Scudo Sports

Şu an içinizden ne geçiyorsa yazın

Scudo
Kavrayış ailesi, tüm fakirlere mutluluklar diler...

 
Sayın İzmir Valisi, yangınların sebebini "ELEKTRİK İLETİM HATTI" olarak açıkladı.
İzmir'deki elektriğin kaymağını yiyen dağıtım yapan özel sektör Gediz Elektrik, "bizle alakası yok" diye açıklama yaptı.
Bunun üzerine Valimiz, yangınların nedeni insan kaynaklı değil "Elektrik İletim Nakil Hattı" diyerek ısrarla yine karşı açıklama yaptı. (Böyle vali canımızı yesin)

Şimdi görelim bakalım, Gediz Elektrik 'e yaptırım gelecek mi? Öyle milletten para toplaması değil, Gediz.

Şimdi burada size biraz geçmişi hatırlatayım. Hani, bundan 6 - 7 sene önce kayıp kaçak bedellerini niye ödüyoruz diye bir tartışma vardı ya. O zamanın Tabi ve Enerji Kaynaklar Bakanı (Sakallı Bakan) aynen şunu diyerek son noktayı koymuştu. Eğer kayıp kaçak bedelini kaldırırsak bu Dicle, Aydem, Gediz vb gibi Elektrik Dağıtım Şirketleri batırır demişti. Yani fakirin, ezilmişin sevimli, dindar hükümeti patronu korumayı tercih etmişti. (Demek ki neymiş sağ partiler patrona daha yakınmış)
Eğer geçmiş tekerrür ederse olan yine güzel vatana, yanan canlara, ağaçlara olacak. İnşallah suçu olan cezasını çeker.

Böyle bir şey iktidarı sağcı ya da solcu olsun modern bir Avrupa ülkesinde olsa, devlet otoritesi; o özel sektörün totoşundan kan alır.
 
Forumda bisiklet almak isteyen insanları görüyorum da çoğu parasına değmeyecek 0 bisikletler almayı düşünüyor ilk etapta ve başka deneyimli forumdaşlar da bu önerilere katkıda bulunuyor ama benim hiç aklıma yatmıyor. Gerçekten de parasına değmeyecek (Al kadrolu bisikletler için konuşuyorum) o kadar para vermek mantıklı mı. Yani 105 setli aliminyum 2. El bisiklet almak varken o paraya 11.5 kg carraro 042 almak ne kadar mantıklı?
Aliminyum deme sebebim en azından kadrosu problem çıkarmaz hadi karbon olsa sıfır alırsın kadro sıkıntılı mı değil mi bilmediğinden.
Ve yani alacağın 0 bisikleti de 1 gün sonrasında bile her nolursa olsun 2. El piyasasına göre satmak zorunda kalıcaksın resmen direkt zarara giriliyormuş gibi bir şey.
daha iyi bir ikinci el bisiklet alınabilir fakat genellikle sürücü aradaki farkı anlayabilecek kadar tecrübeli olmuyor.

Bir de bazı insanlar takıntılı olabiliyor, sıfır ürün almanın ilginç bir cazibesi var. o huy bende de var, iyi ya da kötü gibi değil de duygusal bir karar gibi düşünün.
 
Değerlendirme hatası şurada başlıyor ''insan rasyonel bir varlık değildir'' mantıksız da olsa sıfır almak ister, bazen mantıksız da olsa kendi ekonomik durumunun üzerinde ürünler de alır. Eskiden ekonomistler bunları anlayamıyordu ama davranışsal ekonomi anlayışı ve modelleri sonrası şu an çok daha iyi anlıyorlar. Tüm bunların üzerine bir sosyal medya çağı geldi.

