Pinarello Dogma ThinkII (replica)

Sahte politikacılar güven'i
Sahte patronlar iş hayatını
Sahte yazarlar edebiyatı,
Sahte müzisyenler(!) müziği
Sahte balcılar arıcılığı
ve sahte olan her ne varsa yaşamdaki gerçekleri öldürdüler.Sahte'nin padişahlığı kuruldu memlekette.Yumuşak yumuşak,kırmadan incitmeden yazdıkça tepemize çıktınız.Alın sahte ne varsa kullanın,yiyip için,karışan görüşen yok.binin keyifle bin liralık pinarello'larınıza.Ama uzatmayın.kabul edin ki,sahte seviciliği kadar,sahte karşıtları da var.Biz saygı duyduk,lutfen siz de duyun.

Eyvah, ne yaptiniz Derya Bey? Simdi balciliktan girip muzisyenlikten cikacak. Ben kofteciyim zaten

sahte pinarello ya binmektense orjinal ümit e binmeyi tercih ederim bol sohbetler.

Aslında bazı konuların başına < Dikkat!! Tartışma İçerir > şeklinde bir ekleme yapılsa çok iyi olur, biz de fotoğraflara bakar çıkarız. ut:

politikacıların, patronların, müzisyenlerin, yazarların sahteliği nasıl kanıtlanır merak ediyorum, bu öğelerin sahteliği görecelidir, beğenmediğiniz politikacı, müzisyen, yazar herneyse siz beğenmediniz diye sahte oluyorsa bisiklet konusuna da böyle yaklaşıyorsunuz derim ben, çünkü bisiklet gibi sahteliği ispatlanabilir bir öğe ile yakınmış gibi bu öğeleri burada yuvarlak söz kalıpları içerisinde yuvarlamak bence yorum yapmak için yorum yapmaktan pek farklı değildir. saygılar

sırf meraktan soruyorum, orjinal ürünü bu kadar savunan arkadaşlar orjinal bir kadronun ne kadara mal olduğunu biliyorlarmı ve üzerine marka basıldıktan sonra markaya ödedikleri fiyatı?

@ömer faruk erdoğan

O yazıyı okuyup da "Yorum yapmak için yorum yapmak" olarak nitelendiriyorsan,zaten konuyu zerre kadar kavramamışsın.Sahtelik burada bir metafor olarak kullanılmış olup,sahtelik ve sahtekarlığın övülmesine karşı bir duruş anlatılmak istenmiştir.Ancak senin bu detayları anlayabileceğini sanmıyorum.Başkalarını saçma sapan suçlayacağına bence anlamadığın konuların içine balıklama dalıp,anlamsız yorumlar yapma.Neyi savunuyorsun,ya da neyin karşısındasın? 25 yaşındasın,trek bisiklete biniyorsun,sahteciliğe karşı durduğum için kalkmış beni eleştiriyorsun.Haklı bir yanın olsa gam yemem.O yazının bir öncesinde uzun uzun yazdığım diğer yazıyı okumadan yorum yapma.

Türk milletinin klasik hastalığı yine baş göstermiş burada. Konunun başından beri çok az faydalı bilgi paylaşımı var ve genel anlamda çoğu kişi polemik peşinde. Konuda yorum yapanlardan genel anlamda bir taraf (herkes değil tabi ki) replika alanları veya üretenleri, satanları emek hırsızlığıyla suçlarken, diğer taraf orjinal markaların abartı fiyatları olduğundan, müşterilerini kazıkladıklarından dem vuruyorlar. Herkes fikrini söylemekte tabi ki özgürdür ama kırıcı olmak, karşıdaki kişileri rahatsız etmek hiç hoş olmuyor. Bu üslubun bence asıl nedeni de gerçekten bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamız ve olaylara aklımızdan çok duygularımızla yaklaşmamız. Daha önce de bu tip bir konuya (replika pinarello) denk gelmiştim ve aşağıdaki soruyu sormuştum. Biliyor musunuz ne oldu? Bir tek cevap dahi gelmedi. Çünkü biz işin magazin boyutunu daha çok seviyoruz. Teknik konulara girilince sıvışıyoruz. Bir sürü alıntı yapılabilir yazılan mesajlardan ama örneğin en son bir arkadaş "@OĞUZ.UZ" diye sormuş. Bu soruyu sorduğuna göre kendisi biliyor olmalı, öncü firmaların bazı karbon kadrolarının maliyetini. Bu anlamda aşağıdaki konularda bizleri aydınlatabilirse en azından konu faydalı bir yerlere gidecektir...

