Scudo Sports

Münazara: Dünyanın nükleer enerjiye ihtiyacı var mı ?

@bislet

ehehe son paragrafı arkadaşın da dedigi gibi tv de falan söylerseniz şuanda 4-5 bacaklı olucaz diyenlerin hepsi nükleerin en sağlam taraftarı kesilir yani o iş yatar :)
 
Scudo
Nükleer i savunmayanlar onun denkliğinde enerji üretebilcek bi alternatif sunsunlarda ona yoğunlaşalım.
 
  • Beğen
Tepkiler: ali alper uyar
Hiç merak ediyormusunuz amerikan toplumu neden çok tüketiyor neden hep büyük arabaları istiyorlar neden dünyanın en çok enerjisini harcıyorlar diye?
Çok basit gelişmek için ve üstünlük kurmak için bu şart,belçikalılar gibi ufak arabalara biniyor olsalardı tasarruf yapıyor olsalardı petrol için savaşmalarına gerek kalmazdı basit yaşamları olurdu ve sonunda ya biz ya ruslar yada çinliler üzerlerine çıkardı.Ama amerika napıyor enerjiyi insanlarına bolca harcatıyor bolca ürün aldırıyor herşeyi bollaştırıyor ve savaşlar açıyor yeni silahlar yeni teknolojileride getiriyor.Kısaca duragan kalan toplumlar yavaş yavaş yok olur.Nükleer enerji bir gerekliliktir araplara petrol parası vermekden ülke gelişemiyor ordan burdan borçla yaşıyoruz.Petrol tükendiğinde türkiye ne yapacak?güneş enerjisi gibi verimsiz enerji kaynaklarınamı paramızı yatıralım.ÇEvreci kardeşlerin bilim kurgu dışında bir alternatifleri varmı?
Zaten vejeteryanlara ve çevrecilere bıraksak şu dünyayı sonumuz gök taşı vurmasıyla tükenmek olur.Gelişmek gelişmek ve daha çok enerji kullanmak zorundayız anca bu dünyadan kurtulabilir çünkü buranın sonu ansızın gelebilir.Bu yüzden hızla insanoğlu gelişiyor.
 
@derşan sezer

Bu yazınızdan sonra aklıma gelen şey şu oldu.Eskiden trenlerde sigara içilen ve içilmeyen vagonlar olurdu.Çok tren yolculuğu yaptığımdan dolayı rastladığım çok örnek oldu,bu yüzden rahatlıkla söyleyebilirimki;Sigara içenler bile sigara içilmeyen vazgondan yer alıyorlardı,sigara içecekleri zaman dışarı yani vagon arasına çıkıyorlar yada lokantaya gidiyorlardı.Neden sigarasız bölümden koltuk aldıklarını sorduğumda biz enayimiyiz sigara dumanında boğulalım diyorlardı.
Kıssadan hisse keşke iki dünyamız olsada birine sigara içenler birine içmeyenler gitse.Bakalım ozaman kim hangi dünyada yaşamak ister.
Ne yazıkki sadece bir dünyamız var,kirletince atıp yenisini alamayız yada bırakıp gidemeyiz.
Not;Bu arada belirtmeliyimki sigarasız vagonda yer kalmadığından sigaralı vagonda yer almak zorunda kalabiliyordum.Çünkü sigarasız vagonlar sigara içenler tarafından erkenden doluyordu.
 
  • Beğen
Tepkiler: Onur Eryaman
Arkadaşlar uzun zamandır cevap yazacam ama fırsat olmadı.


@derşan sezer

Katılıyorum.
Bir güneş panelinin yada rüzgar gülünün nasıl üretildiği hakkında fikriniz var mı?

Nükleer de olsa başka enerji üreten yapılarda olsa doğaya zarar vermeden bu işi yapamazsınız...

