Scudo Sports

Bisiklet düşmanı işletmeler

@mümtaz öztürk
O polisin yaka numarasını yada araç plakasını alıp valiliğe sahte polis ihbarinda bulunmak lazım
 
Scudo
@Adrenalin26
Hocam muhalefet gibi olmasın,yanlış anlaşılmayım ama bence orada, sadece yaya geçişine izin verilmeli. Tranvay hattı, gidiş geliş olarak gözüküyor. Araçlar geniş yer kapladığından tehlike oluşturabilir. Bisikletlerde,tranvay demirleri arasına tekerini kaptırabilir ve tranvayın önüne düşebilir...Bu gibi sebelerden ötürü,olursa sadece yaya geçebilmeldir bence.Aslıda tranvayların hattı ayrılmalı,yayalarda sadece hemzemin geçitler üzerinden geçebilmeli...
 
Metro turizm ile bende problem yaşamıştım... Muhatap bulabileceğim insan yoktu Müşteri hizmetleride ilgilenmiyordu. Şoför amcamın metroda üst düzey konumda biriyle görüşme sonucu mağduriyetim giderildi Lakin metro hakkaten yaramaz bir firma...
 
  • Beğen
Tepkiler: samurusov
Metro Whatsapp Şikayet Hattı: 05051823455 . Buradan azda olsa ciddiye alıp geri dönüş yapıyorlar.
 
Otobüs firmalarında şoförde bitiyor anladığım kadarıyla (tabii şoför değil "kaptan diyeceksiniz :D) adam ikna olunca çok güzel taşıyorlar. Bu şekilde Metro'da çok rahat bisiklet taşıtmışlığım, Kamil Koç vs'da sıkıntı yaşamışlığım var. Metro kaptanları 1 paket sigara vs gibi "ikramlara" çok iyi iş çıkarıyorlar ama Kamil Koç kaptanları daha kurumsal takılıyorlar.

Gerçi artık katlanır sahibi olarak bu tip sorunlarla uğraşmıyorum :)
 
@Ehlikeyif
Bisiklet temiz olduktan sonra altta bagaja atmanın ne zorluğu varmışki olmıyorlarmış acaba? Gidon milini gevşetim, gidonu kadroyla eşitleyince ince bir parça masa tahtası gibi oluyor, ne ağırlığı ciddi bir ağırlık, ne kapladığı yer ciddi bir yer.Bence ön yargıdan ötürü almak istemiyorlar. Ha alırsın,dersin, içeride sallantıdan ötürü bisikletin üzerine bir şey düşer zarar verir falan,mesuliyet kabul etmeyiz.Tamam anlarım onu ama baştan kestirip atmak ön yargıdan başka bir şey değildir.
 
  • Beğen
Tepkiler: alper2508
@avcioglu

Yeni kanunlara göre bunun büyük cezası var o anda kamera kaydı firma ismi ve araç plakasını alıp ilgili mercilere ihbarda bulunursanız şöföre ayrı firma sahibine ise misli misli cezalar kesiliyor bilginiz olsun.
 
Kadıköy İDO terminalinin yanında hemen tost çay vs satan açık bi büfe var. Aynı olayı bende yaşadım. Erken gidip oturup dinlenirim dedim malum bileti verip içeri girince dışarı çıkılmıyor daha,büfenin sahipleri ortalık boş bir sürü boş masa olmasına rağmen beni birşey içmeyip sadece su aldığım için oturtmadılar bisikletide çekmemi söylediler. Biraz dinleniyim içeri giricem dedim ona bile anlayış yok. Parayı ver düdüğü çal hesabı.
 
