünüyorum,bu verilen aralıklarda yağ yakımından çok aerobik eşik sınırına çıkılmış gibi oluyor,iş çok basit gibi görünsede biraz karışık ve karmaşık.
 
Benim başıma gelen bir şeyden bahsetmek istiyorum. Konu alakalı olabilir de olmayabilir de, yani kesin bununla ilgili diyemem.

Ocak 2012'de kalp ameliyatı olduktan sonra Eylül 2013'e kadar hiç hastalanmadım. Yani halsizlik, nezle, grip gibi bir durumla karşılaşmadım. Kendimi daima dinç gördüm bu süre boyunca. Bu dönemde yaz-kış sürekli bisikletin başındaydım. Hatta çevremdekilere öneriyordum; hastalanmak istemiyorsanız açık havada düzenli spor yapın diyordum.

29-30 Ağustos'ta İstanbul-İzmir turuna katıldım. Tur bittikten sonraki hafta iş başı yapınca hastalandım. Doktora gidip tedavi gördüm. Bronşlarda iltihaplanma vardı ve bronşit başlangıcıydı. Bunu bir haftada atlattım. Sonra ikinci grip vakasına 9-10 Kasım'da İstanbul-Çanakkale turu sonunda yakalandım. Tur bitti, iş başı yaptığım hafta hastalandım. Bunlar tesadüf mü bilmiyorum; ama genelde söylenen şu: vücudu dinlemeden yapılan aktiviteler (overtraining) sakatlığa, hastalığa veya düşen performansa karşılık geliyor. Bunu Atilla hocadan çok sık duyarım, başka kaynaklarda da açık açık yazıyor.

Neil Pedoe de bu konudan söz ediyor. Diyor ki; nabzımızı ölçüyoruz ama nabız değişkenliğini ölçmüyoruz. Nabız değişkenliği (Heart-Rate Variability) vücudumuzun antrenman için uygunluğu hakkında çok iyi bilgi veriyor. HRV değerimiz yüksekse normal antrenman için çok iyi durumdayız, düşükse derecesine bağlı olarak ya hafif antrenman yapmalıyız ya da dinlenmeliyiz. Neil Pedoe HRV'nin işlevini ayrıntılı açıklıyor (sempatik ve parasempatik sinir sistemleri) ancak biraz detay olduğundan burada belirtmeyeceğim.

Her sabah bir dakika kadar (uyanınca yataktan kalkmadan) HRV ölçümü yapmalıyız. Önce bir hafta kadar baseline oluşturmak gerekiyor. Yani genel karakteristiğimiz nedir önce bunu belirlemeliyiz (benim çalıştığım sektör olan bilgisayar performansı incelemesinde sevilen bir terim bu). Nasıl yapacağız? Android ve iPhone'lar için geliştirilmiş bu amaçla çalışan yazılımlar var. Bir de Bluetooth destekli nabız ve ECG ölçen bant almamız gerekiyor. ((link) iyi bir yazılıma benziyor)

Sabah yapacağımız bu ölçümle birlikte, yazılım bize antrenman için uygunluk durumumuzu söyleyecek. Bu sayede overtraining dediğimiz hataya düşmeyeceğiz. Overtraining belki sakatlığa neden olmaz ama benim başıma geldiği gibi hastalanmaya veya en çok başımıza gelen düşük performansa neden olabilir. Neden performansımızın düştüğünü de bir türlü anlayamayız.

(link)
 