Daha önceki benzer konuda sorduğum soru(yazdığım mesajı aynen aktardım):

Bisikletin görünüşü gerçekten harika ve donanımlara da diyecek bir şey yok. Güle güle kullanın. Ancak gördüğüm kadarıyla konu farklı yerlere doğru gitti kadronun orjinalliği konusunda. Öncelikle bu konu buraya gelirken kullanılan üslubu hiç beğenmediğimi ve rahatsız edici bulduğumu söylemek istiyorum. Ama madem bu konular konuşulmaya başlandı bari faydalı bir yerlere gitsin. Fiyat farkından ziyade, replika kadroların orjinallerine göre dayanım, geometri, rijitlik gibi konularda farkları nelerdir. Yani bir kadro için tek kriter yorulma veya darbeye bağlı olarak kırılması değil elbette. Hafiflik, açılar, rijitlik ve dayanım hepsi birlikte kalitesini ortaya çıkarıyor. Yani replika kadrolarda, orjinalinden malzemesi, üretim metodu ve prosesleri, ısıl işlemleri mi farklı? Geometrik ölçüler, açılar birebir mi kullanılıyor yoksa onlar da değişebiliyor mu? Bu konuda deneyim ve/veya bilgi sahibi kişiler yorum yapabilirler mi?

yaklasik ayni fiyata ikinci el orginal scott addict r1 kadro set aldim.kadro masa 1300 gr ve scott farki.Cevremdeki insanlarin bisikletlerini ben topladigim icin emitasyon kadro setleri de inceleme firsatim oldu.Yani her iki dirumu da bilen biri olarak yaziyorum.Kimse demesin ki ayni fark yok kesinlikle daglar kadar fark var.bu farklar ozellikle boya isciligi ile ince detay gereken furs yatagi kadro kulagi ve orta gobek yuvasi ile sele borusu giris yerinde kendini fazlasiyla gosteriyor.Bu noktalar da bisikletin can damaridir.EN testinden ise hic bahsetmiyorum uludag inisindeki sert kasislerde en testi yapilmamis bir kadro set ile o hizlarda kendimi dusunemiyorum benim canim kiymetli cep telefonuna binlerce lira verilen ulkede kadro sette yani canimi emanet ettigim sistemde emitasyona ben guvenemem.

son cumle olarak da emitasyon bir carbon kadro set kullanmaktansa alu kadroya 300 gramlik orginal masa takarak ayni agirligi elde ederim icim de rahat eder.Benim gozumde emitasyon kadro kullanmak performans ve sporculuk icin degil sadece cevreye hava atmak icindir.(benim dusuncem boyle) ayrica hic emitasyon kullandinizmi da yorum yaziyorsunuz doyenlere soruyorum hic orginal kullandiniz mi da aradaki farki biliyorsunuz.Ben ikisinide kullandim.

Niye öyle dedin Ferhat hocam, Türkiye'de derece yapanlar var bu kadrolarla. Gururumuz, canımız ciğerimiz onlar bizim. Mesela bazılarına çakma kadro kullanıyorsun deyince hemen "gel de antrenmanda boyunun ölçüsünü göstereyim" diyerek gerginlik yaratıyorlar. Bunlara ne dersin? Nasıl bir savunma mekanizmasıdır bu? Böyle dediklerinde kadro çakmalıktan çıkıyor mu, çok merak ediyorum. Benim anlamadığım nokta, çakma kadroları getirip, üzerine dünyanın kârını ekleyerek satanlar ve bununla da övünenler. Fiyatlar ortada.

