Granfondo Çeşme 2017

Ozgurama

Üye
Kayıt
17 Ocak 2015
Mesaj
59
Tepki
155
Yaş
28
Şehir
Mersin
İsim
Özgür
Bisiklet
Focus
Bir atasözü der ki ''İt ürür kervan yürür''.Marmara gran fondo'su paralı olmasına rağmen ve bir bağış yarışı olmamasına rağmen bu kadar ses çıkmadı.Türkiye'de hiç bir iyilik cezasız kalmaz.Veloturk hem çocuklara bisiklet bağışlarken hemde bu ülkedeki bisiklet kültürünü geliştirdi ve devam ediyor.Peki soruyorum siz ne yaptınız ?
 
Scudo

hashus1099

Deprem Dede
Kayıt
13 Haziran 2011
Mesaj
815
Tepki
1.464
Şehir
istanbul/beşiktaş
İsim
hashus1099
Bisiklet
Canyon
@Hurol Yoney
lastik patlayınca yarış bitmiyor, sadece zamana karşıya dönüyor. kendiniz lastiği tamir edip yola koyulabilirsiniz.
ben ilk istasyonun hemen sonrasında lastik patlattım. biraz da moral bozukluğuyla, bisiklete tekrar binmem 15 dakikamı aldı. kendi tempoma ayak uyduracak kimse kalmayınca da tek kaldım. öncesi ve sonrasıyla 80 km rüzgar yedim. pedal çevirme sürem 3 saat 39 dakika çıktı. o soğuma ve rüzgar yemeler olmasa daha iyi bir derece yapacağımı biliyorum en azından. biraz da kendini bu şekilde değerlendirebiliyorsun. zaman sınırının 5:30 olduğunu düşünürsek, yarışın bir lastik patlamasıyla bittiğini söylemek doğru olmaz.
 

macerakolik

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Ekim 2006
Mesaj
3.858
Tepki
2.696
Şehir
Esenyurt-İstanbul
İsim
Soner
Başlangıç
1985—86
Bisiklet
Trek
Bisiklet türü
Yol bisikleti
@Fake Guru
Birader konu nerelere gelmiş yapmayın gözünüzü seveyim. Siteye eklenen gelir gider sizi tatmin edecek mi. Art niyetli olunduktan sonra gelir gider öyle bir ayarlanıyor ki dilediği kadar maliye denetimi olsun hikaye. Önemli olan vicdan. İnsan ahlaklıysa hiçbir yerde yayınlamasada yardımlar dosdoğru yere ulaşır ama değilse her türlü belge bulunur kitabına uyar. Öküz altında buzağı aramaya gerek yok. Artık bu kadar uzatmanın manası yok. Bırakın gönüllü çalışan adamların şevkini kırmayın hepsi gönüllü kişiler. Zaten parayla bir araya getiremezsiniz. Hepsi meslek sahibi ve oradan indirecekleri paraya ihtiyaçları yok. Art niyete gerek yok. Ortak paydamız bisiklet birbirimizimi dövelim. Üzüm yiyelim bağcı dövmeleyim. Artık bu para pul konusu kapansın önümüze bakalım. Teknik konularını değerlendirelim

Edit. Konu nerelerden nerelere geldi. Silinsin bu başlık. İleride arama motorunda çeşme granfondo aratan kişiler nelerle karşılaşacak. Bisikletimizi sürelim keyfimize bakalım. Aynı kalitelerde organizasyonu bedelsiz yapabilecek @Wasabie ve ekibi gibi edirne yarışı düzenleyecek varsa boş il çok. Mesela granfondo denizli, ankara, erzincan, yalova, istanbul, ankara var gözü kesen yapabilir.
 

