Scudo Sports

Şu an içinizden ne geçiyorsa yazın

Dün akşam üzücü bir olay yaşadım.

Zemini düzgün, kuru, gayet aydınlık bir sokakta, tahmini hızı 4-5 gibiyken, kız kardeşim gözümün önünde bisikletten düştü. Düşerken de başını koruyamadığı için dükkanların önündeki metal bir direğe çarptı. Hep kask takardı ama hava soğuk diye bere takmak istemişti. Düşerken bilinçsiz olduğunu tahmin ediyorum çünkü refleks göstermeden yıkıldı. Yorgunluk, açlık gibi bir durum söz konusu değil ama düşmeden önce yavaşlamaya/durmaya çalıştığını hatırlıyorum. Düştükten sonra yerden kalkamadı, titremeye ve kasılıp kusmaya başladı. Kusmuğu nefes borusuna kaçmaması için yan çevirdim. Dili boğazına kaçmış olabilir diye ağzını aralamaya çalıştım ama gayri ihtiyari çenesini sıktığı için ilk başta başaramadım, sonra bir anlık aralık bulunca, elimi ısırması riskini göze alıp, soluk borusunu ve dilini kontrol ettim. Neyse ki, korktuğum gibi değildi. Çarpmadan önceki 30 sn ve çarpmadan sonraki 10 dk halen hatırlayamıyor. Ambulansla hastaneye götürüldü. Şu an bilinci yerinde ama kafatasında ödem ve omzunda kırık var.

Basit bir sürüşte, düşük bir hızda bile kafanızı koruyamıyorsunuz. Kask takmamak için bahane arayanlar varsa, bu acı hatıramı, bundan sonra tedbirli olmaları amacıyla paylaşmak istedim. Tüm bisiklet sürenlere kazasız sürüşler dilerim. Sağlıcakla kalın.
Çok geçmiş olsun, kısa sürede iyileşmesini dilerim.
 
  • Beğen
Tepkiler: TOOL
Scudo
Geçmiş olsun.
 
Dün akşam üzücü bir olay yaşadım.

Zemini düzgün, kuru, gayet aydınlık bir sokakta, tahmini hızı 4-5 gibiyken, kız kardeşim gözümün önünde bisikletten düştü. Düşerken de başını koruyamadığı için dükkanların önündeki metal bir direğe çarptı. Hep kask takardı ama hava soğuk diye bere takmak istemişti. Düşerken bilinçsiz olduğunu tahmin ediyorum çünkü refleks göstermeden yıkıldı. Yorgunluk, açlık gibi bir durum söz konusu değil ama düşmeden önce yavaşlamaya/durmaya çalıştığını hatırlıyorum. Düştükten sonra yerden kalkamadı, titremeye ve kasılıp kusmaya başladı. Kusmuğu nefes borusuna kaçmaması için yan çevirdim. Dili boğazına kaçmış olabilir diye ağzını aralamaya çalıştım ama gayri ihtiyari çenesini sıktığı için ilk başta başaramadım, sonra bir anlık aralık bulunca, elimi ısırması riskini göze alıp, soluk borusunu ve dilini kontrol ettim. Neyse ki, korktuğum gibi değildi. Çarpmadan önceki 30 sn ve çarpmadan sonraki 10 dk halen hatırlayamıyor. Ambulansla hastaneye götürüldü. Şu an bilinci yerinde ama kafatasında ödem ve omzunda kırık var.

Basit bir sürüşte, düşük bir hızda bile kafanızı koruyamıyorsunuz. Kask takmamak için bahane arayanlar varsa, bu acı hatıramı, bundan sonra tedbirli olmaları amacıyla paylaşmak istedim. Tüm bisiklet sürenlere kazasız sürüşler dilerim. Sağlıcakla kalın.
çok geçmiş olsun, umarım bir an önce sağlığına kavuşur
 
  • Beğen
Tepkiler: TOOL
Dün akşam üzücü bir olay yaşadım.

