Scudo Sports

Genç yaşta aramızdan ayrılan Bahadır Gürel'in anısına...

KOM kovalamak değil de bazı segmentleri almaya çalışıyorum ben de.
Intervalim var ise o segmente yediriyorum mesela, veya 10km lik bir tırmanış segmentinde kendimi zorluyorum.
İlle KOM almak değil de, segmentde aldığın PRlar bile hem motivasyon kaynağı oluyor, hem de geliştiğinin en büyük kanıtı oluyor.
İnsanlar KOM kovalıyor diye eleştirmek yersiz bence, bisikleti sevdiriyorsa salın birinci olmaya çalışsın, olsa da olmasa da daha çok sevecek :)
 
Scudo
@makaram


Antrenmana çıkınca benim motor çok yakıyor, şehir içinde kokluyor :D

@Bigpatron

Bende kaldırdım :)

Benim motivasyonum ortalama hız. İlk başlarda rüzgar arkada ortalama yükseldiğinde motive olup ortalamayı korumak için çabalıyordum. Çoğu zaman rüzgarı arkaya almak için rüzgara karşıda gitmek gerek, gide gele performansta artıkça rüzgara karşı ortalama hızı yükseltmekte motive kaynağı oluyor. Nabızla ortalama hızı kordineli götürmek performansımı oldukça artırdı. Bakıyorum nabız düşük daha çok basıyorum, nabız yüksekse hızı mümkün olduğunca düşürmeden, ya sakinleşmeye çalışıyorum, ya daha aero bir pozisyonda durmaya çalıyorum.
 
süper bilgiler. hazırlayıp sunanların ellerine sağlık.
 
Emeğinize sağlık.
 
Geçtiğimiz yıl ansızın aramızdan ayrılan rahmetli Bahadır Gürel'in foruma ve Türk bisiklet camiasına bıraktığı mirasın ne denli büyük olduğunun bir göstergesi bu başlık. Işıklar içinde uyusun.
 
Değerli dostumuzun anısı önünde saygı ve takdir ile eğiliyor, forum küllüyatına kattığı konulardan taradığım bir bölümü bir araya getirerek kendisini unutmadığımızı belirtmek istedim..
Ruhu şad olsun...
 
allah rahmet eylesin.
 
Konuyu yeni gördüm. Ölüm olduğu için mesajları inceledim. Arkadaşımız kalp sorunları olduğunu 2012'de 44 yaşında kalp ameliyatı olduğunu belirtmiş.

Bizim bir er yakınımız 2015 te 49 yaşında, başka bir er yakınımız 2017'de 34 yaşında kalp krizinden gitti. Müdahele imkanı olmayan aniden götüren bir hastalık fakat Bahadır Gürel beyin kanamasından gitmiş 2020'de 52 yaşında. Beyin kanaması %50 üstü oranda yüksek tansiyondan kaynaklanıyor, az önce Wikipedia'da baktım. Nitekim arkadaş yüksek tansiyon sorunundan bahsetmiş. Bu bence önlenebilir bir hastalık. Yokuşlu yollarda sadece birkaç km bisiklet sürerseniz bile tansiyon çok yükseliyor. Fakat arkadaş bisiklet sporuna kaldığı yerden devam etmiş. Çok acı bir durum.

Bisiklet özellikle yokuşlu yollarda çok ideal bir spor değil. Her tür durumda en iyisi yüzme sporu fakat Türkiye'de artık bu sporu yapmak da zor. Bursa merkezde belediyeye ait olimpik kapalı yüzme havuzu vardı, 2013 yılına dek arasıra gidiyordum. 2015 gibi o havuz yıkıldı, yok edildi. Bursa'daki deniz kıyılarında her plaj, işletmeciye satıldı, parasından değil de şöyle özgürce plaja gidip denize giremiyorsunuz. Ege sahillerinde de her plaj otelin malı haline geldi.

Arasıra yüzme sporu kalbe çok iyi gelir. Dolaşım sistemini gerçekten rahatlatan spordur. Güzel bir yüzme sonrası bisiklet çok daha sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum. Avrupa'da insanlar bayağı yoğun bisiklet sporu yapıyor fakat kenar mahallede kalanların bile kapalı yüzme havuzları var belediyenin işlettiği o sayede bayagı bir yüzme sporu yapıyorlar. İkisi bir arada denge sağlıyor.
 