Bununla ilgili bir felsefe profesörünün değerlendirmesini de paylaşayım;

“Yoksulların bazen bütçeleri üzerinde şeyler almalarını kibirle yargılamayın. Onlar acı dolu hayatlarını hafifletmek için, bazen kendilerini ve çocuklarını mutlu etmek isterler. Bu anlık ‘şımarma’ hissi, aslında yarını belirsiz hayatlarını yaşanılır kılar. Yoksulluğun ne olduğunu anlamazsanız, kibir içinde kör bir yargıç olursunuz.”
 
Değerlendirme hatası şurada başlıyor ''insan rasyonel bir varlık değildir'' mantıksız da olsa sıfır almak ister, bazen mantıksız da olsa kendi ekonomik durumunun üzerinde ürünler de alır. Eskiden ekonomistler bunları anlayamıyordu ama davranışsal ekonomi anlayışı ve modelleri sonrası şu an çok daha iyi anlıyorlar. Tüm bunların üzerine bir sosyal medya çağı geldi.

Bununla ilgili bir felsefe profesörünün değerlendirmesini de paylaşayım;

“Yoksulların bazen bütçeleri üzerinde şeyler almalarını kibirle yargılamayın. Onlar acı dolu hayatlarını hafifletmek için, bazen kendilerini ve çocuklarını mutlu etmek isterler. Bu anlık ‘şımarma’ hissi, aslında yarını belirsiz hayatlarını yaşanılır kılar. Yoksulluğun ne olduğunu anlamazsanız, kibir içinde kör bir yargıç olursunuz.”
"Yarını belirsiz hayatlarını yaşanılır kılar." Cümlesi içime oturdu.
 
  • Beğen
Tepkiler: mcanerg
"Yarını belirsiz hayatlarını yaşanılır kılar." Cümlesi içime oturdu.
Türkiye'de bankada parası olanların %89'unun hesaplarındaki mevduat miktari 10.000 TL'den az.

Mevduat sahiplerinin sadece %1.14'ünün hesaplarında 1 milyon TL'den fazla para var.

Yastık altı altın-döviz gibi birikimleri de hesaba kattığımızda, bir Türk vatandaşının "yedek akçe" olarak kenara koyabildiği birikim miktarı ortalama 60.000 TL. Yani bir devlet memuru maaşı kadar.

Çoğunluğu kirada oturan, iş güvencesi olmayan, kara gün için kenarda birikimi olmayan, aile bütçesini denkleştirmek için kredi kartlarına, KMH hesaplarına takla attıran, büyük sermayenin ve bankaların kölesi haline gelmiş bir toplumun fertleri, yarınlara dair planlar yapabilir, hayaller kurabilir mi?
 
Çoğunluğu kirada oturan, iş güvencesi olmayan, kara gün için kenarda birikimi olmayan, aile bütçesini denkleştirmek için kredi kartlarına, KMH hesaplarına takla attıran, büyük sermayenin ve bankaların kölesi haline gelmiş bir toplumun fertleri, yarınlara dair planlar yapabilir, hayaller kurabilir mi?
Bu yazdığın sınıfa "Prekarya" deniliyor biliyorsun.Ömrü boyunca çalışsa bile hep yoksul kalacak, güvencesi olmayan, umutsuz emekçi sınıfı diyebiliriz.
Düşük maaş, yüksek dolaylı vergiler, hayat pahalılığı, ülke dışından gelen göç vb birçok etki ile Türkiye daha da çok prekaryalaşıyor malesef.
 
Cumhuriyetin en büyük kazanımı sınıflararası geçişkenlikti. Kurucu ayarlar bunu sağlıyordu, pek çok şey gibi son 20 yılda bunu da kaybettik. Artık yoksulsan iyi bir eğitim alma şansın da, okusan düzgün bir iş bulma şansın da yok, ya torpillisin ya hiç bir şey. Fakirsen de borç-yetersiz gelir-daha fazla borç sarmalından da çıkamıyorsun. Bütün bunların sonucunda mutsuz, güçsüz, beklentisiz, boş vermiş bir toplum oluştu. Kamuya açık alanlarda kurallara uyulmamasının trafiğin bu kuralsız haline de bu açıdan bakmak lazım. adam vazgeçmiş her şeyden, ,işte patronundan binbir azar işitmiş biz gidip videoyu sesli açma rahatsız oluyoruz metroda diyoruz. Özetle bu umutsuz fakirlik ortadan kalkmadan sorunlarımız düzelmeyecek, onun ilk şartı da belli ;)
 
