Merhaba. Çok gerekli ve önemli bir konuya değinmişsin Mesut Abi, teşekkür ederim bizlere söz hakkı doğurduğun için.
Hemen içimi dökeyim
1. Sizce tacizciler bunu niye yapar?
Ego tatmini efendim! Başka bir açıklaması yok, ama şayet bu iki ayaklı hayvanatlar gruplar ise... Nedenini de şöyle açıklayabilirim:
Bu insan kisvesine bürünmüş dövülesi hayvanatlar, arkadaş ortamında fırlamalık rütbesini üst çıtalara yükseltmek, bu ortamda ''olm benim yapmayacağım itlik yok şerefsizim!'' ambiansı yaratmak amacıyla ellerinden geldiğince insanlara (bisikletli ya da bisikletsiz) bulaşırlar. Şayet bunu yapan kişi yalnızsa, uzun süre sopa yememiş, bu sebeple canı temiz bir dayak istediği için olabilir. Aklıma başka bir sebep gelmiyor!
2. Bir tacizi önceden nasıl tahmin edebiliriz?
Bence paranoyak olmanın lüzumu yok. Önceden tahmin etme amacı gütmek de yersiz olur. Zira bunların belli bir şekli yoktur, belli bir giyim tarzı ya da ne bileyim, kendilerini ele verecek bir tarafları yoktur. Nasıl ki ''Pitbull ısırır, Golden Retriever çok cana yakındır, zerre ısırmaz...'' diyemezsek, ''şunu giyen iki ayaklı it ısırır, şu şekilde olan hayatta dokunmaz!'' dememiz de doğru olmaz. Zira yeri gelir, o mel'ül mel'ül bakan Golden Retriever da ısırır, kendimden biliyorum çünkü...
3. Tacizcinin hamlesine karşı bizim ilk tavrımız nasıl olmalı?
Tacizci hamleyi söz ile yaptıysa, bizim vereceğimiz cevap psikolojisini çökertecek, yaşamı boyunca unutamayacağı, zihninde yer edecek bir söz, hatta kelime olmalı. Tek bir kelime bile bazen çok şey anlatabilir. Küfür de edeceksek, yaratıcı olmalı. Ana,bacı kalıbıyla küfür etmek hem yanlış, hem etkisi azdır. Edeceğimiz küfür ile ne demek istediğimizi iki gün düşünmeli. ''Bu herif bana ne demek istedi la?'' demeli kendi kendine...
Şayet müdahale elle, sopayla, bastonla (yaşadım biliyorum, amca bastonla belime vurdu), teflon tavayla ya da ne bileyim, şemsiye, klarnet vb. bir nesneyle olursa, iş ciddiye biner arkadaş! Önce bir süzerim, devirebileceğim bir cinsten ise ''ağzını kırdığım!'' diyerek atılırım. Şah damarını denk getirirsem basarım. Olmadı ümüğünü sıkarım... Yerine göre kafa mı da kullanabilirim. Burnunun üzerine hedefi alıp, alnımın en tepe noktasıyla sert bir giriş yapabilirim. Efelendim gene! Neyse, eğer yenilir yutulur geldiyse size, dövmeli! Bir daha yapamaz belki bir ihtimal. Heh, işte tacizciyi önceden bilemeyiz, ama dövüp dövemeyeceğimizi -şayet kendimizi çok iyi biliyorsak- bir bakışta anlayabiliriz. Mevzu hayvanatın cılız ya da ayıboğan gibi olması değil. Kendinizi biliyorsanız, biraz da teknik biliyorsanız, hayvanatın zayıf noktasını çözebilirsiniz. Daha sonra karar verin başa çıkıp çıkamayacağınıza.
Bir ihtimal, hayvanatımız ayıboğandan da öte, insan azmanı bir yapıda. İyice süzdünüz, dövülür bir tip değil. O zaman ya ilk hamleyi (ilk hamle çok önemli, mahallemizin efeleri teey biz küçükken öyle derdi ve hep işe yaradı) siz yapacaksınız. Bu ilk hamle hayvanımızın uzuvlarına olursa, bisikletinize atlayıp arazi olmanız için gereken vakit yeterince sağlanacaktır. Zaten büyük ihtimal ''tank'' gibi SPD ayakkabılarınız da ayağınızda olacaktır, e hem de bisikletçi bir bünyesiniz, bacaklar maşşallah aygır bacağı gibi... Vursan devirirsin! O halde ne duruyorsunuz? İlk hamleyi yapın, hayvanatımız kıvranırken kaçarsınız.
Kısaca ''Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcut'' ne de olsa... Acımamalısınız böyle bir durumda pek. Acınacak bir yaratık olsa, zaten bu tür bir davranışta bulunmayacaktı.
4. Neleri taciz kabul etmeliyiz?
Yukarıda biraz değindik, ama açacak olursak: Önüne açılan bir kapı, beline vurulan bir odun, kaskında patlayan bir taş (uzaylı görünce taş atma güdüsünden dolayı yapıyorlar sanıyorum), bisikletine gelen bir darbe, yüzüne gelen bir b.lgam, atılan ağır bir laf, üstüne kırılan bir direksiyon, Allah'ın soğuğunda bedenine değen buz gibi su, çıplak bacağından yolunan bir tutam kıl, karşıdan esen rüzgâr, vs (Alpay Erdem'in Karışan'ı gibi oldu son madde, esen rüzgâra bile karıştık

)...