Hurol Yoney

Daimi Üye
Kayıt
19 Ağustos 2015
Mesaj
280
Tepki
307
Şehir
Çanakkale
İsim
Hürol
Bisiklet
Diğer
@hashus1099 ya da o zaman şuna sadece lastik patlatma demeyelim. Olası diğer sorunlara da karşı teknik destek olarak görelim :harika:
 
  • Beğen
Tepkiler: tifosi

macerakolik

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Ekim 2006
Mesaj
3.858
Tepki
2.696
Şehir
Esenyurt-İstanbul
İsim
Soner
Başlangıç
1985—86
Bisiklet
Trek
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Düzeltme olmuştur. Chip okumadıysa kameradan manuel giriş yapmış olabilirler
 
  • Beğen
Tepkiler: tifosi

Erdem Topal

Aktif Üye
Kayıt
15 Mayıs 2012
Mesaj
110
Tepki
461
Şehir
Ankara
Ya hic fotojenik degilim ya da baska yarısa gitmisim ki hic fotom yok :). Esim de beni sanıp bi kac kisinin finish vidyosunu cekmis :) ekleyecegim yakında
 
  • Beğen
Tepkiler: ysnakblt ve tifosi

Türka¥

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Temmuz 2013
Mesaj
1.784
Tepki
2.271
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Ghost
@Erdem Topal

birinci beslenme noktasından geçenlerin fotolarını çekmekle görevliydim..
muhtemelen sizi de çekmişimdir ama nereden baksanız 1000'den fazla bisiklet geçti önümden..

sizi nasıl bulsak ki acaba :)
 

hashus1099

Deprem Dede
Kayıt
13 Haziran 2011
Mesaj
815
Tepki
1.464
Şehir
istanbul/beşiktaş
İsim
hashus1099
Bisiklet
Canyon
@Türka¥
bu fotoğraflar yüklenmeyecek mi peki bir yere?
 

Türka¥

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Temmuz 2013
Mesaj
1.784
Tepki
2.271
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Ghost
@hashus1099 ben fotoları günün sonunda yetkili arkadaşa teslim ettim.. artık ne zaman nerede paylaşırlar bilemiyorum :)
 
  • Beğen
Tepkiler: hashus1099

no23

Üye
Kayıt
7 Aralık 2016
Mesaj
24
Tepki
49
Yaş
32
Şehir
Istanbul
@furkantrojka paranın nereye gittiğini sormak ayıp değil, fakat böyle bir yarış üzerinde bu soruyu gündeme getirmek mantıklı ve gerçekçi değil. Katılımcı tarafından kolay bir dekont işlemi gibi görülebilir, ama yönetim tarafıyla empati yapıp kısıtlamaları anlayabilirsiniz.

1. Organizasyon giderleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılamaz. Tedarikçi firmalar -Argeus, beslenme noktaları, ulaşım masrafları vb.- işin içine özel sektör, devlet girdiği için çoğu zaman gizli kalmak zorunda.
2. Sponsor gelirleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılamaz. Accell bisikletin ne kadar verdiğini, Toyota'nın ne kadar verdiğini açıklarlarsa marka imajları üzerine pinti/parayı gömmüş vb yorumlar çıkar, sponsor ilişkileri çöker, gelecek yıllarda sponsorların devamı sağlanamaz.

Yarışın giderlerini ve sponsor gelirlerini şeffaf bir şekilde açıklayamadıktan sonra, toplanan paranın nereye gittiğini de kalem kalem açıklayamazlar doğal olarak.

Şahsen, kayıt gelirlerinin bir kısmının da yarış masraflarına gittiğini düşünüyorum. Bu da gayet doğal, çünkü aşırı maliyetli bir iş yarış düzenlemek.

Lastik konusuna gelince, yurt dışındaki Gran Fondo'larda bırakın destek aracını süpürge otobüsü dahi olmayabiliyor. Her ne olursa olsun yarışı bitirmek istiyorsanız, yedek lastik ve pompa taşımanız gerekiyor. Her şeyi organizasyondan beklememek gerek.

