Scudo Sports

İki ayaklı köpeklerden kurtulmak için.

bazen düşünmüyor değilim şöyle sağlam demirden bir uzuun bir pompa mı taşısak :)

sele borusu kelepçeli kolay çıkmıyo :)
:p
 
  • Beğen
Tepkiler: 42FY
Scudo
Şehrin merkezi yerlerinde bu iki ayaklı köpekler(İAK) bisikletçileri pek kolay taciz edemezler. Zira kalabalık ortamda onlar yalnızlık psikolojisi içindedirler.

Yanımızda iki ayaklı köpek kovucu :D yada başka türlü silah taşımalımıyız?









Merhabalar

Sizi öncelikle köpek sever olarak esefle kınıyorum.
Köpekler özel eğitim almadıkça, yada kuduz olmadıkça, doğrudan saldırıya geçmezler.
Bu anlamda (İAK) açıklamanızı (İAİ) İki ayaklı insanlar olarak düzeltmenizi tavsiye ediyorum.

İstanbul'da tanıdığım bir Alman Kurdu eğiticisi var ve her zaman bisikletiyle, kendi eğittiği Alman Kurdu'nu yanında koşturarak gelir sahile. Bu arkadaşım yanında 2,5 cm. kalınlığında yaklaşık 60 cm. uzunluğunda bir sopa ile gezmekte. Ve bu sopayı köpeklere karşı kullanmadığına eminim.
 
Merhaba. Çok gerekli ve önemli bir konuya değinmişsin Mesut Abi, teşekkür ederim bizlere söz hakkı doğurduğun için.

Hemen içimi dökeyim :)

1. Sizce tacizciler bunu niye yapar?

Ego tatmini efendim! Başka bir açıklaması yok, ama şayet bu iki ayaklı hayvanatlar gruplar ise... Nedenini de şöyle açıklayabilirim:

Bu insan kisvesine bürünmüş dövülesi hayvanatlar, arkadaş ortamında fırlamalık rütbesini üst çıtalara yükseltmek, bu ortamda ''olm benim yapmayacağım itlik yok şerefsizim!'' ambiansı yaratmak amacıyla ellerinden geldiğince insanlara (bisikletli ya da bisikletsiz) bulaşırlar. Şayet bunu yapan kişi yalnızsa, uzun süre sopa yememiş, bu sebeple canı temiz bir dayak istediği için olabilir. Aklıma başka bir sebep gelmiyor!

2. Bir tacizi önceden nasıl tahmin edebiliriz?

Bence paranoyak olmanın lüzumu yok. Önceden tahmin etme amacı gütmek de yersiz olur. Zira bunların belli bir şekli yoktur, belli bir giyim tarzı ya da ne bileyim, kendilerini ele verecek bir tarafları yoktur. Nasıl ki ''Pitbull ısırır, Golden Retriever çok cana yakındır, zerre ısırmaz...'' diyemezsek, ''şunu giyen iki ayaklı it ısırır, şu şekilde olan hayatta dokunmaz!'' dememiz de doğru olmaz. Zira yeri gelir, o mel'ül mel'ül bakan Golden Retriever da ısırır, kendimden biliyorum çünkü...

3. Tacizcinin hamlesine karşı bizim ilk tavrımız nasıl olmalı?

Tacizci hamleyi söz ile yaptıysa, bizim vereceğimiz cevap psikolojisini çökertecek, yaşamı boyunca unutamayacağı, zihninde yer edecek bir söz, hatta kelime olmalı. Tek bir kelime bile bazen çok şey anlatabilir. Küfür de edeceksek, yaratıcı olmalı. Ana,bacı kalıbıyla küfür etmek hem yanlış, hem etkisi azdır. Edeceğimiz küfür ile ne demek istediğimizi iki gün düşünmeli. ''Bu herif bana ne demek istedi la?'' demeli kendi kendine...