Yazdiklarinizin cok detayina girmeyecegim. fakat bu anlattiginiz olay, kanimca, sizin de yazdiginiz gibi dogrudan yaptiginiz turla alakalidir. Normal antrenman düzeni icerisinde, antrenman etkisini belirleyen en önemli faktörlerden birisi, aralara koydugunuz, dinlenma zamanlamasi ve süresidir. Fakat pek cok gün süren bir bisiklet seyahati, kabaca, bir yarisa benzer. Dinlenme zamanlari cok belirli degildir veya yoktur. Böyle bir turun arkasindan- ne kadar yogun bir tur oldugunu bilmiyorum- bir sürantrene durumu ortaya cikabilir. Fakat planli(dogru) antrenmanda bir sürantrene durumu söz konusu degildir. Eger bu durum ortaya cikiyorsa yapilan antrenman ve dinlenme süreleri iyi ayarlanmamistir. Diger bir etken de, acik havada yasamakla kapali yerde yasamanin canlilarin sagligi üzerindeki etkisi meselesidir. Cok kaba bir benzetme yapmak gerekirse- kendimizi bu hayvanlarla kiyaslamiyorum ama- kapali agillarda yasayan ineklerin hem hastalik oraninin yüksekligi, hem de verdikleri süt miktarinin azligi, hayvan yetistiriciliginde yeni bir cag acmis, acik agil sistemine gecilmistir. Büyük bas hayvanlar sadece üzeri damla kapli acik hava agillarinda tutulmaya baslanmistir. Bilimsel tarafini tartismak cok uzun sürer, ama kapali is yerlerinde, az hareket zorunlulugu olan insanlarin, biraz zorlama sonucu daha cabuk hastalandiklari bilinen bir seydir. Konu nabza dayali antrenman cercevesinin oldukca disina cikti ama, sporun dogru yerde ve dogru miktarda yapilmasinin önemini vurgulamak, yanlis hedefler secilmesini engellemek acisindan önemli oldugunu düsünüyorum.
 
@ihtiyar

dostum ihtiyar gerçi bende artık ihtiyarım 56 lık,,:)
gece hayatı yok çok uzun zamandır zati gece iş çalışmalarım çok önce bitti sene 1996 da ,
benim istanbulda etabım dudullu-göçbeyli antreman sahası burada 6-7-10-13 eğimler var toplam tam 50.3 km
burada pedal kesmeden sürat yaptım epey çalıştım ,en iyi rekorum 2 saat 10 dakika
ortalama 23 çıkıyor matematiksel hesap ile ,alet biliyorsun karbon hibrit ,ve 44 diş ayna kol 3 yaprak sistemi,
ben dişlilere yaprak derim,
evet şimdi 200 lira para verip watt olayımı anlamak isterdim ama,
yani rampada ne kadar watt harcadığımı ve düz yolda ne kadar harcadığımıda buna gerek görmüyorum ,
yarışlara felan girme derdimiz yok zati,
ha saat tutuyorum sadece dudullu çıkış saat 10.00 oluyor kışın ,
yazın ise daha erken oluyor saat 07.00 ,
evet burada ben hiç bi arıza yaşamadım ,
çok antreman oldu burada,
eve geldiğimde ne bel ağrısı ne de bilek ağrısı felan ,nabız saati felan asla kullanmadım kartepe etaplarında rampada ,
ve de dudullu-göçbeyli etaplarında ,
yalnız bi gerçeği sana burada hemen ileteyim son bu pazar yaptığımız dudullu-göçbeyli tempolu sürüş öncesi bi akşam öncesinde 4 tabak kıymalı makarnayı yoğurtla götürdüm ,ertesi sabah yumurtayı lor peynir ile çırptım yanına yeşil zeytin ve yeşil çay içtim tek yumurta kullanıyorum sabahları,
açıkça mtb com tr de yazılan olay bana tam uymakta ağır antreman öncesi yüzde 70 karbonhidrat deniyor diğer oranları yağ ve protein paylaşıyor evet protein bana yaramıyor ama karbonhidrat beni acaip fişekledi 6-7-10-13 eğimlerde
öyleki göçbeyliye gelirken son eğimi bile süratla aldım
ama tabi geçen seneki rekorda daha iyi idim ,
orada sağlam bi adam var idi benden 2 yaş küçük murat cağlıgil onun katılması beni acaip motive etmiş idi
2 saat 10 dakikada aldım murat bana 6 dakika fark atmış idi ,
evet bu pazar ise 18 dakika geri kaldım rekorumdan,
2 saat 28 dakika yapabildim ,
tabi ben burada daha çok çalışırım, burada en iyi derece 2 saat olursa iyi olurda,
olsa ne yazar olmasa ne yazar misali ,:)
 