Yorum yaparken yapıcı olmaya ve empati yapmaya çalışmanızı naçizane tavsiye ederim. Özellikle Türkiye'de Gran Fondo kültürünü başlatan ve üstelik bunu çok güzel bir amaç uğruna gerçekleştiren bu güzel insanlara dair bir eleştiri yaparken.

Zira o insanlar burayı okuyor, yazılan yorumlar yüzünden verdikleri emeğin karşılığını koca bir boşluk olarak görüyor ve demotive oluyorlar.
 

Fake Guru

Üye
Kayıt
11 Haziran 2017
Mesaj
88
Tepki
190
Yaş
37
Şehir
istanbul
İsim
Mahir Ç.
Bisiklet
Atala
@no23

Dostum ne yazık ki söylediklerinin akla yatkın pek bi yanı yok, senin bahsettiğin sorgulamak ya da empati yapmak değil, sadece üzerini örtmek ya da düşünmeden kabullenmek için bazı ihtimaller olabilir. Öncelikle soruyu burada gündeme getirmenin nesi "mantıklı değil" nesi "gerçekçi değil" cevaplayabileceksen buradan başla, daha sonra kısıtlamaları anlamamız adına yaptığın önermeler son derece mantık dışı, "1. Organizasyon giderleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılamaz." demişsin, neden ? gizli haber alma organizayonu mu bu? "tedarikçi firma-özel sektör, devlet girdiği için çoğu zaman gizli kalmak zorunda" demişsin, aslında bu konuda bende sana katılıyorum, çünkü gizli kalmaması sorun teşkil edebilir, ama şeffaf bi düzende gizli kalmasına gerek yoktur, eğer açıkça ortaya koyulabilecek şeffaflıkta değilse gizli kalması yeğ tutulur, zorundalık bi durum yoktur.
"2. Sponsor gelirleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılamaz. Accell bisikletin ne kadar verdiğini, Toyota'nın ne kadar verdiğini açıklarlarsa marka imajları üzerine pinti/parayı gömmüş vb yorumlar çıkar, sponsor ilişkileri çöker, gelecek yıllarda sponsorların devamı sağlanamaz."
Ha ha ha, diyorum, bi kere sponsor gelirleri der geçersin, Accell şu kadar verdi, salcano bu kadar verdi demek durumunda değilsin. Kaldı ki birilerinin bu konularda pinti ya da parayı gömmüş dedikoduları iş dünyasında ne kadar etkili olabilir ki :) bisikletforum üyelerinden birileri telefonla Accell CEO'sunu öyle bi paylar ki adam utancından seneye sponsor olamaz :)) ya da sponsor olarak bisiklet dağıtan firma bu sponsorluktan vazgeçer. Sebebide bisiklet forumda yapılan bağışın kullanıcılar tarafından konu edilmesi. Ne yazıkki bu söylediklerin tamamen hayal ürünü, bizim kendi içimizde yaptığımız bu muhabbetler ya da mahallede yapılan dedikodu Accellin yatırım planlarını değiştirmez, şirketler böyle çalışmaz. (ayrıca kim? sponsor için "az para vermiş" diye düşünür burası başka bi konu) Şirketler kültür, sanat ve spora yaptıkları destekler oranında vergi indirimi alırlar, buda totalde onları daha karlı konuma sokar, aynı şekilde Lira cinsinden vergi ödemek yerine, ürettikleri ürünleri bağış kapsamında vergiden düşmeleri yine kendi karlılıklarını artıran bişeydir. Ha belki bu sebepten değilde sadece iyi oldukları için yapıyorlardır bilemem. Şirketler her yıl gelirlerinin bir kısmını kültür,sanat,spor, eğitim,çevre ve yardım için harcarlar, karşılığında elde edebilecekleri vergi indirim veya muafiyetlerinin limitleri doğrultusunda, yani böyle bi organizasyon için olmazsa başka bir şey için harcanacak ya da bir vakıfa bağışlanacaktır, bu organizasyonun yaptığı bu pastadan pay almaktır.