Şayet müdahale elle, sopayla, bastonla (yaşadım biliyorum, amca bastonla belime vurdu), teflon tavayla ya da ne bileyim, şemsiye, klarnet vb. bir nesneyle olursa, iş ciddiye biner arkadaş! Önce bir süzerim, devirebileceğim bir cinsten ise ''ağzını kırdığım!'' diyerek atılırım. Şah damarını denk getirirsem basarım. Olmadı ümüğünü sıkarım... Yerine göre kafa mı da kullanabilirim. Burnunun üzerine hedefi alıp, alnımın en tepe noktasıyla sert bir giriş yapabilirim. Efelendim gene! Neyse, eğer yenilir yutulur geldiyse size, dövmeli! Bir daha yapamaz belki bir ihtimal. Heh, işte tacizciyi önceden bilemeyiz, ama dövüp dövemeyeceğimizi -şayet kendimizi çok iyi biliyorsak- bir bakışta anlayabiliriz. Mevzu hayvanatın cılız ya da ayıboğan gibi olması değil. Kendinizi biliyorsanız, biraz da teknik biliyorsanız, hayvanatın zayıf noktasını çözebilirsiniz. Daha sonra karar verin başa çıkıp çıkamayacağınıza.

Bir ihtimal, hayvanatımız ayıboğandan da öte, insan azmanı bir yapıda. İyice süzdünüz, dövülür bir tip değil. O zaman ya ilk hamleyi (ilk hamle çok önemli, mahallemizin efeleri teey biz küçükken öyle derdi ve hep işe yaradı) siz yapacaksınız. Bu ilk hamle hayvanımızın uzuvlarına olursa, bisikletinize atlayıp arazi olmanız için gereken vakit yeterince sağlanacaktır. Zaten büyük ihtimal ''tank'' gibi SPD ayakkabılarınız da ayağınızda olacaktır, e hem de bisikletçi bir bünyesiniz, bacaklar maşşallah aygır bacağı gibi... Vursan devirirsin! O halde ne duruyorsunuz? İlk hamleyi yapın, hayvanatımız kıvranırken kaçarsınız.

Kısaca ''Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcut'' ne de olsa... Acımamalısınız böyle bir durumda pek. Acınacak bir yaratık olsa, zaten bu tür bir davranışta bulunmayacaktı.

4. Neleri taciz kabul etmeliyiz?

Yukarıda biraz değindik, ama açacak olursak: Önüne açılan bir kapı, beline vurulan bir odun, kaskında patlayan bir taş (uzaylı görünce taş atma güdüsünden dolayı yapıyorlar sanıyorum), bisikletine gelen bir darbe, yüzüne gelen bir b.lgam, atılan ağır bir laf, üstüne kırılan bir direksiyon, Allah'ın soğuğunda bedenine değen buz gibi su, çıplak bacağından yolunan bir tutam kıl, karşıdan esen rüzgâr, vs (Alpay Erdem'in Karışan'ı gibi oldu son madde, esen rüzgâra bile karıştık :))...

Özetle bu şekilde sıralayabiliriz, tabi örnekleri çoğaltmak pek mümkün.

5. Neleri taciz kabul etmesek de olur?

Güzel bir bağyan arkadaş tarafından sarf edilen ''hişş, pisletli, teker dönüyo la!'' cümlesi. Ama çok güzeldi valla! Hiç dövesim gelmedi o şiveli sesine rağmen.

Şu baston mevzuusunu tekrar düşündüm de, bunu da kabul etmeyebiliriz. Amca haklıydı bir yerde belime belime bastonu vermeye. Kalbi varmış amcanın, ben ''gaçııııııııııl....'' diye bağırınca kızmış. Ama bisiklet yolundaydı!

6. Polisten yardım istemek fayda sağlar mı?

''Sen de don paça binmeyeydin hemşerim'' tepkisini almamız muhtemel olabileceğinden gereksiz bir davranış olacaktır.

7. Fiili tacize fiziksel cevap vermelimiyiz, dozu ne olmalı?

Vermezsek ilerde diğer bisikletçi dostlarımızın da aynı durumda kalmasına sebep olabiliriz. Aynı kişi yine başka bir bisikletçi dosta ''teker dönüyo la'' diyebilir, yine fiziksel bir müdahalede bulunabilir. Bu sebeple mutlaka beyninde kalıcı bir hasar bırakmalıyız. Bu hasar, bir daha bisikletçi gördüğünde, ''daha evvelden kendisine daş atan çocuğu gören sokak köpeü gibi'' kaçmasına sebep olmalıdır.

