Merhaba sevgili bisikletforum takipçileri;
İlk aldığım Salcano marka bisikletin "Sarı logolu siteden" evin bahçesine olan sürecini ve acemiliğimde aldığım dersleri anlatayım. Siz kendinize pay çıkarın.
1- Öncelikle bisikletin piyasasına bakın; Eğer aynı bisiklet 5xxx birim iken siz onu 3xxx birim gibi farklarda buluyorsanız ilan detaylarını isteyin ve iyi inceleyin.
2- Bisiklet satıcısını analiz edin; Bisikletin sahibi gerçekten kullanıcı mı, kendisi kullanmış mı, bisiklet üzerindeki parçaların özelliklerine aşina mı analiz edin. Mesela sizin boyunuza uygun kadro boyu 17" ve ilgilendiğiniz bisiklette o kadroda, satıcının boyuna ve kilosuna bir bakın derim. MTB lastik jantları yaklaşık 110-125 kiloyu maksimum yük olarak belirtir, satıcı mesela aşırı kilolu ise o bisikletin kondisyonunu zorlamış, jant tellerine hatta çemberlerine zarar vermiş olabilir. Jantlarda çatlak, kırık olabilir yada tamir görmüş olabilir.
3- Satıcıyla anlaşma/buluşma/test sürüşü; Öncelikle size tavsiyem bisikleti görmeden pazarlık etmeyin ve bisikleti deneyebileceğiniz bir yer, iyi ışıklandırılmış bir ortamda en az 5 dakika üzerinde kalacağınız şekilde deneyin. Kadro boyuna, sele konforuna, gidon genişliği ve uzaklığına, frenlerin kondisyonuna, vites arttırma/azaltma hissiyatına, pedal ekseninde anormallik olup olmamasına bakın. Bisiklet üzerindeki motif, çıkarma ve boyaların durumuna bakın.
4- Parçaların gözle kontrolü; Bu madde 3. maddeyle de birleştirilebilir belki ama detaylı anlatmak istediğim için ayrı numara verdim; öncelikle bisikleti tepeden tırnağa kontrol edin.
* Birleşim yerlerinde "kırık, çatlak, tırnağa gelecek şekilde çapak, boşluk, vurma izi var mı ?" şeklinde gözle muayene edin. Kaynak izi yada birleşim yerindeki her iz çatlak olmayabilir, bunu iyice tayin edin.
* "Sele ve lastik durumu nedir" diye kontrol edin. Beni Arnavutköy'den aldığım bisiklette selede yaralanma, lastikte de kocaman bir balon vardı ve benim en büyük amatörlüğüme denk gelen nokta da buydu mesela. V-frenli ise lastik yüzeyinin yanı sıra lastik kenarlarına da bakın. Ayarı kaçan fren pabuçları kısa sürede lastiğin kenarından kesmeye başlıyor ve tam anlamıyla lastiği yarıyor !. Bununla birlikte lastik basıncı yerinde mi diye de bakın. Eğer basınç düşükse uzun süre kullanılmamış ve lastik/iç lastik patlak yada ekonomik ömrünü tamamlamış olabilir. Ele göze dokunur en ucuz lastik bile 160 lira olmuş durumda... Seleler de o kadar.
* Fren pabuçlarına/pabuç yataklarına ve fren/vites tellerine göz atın. Pas olmaması mümkün olacağı gibi(değiştirildiğinde greslenmiş yada vazelinlenmiş olabilir, tavsiyedir!) paslı da olabilir. Paslı teller esnekliklerini kaybedeceklerinden, her tansiyonda(gerilme durumunda) kopma ve içten içe parçalanma eğiliminde olurlar. Size bir senaryo yazacağım; Bir yokuştan aşağıya iniyorsunuz ve V-frenli ama paslı telli bir bisikletiniz var. Aniden önünüze bir taksi çıktı ve yolcu kapısına doğru 25 km/h anlık süratle gidiyorsunuz. Bisikletle birlikte yaklaşık 100 kg'lık bir cisim olarak bu süratte çarptığınızda basit bir denklemle 700 kg.m/s'lık bir çarpma kuvveti oluşacak ve ciddi şekilde yaralanacaksınız. Ondan dolayı bunları da göz önünde bulundurun. !.
* Jantlar ve akord durumlarını değerlendirin. Çok basit şekilde bir gösterge metodu olan "8 çizme testi"ni uygulayın. Jant tellerinde eksiklik, eğiklik, makaron geçirme, bantla tutturma gibi akla ziyan şeyle var mı diye bakın. Ne yazık ki benim başıma gelen durumda eleman 1 tane teli çıkarmış, ön tekerdeki bir tele de siyah bantla efekt vermişti. Farkettikten sonrasını anlatmak istemiyorum...
* Gidondaki mekanizmaların gözle kontrolünü sağlayın. Vites arttırıcıların shift kollarında çatlak var mı, eksik bir kapak yada mekanizmada zorlanma, laçkalık, sürtme izi, darbe izi var mı kontrol edin. Farketmeden aldığın bir bisiklet sizin bisikletten alacağınız zevki büyük oranda azaltacaktır emin olun. Test sürüşünde zincir durumuna bağlı olarak tabi ki, tüm viteslere geçiş var mı bakın. Vites ayarının olmaması durumunda rublede ve arka aktarıcı bölgesinde "tak tak tak tak" şeklinde atlama yapabilir. Bunlar tel gevşetmeyle falan düzeltilir, önemli olan aktarıcı ve ruble yada aynakol yaprakları uyumlu mu bakın.
* Zincirin kondisyonuna bakın. Benim olayımda zincirin üzerinde çok ağır bir siyah yağ vardı. Sonraki vakitlerde temizlerken gördüm ki bu zincir aslında "patates turuncusu" olmuş, motor yağıyla kamufle etmiş satan eleman... Komple aktarma sistemlerinin inanılmaz şekilde aşınmasına sebep olacaktı eğer kullansaydım.
* Aynakol yapraklarındaki dişleri kontrol edin. Bu aldığım bisiklette değildi ama başka bir bisikletimin aynakolu tek yaprak sistemdi. Kontrol ettiğimde ise 2 dişte ciddi aşınma, 1 dişin ise kayıp olduğunu görmüştüm. Bu durum genelde bir yükseltiden inerken yanlış açı ve pedal konumu sonucunda aynakolun zemine sert şekilde çarpmasıyla oluyor. Zincire ve doğal olarak bütün sete kısa zamanda çöp edecek etkisi olacaktır.
* Sele borusunun uzunluğunun kadroya göre uyumuna mutlaka bakın. Eğer sele borusu kısa ve sele çok yukarı çekilmişse, kadronun üst tarafından çatlama meydana gelecektir. Bunun için sele yüksekliğini önemsediğiniz kadar borunun yüksekliğini de önemseyin. Sele borusu, kelepçe hizasından en az bir karış kadar aynakola doğru da uzamalıdır. Yoksa sele üstünde ağırlığınızı vermiş durumdayken bir bozuk yola geçtiğinizde çok tatsız bir olay yaşanabilir.
Tecrübelerimi aktarmaya çalıştım, umarım etkili ve yararlı olur. Olur da bir sürç'i-lisan ettiysem affedin, kırmadan eleştirin. Umarım resimleri de yükler mesaja ekleyebilirim. O zamana kadar kendinize cici cici bisikletler alın ve bol bol pedallayın arkadaşlarım.