Buradaki hassas arkadaşların üzülmesini istemediğim için örnekleri organizasyondan şirketlere çevirerek Starbucks'ı ele alırsak bu sistemi anlamak biraz daha kolaylaşır, 1 kahveye bi öğün yemek parası vermek belki zoruna gidebilir, bi ihtimal vicdanın bu durumu sorgulayabilir, üstelik afrikada o kadar aç çocuk varken. Starbucks'ın buna harika bi çözümü vardır, tabii ki gelirinin bi kısmını afrikadaki çocuklar için harcamak, bu sayede her zaman içmekte olduğun kahveyi gönül rahatlığıyla içebilir ve normalin üzerinde olan fiyatları dert etmeyebilirsin, çünkü yardım amaçlı kullanılıyordur, aynı şekilde TOMS ayakkabı alırsın, tam "sıradan bi bez ayakkabıya bu kadar verilir mi ?" diye düşünmeye kalmadan ayakkabının içinde satın aldığın her çift ayakkabı için fakirlere bir çift ayakkabı hediye edileceğini görür ve yine rahatlarsın, örnekler sonsuza kadar uzatılabilir ama bu kadarı konuyu anlamak için kafi. Pazarlama stratejisi sıradan çinko karbon vatandaşının algı seviyesinin çok üzerindedir, ve itinayla belirlenir. Bunlardan bi haber olan, iş dünyasında para yönetimi kısımlarıyla alakası olmayan, tüm iyi yürekli polyannaları ve kraldan çok kralcı arkadaşlara selam olsun.
Burada da kar amacı güdülmediği gelirin ihtiyaç sahiplerine aktarıldığı "bu parayı granfondoya harcayacağıma bir çocuğumu sevindirsem?" diye düşünen her insanı rahatlatmaya yarayan bi emniyet süpabı olarak görev yapar, ama benim gibi "paranoyak" ve "yaygaracı" tipler için durumun daha da derin bi boyutu bulunur, o da şudur ki sonunda bunlardan kar edilir, buna karşı değilim, kimseninde kazancımda gözüm yok şahsen, dahada çok kazansınlar, eğer kazanclarına ortak olmak isteseydim ya da kıskansaydım tamamen farklı şekilde davranır ve benzer yöntemlerle kazanç sağlardım ama böyle bi isteğim yok açıkçası, bu yanıylada gittiğin dükkanın karını hesaplama kafasından oldukça farklıdır, yine fevri cevaplar gelebilir ama olsun, bazıları neden bunları yazdığımı anlayacaktır ve bende bunun için yazıyorum zaten.
Son noktada "biz dört adam bi araya geldik ve koca yüreklerimizle iyilik yapalım dedik" gerçekten çok güzel bi motto, ama kusura bakmayın benim için inandırıcı değil. Organizasyon bu işten kar eder ve bununla birlikte bu hayır işinide süreklilik için kullanabilir. Kazançları, sağladıklarını karşılıyorsa ve katılımcılar bundan memnunsa bu organizasyon bir şirket gibi Granfondoları düzenleyip satmakta da özgürdür. Tekrar belirtiyorum kimsenin karında gözüm yok, ama sosyal sorumluluk projesi olarak adlandırdığın noktada herkes tarafından sorgulanabilir ve laf edilebilir bi noktaya gelir. O zamanda ben "yardım ama nasıl ?" diye sorma hakkına sahibim, hemde inanır mısın ? organizasyon için hiç çaba göstermediğim halde bunu yapma hakkına sahibim, çok üzgünüm.
 

furkantrojka

Forum Bağımlısı
Kayıt
31 Mart 2016
Mesaj
701
Tepki
1.142
Yaş
32
Şehir
Antalya
İsim
Furkan
Bisiklet
Diğer
@no23
Hocam şu söyledikleriniz sizce mantıklı mı peki? Böyle bir yarış üzerinden sorulacak zaten bu sorular. Zira organizasyon bir yardım faaliyeti yürüttüğünü söylüyor. Yazdıklarınıza madde madde cevap vermiyorum zira şirket sizin dediğiniz gibi hareket etseydi maliyeden yedikleri cezalardan dolayı çoktan bu işi bırakırlardı.