Zemini düzgün, kuru, gayet aydınlık bir sokakta, tahmini hızı 4-5 gibiyken, kız kardeşim gözümün önünde bisikletten düştü. Düşerken de başını koruyamadığı için dükkanların önündeki metal bir direğe çarptı. Hep kask takardı ama hava soğuk diye bere takmak istemişti. Düşerken bilinçsiz olduğunu tahmin ediyorum çünkü refleks göstermeden yıkıldı. Yorgunluk, açlık gibi bir durum söz konusu değil ama düşmeden önce yavaşlamaya/durmaya çalıştığını hatırlıyorum. Düştükten sonra yerden kalkamadı, titremeye ve kasılıp kusmaya başladı. Kusmuğu nefes borusuna kaçmaması için yan çevirdim. Dili boğazına kaçmış olabilir diye ağzını aralamaya çalıştım ama gayri ihtiyari çenesini sıktığı için ilk başta başaramadım, sonra bir anlık aralık bulunca, elimi ısırması riskini göze alıp, soluk borusunu ve dilini kontrol ettim. Neyse ki, korktuğum gibi değildi. Çarpmadan önceki 30 sn ve çarpmadan sonraki 10 dk halen hatırlayamıyor. Ambulansla hastaneye götürüldü. Şu an bilinci yerinde ama kafatasında ödem ve omzunda kırık var.

Basit bir sürüşte, düşük bir hızda bile kafanızı koruyamıyorsunuz. Kask takmamak için bahane arayanlar varsa, bu acı hatıramı, bundan sonra tedbirli olmaları amacıyla paylaşmak istedim. Tüm bisiklet sürenlere kazasız sürüşler dilerim. Sağlıcakla kalın.
Geçmiş olsun
 
  • Beğen
Tepkiler: TOOL
Dün akşam üzücü bir olay yaşadım.

Zemini düzgün, kuru, gayet aydınlık bir sokakta, tahmini hızı 4-5 gibiyken, kız kardeşim gözümün önünde bisikletten düştü. Düşerken de başını koruyamadığı için dükkanların önündeki metal bir direğe çarptı. Hep kask takardı ama hava soğuk diye bere takmak istemişti. Düşerken bilinçsiz olduğunu tahmin ediyorum çünkü refleks göstermeden yıkıldı. Yorgunluk, açlık gibi bir durum söz konusu değil ama düşmeden önce yavaşlamaya/durmaya çalıştığını hatırlıyorum. Düştükten sonra yerden kalkamadı, titremeye ve kasılıp kusmaya başladı. Kusmuğu nefes borusuna kaçmaması için yan çevirdim. Dili boğazına kaçmış olabilir diye ağzını aralamaya çalıştım ama gayri ihtiyari çenesini sıktığı için ilk başta başaramadım, sonra bir anlık aralık bulunca, elimi ısırması riskini göze alıp, soluk borusunu ve dilini kontrol ettim. Neyse ki, korktuğum gibi değildi. Çarpmadan önceki 30 sn ve çarpmadan sonraki 10 dk halen hatırlayamıyor. Ambulansla hastaneye götürüldü. Şu an bilinci yerinde ama kafatasında ödem ve omzunda kırık var.

Basit bir sürüşte, düşük bir hızda bile kafanızı koruyamıyorsunuz. Kask takmamak için bahane arayanlar varsa, bu acı hatıramı, bundan sonra tedbirli olmaları amacıyla paylaşmak istedim. Tüm bisiklet sürenlere kazasız sürüşler dilerim. Sağlıcakla kalın.
Çok geçmiş olsun. Ben kasklı olduğum halde neredeyse bir saat kendimden geçmişim.
En son kazadan önce ne düşündüğümü hatırlayabiliyorum ancak nasıl kaza yaptığımı bilmiyorum. Tahminlerim var sadece.🙄
 
  • Beğen
Tepkiler: TOOL
Godfather serisini her izlediğimde tekrar tekrar şaşırıyorum. Bir film her yönüyle nasıl bu kadar iyi olabilir?
Kitaplarını okumadıysanız tavsiye ederim. Çok daha detaylı.
Dün akşam üzücü bir olay yaşadım.

Zemini düzgün, kuru, gayet aydınlık bir sokakta, tahmini hızı 4-5 gibiyken, kız kardeşim gözümün önünde bisikletten düştü. Düşerken de başını koruyamadığı için dükkanların önündeki metal bir direğe çarptı. Hep kask takardı ama hava soğuk diye bere takmak istemişti. Düşerken bilinçsiz olduğunu tahmin ediyorum çünkü refleks göstermeden yıkıldı. Yorgunluk, açlık gibi bir durum söz konusu değil ama düşmeden önce yavaşlamaya/durmaya çalıştığını hatırlıyorum. Düştükten sonra yerden kalkamadı, titremeye ve kasılıp kusmaya başladı. Kusmuğu nefes borusuna kaçmaması için yan çevirdim. Dili boğazına kaçmış olabilir diye ağzını aralamaya çalıştım ama gayri ihtiyari çenesini sıktığı için ilk başta başaramadım, sonra bir anlık aralık bulunca, elimi ısırması riskini göze alıp, soluk borusunu ve dilini kontrol ettim. Neyse ki, korktuğum gibi değildi. Çarpmadan önceki 30 sn ve çarpmadan sonraki 10 dk halen hatırlayamıyor. Ambulansla hastaneye götürüldü. Şu an bilinci yerinde ama kafatasında ödem ve omzunda kırık var.