Ahmet o arkadaslar o kadro olmadan da derece yapacak insanlar.ayrica aldiklari kadro EN testi olan emitasyon aliexperss urunu degil alma sebepleri de emin olmamakla birlikte ulkemizdeki altindaki kadroya cebindeki telefona bindigin arabaya gore(ornek artabilir) insana deger verilip karsilik gormesinden ye kurkum olayi. bunlar benim sahsi dusuncelerim kimseye kabul ettirmeye calismiyorum.isteyen tabiki alip kullanabilir.

O halde çakmadan çakmaya fark var. Aliexpress veya benzeri sitelerin ürünü olmayan çakmayı nereden getirtebiliriz? Ben de edinmek isterim bunlardan. En testini kendimiz mi yapmış oluyoruz? Biz yapmıyorsak, kim yapıyor ya da kime yaptırıyoruz bunu? Bir de açılımı veya İngilizce karşılığı nedir bu testin?

Mehmet Sarı' ya teşekkürler. Rayından çıkan konuyu tekrar yoluna sokuyor.
Hepimizin merak ettiği ve Mehmet arkadaşımızın da tekrar dikkat çektiği kısmı yeniden irdeleyelim. Bilen arkadaşlardan yorum bekliyoruz.
Çakma kadroların güvenlik testleri yapılmakta mıdır, öyleyse hangi ortamlarda?, ben bindim test ettim, şu çukura dayandı vs ile test olmaz. Sizin bu ifadelerinizi referans alıp birileri kadrodan alsa ve başına birşey gelse, size de vicdani bir sorumluluk doğuyor.
Çakma kadronun orjinaline göre ciddi ağırlık farkı olduğu görülüyor, bunun sebebi nedir? Soruyu teknik anlamda soruyorum. Ağırlık farkı nereden doğuyor? (genel cevabını ben de biliyorum)
Çakma kadronun geometrisi orjinali ile tamamen aynı mıdır?
Şahsi değerlendirmeme gelince; alım gücü düşük bir ülkede olduğumuz için bas bas bağırıyoruz, bu kadrolar kişi başına milli geliri ortalama 25.000 usd olan ülkeler için o kadar da fazla değil. Kendi fakirliğimizle (ulusal olarak alım gücünün düşüklüğü anlamında) başkasının alım gücüne göre ortalama fiyatları pahalı buluyoruz. Üstelik bizde fiyatları artıran farklı etmenler de var unutmayalım. Örneğin Range Rover Vogue, Türkiye ye 90.000 eu ya giriyor ama siz bunu 200.000 eu ya ancak alabilirsiniz. Sonra ülkeye sokan tekellerin çoğu zaman tek başlarına fiyat belirleme erkine sahip olduğunu hatırlayalım. Neden insanlar yurtdışından alışveriş yapmak için uğraşıyor? çünkü orjinal ürünler çoğu zaman güzel ülkemden daha ucuz. Dolayısıyla, bu haliyle orjinal kadrolar Türkiyem için gerçekten pahalı.
Çakma kadro ile ilgili olarak da estetik açıdan albenisi olduğunu kimse inkar edemez. Bu haliyle orjinalinin de reklamına katkıda bulunulduğu da aşikar. Ama konu insan hayatı olunca, tam donanımlı laboratuvarlarda pek çok testten geçen orjinal ürünün, alüminyum kadro dahi olsa tercih edilmesi gerekir.