Ben daha önce de yazdım. Bu yarışa katılmayacağım halde kayıt yaptırdım, belki katılırım katılamazsam da velotürk organizasyonu nasıl olsa diyerek. Ancak şeffaflık beklentisi garip değil arkadaşlar. Sizin, sorgulama geç, mantığınız garip.
 

mervan kızıl

Aktif Üye
Kayıt
4 Eylül 2012
Mesaj
186
Tepki
297
Yaş
43
Şehir
İzmir
İsim
Mervan K.
Bisiklet
Giant
(Veloturk ekibinin Çeşme Granfondo öncesi, İzmir'deki söyleşisiyle ilgili izlenimlerimi daha önce paylaşmıştım. Şurada: (link)

Bundan 2 sene önce yaz başında “Büyük Kazdağları Buluşması” adıyla bir kamplı etkinlik açılmıştı facebook üzerinden. İsmini duyar duymaz, hemen arkadaşlarla kararlaştırdık ve gitmeye karar verdik. Facebookta etkinlik sayfası açıldıktan 1-2 hafta sonra, etkinlik organizatörünün değiştiğini gördüm. (İlk açanlar (kişi veya grup veya dernek bilemeyeceğim), bilemediğim nedenlerden vazgeçiyor ve etkinliği O.B. adında bir kişi üstleniyor.) Neyse dedik, adı yeter “Büyük Kazdağları Buluşması”!.. Türkiye’nin farklı bölgelerinden ekoloji ile ilgilenen, yaşadığı doğasına sahip çıkan, farkındalığı yüksek insanlar gelecek ve buluşacağız, tanışacağız vs. Gün geldi çattı, 5 arkadaş etkinliğe gittik. Etkinlik Kazdağlarında bir köye yakın güzel manzaralı bir tepelikteydi. Belediyenin tahsis ettiği 1 adet WC ve yakacak odun dışında başka hiçbir hizmet veya organizasyon yoktu. Bir de köyün esnafından biri, açtığı tezgaht alkol, vs gelene gidene satış yapıyorlar. Buluşmanın bir programı vs yok, insanlar kendi çalıp söylüyor falan.. Etkinlik duyurusunda kişi başı 10 TL ücret toplanacağı belirtilmişti, ama ne için toplanacağı belirtilmemişti.. (Evet tüm etkinlik için kişi başı sadece 10TL) İlk günün sabahı, bahsettiğim O.B. kişisi, tek tek çadırları gezip ücretleri toplamaya başlamıştı. Bizim gruba geldiğinde, öyle içimden sormak geldi, ücretlerin ne için toplandığını öğrenmek istedim. Çadır kurulan alan, Orman Müdürlüğüne aitmiş. Aslında burada çadır kurmak normalde yasakmış. Bu paralar Orman Müdürlüğüne verilecekmiş falan dedi. (Ee, yani, yani normalde yasak olan bir alana çadır kurmak için şimdi biz rüşvet mi vermiş oluyoruz dedim içimden..) O zaman dedim, biz grup olarak makbuz alabilir miyiz? Parayı toplu yatıracağız, kişi kişi veya grup grup makbuz zor olabilir, biz toplu makbuz alıp facebook üzerinden paylaşacağız dedi. Lütfen dedim, burada yaklaşık 300e yakın insanız, toplam 3000TL para eder, bi zahmet elinizdeki listeye göre isteyen kişi veya gruplara makbuzlarını ayrıyeten yazsınlar, ellerine mi yapışır diye özellikle üsteledim. Bugün verin parayı, yarına kadar çıkarsınlar makbuzları dedim. Bakalım, yaptırmaya çalışalım dedi. Tabii, 10 TL çok cüzi bir para olabilir ama toplamında iyi denecek bir para ve nereye harcanacağı, kime gideceği muamma ve tatmin edici bir cevap da verilmiyor. Ben üsteledim, dostum madem orman müdürlüğüne gidecek bu para, öyle diyorsunuz, makbuz olmadan bu parayı vermek istemiyoruz dedim. O.B. şahsı içindeki cevheri kustu tabii, ücreti vermezseniz, jandarmayı çağırmak ve sizi kamptan attırmak zorunda kalacağım şeklinde tehditvari konuşmaya bile başladı. Paranın nereye gideceğini anlamasak da, nereye gitmeyeceğini anlamış olduk artık. Bizim gibi 1-2 soruyla durumu öğrenmeye çalışan başka başka çadırlardan insanlar da çıkmış (sonradan öğrendim), hepsinde aynı cevap, aynı soru işaretleri. Neyse dedik ağzımızın tadı bozulmasın, büyütmedik işi. (Daha doğrusu ben büyütecektim de grup arkadaşlarım ya destek olmadılar, ya da köstek oldular diyeyim.. J ) Bir sonraki gün şelaleye doğru, doğa yürüyüşü adı altında, bu O.B. aldı bizi götürdü. Tabii bu kafayla ve organizasyonsuzlukla 300 kişiden anca 40-50 kişiyi yürütebildi. Şelalenin orda bir restoranvari tesis. O.B., bizi doğa yürüyüşü adı altında meğer tesise müşteri olarak götürmüş. Gelen grubun sayısını az gören tesis sahibi O.B.e veryansın ediyor (dinliyorum konuşmaları), bu kadar az olduğunu bilseydim, birayı o fiyata saymazdım, şunu şu fiyata saymazdım falan filan…