Son düzenleme:
Nabız ölçerek antreman yapmak şart. Yaş ilerledikçe maksimum nabız düşüyor, basitçe 220-yaş formülü var. Maksimum nabzın yüzde 85ini geçmemek lazım. Tabi bu casual kitle için. Sporcular daha tempolu sürüyor doğal olarak. Ama bence tüm spor yapanlar nabız ölçer almalı. Kalp hastası olan hele bu nabza çok dikkat etmeli. Düşük nabız yüksek süreli sürüşlerin en güzeli olduğunu düşünüyorum.
 
Bursa'daki deniz kıyılarında her plaj, işletmeciye satıldı, parasından değil de şöyle özgürce plaja gidip denize giremiyorsunuz. Ege sahillerinde de her plaj otelin malı haline geldi.

Anayasaya göre sahiller kamuya aittir. Siz plajları, sahilleri parselleyen işletmecilere bakmayın. Havlunuzu, şemsiyenizi alıp yine gidin. Sahili, plajı kullanmanıza engel olamazlar. Sadece onlara ait şezlong, tuvalet, soyunma kabini vb. imkanları kullanamazsınız.
 
  • Beğen
Tepkiler: zıpkıncı
Nabız ölçerek antreman yapmak şart. Yaş ilerledikçe maksimum nabız düşüyor, basitçe 220-yaş formülü var. Maksimum nabzın yüzde 85ini geçmemek lazım. Tabi bu casual kitle için. Sporcular daha tempolu sürüyor doğal olarak. Ama bence tüm spor yapanlar nabız ölçer almalı. Kalp hastası olan hele bu nabza çok dikkat etmeli. Düşük nabız yüksek süreli sürüşlerin en güzeli olduğunu düşünüyorum.
Katılıyorum. Fakat kalp sorunu olanlar, yaşı ilerleyenler için yüzme sporunun en iyi spor olduğunu düşünüyorum, bu konuda ne dersiniz.

Bisiklet sporunda nabız ölçümü bence de gerekli fakat yüzme sporunda gerekli bile değil cunku yüzerken kalbe cok yüklenmek mümkün değil. Cunku düz eksende yüzüyorsunuz. Suyun içinde terlemeniz, sıcaklamanız da mümkün değil (sıcaklık tansiyonu daha da yükseltir, kalbe daha çok yüklenir)

Anayasaya göre sahiller kamuya aittir. Siz plajları, sahilleri parselleyen işletmecilere bakmayın. Havlunuzu, şemsiyenizi alıp yine gidin. Sahili, plajı kullanmanıza engel olamazlar. Sadece onlara ait şezlong, tuvalet, soyunma kabini vb. imkanları kullanamazsınız.

Ben bu sahillerin kapatılması olayıyla ilk kez 2009'da Ölüdeniz'de karşılaştım, baya bir tepki koydum fakat tüm plajı kapatmışlardı. Ayrıca belediyeden yetki belgemiz falan var demişlerdi. O yüzden seve seve şezlong parası verdik. Ölüdeniz'de böyle şezlong parası olmazsa herkes oraya üşüşür plaj dolar çevre kirliliği artar şeklinde savunmaları vardı. Oysa ki Ölüdeniz'e tatile gelen kişi sayısı belli. Çevre yörelerden insanlar bedava plaj var diye gelmeyecek.

Sonuçta yüzme sporundan daha da uzaklaşıyor insanlar. Sadece bisiklet sporuyla sınırlanıyoruz.
 