burhanozer, karbon üretimini biraz incelerseniz olayın T700, T800 gibi terimlerin çok ötesinde olduğunu görebilirsiniz. Bu aynı "binada X marka tuğla kullanmışlar" gibi. Ama binayı sağlam yapan şey tuğla kalitesi değil tabi. Olay temel, taşıyıcı beton ve demirlerinde. Karbon kadro tasarımında dokularının kullanım alanına uygun olarak yönlendirilmesi, kadronun tasarımı (güce fazla maruz kalan yerlerin özel olarak imal edilmesi), rijit yerlerin sağlam ama esnemesi gereken yerlerin de "esneyebiliyor" olması, gibi bir sürü parametre var. Mesela Torayca elyaflarında model yükseldikçe rijitlik artıyor ama bu artış bisikletin belli bölgeleri için negatif etki yaratıyor. Yani siz kalkıp tüm bir kadroyu en son model T1000 elyafıyla yaparsanız o zaman ben de size geçmiş olsun derim. Nitekim Giant firması Advanced diye piyasaya sürdüğü, kimilerine göre dünyanın en iyi karbon kadrolarında halen T700 ve T800'ü beraber kullanıyor. Ayrıca her ne kadar büyük markaların fabrika terimlerine çok aldırmasam da ara sıra CNT "Carbon Nano Tube" ile %80 güçlendirilmiş gibi tasarım ibarelerine denk geliyorum. Tamam %80 çok uzun boylu olabilir ama sonuçta üretimde artı bir proses var. Uzakdoğu merdiven altı üretimlerinde bu tip şeyler olabileceğini düşünmüyorsunuzdur umarım.

ve VW bir otomobil yaptı ,dizel ve yakıt tüketimini 100 km.de 1 lt. olarak duyordu. Hayır şaka değil, gerçek ve bir tasarım harikası!.. Tasarım böyle bir şey işte ve karbonfiber üretiminde ise çok şey..

Bir arkadaş acaba orijinal ürünlerin üretim maliyetlerini biliyor musunuz diye sormuş ?
Mesela 2000 TL ye satılan IPhone5 'in Apple'a olan fabrika maliyetinin 100 TL.yi geçeceğini zannetmiyorum. Keza diğer tüm telefon ve tabletlerde de durum bu şekilde. İşte bu yüzden Apple dünyanın en zengin firmalarından biri. İşte bu yüzden tasarım bu kadar önemli.

Daldan dala atlıyorum. Orijinal Pinarello Dogma kadroyu elime alıp evire çevire inceleme şansım oldu. Malzeme, detaylardaki kusursuzluk kısaca işçilik hat safhadaydı. Bu tip malzemeleri görünce çakmalarına 1 metre öteden bakmaya bile dayanamıyorum. Çakmaların içini bilemiyorsun ama dışı yani kozmetiği de son derece ucuz görünüyor. Şimdi her insanın beklentileri farklı. Mesela ben biraz detaycı biriyimdir. O yüzden eğer Pinarello alacak olursam yememden içmemden keser gider orjinalini alırım, başka birinde de detay takıntısı yoktur gider çakmasını alır mı alır.. Öte taraftan ben orijinal Pinarello almayacak kadar da fiyat/performans takıntısı olan biriyimdir Bu yüzden şu Storck'un şu yeni kadrosu scenero g2 'ye göz diktim. Bu kadroyu komple bisiklet olarak, üzerinde Ultegra ayarı malzemelerle 3bin Euro ya veriyor Storck!.. Pinarello takınsı olan arkadaşların biraz da piyasayı bilmediklerini düşünüyorum. En az onlar kadar (hatta daha başarılı olduğunu düşündüğüm) N tane marka model var.

ve örnekler: ABD'den 1500 USD gibi bir rakam şu meşhur Ti. üreticisi LiteSpeed'in en üst model karbon kadrosunu alabiliyorsunuz. Aslında muhteşem şeyler için çok uzaklara bakmaya gerek yok. 700 gr. lık kadrosuyla bottom bracket rijitlik testlerini alt üst eden 2013 model Cannondale Evo lara buran da ulaşabilmek mümkün. Bu kadronun Sram Red malzemelerle bisiklet olarak satış fiyatı ABD'de 4bin USD.

cepten uzun uzadiya yazamamistim cok guzel dile getirmissiniz altina imzami atarim cok tesekkurler.

