@furkantrojka
Kesinlikle doğru, anaerobik=oksijensiz. Bazen enerji sistemlerini birbirinden ayırmak için kısaltmalara gitmek durumunda kalıyorum. Bu nedenle birisini anaerobik depo diğerine oksijensiz glikojen diye kısaltmıştım.
Çok kabaca 5 enerji kaynağımız var:
7) Sprint (fosfokreatin), oksijensiz/anaerobik
6) Anaerobik depo (hazır ATP depomuz), bu bölgedeyken sistem oksijen kullanmıyor
5) VO2max (glikojen yakıt sistemi): oksijenli/oksijensiz glikojen yakımı. Çoğunluğu oksijensiz (Bu bölge çoğunlukla oksijensiz, yani anaerobik; bunu nedeni, biriken laktatın tekrar yakıt sürecine dahil edilmesi ve bu sürecin oksijensiz olması, kanda asit artışı). Aslında tanıma bakarsak VO2max bizim oksijeni maksimum kullandığımız bölge. Ancak bizi sınırlayan oksijen değil, metabolizma sonucu oluşan iyonların kanda birikmesi ve yanma/kasılma olayı.
4) FTP (glikojen yakıt sistemi): oksijenli/oksikensiz glikojen yakımı. Çoğunluğu oksijenli, bizi tüketen şey glikojenin bitmesi.
3) Aerobik (yağ yakıt sistemi): tamamen oksijenli.
Bu konuyla ilgili referans verebileceğim birkaç konu açmıştım:
Güç bölgeleri "anlayacağımız dilde" ne anlama geliyor?
Hızlanmak ve hızını korumakla ilgilidir...
Tip I ve Tip II kaslar: Hangisi ne zaman devreye girer?
@gokberk88
Bu işin altın kuralı şu:
1) Aylar öncesinden katılacağın yarışı belirle
2) Bu yarışta zorlu olan parkurları tespit et (yokuşlar, ters rüzgar alanları, vb)
3) Bu yarış için eksik kalan yanlarını tespit et (güç-süre çizelgesi oluştur)
4) Eksik yanların için intervaller tanımla ve bunları düzenli uygula
5) Eksik yanlarında güç artışı olup olmadığını takip et (testler yap)
Çok kabaca işin özü bu. Ama tabi bu yarış kazandırmaz, sadece iddialı yapar.