Basit bir sürüşte, düşük bir hızda bile kafanızı koruyamıyorsunuz. Kask takmamak için bahane arayanlar varsa, bu acı hatıramı, bundan sonra tedbirli olmaları amacıyla paylaşmak istedim. Tüm bisiklet sürenlere kazasız sürüşler dilerim. Sağlıcakla kalın.
Büyük geçmiş olsun.
 
  • Beğen
Tepkiler: TOOL
O kadar çalışarak, üçüncü mülakata kadar bütün İngilizcemi zorlayarak getirdiğim iş görüşmemin sonucunu aldım. Dün bisiklet ile işten eve döndüğümde mail geldi. Dur bir duşa girip çıkayım bakarım dedim ama dayanamadım baktım ve sonuç tokat gibi yüzüme çarptı, oysa ki umudum da vardı görüşmeler göreceli iyi geçmişti ve istediğim iş verdiğim cv nin üçte biri bile değildi.

Duşa girdim bir saat kadar kaldım sanırım. Klasik bir "hayırlısı olsun" a ikna etmeye çalıştım kendimi. Ama şu fikirden de kendimi alamıyorum hala, neden istediğim de bazen hayra çıkmıyor sırf gönlüm de olsun diye. Emeğime mi yanayım, heyecanıma mı yoksa ümitlerime mi? Aileme de canımın sıkkınlığını yansıtmamaya çalışmakta bir yandan boğuyor. Gerçekten içim bitti, yoruldum. Sizinde kafanızı ağrıttım kusura bakmayın.
 
oysa ki umudum da vardı görüşmeler göreceli iyi geçmişti ve istediğim iş verdiğim cv nin üçte biri bile değildi.
Kendi tecrübelerimden yola çıkarak size naçizane bir öneride bulunayım. Bu öneriyi ben de Richard N. Bolles'ın yazdığı "What color is your parachute?" adlı kitapta okuyup öğrenmiştim; uyguladığım üç farklı iş bulma girişiminde de olumlu sonuç almıştım.

Kitabın yazarı diyor ki: İş arama sürecinde, kariyer sitelerindeki ilanlara başvurmak vb. herkesin genelgeçer uyguladığı yöntemleri terk edin. Uzmanlığınızın, mesleki eğitiminizin, yeteneklerinizin olduğunu bildiğiniz/düşündüğünüz alanlarda iş yapan ve çalışmak istediğiniz şirketleri belirleyin. Şirketin iş ilanı olsun olmasın, siz bizzat şirkete başvurun ve orada neden çalışmak istediğinizi, hedeflerinizi, nasıl fark yaratabileceğinizi, şirketi, çalıştığınız departmanı nereden nereye getirmek istediğinizi anlatın.

Yazarın anafikri şu: Şirketler özgüven sahibi, sorumluluk alabilecek, hedefleri olan insanlarla çalışmak ister. Bu yöntemi uyguladığınızda, karşınızdaki insanda bu izlenimi yaratabilme imkanınız oluyor.
 
Kendi tecrübelerimden yola çıkarak size naçizane bir öneride bulunayım. Bu öneriyi ben de Richard N. Bolles'ın yazdığı "What color is your parachute?" adlı kitapta okuyup öğrenmiştim; uyguladığım üç farklı iş bulma girişiminde de olumlu sonuç almıştım.

Kitabın yazarı diyor ki: İş arama sürecinde, kariyer sitelerindeki ilanlara başvurmak vb. herkesin genelgeçer uyguladığı yöntemleri terk edin. Uzmanlığınızın, mesleki eğitiminizin, yeteneklerinizin olduğunu bildiğiniz/düşündüğünüz alanlarda iş yapan ve çalışmak istediğiniz şirketleri belirleyin. Şirketin iş ilanı olsun olmasın, siz bizzat şirkete başvurun ve orada neden çalışmak istediğinizi, hedeflerinizi, nasıl fark yaratabileceğinizi, şirketi, çalıştığınız departmanı nereden nereye getirmek istediğinizi anlatın.