Adam bildiğin bizi taa kendi şehirlerimizden, onca iyi niyetlerimizi ve güzel duygularımızı sömürebilmek için ayağına kadar getirtmiş. Biz de kuzu kuzu yemişiz… (Tabii o bahsettiği toplu makbuz var ya, hiç yayınlanmadı facebooktan falan..)

Dostlar bu niye mi önemli?

Böylesi kişiler ve organizasyonlar, maalesef ki iyi niyetlerimizi, güzel düşüncelerimizi alıp, pisliğe bulayıp elimize tutuşturuyorlar. Ki, bundan sonraki her güzel etkinliğe vs kocaman bir şüpheyle yaklaşmaya ve sorgulamaya başlıyorsun mecburen. Bu adamın yaptığı sadece 10Tl ve 2 bira paramıza mal olmadı, o güzel ekolojiye doğasına duyarlı insanların duygularıyla, iyi niyetleriyle ve potansiyelimizdeki enerjimizle oynuyorlar ve izin verdiğimiz sürece de daha fazlasıyla oynamaya devam ediyorlar.

Ki aynen de öyle oldu. O etkinlikte o adama hak ettiği itirazımız yapamadık, cezasını ödetmedik ya. O tüm paralar ve komisyonları yanına kar da kaldı ya… Aynı adamın, tam 1 sene sonra “Büyük Kazdağları Buluşması” adıyla yine bir etkinlik açtığını gördüm. 1 ay sonra “Büyük Salda Buluşması” diye bir tane daha.. Sonra bir tane daha…



