Tek başıma planlayıp çıktığım ilk turumda güzel tecrübeler edindim.Sıcaklardan elbette herkes gibi bende şikayetçiyim ancak doğru saatler aralığında pedallayınca o kadar zulüm olmadı.
Rotama Bandırma'ya feribotla geçip Erdek'te ilk geceyi geçirmek vardı.İndikten yaklaşık 10 km sonra lastiğim patladı bu bana baya bi zaman kaybettirdi.Problemi giderip yoluma devam ettim ve Erdek'te sahile yakın bi lokasyonda kampladım.
Orda bisikletle Mudanya'dan gelen bisikletli bi arkadaşla geçirdik geceyi.
Ertesi gün yola beraber çıktık onun tatili bittiğinden beraber Edincik sapağına kadar ilerledik ve ayrıldık.Benim rotamda Biga olduğundan Edincik yolunu tırmandım.Kimseye bu yolu tavsiye etmem.Çok dik ve bozuk bi yol belki yolu kısaltmış olabilirim ama gerçekten çok zordu.
Edincikten sonra Biga'ya kadar 65 km kadar pedalladım.Yol üzerinde uzunca bir süre mola verebileceğim bir gölgelik veya benzinlik yoktu.
Biga'ya vardığımda gerçekten rampa manyağı olmuştum ve tecrübesizliğimin cefasını gereksiz yükler ile tırmanarak çekiyordum.İlk işim kamp için uygun bi yer bulmaktı.
O esnada arkamdan iki tane bisikletli geçti.El salladım ama onlarda yola dalmışlardı.Peşlerinden gittim ve katlanır bisikletle tur yapan bu arkadaşların Bandırma'dan Biga'ya geldiğini öğrendim.
O gece beraber devlet hastanesinin dış bahçesinde kampladık ve Biga'da çok güzel bir bisiklet topluluğu olan Pegai ile tanıştık.Bize her konuda destek oldular.
Rotamız Çanakkaleydi.Yaklaşık 100km olduğundan sabah çok erken kalkıp yol almayı planladık.
05:30'da kalkıp 06:00'da yollara düştük.Tanıştığımız Bigalı arkadaşlardan biri bize 25 km kadar eşlik etti ve çok güzel bir çorbacıda kahvaltımızı yaptık.
O Bigaya geri dönerken biz tekrar yola koyulduk.Saat 12:00'ye kadar küçük molalarla pedalladık ve Lapseki'ye gelmeden gölgeliği bol bir yerde yemek ve uyku molası verdik.
Saat 15:00'te tekrar yola çıktık ve Lapseki'nin meşhur rampalarıyla tanıştık.Gerçekten yorucuydu ama grup halinde pedallamanın tek pedallamaktan daha motive edici ve eğlenceli olduğunu tecrübe ettim.
Akşam 19:30 'a doğru vardık Çanakkale'ye.Girişte lastiğim patladı ve arkadaşın yardımıyla hızlıca değiştirip merkezde güzel bir yemek yedik.Çanakkale kordonda güneşi muhteşem bir manzara eşliğinde batırdık.Gerçekten muhteşem bir şehir.
Benim rotam güneye devam etmekti ancak arkadaşlarında teklifiyle onlarla devam etmeye karar verdim.
Ertesi gün dördüncü bir arkadaş katılacaktı ve rota sırasıyla Eceabat-Kabatepe-Ece Limanı-Kömür Limanı-Güneyli-Gelibolu olacaktı.
O gece içinse kampı Kepez sahilde belediyenin yerinde atmaya karar verdik.Yaklaşık 6-7 km kadarda oraya pedalladık.Çadır başı 7.5 lira ödedik elektrik ve soğuk duş ile o geceyi bitirdik.
Sabah yine erkenden merkeze doğru yola çıktık.Polis evinde çok güzel bir kahvaltı ile depomuzu fulledik.4. arkadaşta bize katıldıktan sonra feribot ile Eceabata geçtik.
Aslında kalan kısmı dinlenip yüzerek geçirmeyi tercih ettik ama Kabatepe'ye vardığımızda kamp yerinin bu sene açılmadığını tadilatta olduğunu öğrendik.
Bu hüsrandan sonra 2. durağa doğru pedallamayı uygun gördük.Ece Limanı.
Tam hatırlamıyorum ama yol bi noktada çatal oldu.Asfalt yol ve köy yolu vardı.Yolumuzu bir kaç km kısaltacağını düşündüğümüzden köy yolundan ilerledik.
Hatayı burda yapmıştık

Uzunca bi süre gerçekten mağdur olduk suyumuz tükendi hava çok sıcaktı ve yol kötüydü.Motorlu bi abimizin tavsiyesi üzerine Küçük Anafartalar köyüne yöneldik orda güzel bi mola ve nevale takviyesinden sonra tekrar yola çıktık.Bu tavsiye bizi daha iyi bir yola çıkarmıştı.Beşyol köyüne gelip tekrar bir mola verdikten sonra Ece Limanına yola koyulduk.