EN ana başlık olarak European Norm,yani Avrupa standartlarını ifade eder.Liste ben diyeyim bin,siz deyin yüz bin.Dünyanın her hangi bir yerindeki üretilen sanayi malının Avrupa'ya uygunluğuna onay veren ESO CEN, CENELEC ETSI gibi organizasyonların,denetleme sonuçlarını başlarına EN,ibaresi koyarak yayınlar.Avrupada bu standartlara uygun olmayan malların üretimi alımı ve ithalatı son derece katı kurallarla belirlenmiştir.

Gelelim bu EN standartının karbonfiber teknolojisindeki yerine.

1)Kalite:Karbonfiber teknolojisinde kullanılan ve karbon lifleriyle fiber malzemesinin karışım oranlarından,kırılma esmeme ve şekil değiştirme oranlarına kadar onlarca test demektir.
2)Güvenlik
3)Sağlık (Kullanılan materyal ve kimyasalların insan sağlığına etkileri)
Bugün,uzakdoğu çıkışlı ürünlerin TAMAMINDA tehlikeli kimyasal bileşenlerin kullanıldığı net olarak bilinmektedir.
4)Garanti süreleri
liste uzatılabilir.Ancak şunu da söyleyeyim.Bakınız,bir ticari kuruluşun,başka bir malı,lisanslı ve patent yasalarına uygun olarak,orijinaline benzer üretmesi,buna da "Replika" demesi farklı,lisanssız ve yasadışı yollarla,farklı teknolojiler kullanarak,sanayi mamullerindeki ulusal ya da uluslararası standartların hiç birine uymayan bir ürüne bilindik bir marka basarak satması farklıdır.

Örneğin:

(link)

Bu örnekteki bisikletlerden biri,diğerinin 4-5 katı fiyata satılır.Görünüm bire bir aynıdır.Ancak replica'da kullanılan mataryeller ve işçilik elbette çok farklıdır.O yüzdendir ki Orijinali 14.5 pounds ağırlığında olan bisikletin replicası 17.5 pounds'dur.

Arkadaşımız kızsa da darılsa da bisikleti "Replica" değildir.Sahte ya da çakma ifadelerini kullanmıyorum.Siz deyin X marka ben diyeyim Y marka.Daha önce de yazdım.Elmadan alınmış bir diş,onu İphone yapmıyor.

EN ile ilgili bilgiler için teşekkür ederim. Şimdi en basit soru olarak şunu sorayım; yukarıdaki iki bisikleti de Fuji üretiyor değil mi? Dolayısıyla ikisi de EN testlerinden geçmiş bisikletler. Biri daha ağırdır, öbürü daha hızlıdır... vs. bunlar benim gibi bir kullanıcı için önemsiz detaylar.

Saat ile ilgilenenler bilirler; Steinhart firmasının ürettiği modeller arasında Panerai, Rolex gibi markaların dünya çapında ün yapmış modelleri mevcut. Fakat üzerine Rolex falan yazmıyorlar, Steinhart yazıyorlar. Kullanıcılar çok memnunlar. Benzer kaliteyi (bakın aynı demiyorum), F/P çerçevesinde kullanma fırsatları oluyor. 5000 Euro'luk bir modeli, 500 Euro ödeyerek almıyorlar ama zaten amaçları bu değil. Benzer tadı, daha ucuza alabilmek amaç.