Yazarın anafikri şu: Şirketler özgüven sahibi, sorumluluk alabilecek, hedefleri olan insanlarla çalışmak ister. Bu yöntemi uyguladığınızda, karşınızdaki insanda bu izlenimi yaratabilme imkanınız oluyor.
Yazar aslında doğru söylüyor ama bu tanım daha kurumsal firmalarda geçerli olacaktır diye düşünüyorum. İsmini anmayı bile istemediğim eski iş verenim olan şahsiyet çalıştığım dönemdeki hakaretlerine, mobbinlerine ve sonunda işten çıkışımı vermesine rağmen hiç bir şey olmamış gibi bile utanmadan helallik istedi ve bende dönüp gittim. Bu süreç ile işsiz kalmış olmam bir tarafa Denizli'deki otomasyon firmalarına yada elektrik bakım firmalarına ne salladıysa gittiğim, başvuru yaptığım yer olumsuz cevap veriyor. Yoksa bende "başlarım ilan sitelerine" diyerek tek tek firmalara elden cv verip yüz yüze konuşmayı tercih etmiştim ama sonuç yine aynı oldu. Bu insan müsfettesi varlık yüzünden kendi mesleğimden vazgeçtim artık kurumsal düzgün bir iş ahlakına sahip herhangi bir şey olur moduna geçtim. Zaten artık bir amacım umudum yok sadece verilen hayatta günlerimi geçiriyorum. Ev, araba almak gibi bir dert kalmadı mevcut yönetim ile kalan ömrümdeki tek derdim vardiya olmasın pazar tatil olsun, olsun ki en azından hala keyif alabildiğim bisiklet ve trekkinge vakit kalsın.

Bir ara internetten yazılım kurslarına başladım (freecodecamp) "hadi alperen yaparsın" diye. Kafam basıyor baya ilerlerdim ama yaratılıştan mıdır nedir bilmiyorum benim elim klavyede, mekanikte işleyecek sıkılıyorum bir yerden sonra. Mesela elde yapılan bıçak, marangozluk, ince işlemeler, elektronik kartlara falan çok beğendiğim işler ama işte başındaki insanlar "bu çocuğun böyle yeteneği var belli buralara gönderelim" yerine herkes bunu yapıyor diye bir yön verince ister istemez o yolda gidildi. Bu saatten sonra ben o yolu değiştirmeye kalksam da iş veren tarafına saçma geliyor. Geçen bir iş görüşmesinde "2010'dan bu yana 4 farklı iş yerinde çalışmışsın belli ki dikiş tutturamıyorsun" dedi adam. Yani kalkıp ben başka bir alan geçtiğimde ülkemdeki toplum "x yaşından sonra o yapılmaz moduna bağlayacak yine.
 
Yazar aslında doğru söylüyor ama bu tanım daha kurumsal firmalarda geçerli olacaktır diye düşünüyorum. İsmini anmayı bile istemediğim eski iş verenim olan şahsiyet çalıştığım dönemdeki hakaretlerine, mobbinlerine ve sonunda işten çıkışımı vermesine rağmen hiç bir şey olmamış gibi bile utanmadan helallik istedi ve bende dönüp gittim. Bu süreç ile işsiz kalmış olmam bir tarafa Denizli'deki otomasyon firmalarına yada elektrik bakım firmalarına ne salladıysa gittiğim, başvuru yaptığım yer olumsuz cevap veriyor. Yoksa bende "başlarım ilan sitelerine" diyerek tek tek firmalara elden cv verip yüz yüze konuşmayı tercih etmiştim ama sonuç yine aynı oldu. Bu insan müsfettesi varlık yüzünden kendi mesleğimden vazgeçtim artık kurumsal düzgün bir iş ahlakına sahip herhangi bir şey olur moduna geçtim. Zaten artık bir amacım umudum yok sadece verilen hayatta günlerimi geçiriyorum. Ev, araba almak gibi bir dert kalmadı mevcut yönetim ile kalan ömrümdeki tek derdim vardiya olmasın pazar tatil olsun, olsun ki en azından hala keyif alabildiğim bisiklet ve trekkinge vakit kalsın.