Yol yine bozuldu ancak sahile indiğimizde muhteşem bir deniz manzarası içimizi ferahlattı.Sahilde hemen kamp atabileceğimiz yeri seçtik.En büyük sıkıntı kara sineklerin sayısı ve ısırmasıydı.Bu rota için buna bir çözüm bulmadan asla çıkmamanızı öneriyorum.Güneş batmadan denizin tadını çıkarttık ve yemeğimizi yedik.Kampımızı attık ve sohbet muhabbetin ardından Kömür Limanı istikameti için dinlenmeye geçtik.
Sabahları hep erken saatlerde çıkmak çok önemli güneşin etkisi minimum düzeyde olduğundan rahatça yol alabiliyoruz.Kömür Limanı için yola koyulduk.Beşyolda enerji takviyesi ve devam yollar bozuk ve rampalıydı.Yarımadanın kuzeybatısında yollar iyice bozuldu.Ama rotada vardı bi kere gidilecekti.
Sırayla şu istikamette ilerledik.
Ece Limanı - Beşyol -Karainbeyli - Tayfurköy - Değirmendüzü - Fındıklı - Kömür Limanı
Aslında yol 30-35 km görünmekteydi.Normalde çok rahat zorlanmadan gideriz diye düşündüğümüz yol bize adeta zulüm oldu.Her köyde ufak bi mola ile en son Fındıklıya geldik.Burda sorduk soruşturduk ve kömürün çevre bakanlığı tarafından kiralandığını öğrendik.Aşağıda duş,wc,yemek,su varmış ama tabi ki özelleşmiş bi koyda fiyatların cazibesini hesaba katarak yine doldurduk bagajları.Çok az rampa var gerisi yokuş aşağı dediler tabi bizi sardı bi sevinç.
Ama hiç öyle olmadı.Yol bu sefer bozuk değildi.Çünkü yol yoktu.MTB ile zar zor gidilecek yollar vardı.Arabaların,motorların zor indiği o yolu inerken aklımdaki tek düşünce nasıl geri çıkacağımızdı.
Evet koy muhteşemdi.Manzara süperdi.Ancak o 30 km oldu bize 60-70 km bitmedi o sıcakta o yol uzadıkca uzuyordu.Lastiği patlatmamak kadroya zarar vermemek için maximum dikkatle indik.Kişi başı 20 şer liradan yaptık ödemeyi.Elektrik yok.Evet sit alanı olduğu için elektrik yoktu.Bu arada telefonun(Avea) nerdeyse Eceabattan beri yarımadada çektiği tek yer Kömürdü.Deniz güneş şahaneydi.Yüzdük ziyafetimizi çektik.Organik tarla meyveleri ve sebzeleri ile doyduk.Öğlen ve akşam gerçekten yiyecek stoğu erittik.Yukarısı için önerim bi minibüstü fakat sorduk soruşturduk ve bi traktör ayarlayabildik.Bu işi hallettiğimizde gerçekten üstümden çok büyük bir yük kalktı.Çünkü araç bulamasak o yolu bisikletler elimizde çıkaracaktık ve molalarla beraber bu süre güneşin altında en az 4 saatti.Çadırlar için uygun yer bulamadık.Çadır kurmadan yatmayı düşündük inanılmaz bir rüzgar vardı.Şezlonglarda püfür püfür uyuruz dedik.Ben çadır kurmaya karar verdim arkadaşlar 3 şezlongu tentenin altına çekip yattılar bende altına çadır kurdum.Ancak haftasonu için gece 01:00 sularında gelen kalabalık grubun gürültüsü,taşkınlığı sayesinde uyumakta zorlandık.
Plandan saptık ve rotayı doğrudan Gelibolu olarak değiştirdik.Yol bizi gerçekten tüketmişti.
Ertesi gün traktöre 3 katlanır ve 1 city yükledik.Yokuşu tam 35 dkkada cıktık.Fındıklıda mola verdik.Su depoladık ve yola koyulduk.Gelibolu'ya geldiğimizde saat 14:00 civarıydı.İstanbul için bilet işini halletikten sonra ziyafet için güzel bir restoran seçtik.Saat 19:00 otobüsüne kadar yemek yedik,çay içtik,dinlendik.
İlk turumda eksiklerimi ve fazlalarımı kendi kafamda ölçüp biçtim.Gerekli teçhizat takviyesini yapıp kurban bayramında 11 günlük bir rota için planlar yapmaya başladık.Tanıştığım bu güzel insanların üzerimde emeği çoktur.İyi ki karşılaştım ve bu güzel arkadaşlıkları edindim.
Yola çıkmaktan korkmayın.Her çıkışın bir inişi olduğunu asla unutmadan çıkın o yokuşları ve her inişin bir çıkışı.Gerçekten çok güzel bir tecrübeydi.Umarım iyi aktarabilmişimdir.
Sorunuz olursa burdayım.