Konu hazır açıkken benimde paylaşmak istediğim bir konu var. Dün bi çay içmek için izmir karşıyaka cami sokağında arasında bi cafeye oturdum bisikletimi her ne olursa olsun eski yeni bağlamaktan hoşlanmam.Neden diye sorarsanız bisiklet benim için elim ayağım gibi yürümekten hoşlanmam. 10 metre ilerde herhangi bi yere bağlasam çok iyi biliyorum ruhum bile duymaz 5 dakika alır bisikleti götürmeleri. Dışarıda cafenin önünde yol var yolun karşı tarafında dandik masa sandalyeler zaten alanda sadece yayalar var trafiğe kapalı. Karşıyakayı bilen bilir.
Oturdum yolda sıkışık fakat yolda yürüyen çok insan olmasına rağmen bisiklet koyucak yerde var yani gelen insanlar devirmediği sürece durur koskoca yol.
2 dakika oldu çayın yarısını bile içemeden içerden garson geldi abi bisikleti içeri koyalımmı kapatıyo burasını. Dursun dedim ne var. Bu arada kimseninde rahatsız olduğu falan yok.
2. kere geldi abi içeri alalım. Israr edince hadi dedim içeri koyıyım içeri girdim bu seferde cafenin sahibi o bisiklet burda olmaz dedi. Bu sefer adamla ufak bi tartışmamız oldu.
Dedim arkadaş içeri koyun diyor siz olmaz diyorsunuz koskoca yolda nereye koycaz.
10 metre ilerde direk varmış oraya bağlıcakmışım. Fikirde üretiyo arkadaş 3 kuruşluk aklıyla.
Sinirlendim iyice bi dahada dedim son gelişim olsun buraya.
Yani birbirimize tahammülümüzmü kalmadı. Benim orada oturucağım 10 dakikaydı. O çayıda yarıda bırakıp parasınıda ödeyip kalktım gittim.
Nedir bu kadar bisiklet düşmanlığı anlamıyorum. Neden bu kadar tahammülsüzlük.
İşletme adı vermicem fakat gerçekten ayıp ettiler. Bu şekilde sadece bisiklet ile geldiğim için müşteriye davranış şekli bu mu olması gerek.
 
ufak işletmeleri yazmayacağım ama büyüklerden aklıma gelen caddebostan cariboue caffe var. barlar sokagına başındaki açılmamıştı o zaman bağdat caddesindekine gidip bir kahve alayım dedim. dıaşrda oturacaktım ama sipariş vermek için bisikletle gireyim dedim , daha içeri girmemden koşturarak bir güvenlik görevlisi geldi. biiskletle gitmek yasaktır diye. bende sipariş verip çıkacağımı söyledim ama dinlemedi. bir daha da cariboue cafeye gitmedim.
 
Forumda bisiklet dostu işletmeler diye bir başlık aradım ama bulamadım o yüzden buraya yazacam: Kadıköy'deki Zurna dürümcü bisikleti içeri alıyor ayrıca dürümleri 70 cm ve doyurucu. Açık ayranları da köpüklü ve çok ferah bir tadı var.
 
Otobüs firmalarında şoförde bitiyor anladığım kadarıyla (tabii şoför değil "kaptan diyeceksiniz :D) adam ikna olunca çok güzel taşıyorlar. Bu şekilde Metro'da çok rahat bisiklet taşıtmışlığım, Kamil Koç vs'da sıkıntı yaşamışlığım var. Metro kaptanları 1 paket sigara vs gibi "ikramlara" çok iyi iş çıkarıyorlar ama Kamil Koç kaptanları daha kurumsal takılıyorlar.

Gerçi artık katlanır sahibi olarak bu tip sorunlarla uğraşmıyorum :)
Bir otobüs soförü 20 senede anca yetisiyor sen uyurken kara asfalta bakip uykusuz 4 5 saat arac kullanıyor anĺık refleks kaybı faciaya gebe dısardan bakıp aaa bizde baslayalım salla gitsin diyenler yere kar düsünce ortaliktan toz oluveriyorlar yani senin anlican zor zanaat bizimkisi dısardan göründügü gibi degil kutsal meslek ama benim icin fark etmiyor soför kaptan vs. yolda kalinca yolcuyu magdur etmeden tekrar aracı yürütebilirsen o zaman soför degil kaptan oluyorsun ?
 