Bu yaz, belki duymuşsunuzdur, “Hippi Müzik Festivali” yapıldı Kelebekler Vadisinde… Adını ve gelecek grupları görür görmez haydi gidiyoruz olduk. Haberleştik 1 hafta içinde, İngiltere’den, Ankara’dan, İzmir’den, Bursa’dan vs 11 arkadaş aldık kombine+kamp biletlerimizi, heyecanla takip ediyoruz gelişmeleri, planlarımızı yapıyoruz, kim nerden hangi araçla gelecek, ne zaman gelecek, neler getirecek, neler eksik, neler götüreceğiz vs vs… Etkinlik açılmış 1 ay geçmiş, hoppa kurallar yayınlıyorlar. Festivalde vadiye kesinlikle, alkol, içecek, yiyecek vs vs sokulmayacaktır diye. Soruyoruz, yahu dostlar adı hippi festivali. E biz kendi şarabımızı biramızı yapıyoruz, getiremiyor muyuz yani? Hayır olmaz! Yahu her öğünü ordaki işletmelerden mi yiyeceğiz? Veganımız var, vejetaryenimiz var, onu yemeyenimiz, bunu içmeyenimiz var? Diyoruz, olmaz!.. İşte biz tesislerle anlaşmalı fiyatlar çıkaracağız, buradan da duyuracağız diyorlar. Haftalar geçiyor bir türlü listeler yayınlanmıyor. Sonra sonra bir liste çıkıyor ki evlere şenlik, yiyecek-içecek topu topu 8-10 kalemlik liste. (Hem biz, hem diğer katılımcılar) sorular soruyoruz, üstünkörü, otomatiğe bağlanmış cevaplar geliyor. Bir süre sonra bakıyoruz, yazdıklarımız, sorduklarımız siliniyor etkinlik sayfasından. Sonra organizatörlerden olduğunu söyleyen birileri bize özelden yazmaya başlıyorlar. Hocam, öyle soruyorsunuz ki sanki biz dolandırıcıyız da, sizleri soymaya çalışıyormuşuz gibi vs. Yahu ne alakası var, biz 11 arkadaş farklı farklı yerlerden, sırf adı hippi olan bu etkinliğe katılmak için biletlerimizi en başından aldık. Planlarımızı ona göre ayarladık, her şeylerimizi organize ettik, siz kalkmış 1 ay 1,5 ay sonra olmadık kurallar yayınlıyorsunuz, olmadık kısıtlamalarla olmadık listeler yayınlıyorsunuz. Bu iş böyle yapılır mı? Tabi cevap yok, kem küm. Sonra o kişiyi araştırıyoruz, tanıyan birileri, aman ha uyarıyor, işin içinde bu adam varsa, her şey olabilir!!

Sonra ne mi oluyor, Alakır Nehri Kardeşliği ve ismini şimdi hatırlayamadığım çevre hassasiyeti yüksek etkin bir vatandaş, bir karşı kampanya başlatıyorlar. Kelebekler Vadisinde bu kadar kalabalık bir toplanma ve günler geceler boyu sürecek yüksek sesli müzik yayınının, vadideki kelebek popülasyonuna verebileceği ciddi zararları dile getiriyorlar.. Of off cümbüş başlıyor. Bu kişilerin ciddi ciddi uyarılarına, organizasyon ekibi ciddiyetsiz, tatmin edici olmayan geçiştirmelik cevaplar veriyorlar. Muğla Valiliğine, Çevre Müdürlüğüne vs soruluyor, festivalin izni var mı diye? Hayır öyle bir izin alınmadı cevapları alınıyor. Sonra sonra iş büyüyor, festivale gelecek olan gruplara ulaşılıyor. Festivale katılacak önemli isimlerden bazıları, bu skandalları görünce-duyunca, festivale katılmaktan vazgeçiyorlar. Ama ısrarla festival yapılıyor. (Tabii biz gitmekten çoktan vazgeçmişiz. Ya da gitseydik de, orda 11 kişi ciddi bir muhalafet yapmak için gidecektik zaten.) Sonradan öğrendiğimize göre de festival, çook berbat geçmiş. Gruplardan çoğu gelmemiş, sonrasında iş daha büyür diye, büyük sahne ve ses sistemleri kurulmamış, akustik yapılmış tüm konserler falan…

