Bugün yaptığım antremandan çok taze bilgi aktarayım:
Yaklaşık 20 yıldır ciddi anlamda yol bisikleti ve crossfit antremanı yaparım, ama son yıllarda bugünkü antreman kadar beni yoran bir antreman hatırlamıyorum. (Artık yaşlandık, ben bu gerçeği kabul etmeyi ertelesem de, özellikle diz eklemlerim buradayım diyor)
Ekseriyetle cumartesi + pazar günleri Ankara - Polatlı güzergahında antreman yaparız. Takribi 150km/180km civarı toplam antreman mesafesi olur. Bugün hiç antreman yapma niyetim yoktu ama sabah Ankara'da havanın şubat ayına göre güzel oluşu (rüzgarı hiç hesaba katmadan) ve iş programını müsait olunca, dedim ki şöyle bacakları bir yoklayalım.
Senelerdir arkadaşlarımla ögle tatilinde 1-2 saatlik crossfit antremanı yaparız, o nedenle form durumu kış için fena değil diye düşünüyordum. (ki toplam vücud yorgunluğu dank dedi)
A planı Temelli'ye kadar gidip, ufak bir corba molası ve dönüş toplam 120km. Sabah 10:30 gibi antremana başladım, fazla zorlamadan kış havasına uygun rolanti bir tempo yapmak. Genelde Karpuz tepedeki (28.km) Taymek'de su takviyesi yapar, minik bir şeyler atıştırır, antremana devam ederiz. Hava güzel, tempo uygun hiç mola vermeden direkt devam ettim. Hata 1. (Bir milyon yaşıma geldim, hatanın yaşı yok, Alberto Contodor bile yemek, içmeyi unutuyorsa, benimki de kabul edilir)
Polatlı'ya yakın bölgedeki börekcide mola verip (su böreği nefistir + duble cay ve 2 tane baklava işimizi görür) geri dönmeyi planlıyorum. Bu tesis 70.km'de bulunuyor. Bu rotada antreman yapan arkadaşlar bilecektir. Sürüş rahat ve tempo fena değil. Börekçi mevkine gelince hiç besin ihtiyacı hissetmedim, IsoStar Fast Hydration PowerTabs tablet takviyeli suyumda var, kendime dedim ki:
- Madem iyi hissediyorum, buradan geri topukla 2015'e adam gibi antremanla başla. Baba Hata 2. (Bir milyon yaşıma geldim, hiç yapmadığım gereksiz özgüven telkinleri, bizimle antremana gelen genç sporculara besin ve sıvı takviyesini defalarca anlatan ben, neler yapıyorum.)
Neyse kısa ve öz anlatayım: Dönüşde karşıdan esen sert ve serin rüzgarında etkisiyle Temelli'den sonra halsizlik, göz kararması ve vucütda istemsiz titreme başladı. Tam Avize sarayı yokuşana geldim ki. Lang diye durdum ve bisikletden indim. Bildiğin duvara tosladım ve bittim. Bugüne kadar hiç yapmadığım birşey, resmen bittim.
Bünye acaip şeklide et yemeği istiyor, arkadaşlar kusura bakmasın örnekleme yapmam gerekiyor, bildiğin iskender, kebap, dürüm döner + ayran resmen hayal ediyorum. Avize sarayının olduğu bölgeden Çankaya üniversite'sinin karşısında bulunan benzinliğe kadar besin takviyesi yapacak hiçbir yer yok.
Lakin tepede yeşil led ışıkla bir tabale ne yazıyor: Izgara Köfte, yaklaşık 1 km yokuşu ayagımda kilitli pedal ayakkabılarda yürüyerek çıktım, çünkü sürmeye halim yok. Yemek Usta'nın tepesine bindim 10 dakika içinde nefis köfteler hazırlandı ve ben bütün servisi 3 saniyede götürdüm.
Sonrası tam bir rehavet içinde büyükbaba vitesiyle eve geldim. Toplam 140 km, ortalama: 24km/s (ki genelde ortalama 30km/s civarıdır.)
Dönüşde rüzgar sert ve serindi, enerjimi ve direncimi epey etkiledi. Sonuç ne kadar tecrübe, özgüven, bildik güzergah olsa da, bugün yeni ama bildik şeylerin tekrar üzerinden geçtim.