Ortadirek Şaban filmini izleyelim izlettirelim. Orada ne kadar spor dalı varsa hepsinde şampiyon olan, olimpiyatlarda marşımızı okutan, son saniye üçlükleriyle Balkan kupasını alan Erkan diye bir sporcu, bu adamın her spor dalında hocası olan bir Dinçer Çekmez, Erkan'ın bir tekstil atölyesinde çalışıp bir yandan da üniversite birinciliğine oynayan manitası Bahar ve aynı atölyede çalışan ve Bahar'a aşık hademe Şaban vardır.
Ama Erkan sörften yüzmeye, sırıkla atlamadan basketbola her dalda milli sporcudur. Ve değişmez antrenör vardır.
Antrenöre kulak kesilmek lazım, gülle atmada diğer sporcuları çalıştırırken verdiği taktik çok orjinal :
Bundan sonra kolunu daha ileri uzatıp gülleyi daha ileri fırlatacaksın.
Neyse tabi Şaban Erkan'a yetişmek için Salacak'ta çarşaf bezinden yelkenli yapar, denizi boylar, judo kursunda dayak yer, basketbol seçmelerinden ise zenci olmadığı için elenir, çünkü buradaki antrenör (hayret burada antrenör dinçer çekmez değil Hüseyin kutman'dır) sadece zenci amerikalılarla ilgilenmektedir.
Seksenlerin başından bir Türkiye fotoğrafı çeken bir Kemal Sunal filmi.
Liyakat denince aklıma bu geldi.