Hortlatmak lazım bu konuyu.
Yüksek kadans her derde deva olur mu ki?
Bence olmaz, ne zaman ve neden olmaz? Sizin eğer fiziksel yeterliliğiniz yoksa istediğiniz şeyi yapın katettiğiniz mesafe/zaman değişmeyecektir. Ta ki 8 hafta ve üzeri düzenli antrenman yapmadığınız sürece. Ama dayanıklılığı arttırma ve daha verimli bisiklet kullanma için yüksek kadans düşük kadansa kıyasla daha iyi bir yöntem olabilir. Ayrıca daha sert vites daha iyidir deyip bir an evvel vites yükseltmeye çalışan (ben de buna dahilim) günlük bisikletçiler için sakatlıktan kaçınma adına da faydalı olabilir. Ama düşük kadans da profesyonel anlamda hala kullanılan bir yöntem, kişiye göre değişiyor!!!
Dolayısıyla Derya Keçeç'nin herkesin sürüş şekli kendi fizyolojik kapasitesine göre ayarlanır gibi yorumuna katılıyorum. Süreyya Ayhan'ı hatırlayın, süper bir aerobik kapasite ancak düşük bir anearobik kapasite, sürekli yüksek tempo, son 400'e grupla girerse sonuç hüsran, onun için sürekli yüksek tempo en verimli taktik!!!
Buradaki yanlış anlaşılma, sanırım, konuyu okuyunca bu yöntemin herkes için ve her zaman mucizevi bir şeymiş gibi anlaşılıyor olması!!! Başarılı bir antrenman birçok öğreden oluşuyor, halbu ki; yüksek kadans ise hem teknik hem de dayanıklılık açısından öğelerden sadece bir tanesi. Daha detaylı bilgi için şu konunun okunması gerekiyor;
https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=14065
Bir problem de Hakan'ın bu yöntemi savunuyor olması, hem de diğer herşeyden bağımsız mucizevi bir yöntemmiş gibi. Bence, başkalarının tecrübelerini örnek vererek savunmaktan ziyade ve verdiğim linkteki faktörleri de dikkate alarak tartışmak gerektiğini düşünüyorum!!!
Ama, son bir söz, paylaşım için hepinize özellikle de Hakan'a teşekkürler; belki performans artışı için değil ama günlük kullanıcılar için sakatlanmaktan kaçınmak için çok uygun bir yöntem, bunu okumadan önce yüksek kadansın komik gözüktüğünü bile düşünenlerdenim!!!!

İyigünler!!!