Son düzenleme:
Kalp hastalıkları, herkeste her zaman semptom göstermiyor arkadaşlar.
2010 Yılından beri maraton, ultra maraton, yol bisikletleri yarışlarına katılıyordum. Bu süre boyunca 9 tane maraton, sayısız yarı maraton (antrenmanlarımda koştuğum yarı maraton mesafelerini hatırlamıyorum bile), 16 tane ultra maraton (55 ila 130 km. arasında değişen dağ patikası koşuları), hatırlayamadığım yoğunluk ve zorlukta yol bisikleti antrenmanları yaptım. Üstelik bu mesafeleri kat ederken kendi yaş grubunda derece kovalıyordum. Bunları şu nedenle yazdım, bu yoğunluktaki yarışları ya da antrenmanları yaparken, hiçbir şekilde kalbimle alakalı hiçbir sıkıntı yaşamadım.
2018 yılında kardeşimin zorlaması ile gönülsüzce gittiğim kardiolog profesör bende aort kapakçık yetersizligi (biküspit aort), Aort kök genişliğimin artmış olduğu (41 mm) gibi ciddi Kalp rahatsızlıklarım olduğunu söyledi. Bana asla bu şekilde spor yapmamam gerektiğini, Her altı ayda bir kontrollerime gitmeme devam etmemi söyledi.
Toplumda sağlık taraması diye bir şey maalesef yok, eğer insanlar kendi istekleriyle detaylı bir checkup kontrolüne giderlerse sadece kalple alakalı değil, vücutları ile alakalı pek çok sıkıntıyı tespit etme imkanına sahip olabilirler.
Hiçbir şey bizim sağlığımızdan daha önemli değil, arabamızın periyodik bakimini kaçırmayız ancak kendi sağlığımıza öteleriz bu böyle.
Sonuç olarak kalp çok hassas bir organ, paragrafın başında da bahsettiğim gibi herkeste semptom göstermeyebiliyor kalp rahatsızlıkları. Hatta her kardiyolog doğru teşhisi koyamayabiliyor, çok detaylı görüntüleme merkezlerinde iyi bir kardiyolog ya da kalp damar cerrahisi uzmanına muayene olmak ve mümkünse farklı birkaç uzmana görünmek kesin teşhisi için elzem bir durum.
Benim durumumda artık ameliyat kaçınılmaz, 15 gün sonra hayırlısıyla aort kapakçığım değişecek, ondan sonra eğer sağlığıma kavuşursam, spora kaldığım yerden daha temkinli bir şekilde devam etmeyi düşünüyorum.
Lütfen siz de detaylı bir checkup yaptırın, spor yaptığınız için sağlıklı olduğunuzu düşünmeyin.
 
Kalp hastalıkları, herkeste her zaman semptom göstermiyor arkadaşlar.
2010 Yılından beri maraton, ultra maraton, yol bisikletleri yarışlarına katılıyordum. Bu süre boyunca 9 tane maraton, sayısız yarı maraton (antrenmanlarımda koştuğum yarı maraton mesafelerini hatırlamıyorum bile), 16 tane ultra maraton (55 ila 130 km. arasında değişen dağ patikası koşuları), hatırlayamadığım yoğunluk ve zorlukta yol bisikleti antrenmanları yaptım. Üstelik bu mesafeleri kat ederken kendi yaş grubunda derece kovalıyordum. Bunları şu nedenle yazdım, bu yoğunluktaki yarışları ya da antrenmanları yaparken, hiçbir şekilde kalbimle alakalı hiçbir sıkıntı yaşamadım.
2018 yılında kardeşimin zorlaması ile gönülsüzce gittiğim kardiolog profesör bende aort kapakçık yetersizligi (biküspit aort), Aort kök genişliğimin artmış olduğu (41 mm) gibi ciddi Kalp rahatsızlıklarım olduğunu söyledi. Bana asla bu şekilde spor yapmamam gerektiğini, Her altı ayda bir kontrollerime gitmeme devam etmemi söyledi.
Toplumda sağlık taraması diye bir şey maalesef yok, eğer insanlar kendi istekleriyle detaylı bir checkup kontrolüne giderlerse sadece kalple alakalı değil, vücutları ile alakalı pek çok sıkıntıyı tespit etme imkanına sahip olabilirler.
Hiçbir şey bizim sağlığımızdan daha önemli değil, arabamızın periyodik bakimini kaçırmayız ancak kendi sağlığımıza öteleriz bu böyle.
Sonuç olarak kalp çok hassas bir organ, paragrafın başında da bahsettiğim gibi herkeste semptom göstermeyebiliyor kalp rahatsızlıkları. Hatta her kardiyolog doğru teşhisi koyamayabiliyor, çok detaylı görüntüleme merkezlerinde iyi bir kardiyolog ya da kalp damar cerrahisi uzmanına muayene olmak ve mümkünse farklı birkaç uzmana görünmek kesin teşhisi için elzem bir durum.
Benim durumumda artık ameliyat kaçınılmaz, 15 gün sonra hayırlısıyla aort kapakçığım değişecek, ondan sonra eğer sağlığıma kavuşursam, spora kaldığım yerden daha temkinli bir şekilde devam etmeyi düşünüyorum.
Lütfen siz de detaylı bir checkup yaptırın, spor yaptığınız için sağlıklı olduğunuzu düşünmeyin.