Birde o herkesin bahsettiği zararlı radyoaktif elementler nereden elde ediliyor acaba, uzaydan mı geliyor, zaten onlar doğada olan şeyler. Ha tabi bir araya getirilince tehlike unsuru oluşturmakta bunu kimse göz ardı edemez.

Bence en iyi çözüm insanlar bilinçlenmeli enerji kullanımı konusunda aşırı bir savurganlık var.


Bu olmadığı sürece, dünyanın her metrekaresine nükleer santral de kursanız insanoğluna yetmez...



Saygılarımla...
 
enerji kullanımı kısıtlanamaz,çünkü evren bu temel üzerinde dönüyor organizmalr gelişmek için enerjiye ihtiyaç duyar.güneş dünya ay mars yıldızlar hücreler genler insanlar hayvanlar herşey enerjinin mahkumudurlar herkim kısıltmaya giderse yok olur herkim enerjiyi çok kullanırsa o kazanır oyunun kuralı bu evrende.
 
nükleer enerji aslında cazip geliyor girdi çıktı oranı olsun üretilen enerjinin boyutu kullanım alanı olsun ama karşı çıkılmasının bir çok sebebi var başta çevresel etkiler olmak üzere

aslında ülkemizde insanlar nükleer enerjiye karşı çıkılmasından daha çok türkiyede kömür madeninde bile ne denli ihmallerin dikkatsizliklerin yapıldığına dair haberleri sürekli gördüğü için korkuyor kaldı ki nükleer enerji bu noktada hatayı kabul etmez

bunun güvenliği ,atıkların salınımı depolanacak yer arıtması bunlar hep soru işareti ve ben açıkçası çervrecilik açısından düşünmeyi de bıraktım diyelim direk güvenmediğimi söylüyorum kesinlikle güvenemiyorum 15 20 yıldır siyanür konusu olsun maden konuları olsun nükleer enerjiye göre daha basit diyebileceğimiz tarzda çalışmaların bile kontrolünü kaybeden bir yerde nükleer büyük risk 125cc motosikleti daha tam anlamıyla kontrol edemeyen birinin 1000lik racing motosiklete geçmesi gibi birşey bu

alternatif isteyen arkadaş ben nükleer karşıtı grubun avukatı değilim yanlış anlamanı istemem amacım polemik yaratmak değil ama ülkemizin bir deprem bölgesi olduğunu düşünerek japonya gibi bir devin bile zor bir durumda kaldığını görüp almanya gibi bir sanayii devinin yıllarca kullandığı ve tecrübe sahibi olduğu bu konuda geri adım attığı küresel ısınma nedeniyle her geçen gün dünyanın ve iklimlerinin dengesinin bozulduğu bir zamanda hem de türkiyede pek akıl işi gelmiyor saygılarımla :)
 
deprem sorun değil çünkü japonyadaki santral depremden değil tsunamiden dolay hasar gördü ve yapılırken bu tarz şeyler ön görülmedi daha öncede yazımda bahsetmiştim yapı yapılırken güvenlik sınırınız vardır ve bu olaydan sonra yeni ve eski santaraller için sınır yükseltilmiştir tabiki bu yükseltilen güvenlik önelmleride maliyeti arttırmaktadır.Nükleer santrallerde madenlerdeki gibi vasıfsız işçi çalışmaz bunu farklı ele almak zorundasınız.Çevreye bakacak olursanız o sogutma kulelerinden çıkan çok masum sandığımız su baharı bile atmosferde yağış ve iklim değişimlerine sebep oluyor.Dünyada ne yaparsanız yapın bunun bir götürüsü olacaktır.
 