Dozuna gelince, dalağını çırpmak, şuurunu tıkamak en makbulleridir. Bunları yaparken Haydar (hakyemez) kullanmak bünyeyi rahatlatacak, ayrıca yeteri kadar kalıcı hasar bırakacaktır. Mümkünse kullanılacak Haydar, bisiklette ulaşılması kolay bir yerde durmalı ve meşe (budaklısı makbuldür, çivili olursa mekruh!) odunundan yapılmalıdır. ''Yükümüz çok, nereye koyalım?'' diye düşünmeyin. Sizi yeteri kadar koruyacak olan bu dövergeçi bir şekilde bir yere sığdırın. Ancak çok zor ise bunu taşımak, seçeceğiniz pompanın dövme özelliği olmasını da göz önünde bulundurun. Su matarası, pet şişe, terlik gibi nesnelerle ağzına ağzına vurabilmeniz de mümkün. Arkası üç cepli olan formalara sığacak boyutlara getirilmiş, katlanabilir meşe odunu üzerinde çalışmalarım devam etmekte. Bu muhteşem buluşu insanlığa sunacağım günü hayal etmekteyim.

8. Gerçekten bizim tahrik edici bir yönümüz olabilir mi?

Tayt diyorum! Ben giymediğim için pek taciz almıyorum, ama giyen bisikletçi arkadaşlardan duyduğuma göre, tayt giydikleri için arkalarından ağıza alınmayacak sözler duyabiliyorlarmış. Bazen kask da olabiliyor, ama tayta gelen tepkiler kadar ileri seviyede olacağını sanmıyorum. En fazla, Mondial motosikletiyle, arkasında kumaş pantolon, ceket kombinasyonuyla -kendisi gibi kasksız- olan arkadaşına ''ulen ben motorpisiklete binerken takmıyorum, adam pislete binerken takmış'' diyen bir sunta ile karşılaşırsınız. Zira koruması gereken bir malzeme yoktur kafatası içerisinde, çünkü mercimek boyutlu bir bilinmeyen nesne, o armut gibi kafa tası içerisinde pek zarar görmeyecektir.

9. Tacizcilerin genel bir kılık kıyafet, hal ve hareket tarzları var mıdır? Uzaktan tanınabilirler mi?(ikinci soruyla aynı anlamda değerlendirilebilir)
Evet, gereken cevabı ikinci soruda belirttik.

10. Yanımızda iki ayaklı köpek kovucu yada başka türlü silah taşımalı mıyız?

Haydar... Etki etmeyeceğini düşünüyorsanız el bombası, sineğe vurmak kaydıyla pekmezini akıtan cihaz, seni umursamıyorum tavrı (pek işe yaramasa da), içine su yerine kolonya ya da herhangi bir göze temas ettiğinde halay çektirebilme özelliğine sahip kimyasal doldurulmuş su tabancası ya da o..ruk bombası taşıyabilirsiniz. Son maddede bahsedilen bombanın tesir alanı çok geniş olup, önemli bir sınavı iptal ettirip, bahçeye çıkmak zorunda kalmaya sebep olabilitesi yüksektir. Düşünün tacizcinin halini...

Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur. Elimden geldiğince samimi davrandım. Mümkün oldukça ''aman o da insan kaba kuvvetle bir yere varamayız, yapmayın kuzum...'' gibi yapmacık ifadelerden kaçındım. Ağzına ağzına vurun dedim... Çünkü ben bu konularda çok samimiyim ve içimden gelenleri en çarpıcı detaylarıyla ve şiddet, korku, gerilim unsurları katarak aktardım. Fikirlerimi doğru bulmayana kesinlikle bir cevap hakkı doğmamalı. Zira bunlar benim görüşüm. Siz ne yaparsınız bilmiyorum, ama ben dediklerimi hiç tereddüt etmeden yaparım. :)
 
Sercan senin Geçtiğin yerden
Ertesi gün geçmek istemem hıncını benden almaya felan kalkar aman diyim :)