Bu yazdığın sınıfa "Prekarya" deniliyor biliyorsun.Ömrü boyunca çalışsa bile hep yoksul kalacak, güvencesi olmayan, umutsuz emekçi sınıfı diyebiliriz.
Düşük maaş, yüksek dolaylı vergiler, hayat pahalılığı, ülke dışından gelen göç vb birçok etki ile Türkiye daha da çok prekaryalaşıyor malesef.
(link)

buradan ilgili kitaba erişebiliriz.
 
boyum niye kısa
 
Zati sahanelerimiz, devlet erkanimiz, mazlumların umudu, ümmetin umudu, asrın liderimiz, sayın Tayyip Erdoğan in müstakbel eşi, Emine Hanım, isvicreye alışveriş için uçağıyla seyahat teşriflerini icra ederken, alışveriş mağazalarının sokakları kapatılırken, uçağının havalandigi ülkenin, semt pazarında başka bir Emine Hanım, kız torunlarının oyuncak olarak kulaklarına küpe diye istediği kirazin bulundugu tezgahin önünden defalarca geçerken, hissettikleri eminim.her birimizin hoşuna gidecektir hamdoslun elhamdülillah 🇹🇷 🤤 kimse müslümanligimizi, hak hukuk ve adalete olan tarafsız yansiz bakışımızı, keza, bunların uzerinde disisinin üzerine çıkan erkek deniz aslanı gibi, çiftleşmekten dişiyi kumun altında bırakacağımızi sanarak aldanmaya , ölçmeye kalkmasın hamdolsun elhamdülillah 🇹🇷 🤤 hayrlirli cumalar herkese inşallah maşal ...
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
boyum niye kısa
anne ve babanın genetik boy toplamları düşük olduğu için tabi beslenme ve çevre faktörleri ulaşabileceğin maksimum boyu kısıtlamış olabilir
 
  • Beğen
Tepkiler: ocetinkaya
boyum niye kısa
1,94 m boyum var. Basketbolcu değilim, uçağa sığmıyorum, otobüse sığmıyorum, minibüste falan ayakta duramıyorum, metro vb. içinde kafam sürekli demirlere çarpıyor, gelişim çağında çok ağrılı dönemler geçirdim hızlı uzadığım için, şu an sebepsiz yere menisküslerim yırtık, kambur duruyorum, evlerdeki kapılardan geçerken sürekli bi kafa eğme refleksi geliştirdim, boyumdan dolayı her girdiğim ortamda sıra başı oldum, bayrakçı oldum, numunelik gibi seçilen ilk kişi ben oldum, tecrübesizdim 250 cclik motorum vardı millet dalga geçiyordu, eşim için aldığımız ufacık bir arabaya biniyorum herkes dalga geçiyor, bu liste böyle uzayıp gidiyor.

Anlayacağınız ben uzun boyun pek bi faydasını görmedim, çok da takmayın.
 
1,94 m boyum var. Basketbolcu değilim, uçağa sığmıyorum, otobüse sığmıyorum, minibüste falan ayakta duramıyorum, metro vb. içinde kafam sürekli demirlere çarpıyor, gelişim çağında çok ağrılı dönemler geçirdim hızlı uzadığım için, şu an sebepsiz yere menisküslerim yırtık, kambur duruyorum, evlerdeki kapılardan geçerken sürekli bi kafa eğme refleksi geliştirdim, boyumdan dolayı her girdiğim ortamda sıra başı oldum, bayrakçı oldum, numunelik gibi seçilen ilk kişi ben oldum, tecrübesizdim 250 cclik motorum vardı millet dalga geçiyordu, eşim için aldığımız ufacık bir arabaya biniyorum herkes dalga geçiyor, bu liste böyle uzayıp gidiyor.