Yukarıda Güney Bey çok güzel örnekler verdi. Sanırım Scenero G2 örneğini bir başka başlıkta daha vermişti, takip ediyorum bu kadroyu. Storck belki yukarıdaki saat örneğine direkt olarak uymuyor ama ortada F/P söz konusu, bu açıdan benzer diye düşünüyorum. EN testinden geçmiş çakma Pinarello, Cipollini, Guerciotti (böyle bir şeyin varlığından şüpheliyim) almak mı, yoksa Storck gibi firmaların F/P ürünlerini tercih etmek mi? Hangisi mantıklıdır?

Ahmetcan, o verdiğim linkin altında maşa ve kadroda kullanılan karbonfiber kodları var. Biri (Replica) c4 carbon, orijinali D6 High modüle carbon.Maşa,replica'da FC-440 carbon monocoque w/ tapered carbon steerer & carbon dropout, Orijinalde FC-330 carbon monocoque w/ tapered carbon steerer & carbon dropout. EN testini geçebilecek bir sahte Pinarello ya da adı her ne ise o yok.Replica ile "Fake" ürün,mantık olarak da sözcük olarak da kullanım olarak da çok farklı. Burada mesele sadece hafiflik değil.Konunun bu kadar uzama sebebi,arkadaşımızın "Fake" kadro için "Replica" ifadesini kullanması ve uzayan süreçte,neredeyse sahte kadroların orijinalden farksız olduğuna doğru hızla gitmesi...Yoksa seçimlere kimse bir şey demiyor.

kadro için replika ibaresini kullandım aslında çakma olduğunuda kabul etmiyor değilim
öle bir düşüncem olmuş olsa kadroyu yurt dışı sitelerden temin ettiğimi söler replika konusuna değinmezdim bile...
kadro üzerine basarak söylüyorum orjinal değildir ama yukarda bir arkadaşımın söylediği gibi aslında birisi x birisi y olan tamamen birbirinden farklı kadrolar olduğu apaçık bellidir.
ama bu ürüne pinarello şekli verilmesi ve pinarello boyası yapılması
bu kadroyu pinarello yapmıyacağı gibi vasat bir kalitede olacağı manasınıda taşımıyor
ki carraro vales gibi whistle crow gibi birçok giriş seviye ürünlerin karbon ürünlerininde en testinden geçtiğini sanmıyorum
tabiki testlerde kalitesi ispatlanmış kadrolarla dolaşmak hepimizin hayali ama hayali.

Ahmetcan44 bey, Derya Bey gibi EN testini geçmiş bir çakma kadro varlığından benim de haberim yok. Storck, Alman menşeyli ilginç bir firma. Kullanmadığım için performansları hakkında yorum yapmak istemiyorum ama fiyat olarak genelde en tepelerde oldular hep. Yanılmıyorsam bir ilk olarak, tasarımı bu kadar güzel bir kadroyu bu fiyatlara sundular. Yine de yakinen görüp incelemek ve hatta imkan varsa test sürüşleri yaparak karar vermekte fayda var. Şunu her zaman söylerim: Bir bisiklet ne kadar şaşalı özelliklere ve yüksek fiyat etiketine sahip olursa olsun size uymadı mı uymuyor. Üzerine çıktığınız zaman ve karşısında ona bakarken hissettikleriniz duygular en az marka kadar önemli. Binerek test ettiğim ve çok hoşuma giden başka marka/modeller var. Kuota Kom Evo, Felt F1 ve Cannondale Evo gibi. Bu kadrolar gerek açı gerekse esnemezlik olarak yeterince agresiflerdi (tam benlik). Daha pahalıya satılan Giant TCR Advanced SL bana pek uymamıştı mesela. İsmi bende kalsın bir arkadaşım tam bir bisiklet aşığı. Şu aralar evinde Zed2 aynalı Look 695, Ridley Noah ve Helium, Specialized S-Works Sl2 ve litespeed ti. gibi bisikletleri var. O kişiye sorsanız beğeni dereceleri genellikle fiyat skalasının tersi yönünde.