Gerçi beni bir görse birdaha unutamaz o ayrı :p

:D
 
  • Beğen
Tepkiler: Onur Kahraman
:D

Abi valla Mesut Abi öyle bir konuya değinmiş ki, duygu seli yaşadım burada. Patlama yaşadı bünyem adeta :) Meğer ne doluymuşum bu konuda. Önemle belirtmek gerekir ki, bunların her biri yaşadığım olaylardan dolayı yazılmıştır. Bele baston yeme olayı uydurma değil, bisiklet yolunda yürüyen bir amca ile yaşadığımız gerçek bir kesittir. Yaklaşık 50 km/s ile (şimdi ne desem yalan olacak 47 küsür ya da 49 km/s diye hatırlıyorum, ama düz hesap 50 olsun :)) amcaya doğru yaklaşırken avazım çıktığı kadar bağırdığımı dün gibi hatırlıyorum. Yol hafif viraj ve bodur çamlarla kaplı olduğu için amcayı önceden göremedim. Frene de bastım ancak lastik kabak, pabuç desen 2 yıllık... İnanın pabuçlar hâlâ aynı vaziyette :) Değiştirmeye üşeniyorum.

Ercan Abi, bu olaylar aynı güzergâhda olmuyor sürekli, ama geneli Küçükçekmece Sahili ve Kanarya Mahallesi civarında yaşanmıştır. Forumda Küçükçekmece'li arkadaşlarım bahsettiğim yerleri çok iyi bilecek ve bana hak vereceklerdir :)
 
Bu arada, Turhan Abi, ben mesajımı yazarken, sen mesaj atmışsın. Bu sebeple ben de mesajımda şuursuzca hayvan diye hitap ettim bu insan müsfettelerine. Aslında haklısın. Bunların yaptıklarını hayvan yapmaz. Ama biliyorsun, öyle bir durum olmuş ki, insan olmayı hak etmeyenlere ''hayvan'' yakıştırılması yapılıyor. Yanlış olsa da, bu artık alışılagelmiş birşey, farkında olmadan hepimiz söyleyebiliyoruz bazen. Aslında ben de karşıyım onlara hayvan demeye. Çok klişe olacak ama, ''onlara hayvan demek, hayvanlara haksızlık etmek olur''!

Mesut Abi de herkes gibi, farkında olmadan bunlara köpek demiştir diye düşünüyorum. Zira art niyet güdecek bir insan olmadığına eminim.
 
@Turhan Evci

Sayın Evci size tabiki katılıyorum. Sizin mesajınızdan daha önce yazmış olduğum bir tenzih mesajını burada yinelemek istiyorum
Şöyle ki:
@Mesut Girgiç

Aslında iki ayaklı köpeklerden bahsederken, gerçek köpeklerden de dört ayaklı insan olarak bahsetmek hiç te abes olmasa gerek;) :)
 
Sercan, bu 4 ayaklı olmayan insanlar hakkında bir kitap yazılacak olursa, sen kesinkes bu kitabın editörlüğünü yapmalısın. :)
Ancak senin sevgi gösterine mazhar olmuş (dayağını yemiş) bir tacizcinin hıncını alabilmek için birdaha ki sefere bir tank bulup bisikletçinin üzerine tankla yürüyeceğine de eminim :)


Konuya cevap yazan herkese teşekkürlerimi yineledikten sonra
ben herkese bir de şunu sormak istiyorum;

Tacizcilere ilk sözlü cevap verileceğinde " onların hangi sözüne karşılık olarak ne denilse daha çok şaşırırlar"?
Burada kelimelerle savaş(TONGUE-FU) sanatından bahsediyorum. Kelimelerle hakareti kastetmiyorum.
Şaşırmalarını istememdeki maksat; onları şaşırtmak suretiyle soğuk temasın sıcak temasa dönüşümünü geciktirmek yada iptalini sağlamak ve bisikletle uzaklaşmak için vakit kazanmak?

Ben onlara, onların ağzına layık tipteki sözlerle karşılık vermemize yada bu şekilde onların sorunlu kişiliklerini şiddete tahrik etmeye karşıyım. Onların seviyesine inmemiz onların işine gelir ve bize de yakışmaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Erdem Yıldırım
- Tacizcilere ilk sözlü cevap verileceğinde " onların hangi sözüne karşılık olarak ne denilse daha çok şaşırırlar"?