Bir ara internetten yazılım kurslarına başladım (freecodecamp) "hadi alperen yaparsın" diye. Kafam basıyor baya ilerlerdim ama yaratılıştan mıdır nedir bilmiyorum benim elim klavyede, mekanikte işleyecek sıkılıyorum bir yerden sonra. Mesela elde yapılan bıçak, marangozluk, ince işlemeler, elektronik kartlara falan çok beğendiğim işler ama işte başındaki insanlar "bu çocuğun böyle yeteneği var belli buralara gönderelim" yerine herkes bunu yapıyor diye bir yön verince ister istemez o yolda gidildi. Bu saatten sonra ben o yolu değiştirmeye kalksam da iş veren tarafına saçma geliyor. Geçen bir iş görüşmesinde "2010'dan bu yana 4 farklı iş yerinde çalışmışsın belli ki dikiş tutturamıyorsun" dedi adam. Yani kalkıp ben başka bir alan geçtiğimde ülkemdeki toplum "x yaşından sonra o yapılmaz moduna bağlayacak yine.
Sizin için neyin önemli olduğunu bulmak yolun yarısıdır. Hedeflerinizi yeniden düşünmenin ve kendiniz için harekete geçmenin zamanı gelmiş olabilir.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve Ricochet
Yazar aslında doğru söylüyor ama bu tanım daha kurumsal firmalarda geçerli olacaktır diye düşünüyorum. İsmini anmayı bile istemediğim eski iş verenim olan şahsiyet çalıştığım dönemdeki hakaretlerine, mobbinlerine ve sonunda işten çıkışımı vermesine rağmen hiç bir şey olmamış gibi bile utanmadan helallik istedi ve bende dönüp gittim. Bu süreç ile işsiz kalmış olmam bir tarafa Denizli'deki otomasyon firmalarına yada elektrik bakım firmalarına ne salladıysa gittiğim, başvuru yaptığım yer olumsuz cevap veriyor. Yoksa bende "başlarım ilan sitelerine" diyerek tek tek firmalara elden cv verip yüz yüze konuşmayı tercih etmiştim ama sonuç yine aynı oldu. Bu insan müsfettesi varlık yüzünden kendi mesleğimden vazgeçtim artık kurumsal düzgün bir iş ahlakına sahip herhangi bir şey olur moduna geçtim. Zaten artık bir amacım umudum yok sadece verilen hayatta günlerimi geçiriyorum. Ev, araba almak gibi bir dert kalmadı mevcut yönetim ile kalan ömrümdeki tek derdim vardiya olmasın pazar tatil olsun, olsun ki en azından hala keyif alabildiğim bisiklet ve trekkinge vakit kalsın.

Bir ara internetten yazılım kurslarına başladım (freecodecamp) "hadi alperen yaparsın" diye. Kafam basıyor baya ilerlerdim ama yaratılıştan mıdır nedir bilmiyorum benim elim klavyede, mekanikte işleyecek sıkılıyorum bir yerden sonra. Mesela elde yapılan bıçak, marangozluk, ince işlemeler, elektronik kartlara falan çok beğendiğim işler ama işte başındaki insanlar "bu çocuğun böyle yeteneği var belli buralara gönderelim" yerine herkes bunu yapıyor diye bir yön verince ister istemez o yolda gidildi. Bu saatten sonra ben o yolu değiştirmeye kalksam da iş veren tarafına saçma geliyor. Geçen bir iş görüşmesinde "2010'dan bu yana 4 farklı iş yerinde çalışmışsın belli ki dikiş tutturamıyorsun" dedi adam. Yani kalkıp ben başka bir alan geçtiğimde ülkemdeki toplum "x yaşından sonra o yapılmaz moduna bağlayacak yine.
Denizlililer özellikle de oradaki ticaretle uğraşan kesim biraz da para gördüyse inanılmaz görgüsüz, orantısız bir özgüvene sahipler. Nereden biliyorsun dersen 5 yıl yaşadım, ben senin yerinde olsam şehir değiştirmenin yolunu arardım.
 
"2010'dan bu yana 4 farklı iş yerinde çalışmışsın belli ki dikiş tutturamıyorsun" dedi adam.

2018 yılından ve 38 yaştan sonra 4 işyeri değiştirmiş, birinden kovulmuş ve an itibariyle İsviçre'den bir firmanın Türkiye tasarım ofisinde koordinatör pozisyonunda çalışan biri olarak, o adam kimse yüzüne koca bir "h.....tir oradan!" demek isterim.