@ihtiyar

mümkün olduğu kadar çok düşürmek istiyorum :D ancak şöyle handikaplarım var, devamlı olarak 2011 yılının temmuz ayından beridir bisiklete biniyorum, 2012 yılının temmuz ayından beridirde yol bisikleti temin edip şu bol molalı yavaş turları bırakıp daha performanslı turlara katılmaya başladım. daha öncesinden düzenli bir spor hayatım olmadı, 5 sene öncesine kadar günde iki paket sigara içerdim. ve bu süre içerisinde 23kg. kadar kilo verdim halen daha çok kasmasamda bi 6-7 kg. daha fazlalığım var vermek istiyorum...
ancak beraber sürdüğüm kişilerin aşağı yukarı tümünün spor geçmişleri gençliğine yada çocukluk dönemlerine kadar uzanıyor e hal böyle olunca muhakkak aramızda bir fark çıkıyor ancak bu farkı daha çabuk indirebileceğim bir antrenman metodu varmı diye merak etmiştim :) ha bu arada aşağı yukarı son 1.5 senedir her hafta düzenli spor yapıyorum hatta bunun son 6 ayına koşuyuda ekledim.
tabi bu tip kişiler ile performans turlarında ilk başlarda değişim yapmayıp her ne kadar grubun arkasında kalıp rüzgardan sakındamda nabzım çok yükseliyordu ve uzun süre bu yüksek nabzı koruyordum/koruyabiliyordum...
şimdiki durumumdan o zamana göre epey bi ilerleme var ancak yinede istediğim noktada değilim ve acaba hiçbir zamanda olamıyacakmıyım :) bu arada ocak ayında vo2 max testi yaptırmayı düşünüyorum belki daha bilimsel yaklaşıp vücudum hakkında bilmediğim şeyleri öğrenirim :D
 
  • Beğen
Tepkiler: Emrah Demirci
Anladigim kadariyla beraber bindiginiz insanlar, yarsilara katilan, bu yönde bir seyler hedefleyen insanlar. Bu durumda onlarin temposunu takip etmek cok yararli olmayabilir. En azindan belirli bir düzeye kafar kendi temposunda antrenman yaptiktan sonra onlara katilmakta yarar vardir. Bahadir Gürel' in yazinin basinda acikladigi gibi sizin onlarla beraber binmeniz, onlarin tempolarini takibe zorlamaniz kendi temel atrenman bölgenizin cok yukarisinda bir bölgeye tekabül ediyor. Ayrica ifadelerinizden anladigim kadariyla kendi fizyolojik degerlerinizi, azami nabiz, laktat esiginiz.. vs. gibi, bilmiyorsunuz. Bisiklet antrenmaninda yapilacak en büyük hatalardan birisidir bu. Bu gederleryaptiginiz antrenman düzeyini hedefiniz dogrultuunda belirlemeniz en saglam dayanaklardir. Cok dah uc bir örnek vermek gerekirse; Cancellara 2014 te süret dünya rekorunu kirmayi deneyecekmis. Bu amaci olmayan birisinin, pro bir bisikletci bile olsa Cancellara ile antrenman yapmasinin hic bir esprisi olmaz. Bu yüzden siz bir süre bu grupla antrenmani birakip daha dogru seviyelerde antrenman ile onlarin seviyesine yaklasip sonra katilirsaniz daha iyi olur. Cok yüzeysel bir aciklama oldu ama, simdi burada elimizdeki verilerin azligi dolayisiyla antrenman planlari üzerine yazismanin pek bir anlami yok! :) Basarilar!
 
yok aslında dediğiniz aşamayı geçtim, artık bende grubun başında gidiyorum hatta yarışlarada katılıyorum ancak hep onlardan daha yüksek atıyor nabzım.. ama son bir kaç gündür kendi kendime bi karar aldım kendimi daha az zorlayarak nabzımı düşürmeyi deniyeceğim tabi başarabilirsem... :) en azından 3 ay deneyip fark varmı göreceğim. bu arada uzun zaman oldu dinlenik nabzımı ölçmeyeli en son 63 dü sanırım... bu arada maksimum nabzım yaşa göre malum ancak son yarışta değerlerime göz ararken gördüm, 198 i görmüşüm ortalama nabzım ise daha bomba 182 çıkmış :) hoş ilk yarışımdaki değere göre daha insani ortalamam :D
 