Özetle bu şekilde sıralayabiliriz, tabi örnekleri çoğaltmak pek mümkün.
5. Neleri taciz kabul etmesek de olur?
Güzel bir bağyan arkadaş tarafından sarf edilen ''hişş, pisletli, teker dönüyo la!'' cümlesi. Ama çok güzeldi valla! Hiç dövesim gelmedi o şiveli sesine rağmen.
Şu baston mevzuusunu tekrar düşündüm de, bunu da kabul etmeyebiliriz. Amca haklıydı bir yerde belime belime bastonu vermeye. Kalbi varmış amcanın, ben ''gaçııııııııııl....'' diye bağırınca kızmış. Ama bisiklet yolundaydı!
6. Polisten yardım istemek fayda sağlar mı?
''Sen de don paça binmeyeydin hemşerim'' tepkisini almamız muhtemel olabileceğinden gereksiz bir davranış olacaktır.
7. Fiili tacize fiziksel cevap vermelimiyiz, dozu ne olmalı?
Vermezsek ilerde diğer bisikletçi dostlarımızın da aynı durumda kalmasına sebep olabiliriz. Aynı kişi yine başka bir bisikletçi dosta ''teker dönüyo la'' diyebilir, yine fiziksel bir müdahalede bulunabilir. Bu sebeple mutlaka beyninde kalıcı bir hasar bırakmalıyız. Bu hasar, bir daha bisikletçi gördüğünde, ''daha evvelden kendisine daş atan çocuğu gören sokak köpeü gibi'' kaçmasına sebep olmalıdır.
Dozuna gelince, dalağını çırpmak, şuurunu tıkamak en makbulleridir. Bunları yaparken Haydar (hakyemez) kullanmak bünyeyi rahatlatacak, ayrıca yeteri kadar kalıcı hasar bırakacaktır. Mümkünse kullanılacak Haydar, bisiklette ulaşılması kolay bir yerde durmalı ve meşe (budaklısı makbuldür, çivili olursa mekruh!) odunundan yapılmalıdır. ''Yükümüz çok, nereye koyalım?'' diye düşünmeyin. Sizi yeteri kadar koruyacak olan bu dövergeçi bir şekilde bir yere sığdırın. Ancak çok zor ise bunu taşımak, seçeceğiniz pompanın dövme özelliği olmasını da göz önünde bulundurun. Su matarası, pet şişe, terlik gibi nesnelerle ağzına ağzına vurabilmeniz de mümkün. Arkası üç cepli olan formalara sığacak boyutlara getirilmiş, katlanabilir meşe odunu üzerinde çalışmalarım devam etmekte. Bu muhteşem buluşu insanlığa sunacağım günü hayal etmekteyim.
8. Gerçekten bizim tahrik edici bir yönümüz olabilir mi?
Tayt diyorum! Ben giymediğim için pek taciz almıyorum, ama giyen bisikletçi arkadaşlardan duyduğuma göre, tayt giydikleri için arkalarından ağıza alınmayacak sözler duyabiliyorlarmış. Bazen kask da olabiliyor, ama tayta gelen tepkiler kadar ileri seviyede olacağını sanmıyorum. En fazla, Mondial motosikletiyle, arkasında kumaş pantolon, ceket kombinasyonuyla -kendisi gibi kasksız- olan arkadaşına ''ulen ben motorpisiklete binerken takmıyorum, adam pislete binerken takmış'' diyen bir sunta ile karşılaşırsınız. Zira koruması gereken bir malzeme yoktur kafatası içerisinde, çünkü mercimek boyutlu bir bilinmeyen nesne, o armut gibi kafa tası içerisinde pek zarar görmeyecektir.
9. Tacizcilerin genel bir kılık kıyafet, hal ve hareket tarzları var mıdır? Uzaktan tanınabilirler mi?(ikinci soruyla aynı anlamda değerlendirilebilir)
Evet, gereken cevabı ikinci soruda belirttik.
10. Yanımızda iki ayaklı köpek kovucu yada başka türlü silah taşımalı mıyız?
Haydar... Etki etmeyeceğini düşünüyorsanız el bombası, sineğe vurmak kaydıyla pekmezini akıtan cihaz, seni umursamıyorum tavrı (pek işe yaramasa da), içine su yerine kolonya ya da herhangi bir göze temas ettiğinde halay çektirebilme özelliğine sahip kimyasal doldurulmuş su tabancası ya da o..ruk bombası taşıyabilirsiniz. Son maddede bahsedilen bombanın tesir alanı çok geniş olup, önemli bir sınavı iptal ettirip, bahçeye çıkmak zorunda kalmaya sebep olabilitesi yüksektir. Düşünün tacizcinin halini...
Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur. Elimden geldiğince samimi davrandım. Mümkün oldukça ''aman o da insan kaba kuvvetle bir yere varamayız, yapmayın kuzum...'' gibi yapmacık ifadelerden kaçındım. Ağzına ağzına vurun dedim... Çünkü ben bu konularda çok samimiyim ve içimden gelenleri en çarpıcı detaylarıyla ve şiddet, korku, gerilim unsurları katarak aktardım. Fikirlerimi doğru bulmayana kesinlikle bir cevap hakkı doğmamalı. Zira bunlar benim görüşüm. Siz ne yaparsınız bilmiyorum, ama ben dediklerimi hiç tereddüt etmeden yaparım.