Yani işin özeti, festivale 1500e yakın kişi katılmış. Katılamayıp da haberi olan içi geçen binleri de sayarsak… Adına sadece ve sadece hippi kelimesini ekleyerek, o güzelim kelimeyi kullanarak, 20ye yakın müzik grubu ve binlerce insan maddi-manevi açık açık dolandırıldı. (Ne mutlu ki) yapamadıkları festivalle de, adı hippi olan, içinde çiçek çocuklar geçen festival, o 3 gün boyunca oradaki kelebek yaşamının içine de edemediler!



Gelelim Veloturke ve projesine. Tüm o; doğa adına, çocuk adına, sanat adına, o güzel kavramlar adına yapılabilecek o en iyi niyetli işler, en hafif tabiriyle, öyle bir yöntemsizlik ve beceriksizlikle yapılır ki, keşke yapılmasaydı da eskisi gibi kalsaydı dersiniz. Çünkü o yapılanlar, ne amaçla olursa olsun, (hatta iyi amaçlar için yapıldığında daha çok acıtır) o iyi niyetli ama bozuk işler, vurduğunda kötüleri değil, iyileri vurur en çok…

Ve biz bu forumdaki iyi insanlar olarak da, iyi olduklarını umduğumuz Veloturk ekibinden, “forumlardan nereye gidiyor bu paralar nağraları atmaktan vazgeçsin”li cevaplar almak değil, bizleri aydınlatmalarını, şeffaf olmalarını, tatmin edici cevaplar ve bilgiler vermelerini bekliyoruz. Bazı arkadaşların, katılan-katılmayan herkesler adına konuşma yetkisi varmış gibi, “verdiğimiz paralar helal olsun” demelerinin hiçbir anlamı yok arkadaşlar, saçmalamayın! Hellalik istenecek veya verilecek yer mi şimdi; bu yarışlar, projeler, şirketler, sponsorlar vs.

Veloturk ekibi, neden bir dernek veya vakıf gibi bir yapılaşmaya gitmiyorsunuz sorusuna, dernek, kooperatif veya vakıflar, çok bürokratik yapılar ve yasal prosedürleri de işlerin sağlıklı ve hızlı yapılmasına engel olmaktalar diye cevap vermişlerdi. Biz böyle iyiyiz, 5 kişiyiz, kendi potansiyelimiz ve çevremizle yürütebiliyoruz tüm işleri diye cevap vermişlerdi.
Şimdi tüm bu doğru sorulara, tatmin edici olmayan cevapsızlık halleri, “neden vakıf olmuyorsunuz?” sorusunu daha bir önemli kılmakta.

Demokratik ülkelerin 3 ayağı vardır; yasama, yürütme ve yargı ve bu üç ayak da ayrı ayrı bağımsız çalışmak zorundadır. Organizasyonu-projeyi planlarsınız tamam, uygularsınız ok. Bırakın da biz de yargılayalım, soralım, cevap isteyelim…
Yarışına katılmış veya katılmamış olmamız bir şeyi değiştirmez; bu çocuklar hepimizin, yaşanacak mutluluklar da hepimizi mutlu edecektir.
Lakin, iyi niyetlerimizi ve güven duygularımızı korumak da, sizin sorumluluğunuz olduğu gibi, bizim de hakkımızdır!..
 

Ahmet Bag

Daimi Üye
Kayıt
24 Ocak 2017
Mesaj
299
Tepki
489
Yaş
46
Şehir
MERSİN
İsim
ahmet
Bisiklet
Scott
ne güzel söz; anlayana sivri sinek saz , anlamayana davul zurna azzzzz. ayrıca sorgulayanı eleştiren memleketim güzel insanı, mümkünse az oksijen tüket.
 
  • Beğen
Tepkiler: mervan kızıl