Anlayacağınız ben uzun boyun pek bi faydasını görmedim, çok da takmayın.
+4cm ile katıldığım durum okurken aklıma geldi gayri ihtiyari kambur duruşumu değiştirme ihtiyacı hissettim. Ayrıca uzun ve ben gibi zayıfsanız daha da garip oluyor. Sürekli kafayı eğme rekfleksi bende de var. Yatak ve çadırda uyumak bazen zor olabiliyor, özellikle çadırda uyku tulumunda dolayı düz yatınca kafamda ayağımda çadırın ucuna değiyor ondan 2 kişilik çadırda tek kalır çaprazlama yatarım. Ayakkabı kısmı çok sıkıntı olabiliyor ya 46 numara yok yada uçuk kaçık fiyatlı markalarda var. Bisiklette uygun kadro boyu bulmak çok sıkıntı, tabi bu durum kısa kişilerde de geçerli. Mesela evde üst raflardaki eşyaları sürekli indirip kaldırma işi, perde takma işi sürekli bende oluyor. Bazen bizim evle sınırlı da kalmıyor.

Olumsuz yönleri olsa da olumlu yönlerini de görmek gerek. Bardağın dolu/boş tarafı hesabına geliyor. Ben boyumdan da kilomdan da fazlası ile memnunum. hatta 198'e gelmişken 2 daha uzayıp 2ile zirveyi kapatsam iyi olurdu. @ocetinkaya boyunuz ne kadar kısa bilmiyor olmasam da illa ki olumlu bir tarafları da vardır, boşuna dert etmeyin kanser hastalarına dedikleri gibi olumlu düşünüp olumlu tarafları görmekte fayda var. Karamsarlığa düştünüz mü içinden çıkmak çok zor oluyor bir boy mevzusu değil her anlamda.

bunu bu başlığın daha önceki sayfalarında paylaşmışlardı. Bunun tasarımcısını hanımefendi projeye maddi destek bulmak amacı ile onlyfans hesabı açıp oradan yürümüş gitmiş. Projeye gelirden fazlasını kazandığına eminim. Böyle bir gidona bizim ülke şartlarındayken gerek yok diye düşünüyorum. Bir bisiklet fiyatına (1799€) gidon alırsak bisiklet için mi endişelenmemiz gerekecek yoksa gidon için mi? Yada ekrana bir şey olduğunda ülke sınırları içinde nereye yaptıracağız?
Gidonun sayfası: (link)
Tasarımcının instagram hesabı: (link)
Konu ile ilgili video
 
Olumsuz yönleri olsa da olumlu yönlerini de görmek gerek. Bardağın dolu/boş tarafı hesabına geliyor. Ben boyumdan da kilomdan da fazlası ile memnunum. hatta 198'e gelmişken 2 daha uzayıp 2ile zirveyi kapatsam iyi olurdu. @ocetinkaya boyunuz ne kadar kısa bilmiyor olmasam da illa ki olumlu bir tarafları da vardır, boşuna dert etmeyin kanser hastalarına dedikleri gibi olumlu düşünüp olumlu tarafları görmekte fayda var. Karamsarlığa düştünüz mü içinden çıkmak çok zor oluyor bir boy mevzusu değil her anlamda.
Başta saydığın problemleri de aynen yaşıyorum, çok doğru. Bu arada sen 2 metre olsam iyiydi demişsin, benim babam 2,02, abim 1,98. Ben 1,94 boyla 4 kişilik ailenin 3. en uzunuyum :( Öte yandan nedendir bilmem, babamla abimin ayaklar 45 numarayken benim 47.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
Geri