Mesut abi ne derlerse desinler ben hep aynı şeyi diyorum, hoşt lan !! :D nede olsa köpek kovalamak gerek :D
kelimelerle hakareti kastedmediğini söylemişsin abi ama hakaret etmedende olmuyo, hadi hakaret etmedim diyelim bu seferde içimizde kalıyo keşke deseydim die, sonra içimi kemirip duruyo :D
 
ben biber gazı taşıyorum, henüz hiç sıkmak nasip olmadı..bu yüzden mutluyum,
ama sözlü tacizlere yapılacak bişey yok gibi, üzücü...
 
@nazz

biber gazı en masum savunma şekli ama rüzgârı hesaba katmayı unutma.
Gözüne geldiği zaman sakın ovalama , direk su ile elini değdirmeden yıka, etkisini geçirt sonra mendille yüzünü yaymadan sil. Bizim güvenlik elemanından öğrenmiştim çünkü.


Şİmdiye kadar memlektimde, yolda, İstanbul'da o tür hayvan denk gelmedi.
Discovery Channel'da hayvan türleri azalıyor diyor, bizde de artıyor. Bilimsel bir çarpıklık var.:p

Ama bir sorun çıkarsa dilimi, elimi olmadı polisi ararım. Gezim varsa iptal eder, adamı takip ederim. Arkasından çarparım yoluma devam ederim. Çok kinli birisi olduğum için ölüme kadar yolu var, spd ayakkabım var.

Allah göstermesin.
 
  • Beğen
Tepkiler: nazz
bir noktaya kadar soğukkanlı mantıklı olup pek uymamak mantıklı ama sınırlıramız zorlanıldığında mantığı bi kenara bırakmak her şeyi göze almak gerekir.
kişiliğimiz onurumuz içiin yaşıyoruz dimi.. bunlarla oynanmasına izin veremeyiz
 
TONGUE-FU der ki;

HAYASIZ DAVRANIŞA KARŞI KURALLAR:
Aşağıdakiler çok genel ifadeler. Bilahere açılabilir.


İletişimde rehber ilkeler
Gerçeklik vahşi bir orman gibiydi, hilbir işaret levhası, kilometre taşı yada sınır yoktu.-Helen Hayes-

Barışı muhafaza edin
Eğer barış istiyorlarsa, uluslar top atışlarına öngelen iğnelemelerden vazgeçmelidir -Napoleon Bonaparte-

Hoşa gitmeyecek şeyleri hoşça yapın
Yasaların bittiği yerde tiranlık(dikta rejiminin bir sonraki aşamasıdır) başlar-William Pitt-

Başkalarının hakkına saygı gösterin
Uluslar aarasında olduğu gibi bireyler arasında da barışı sağlayan şey herkesin hakkına saygılı olunmasıdır-Benito Juarez-

Kuralları koyun
İnsanlar melek olsaydı devletlere hiçbir zaman gerek olmazdı-James Madison-

Kaynak: Tongue-fu(Boyner yayınları)
 
Tongue-fu 'yu okuduğumda gerçekten çok beğenmiştim, insanlarla pozitif iletişim kurmamda çok büyük faydasını görmeme rağmen, Türkiye gibi insanların iletişim özürlü olduğu bir ülkede, saldırı durumunda tavsiye edilen davranışların pratikte çok etkili olacağını sanmıyorum. Yine de böyle güzel bir kitabı gündeme getirdiği için Mesut Bey'e teşekkür ederim. Okumanız şiddetle tavsiye olunur...
 
@tırt kaptan

Sn. Kaptan. Kitaba dair güzel yorumunuz için teşekkürler.

Aslında bence de bir tacizci ile kişisel kazanımlar elde edilebilecek verimli bir iletişime girilemez.
Olaya aynen şöyle bakmalıyız;
(Yine 4 ayaklı köpekleri tenzih ederek sözlerime başlıyorum)

Mesela kendinizi kaptırmış pedal basıyorsunuz. Yani çok keyif aldığınız bir işi yapma durumundasınız.

Aniden, hiç beklemediğiniz bir anda önünüze boğazı paslı kalın demirden tasmalı, vücudundaki bazı yerleri uyuzdan dolayı kaşınmaktan nasırlaşmış, yine vucudunun bazı yerleri daha önceki it dalaşlarında aldığı yaralardan dolayı fredinin suratına dönmüş ama her halukarda zevk için karşısındakine birkaç ısırık atmaya çalışan bir mahluk düşünün. (zaten böyle bir mahluk bildiğimiz 4 ayaklı bir köpek olamaz)

Burada hiç kimse öyle bir mahlukla diyaloğa dayalı bir temas kurmayı düşünemez zaten.
Amaç o mahluku bir an evvel yolunuzdan ve duygu dünyanızdan def etmektir. Ancak bu işi sadece dilinizle başarmanız isteniyor sizden.
İşte olay bu.
 