  • Beğen
Tepkiler: BurakMehmet
"bisikletini şuraya değil, buraya koy"
ile başlayıp,
"yok yok burası da olmadı, sen en iyisi oraya koy, ama sıfır yanaş, az daha ileri al millet geçemez buradan, yok sen şu arka tarafa koy en iyisi, hocam kusura bakma orası da olmadı, şu ağaca bağla istersen"
ile devam eden diyaloglara şahit olmamıza neden olan işletmelerdir.

lüks arabalı bir müşteri geldiğinde ise bu işletmelerin tüm garsonları o arabaya güvenli bir park yeri bulmak için işletme sahibi tarafından adeta seferber edilir.
çok gıcıktır bu işletmeler, insanı hayata küstürür.
 
İstanbul Anadolu yakası Maltepe-Pendik civarındaki BTA’ya ait kahvehaneler ve nezaketsiz çalışanlarını tek geçerim. İki kez girmek zorunda kaldım (birinde kış, soğuk, yağmur ; diğerinde gruptan yorulanlar oldu). Nezaketsizlik ve bildiğiniz kötü muamele ile karşılandık. Nedenini anlamak ise hiç zor değil.
 
İstanbul Anadolu yakası Maltepe-Pendik civarındaki BTA’ya ait kahvehaneler ve nezaketsiz çalışanlarını tek geçerim. İki kez girmek zorunda kaldım (birinde kış, soğuk, yağmur ; diğerinde gruptan yorulanlar oldu). Nezaketsizlik ve bildiğiniz kötü muamele ile karşılandık. Nedenini anlamak ise hiç zor değil.
Nezaketsizliği bir yere kadar anlarım, adam hayvanın tekidir (hayvanlar üzerine alınmasın bu arada) karakteri öyledir de kötü muamele nedir? Sebebi nedir? Hiç anlayamadım.
 
İstanbul Houses
Kurtköydeki bu otele 11 kişi 11 ayrı oda kiralayarak gittik. Giderken de bisiklet grubu olduğumuzu ve yarış için geldiğimizi belirttik.
otele geldiğimizde odaya bisiklet alamayacaklarını bisikletleri otoparka bırakmamız gerektiğini söylediler.
tabi ki bırakmadık biraz hır gür ile odalara çıkardık.. Hayatta kapılarından içeri girmem bir daha...
 