batuhan bey sizin söylediklerinize kesinlikle katılıyorum yapılan herşeyin götürüsü olacaktırhaklısınız japonyada tsunami etkeni daha büyük esas yıkıma sebep veren olay o zaten illaki bizim ülkemizde de böyle bir proje devreye sokulsa net bir şekilde eğitimli personel sağlam yapılar vs derme çatma biryer olmayacağı kesin daha bir özenli çalışılcaktır ama nedense güven problemi yaşıyorum yaşıyoruz ve türkiyenin buna hazır olduğunu düşünmüyorum ve riskini yüksek buluyorum
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Kılınç
Güven problemi yaşamanız, yaşamamız çok normal İbrahim bey. Çünkü Bu ülkede ciddi, gayri ciddi bütün işler memur zihniyetiyle yapılırda ondan.
Güven duymanız gereken bütün kurumlar sizi hayal kırıklığına uğratmıştır da ondan.
Sınava giresiniz aklınızda bir sürü soru işareti kalır şifre var mı yok mu diye. Adli tıp başkasına ait spermleri sehven başka bir cesede bulaştırabilir. Hükümetler çocuk katillerini tecavüzcülerini afla serbest bırakır, içiniz yanar belkide o suçlulardan birinin kurbanı olursunuz. Sokaklarda güvenle gezemezsiniz.
Teröristler sınırlardan kutlamalarla ülkenize girer birde üstüne kan dökülmesin derler bir şey söyleyemezsiniz yutkunursunuz boğazınıza takılır.
Sizi güvensizliğiniz için kimse suçlayamaz İbrahim Bey. Neden mi? Çünkü siz skandallara alıştırılmış bir ülkenin çocuğusunuz.

Ve biliyorsunuz ki Ülkemizin bir Nükleer santrali olduğunda yine memur kafasıyla işletilecek ve o santral eninde sonunda patlayacak.


not:. Bu olaylar ve kurumlar tamamiyle hayal ürünüdür. Yazdıklarımın siyasetle alakası yoktur lütfen parti olayına getirmeyin konuyu.
 
...Geçenlerde Tuna Nehri'ni kırmızıya boyayan bir çevre felaketi olmuştu hatırlıyor muyuz ?.. Peki sızıntı yapan tesis ne üretiyordu ?..

Doğada gezerken kendimizi fazlası ile çevreci hissetmemzi sağlayan bisikletlerimizin o güzel hafif kadrolarının hammaddesi, Aluminyumu işleyen bir tesisti orası... Bence çok ironik, yukarıda bütün okuduklarım gibi...
 
  • Beğen
Tepkiler: Darth Sirrus
ben nükleer tesislerin ülkemizde bulunmamasını savunuyorum hatta bu konudaki görüşümü bir grup kurgu fotoğrafla ortaya koymuştum, ironik metinler ile birlikte :D
(link) merak edenler oldukça eğlenceli bulacaktır diye düşünüyorum.
 
@Ali Menemen

yerel, doğal tarım. açıklayayım. bir amerikalının yediği zıkkım önüne gelene kadar tüketilen enerji, yerel çiftçilik yapılırsa dünyanın ihtiyacı olan enerjiyi neredeyse sıfırlıyor.

açıklayayım. eğer ülkemizde, buğday tarımı bitirilmeseydi, bizler yurt dışından buğday almak zorunda kalmayacaktık. ama zorunda kalıyorsak, o buğdayı üreten süper tarım ülkeleri sayıları 7 yi geçmiyor artık, o buğdayı petrol ile tohumunu tarlaya taşıyor. yine gübre ve zirai ilaç firmaları dünyanın enerjisini tüketerek o tarlaya ilaç ve gübre sağlıyor. üretimin tüm aşamasında petrol kullanılıyor. hasattan sonra, ürün petrol ile bizlere ürün sunan gümrüğümüze ordan ilgili fabrikalara oradan da soframıza geliyor. her aşaması petrol. neden, bizler meksikadan gelen genetiği işlenmiş mısırın bir çaybardağına 1 lira verip yiyelim diye. ya da, ruffles pringles gibi ürünleri tüketmeyi şartlandık diye.

ne alakası var biz elektrik enerjisinden bahsediyoruz diyorsanız. bi daha düşünün derim.
 
Geri