Hayatlarımız gibi kariyer de bir yolculuk. Aynı zamanda bizi bir yerden diğerine götüren yolun da kendisi. Bu yolda bazen yanlış kapılardan içeri girebiliyoruz bilmeden. Yapmamız gereken yola küsmek yerine içinde olduğumuz odadan alabildiğimizi (tecrübe olarak) alıp kapıyı çekip çıkmak. Sonrasında çalacağımız kapıları öncekinden edindiğimiz tecrübe ile değerlendirmek.

2018'de uğradığım haksızlığa sessiz kalıp otursaydım, muhtemelen bana layık görülen üç kuruş paraya halen aynı yerde aynı işi yapıyor olurdum. Ama Jim Rohn'un dediği gibi bulunduğum yer beni memnun etmiyordu ve ben de yerimi değiştirdim, zira ağaç değilim.

Ödenecek faturalar, kiralar, ekstresi gelen kartlar varken radikal değişiklikler yapmak zor ve korkutucu evet. Ama doğru olanı bildiğin halde gereğini yapmamak daha korkutucu.

Yurtdışı firmaları öncelikli olarak fırsatları sürekli kovalamak, bu esnada kendimize değer katmak, bu değeri doğru pazarlamak için eğitim ve destek almak, iş ağımızı geliştirmekle bir yere varabiliriz ancak.
 
Çok geçmiş olsun. Ben kasklı olduğum halde neredeyse bir saat kendimden geçmişim.
En son kazadan önce ne düşündüğümü hatırlayabiliyorum ancak nasıl kaza yaptığımı bilmiyorum. Tahminlerim var sadece.🙄
Yav Cemal, neyi tahmin ediyorsun allasen. 5387 defa kaza yaptın,bu benim bildiğim. Kaza senin rutinin. Hangi birini birbirinden ayıracan da sebebini bulacan da tahmin edecen de. :snzdglsn:Stravada keşke senin için bisiklete biniş sürenin yanında bir de yere kapapaklanma süreni de yazsa. :ssrtcbya:
 
Destekleriniz ve anlayışınız için hepinize tek tek çok teşekkür ederim. Durum şu; 19 yıllık bir uçak elektrik/elektronik teknisyeniyim (avionic). Kurumum pilotlarına verdiği hakları teknisyenlerine tanımadığı için herhangi bir sertifika sahibi yapmadı bizi. Avrupa onaylı sertifikamı eğitim sırasında seneler önce almam gerekirken geçen sene 3000 euro ödeyerek cebimden, bütün modül sınavlarına yeniden baştan çalışarak, çok zor bir süreç sonunda elde ettim. Bu sefer de bütün avrupa da geçen sertifikayı bilin bakalım hangi sivri zekalı ülke yetkilileri kabul etmiyor 🤬

Şimdi ya sıfırdan Türk belgesi için çalışacağım ya da yurtdışında iş aramaya devam edeceğim ama yine kurumum hiçbir tecrübemi kaydetmediği için yetkisizmiş gibi en alt basamaktan başlayacağım oda 40 yaşında birini en alttan almak isteyen yüce gönüllü bir şirket bulabilir bir de ikna edebilir isem.

Ya da kıracağım dizimi hayallerime veda edeceğim, ya da önümü görmeden kılıç sallamaya devam edeceğim 😔
 
Yav Cemal, neyi tahmin ediyorsun allasen. 5387 defa kaza yaptın,bu benim bildiğim. Kaza senin rutinin. Hangi birini birbirinden ayıracan da sebebini bulacan da tahmin edecen de. :snzdglsn:Stravada keşke senin için bisiklete biniş sürenin yanında bir de yere kapapaklanma süreni de yazsa. :ssrtcbya:
Toprak beni çağırıyor. 🤣
 
Tek bir piksel az veya çok yazarsan çözünürlüğe tanımıyormuş Canon bey, ben büyüklüğünden görünmüyor diye 640x480'e kadar düşmüştüm oysa 2592x1456 olmalıymış.
 

Dosyalar

  • IMG_20250211_174702.jpg
    IMG_20250211_174702.jpg
    38,9 KB · Okunma: 20
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve Özcan
@MakRo Seni kendi işimin patronuyum : ) facebook grubumuza bekliyoruz.

images
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
Geri