Peki bunu dilimizle başarabilir miyiz? Hayır! Benim oturduğum semt aslında bir zamanlar gazetecilerin, yazarların oturduğu güzel bir semtmiş. Ancak ne oluysa olmuş, bu semtten gitmiş hepsi teker teker. Şimdilerde de bir çok yere göre yine rahat, özellikle kendi mahallem ve yakın çevrem için bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Saat gece 12'de dışarda arakdaşlarımla gezebiliyorum. Yani gezmekten ziyade, yürüyerek o saatte evime dönebiliyorum. Ara sıra ön kesmeler vb. yaşansa da, her zaman denk gelmiyor bana. Bir defa önümü kesip bıçak çekti birisi, sonra koşa koşa kaçmak zorunda kaldı, arkasına bakmadan. Ama her zaman şanslı olamayabilirim de, ezemeyeceğim kadar çok sayıda olurlarsa, kötü durumda da kalabilirim Allah korusun.

Oturduğum semtin bir iki mahallesi var ki, polis çıkmaz olmuş mahalleden. Okulum da bu mahallelerden birisinde. İşte o civara bazen bisikletle gitmek zorunda kalıyorum, o zamanlar genelde sözlü ya da fiziksel tacize uğradığım oluyor. Sözlü olanlara pek aldırış etmiyorum, çünkü en fazla kaskımla dalga geçiyorlar, ''artiiisss'' diye arkamdan bağırıyorlar... Yerine göre cevap veriyorum, yerine göre duymamazlıktan geliyorum. Özellikle yalıtımlı kulaklıklarımı aldıktan sonra hiç duymamaya başladım :) Anca bana bakıp türlü türlü hilkat garibesi şekillerine girdiklerinde birşey dediklerini anlıyorum, ama ne dediklerini işitemiyorum. Kulaklığımı kaybettiğimden beri yine duymaya başladım ara ara :)

Bazen bu bahsettiğim mahallede fiziksel müdahale de oluyor. Kaskıma taş yemek gibi... O zaman kalabalık değillerse iniyorum bisikletten ve şiddet sahneleri başlıyor :) Tek kişiyse, boyu, genişliği pek umrumda olmuyor, dalıyorum Allah ne verdiyse. Kalabalıklarsa kaçmaktan başka çare yok, zira o çevredeki deli çağlardaki ergen bünyeleri biliyorum. Aralarında okulumda okuyan(!) da var çünkü. Çoğu bıçak vb. yaralayıcı öldürgeçler taşıyor :) O sebeple kaçmak en mantıklısı. Gerçi boş olacaklarını bilsem yine inerim bisikletten, bi araba odun da yesem sorun değil :) Ama biliyorum, silahsız bir insana adice 5 kişi bıçaklarla saldırabiliyorlar.

Şimdi böyle kişilerle diyalog kurmak mantıklı mı? Diyalog kurmaya kalkarsanız, ''bağa entel ayakları yapma ula!'' diyerek dalacaklar. Siz cevap vermeyip devam ederseniz, diğer geçişinizde ya da başka bir şekilde karlaştığınızda aynısını, hatta daha beterini yapacaklar, yine sopa yeme ihtimaliniz yükselecek. En iyisi bir defa diş göstermek. Çünkü baktılar rakip ''boş adam'' değil, dişli çıktı, o zaman bir ihtimal ''pısarlar''... Çünkü bunlar ölü kurbağaya bıçak çekip, dirilince kaçarlar :) (Aman yanlış anlaşılmaya! Bunu Adana'lı arkadaşlarım söylerler genelde Adana'da yaşayan sözde delikanlılar için :) ama ben burada örnek vermek açısından dedim. Yoksa bu tacizciler Adanalı'dır demedim :))

Ben diyorum ki, ağzından salyalar akıtarak size koşan kuduz bir tacizciye ''SPD ayakkabının metal kısmını denk getirerek vurmak'' en mantıklısı. Aksini savunanlara da saygı duyarım tabi, ama benim görüşüm bu yönde.
 