Nezaketsizliği bir yere kadar anlarım, adam hayvanın tekidir (hayvanlar üzerine alınmasın bu arada) karakteri öyledir de kötü muamele nedir? Sebebi nedir? Hiç anlayamadım.
Kötü muamele o “bisikletleri oraya koymayın” “araçla ? kabul etmiyoruz” şeklinde kurulan cümlelere ek olarak “yol bisikleti kıyafetleri ile geziyorsanız bizden değilsiniz” imasındaki vücut dilidir. Bence de hayvanlara haksızlık etmeyelim yeter. Sonuçta evimizde de besliyoruz :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Kuzey Ege
Nasreddin Hoca'nın "ye kürküm ye" diye bi fıkrası var. Herkes bilir. İnsan doğasını çok güzel özetler. Okuduklarımın ışığında bazılarınızı bir noktada eleştirmek istiyorum. Eğer ki oturduğum kafenin/mekanın garsonu gelip de bana nazik bir biçimde sebebini de belirterek bisikleti başka bir yere almamı söylerse, itiraz etmeden dediğini yaparım. Bunda sıkıntı yok. Tavır ve sebep önemli. Elbette aynı mekana altında lüks jiple gelen bir insana takınılacak tavır çok başka olacaktır, bu malesef dünyanın her yerinde böyledir. Bunda eleştirecek şey "insan doğasıdır", mekanlarla alakası yoktur. Buraya kadar sıkıntı yok. Sıkıntının başladığı yer, "bence", bazılarımızın kendilerine "saygısızlık" yapılan yerlerden, gururlarına yedirip de kalkıp gitmemeleridir. Bu malesef çocukça bir tavırdır. Eğer size bir mekan saygısızlık yapıyorsa, kalkar gider yan tarafındaki rakip işletmeden hizmet alırsınız. Size saygısızlık yapan mekanda kalmak için çocuk gibi inat etmezsiniz. Adamlar zaten sizi müşteri olarak kabul etmemişken daha orada oturup bu insanlara para kazandırmaya çalışmanızın elle tutulur bi tarafı yoktur. Sırf şu tutumu ülkedeki herkes benimsemiş olsa hiç bir mekan sahibi müşterisine saygısızlık edecek cesareti kendisinde bulamaz. Bugüne kadar çok defalar başıma geldi. Bisikletli ya da bisikletsiz, mekan sahiplerinin saygısız tavırlarına maruz kaldım ve o mekanları hemen terk ettim. Bir daha da uğramadım. Her fırsatta da kötüledim. Yapılması gereken budur. Mekan sahibi ile ya da garsonla kavga etmek, mekanı terk etmek yerine orada kalmaya çalışmak acizliktir.
 
Nasreddin Hoca'nın "ye kürküm ye" diye bi fıkrası var. Herkes bilir. İnsan doğasını çok güzel özetler. Okuduklarımın ışığında bazılarınızı bir noktada eleştirmek istiyorum. Eğer ki oturduğum kafenin/mekanın garsonu gelip de bana nazik bir biçimde sebebini de belirterek bisikleti başka bir yere almamı söylerse, itiraz etmeden dediğini yaparım. Bunda sıkıntı yok. Tavır ve sebep önemli. Elbette aynı mekana altında lüks jiple gelen bir insana takınılacak tavır çok başka olacaktır, bu malesef dünyanın her yerinde böyledir. Bunda eleştirecek şey "insan doğasıdır", mekanlarla alakası yoktur. Buraya kadar sıkıntı yok. Sıkıntının başladığı yer, "bence", bazılarımızın kendilerine "saygısızlık" yapılan yerlerden, gururlarına yedirip de kalkıp gitmemeleridir. Bu malesef çocukça bir tavırdır. Eğer size bir mekan saygısızlık yapıyorsa, kalkar gider yan tarafındaki rakip işletmeden hizmet alırsınız. Size saygısızlık yapan mekanda kalmak için çocuk gibi inat etmezsiniz. Adamlar zaten sizi müşteri olarak kabul etmemişken daha orada oturup bu insanlara para kazandırmaya çalışmanızın elle tutulur bi tarafı yoktur. Sırf şu tutumu ülkedeki herkes benimsemiş olsa hiç bir mekan sahibi müşterisine saygısızlık edecek cesareti kendisinde bulamaz. Bugüne kadar çok defalar başıma geldi. Bisikletli ya da bisikletsiz, mekan sahiplerinin saygısız tavırlarına maruz kaldım ve o mekanları hemen terk ettim. Bir daha da uğramadım. Her fırsatta da kötüledim. Yapılması gereken budur. Mekan sahibi ile ya da garsonla kavga etmek, mekanı terk etmek yerine orada kalmaya çalışmak acizliktir.

Acizlik ile hak aramayı birbirine karıştığınızı düşünüyorum. Mesajınızın sonuna kadar keyifle ve hak vererek okuduktan sonra son kısımdan hoşnut olmadığımı belirtmek isterim. Bence acizlik hakkını aramamaktır.
Otel yönetmeliğinde odaya bisiklet çıkarılmayacağına dair bir şey yoksa ben o odaya bisikletimi çıkartmak için uğraşırım...
 
Geri