Arkadaşlar, sizlere diğer bir bakış açısı sunayım. Her yol bisikleti kullanıcısını performans yarışçısı gibi görmemek gerekiyor. Bir yol bisikleti tadını almak, yol bisikletine giriş yapmak için bile kullanmak isteyebilir insanlar. Yani benim gibi düşünen diğer bisiklet türü kullanıcıları, kendi bisikletlerinden daha hafif ve hızlı bir bisiklet sürmesin mi?
Mesela benim geçen yıllara kadar tüm bisikletlerim dağ ya da şehir bisikletleriydi. Ancak artık bir yol bisikleti de kullanmak istiyordum. Çünkü daha hafif ve daha hızlı bir bisiklet istemeye başlamıştım. Hem şekli şemali ile de daha bi gösterişli ve keyifli görünüyordu. Bu forumdan paylaşımlar da cabasıydı. Gayet etkilendim, imrendim ve gaza geldim. Bir tane edinmeye karar vermiştim ama forumdan arkadaşlar, dişli oranlarının yokuşlarda zorlayıcı olabileceğini, konfor olarak ta aşırı sert olduğunu anlatıyorlardı. Tam vaz geçecektim, içimde kalacaktı ki, yine forumdan bir arkadaş; hem konfor olarak çok aşırı sert olmayan, hem de çok yormayacak dişli oranlarına sahip yol bisikletleri olduğundan bahsetmişti. Vaz mı geçmeliydim? Bu keyfi tatmasa mıydım? Tabi ki, ben de bu keyfi tatmak istedim. Daha konfora dayalı ve agresif olmayan Endurance kadrolu, karbon maşalı, 50/34 - 11/32 dişli oranlı, 28 mm genişlikte lastikleri olan bir yol bisikleti bulduğum gibi alıverdim. Dişli oranları beni yokuşta zorlamazken, 10 kg ağırlığı ile de daha kolay tırmanmamı sağladı. Şehir bisikletimden çok daha hafif olmasının tek avantajını yokuşlarda değil, düz yol ve inişlerde de daha seri ve hızlı giderek yaşadım. Şimdi ben pro bir sürücü değilim. Bu tercihimden dolayı gayet mutluyum. Kadans geçişlerindeki ufacık farkı da hissetmiyorum bile.
Ola ki vites geçişlerindeki mili saniyeler benim için önemli olur; o zaman bacakları güçlendirecek antrenmanlar yapar, yokuşları çok daha kolay tırmanırsam, belki o zaman rubleyi de daha hızlı oranlara güncellerim.