  • Beğen
Tepkiler: goLdenskuLL
@Sercan

:) :) :)

Konuşma dilinin hayvanlar aleminde her zaman yeterli olmayacağını tahmin ederim. Ancak unutmayalım ki bizim(biz insanların) bir de vücut dilimiz var.

Hayvanlar aleminin saygıdeğer diğer sakinlerini tenzih ederek şu bizim malum iki ayaklı hayvanlara karşı vücüt dilimizi, konuşma diline yardımcı olarak kullanabiliriz pektabi..
Yanlış anlaşılmasın tekme tokat gibi lisanları kastetmiyorum. Argo anlamdaki el kol hareketlerini de değil tabii ki. Yani bunların dışında kalanları kastediyorum. Vucüt dilini kullanmasını bilenler zaten ne demek istediğimi anladı. ;)

Aslında Sercan, sen bu yüksek kalorili datlı dilinle yılanı bile deliğinden çıkarırsın emmee... yeterki canın istesin.. :D
 
Denedim Mesut Abi, ama inan olmadı :) Sopa arsızı olmuş bu iki ayaklı mahlukatlar. Sütte dilim yandığı için, yoğurdu üfleyerek yiyorum :)
 
100 metre ötenizde potansiyel bir tehdit gördüğümde göz irtibatı kurarım kesinlikle.Sadece laf atacaklarsa,sövseler bile umursamam(allah onu da öyle yaratmış vardır bir bildiği der geçerim, çok mu kaderist oldum ne :rolleyes: )
Ama diyelimki beni görür görmez hareketlendi yola doğru.Ben böyle bir durumda her zaman söze ilk giren olurum.Tipine,giydiklerine,saçına sakalına bakıp uygun kelimeleri kullanarak bi selam veririm önce, sonra mutlaka bişey sorarım.Bildiğim bir yer de olsa, "şuraya gideceğim ama kestirme yol biliyormusunuz" fln.
Yani dikkat ettiğim nokta soruma cevap vererek yardımda bulunma hissi oluşturmak, aynı zamanda da çevreyi tamamen bilmediğimi sanmasın diye uygun kelimeleri seçerim.
Kısacası çok kırık biriyse siz kaçsanız bile belki de arkanızdan ateş edecek :eek:
Söze ilk giren olup mümkün olduğunca kendi belirlediğiniz konularda konuşturmak iyi bir yöntem bence.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerKaN2081
@Ceyhun Pekuz

Sevgili Ceyhun, söylediklerine katılıyorum.

1. Tacizcinin de öyle davranması şüphesiz ki ilahi takdire bağlı. Önemli olan tacizcinin bunu niye yaptığı değil, bizim bu durumda kendi adımıza hayata dair ne ders çıkaracağımız. Hepimiz kaderciyiz, kadere iman etme anlamında. Çalışmadan didinmeden herşeyi "zaten olacağı varsa olurdur zair" mantığıyla kendi haline bırakıvermeye ise kadercilik denmez bence, olsa olsa miskinlik, tembellik vs. denir belki.

2. Selam verme işinin faydalarını ben de çok gördüm. Ancak senin de bahsettiğin gibi adamına göre selam vermek lazım. Bazen de selam bir ölüyü uyandırabiliyor.

3. Ben şunun da çok faydasını gördüm. Sana kesinkes sözle tacizde bulunacak bir kişiye, yada tacizine bir soruyla başlayan bir kişiye eğer cevap vermen kaçınılmaz olmuşsa; ilk olarak saf saf CEVAP VERME. Onun SORUSUNA SORUYLA CEVAP VER. Bu konunun kontrolünün onun değil senin elinde olmasını sağlıyor. ve çoğu salak tacizci soru cevaplamayı bilmediği için biraz afallıyor. Mesela. "nereye gidiyon böyle len" diye laf atana.. "sana ne lan" DEME. "Niye sordun" DE. Adamın vereceği yada veremeyeceği cevap zeka seviyesini hemen gözler önüne serecektir zaten.
 
  • Beğen
Tepkiler: ZekiAlper
Geri