merhaba, birkaç şey diyeceğim.
öncelikle bu lafı eden adam troll, niye bu kadar ciddiye alınmış anlamıyorum. hem sözlükte hem burada sayfalarca yazılmış, tamam siz kazandınız, o ise elinde çayı arkasına yaslanmış keyifle sizi okumuştur hehe.
herkes bir de kafayı tayta takmış durumda, bu da içten içe bizim de yadırgadığımızın göstergesi. bizim arkadaşlar dalga geçiyordu, parmakla gösterip la adam tayt giyiyor diyorlardı, bana da laf sokup gülüyorlardı, şimdi yeni aldıkları bisikletlere taytla binilince popolarının daha az acıdığını, daha uzun mesafe kat edebildiklerini anladılar ve mutlular. muhtemelen bugün taytı savunan forumdaşlar da bir zamanlar bu şekilde dalga geçmiş insanlar, şimdi o dalga geçtikleri taytı giyiyor olduklarından algıları tayta odaklanmalarını ve bunu savunmalarını sağlıyor.
troll kardeş sizi çok güzel sinirlendirmiş, ben bile tebessüm ettim bu hale. adamın dediklerinde ciddiyet payı olan şeyler ise şunlar;
-çocukken bisiklete binerken gözlük takmazdık, tayt giymezdik. esnaf dayılar da eldiven ya da kask kullanmıyor mesela. yani bisiklet için bu teçhizatı giyince cidden sokaklarda yadırganacak tipler haline geliyoruz. halkımız bu yüzden bizi turist sanıyor. bisiklet kültürüne mazhar olmuş bir ülke olaydık böyler olmazdı.
-30 yaş ve üstü için bisiklet oldukça popülerleşen bir spor. yani 30 yaş ile beraber göbekler şişmeye beller yağlanmaya iyice geçiş yapıyor. adam da ya spor salonuna yazılıyor, ya da bisiklet alıyor. malesef haftada bir halısahaya gitmek spor sayılmıyor, daha düzenli ve daha çok efor harcanan bisiklet kilo verdiriyor, maç yapıp sonrasında çorbacıya gidip kebap künefe gömmek değil. bir de ekonomik durumunu 30 yaşında daha iyi oturtmuş oluyor insanlar, bu yüzden 20li yaşlarda "oha bisiklete o para verilir mi" düşüncesi daha yaygınken bu insanlar 30 yaş civarı "specialized mı alsam cannondale mı" diye ikilemde daha çok kalıyorlar. cannondale alınca da kask marka kask alıyor bu adam, kaskına ayna takıyor, sarı camlı gözlük takıyor, bisiklet ayakkabısını pedala kilitliyor, halkımızı iyice korkutuyor. halkımız 30 yaşında birinin böyle "serserilikler"den uzak durmasını bekler, evden işe işten eve, bisiklete binmek yerine mangala gitmesini bekler, halkımız bunu istiyor, 30 40 yaşında adamı bisiklet üzerinde görünce şaşırıyor.
yani çocukken sokakta kan ter içinde top oynarken, burnu akan burnunu koluna silerken, terleyince eve su içmeye giderken, anneler sırtımıza havlu koyarken düşünün ki çocuğun biri gelir ama o da ne, çocuğun üstünde takım forması var, ayağında kramponları, dizlikler, baldıra kadar çekilmiş futbolcu çorapları.. bütün çocuklar "bu ne lan" diye bakmaz mı? bakar, haklılar da bakmakta, tıpkı bisikletçi görmüş vatandaş gibi yani. bu konuda troll elemanın bizi yadırgamasına kızamıyorum.
-bisikletlilerin yolda terör estirdiğine ben pek şahit olmadım çünkü araba kullanmadığım gibi trafiğe de pek çıkmıyorum. ama muhtemelen böyle bir şeye denk gelmiş olan troll bunu abartarak anlatmış. her yerde bisiklet yolu yok mesela, yaşadığım şehirde ben çarşıdayken bisikleti elimde götürürken insanların üzerine süren bisikletlileri görünce ben de yadırgıyorum, ülkenin durumu bu, el arabası da bisiklet de taksi de, altında ne araç-vasıta olursa olsun burnunu sokacaksın, gaza yükleneceksin, karşı tarafın çekilmesini-yol vermesini zorunlu hale getireceksin. trafikte de sanırım kimse kimseyi sevmiyor, arabası olanlar motorcuları sevmiyor, herkes şehirlerarası yolda kamyon görünce sıkıştıracak diye korkuyorlar, otobanda hız yapan arabaları sevmiyorlar, kaldırımda süren mobilet mi her neyse onları sevmiyoruz, bisikletliler de nasibini alıyor tabi ki, abartılacak bir şey yok.
-yalnızlıktan kafayı yemiş diyor bisikletlilere troll kardeş, bu beni baya güldürdü, zira yalnız insan yani sevgilisi, eşi olmayan insan cidden daha fazla para ve zaman ayırabiliyor bisikletine. ben evlendiğimden beri neredeyse hiç binemediğim halde bekar arkadaşlar çanakkale turuna katılıyor canları istediğinde. ya da biz ay sonu hesabı kitabı yaparken bu arkadaşlar çaat diye action camera gibi varlığı zorunlu olmayan (lüks?) aksesuarlar alabiliyorlar. benim gözlemim bu biçimde.
yani trollün dediklerinde haklılık payı gayet de var, bizi sinir eden de bu zaten. tayt giyimini savunmak için ata sporumuz olan yağlı güreşten efendime söyleyeyim kıspet içine el sokulmasından bahsedilmiş. buna da "ad hominem" denir, tartışmada pek yeri yoktur.