  • Beğen
Tepkiler: Emrah Demirci
Cep telefonundancevaplamayi denedim , ama dogru dürüst olmadi. Simdi kisaca bir göz atalim. yarislara bile katilan, yani yamatör yarisci diyebilcegimiz bir bisikletcinin nabzinin normal kosullarda 63 olmasi olagabüstü bir durum. Bneim bile bu yasimda nabzim kis aylarinda antrenmanlari azalzttigim dönemlerde dahi 60 üzerine cikmaz. 55.56 dya kadar cikar. Subat sonunda 52-53. ve hazirana kadar 50 nin altina düse. yasim 60. Bu tabii ki hetkes icin gecerli degil. Örnegin benim büyük oglan 24 yasinda ve hala nabzi azami olarak 220 yi vuruyor. sanki yeni dogmus bebek gibi! :) Bu yüzden sizin de genel nabzinizin olaganüstü yüksek olmasi durumunu gözönüne almak zorundayiz. Fakat prensip olarak haftada 2ser 3 saatlik 4-5 kere bisiklete binen (24-25 km/h ortalama ile) her kisinin nabzi bir kacay icerisinde düsmeye baslar. Yani dinlenme nabzi düser ve aerobi esigi= laktat esigi yükselir. Ben sizin yerinize olasam hic akit kaybetmeden bu degerleri sabitlerdim. VO2 max degeri olsun, aerobi esigi olsun, hepsi biribirine bagli degreler oldugu icin, klasik bir Conconi testi ile cok dogruya yakin sonuc alarak antrenmanlarimi ona göre düzenleridim. Zaten öyle yapiyorum. Yaris gibi dertlerim olmamasina ragmen, bu degerlere bagli antrenman yapmanin getirisini her defasinda görmüsümdür. rastgele, kafaya estikce antrenman yapmak insani belirli bir düzeye getirir, ama belirli bir sinirin üzerne cikmak mümkün olmaz. Konun basligindanda anlsilacagi gibi nabiz veya FtP yi temel alrak düzenlenen antrenman planlarini takip etmek, cok daha az zaman ayirarak, daha yüksek düzeylere varmayi saglar: Jalabert' in sadece 2000 antrenman kilometresi ile ilk yarislara katildigini unutmayin! :)

Yücel bey cep telefonundan cevaplamayi denedim , ama dogru dürüst olmadi. Simdi kisaca bir göz atalim. yarislara bile katilan, yani yamatör yarisci diyebilcegimiz bir bisikletcinin nabzinin normal kosullarda 63 olmasi olagabüstü bir durum. Bneim bile bu yasimda nabzim kis aylarinda antrenmanlari azalzttigim dönemlerde dahi 60 üzerine cikmaz. 55.56 dya kadar cikar. Subat sonunda 52-53. ve hazirana kadar 50 nin altina düse. yasim 60. Bu tabii ki hetkes icin gecerli degil. Örnegin benim büyük oglan 24 yasinda ve hala nabzi azami olarak 220 yi vuruyor. sanki yeni dogmus bebek gibi! :) Bu yüzden sizin de genel nabzinizin olaganüstü yüksek olmasi durumunu gözönüne almak zorundayiz. Fakat prensip olarak haftada 2ser 3 saatlik 4-5 kere bisiklete binen (24-25 km/h ortalama ile) her kisinin nabzi bir kacay icerisinde düsmeye baslar. Yani dinlenme nabzi düser ve aerobi esigi= laktat esigi yükselir. Ben sizin yerinize olasam hic akit kaybetmeden bu degerleri sabitlerdim. VO2 max degeri olsun, aerobi esigi olsun, hepsi biribirine bagli degreler oldugu icin, klasik bir Conconi testi ile cok dogruya yakin sonuc alarak antrenmanlarimi ona göre düzenleridim. Zaten öyle yapiyorum. Yaris gibi dertlerim olmamasina ragmen, bu degerlere bagli antrenman yapmanin getirisini her defasinda görmüsümdür. rastgele, kafaya estikce antrenman yapmak insani belirli bir düzeye getirir, ama belirli bir sinirin üzerne cikmak mümkün olmaz. Konun basligindanda anlsilacagi gibi nabiz veya FtP yi temel alrak düzenlenen antrenman planlarini takip etmek, cok daha az zaman ayirarak, daha yüksek düzeylere varmayi saglar: Jalabert' in sadece 2000 antrenman kilometresi ile ilk yarislara katildigini unutmayin! :)
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
  • Beğen
Tepkiler: Emrah Demirci
Bazen ipin ucunu kaçırıp, vücudu dinlemeden bisiklet sürdüğüm oluyor. Geçen hafta olduğu gibi. Geçen hafta bir kaç gün boyunca geç yatmak durumunda kaldım ve iş nedeniyle erken kalktım. Geç yatma nedenim de işlerim nedeniyle dışarı çıkamadığım için kondüsyon bisikletiyle geç vakitlerde antrenman yapmamdı. Uykusuzluk herkeste olduğu gibi öğleden sonra etkisini gösteriyor. Sabahları kalkınca dinlenik nabzımı ölçmeye başladım; bu amaçla bir oksimetre almıştım. Cihaz hem oksijen doygunluğumu hem de nabzımı ölçüyor. Son günlerde 60-70 arasında dolaşmaya başladı. Pazar günü de ölçtüğümde en düşük 68 gördüm. Normalde iyi zamanımda 55 ölçüyordum. Sabah gruba katıldım ve her zamanki rotayı izledim. Eve döndüm ve o turdaki nabız durumumu aynı rotaya ait eski turlarımla kıyaslayınca büyük bir fark gördüm.