Değindiğiniz kalp anatomik yapısındaki değişimler illa ki ameliyat gerektirmez. Aort genişledi 4,1 cm oldu dediniz. Michigan Üniversitesinden bilimsel bir anlatıda 3cm üstünde ise aort genişlemiş sayılıyor fakat erkekte 5.5cm 'ye ulaştığında ameliyat düşünülür diyor. Size 4,1cm diyerek ameliyatı kabul ettirmişler görünüyor.

Google'da biküspit aort 'a bakınca normalde 3 kapakçık olan aort çıkışında 2 kapakçık olması şeklinde doğuştan gelen sorun deniliyor O sorundan dolayı aort genişledi sanırım. Tüm bu koşullar altında ameliyat kesin gerekli midir bence değil. Bir de her ameliyat hem genel anestezi ile ilgili hem operasyon sonrası ek problemler taşıyor.

Şu videoda bir kişi ameliyatla sığır kalp kapakçığı taktırmış, kapakçık yetersizliği dolayısıyla 4 yıl sonra yeniden operasyon olacakmış. Başka biri mekanik kalp kapakçığı taktırmış onda da kapakçık üzerinde kan pıhtılaşması sorunu olduğu, engellemek için kan inceltici alınması gereği konuşuluyor.

 
Selamlar @Scott_Bisikletli, Öncelikle değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Ameliyat olma sebebim aort genişliğimin 4.1 cm olması değil, aort kapakçık yetersizligi. Kapakçığı bir çek valf gibi düşünün, bende kalbin pompaladığı kanın bir bölümünü kalbe geri sızdırıyor. birden fazla teşhis ve tanı merkezinde aynı tanı konuldu, bu Kapakçığın mutlaka değiştirilmesi gerekiyor, ilaçlı bir tedavisi de yok bu tür rahatsızlıkların. Prof yeterliliğindek kalp ve damar cerrahi uzmanları bu konuda oldukça netler, ameliyat olmama gibi bir opsiyonum yok, tek seçeceğim metal kapakçık takılması mı, yoksa sığır dokusundan yapılan kapakçık takılması mı? Başlangıçta metal Kapakçık takılmasını istiyordum Çünkü bu Kapakçığın ömrümün sonuna kadar değiştirilmesine gerek duymayan bir özelliği var, ancak ömrümün sonuna kadar kan sulandırıcı ilaç kullanmak istemiyorum, çok fazla yan etkisi var kan sulandırıcı ilaçların, ayrıca spor yapmaya devam etmek istiyorum,dağ başında bir motosiklet kazası geçirsem neler olacağını tahmin edebilirsiniz.
Büyükbaş hayvan dokusundan yapılan kapakçıkların ise maalesef en fazla 15 yıl ömrü var ancak onda da en azından kan sulandırıcı kullanmam gerekmiyor.
Sonuç olarak kimse beni boşyere ameliyat etmek istemiyor bu konuda eminim zaten başka bir seçeneğin olmadığını da birden fazla doktora danışarak netleştirmiş durumdayım.

Değindiğiniz kalp anatomik yapısındaki değişimler illa ki ameliyat gerektirmez. Aort genişledi 4,1 cm oldu dediniz. Michigan Üniversitesinden bilimsel bir anlatıda 3cm üstünde ise aort genişlemiş sayılıyor fakat erkekte 5.5cm 'ye ulaştığında ameliyat düşünülür diyor. Size 4,1cm diyerek ameliyatı kabul ettirmişler görünüyor.

Google'da biküspit aort 'a bakınca normalde 3 kapakçık olan aort çıkışında 2 kapakçık olması şeklinde doğuştan gelen sorun deniliyor O sorundan dolayı aort genişledi sanırım. Tüm bu koşullar altında ameliyat kesin gerekli midir bence değil. Bir de her ameliyat hem genel anestezi ile ilgili hem operasyon sonrası ek problemler taşıyor.

Şu videoda bir kişi ameliyatla sığır kalp kapakçığı taktırmış, kapakçık yetersizliği dolayısıyla 4 yıl sonra yeniden operasyon olacakmış. Başka biri mekanik kalp kapakçığı taktırmış onda da kapakçık üzerinde kan pıhtılaşması sorunu olduğu, engellemek için kan inceltici alınması gereği konuşuluyor.


çok teşekkürler
 
Son düzenleme:
Geri