Önceki turlarımda 110-120 arasında değişen ortalama nabzım bu turda 145 ortalama gösteriyordu. Merak ettim çok mu yüklendim kendime diye. Bu turda nabzım önceki turlardaki gibi bazı yerlerde yükseliyor ama tempo düşünce eski haline dönmüyordu. Konuyla ilgili bazı şeyleri okuduğumda antrenman için önemli bir şartın nabzın kurtarılması (HR Recovery) olduğunu gördüm. Yani kendimizi zorladığımızda nabız yükselir ama hemen geri düşmesi lazım. Böyle olmuyorsa vücudun bir sorunu var demektir. Bendeki sorun, bir kaç gündür uykumu iyi alamadığım için vücudun hazır olmaması. Hatta bugün bir kırgınlık da var üzerimde. Neden böyle oldu demek yanlış. Sebep kendini çok önceden belli etmişti.
 
Bisiklette nabız aralıklarının farklılığının sebebi nedir? Bu mantıkla farklı sporlarda farklı aralıklar daha doğrusu max. nabızlar mı olmalı ?
 
@Serdar Unalan

Bir çok yerde bisikletteki nabız aralığıyla koşudaki nabız aralığının farklı olduğunu görüyorum. Ama ilginç olan, bazılarında max HR bisiklette fazlayken bazılarında koşuda fazla.

Cycling Performance Tips sitesi bu farklılığı, vücudun hangi bölgesinin çalıştığıyla bağlantılı açıklıyor. Koşudaki max nabız, bisikletten fazladır diyor.

(link)

"Maximum heart rates are "sport specific" i.e. they vary from one sport to another. Thus you cannot use your maximum heart rate from running to plan a cycling training program without risking overtraining. Cardiac hemodynamics and maximal sympathetic drive are influenced to some degree by 1) body position during exercise and to a significant degree by 2) muscle mass involvement. If an activity is restricted to upper-body muscle mass, peak heart rates will generally be considerably lower than in whole body activities (more muscle mass involved). For example, a triathlete with a max heart rate during running of 180, may only hit 176 on the bike, and 171 during swimming. To keep our terminology clear, it would be best if we call the running heart rate the "Maximal Heart Rate" and the highest heart rates observed in cycling and swimming, "Peak Heart rates” for each event. Knowing your peak heart rate for each discipline helps you to more accurately structure the intensity of your training."

Digifit sitesinde ise tam tersi bir durum var.

(link)

@Serdar Unalan

CPTips sitesi koşuda, yüzmede ve bisikletteki bu farklılığı, aktivite esnasında vücudun hangi bölgesinin kullanıldığıyla açıklıyor.

"Maximum heart rates are "sport specific" i.e. they vary from one sport to another. Thus you cannot use your maximum heart rate from running to plan a cycling training program without risking overtraining. Cardiac hemodynamics and maximal sympathetic drive are influenced to some degree by 1) body position during exercise and to a significant degree by 2) muscle mass involvement. If an activity is restricted to upper-body muscle mass, peak heart rates will generally be considerably lower than in whole body activities (more muscle mass involved). For example, a triathlete with a max heart rate during running of 180, may only hit 176 on the bike, and 171 during swimming. To keep our terminology clear, it would be best if we call the running heart rate the "Maximal Heart Rate" and the highest heart rates observed in cycling and swimming, "Peak Heart rates” for each event. Knowing your peak heart rate for each discipline helps you to more accurately structure the intensity of your training."

Ama ilginç olan, CPTips'e göre, koşuda max nabız bisikletten yüksek iken, Digifit sitesine göre bisiklette max nabız koşudan yüksek.

http://cptips.com/maxhrsc.htm

http://www.digifit.com/heartratezones/training-zones.asp
 
Geri