Fıkralarımızı burada toplayalım..

Scudo

Mustafa KILIÇ

Daimi Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
237
Tepki
311
Şehir
Samsun
İsim
Mustafa Sedat KILIÇ
Derler ki :

Tanrı, insanlığa özgü 3 özellik yaratmış :

Dürüstlük, akıl ve siyasi irade.

Ama kimseye 2'den fazlasını vermemiş.

Eger dürüst ve akıllı iseniz, siyasetçi değilsiniz.
Eger dürüst ve siyasetçi iseniz, akıllı değilsiniz.
Eger akıllı ve siyasetçi iseniz, dürüst değilsinizdir.
 

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
YARATICI AVUKAT
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile
hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargıca hitaben;
- "Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup
çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, muvekkilimin bizzat kendisi
değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün
bir kişiyi cezalandırıyorsunuz." der...
Yargıç , gülümseyerek;
- "Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu
1 yıl hapse mahküm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir."
der...
Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu
çıkartırlar ve dönüp giderler...

:))))
 
  • Beğen
Tepkiler: Mustafa KILIÇ

HaliliOzturk

Forum Bağımlısı
Kayıt
3 Temmuz 2005
Mesaj
7.157
Tepki
7
NASA Mars'a adam gönderecekmiş. Sadece bir kişi gidebilecek, giden de geri dönemeyecekmiş. İlk aday olan mühendise bu iş için ne kadar isteyeceğini sormuşlar:"Bir Milyon Dolar" demiş ve eklemiş "Kızılhaça" bağışlayacağım." İkinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuşlar. Doktor:"İki Milyon Dolar" demiş. "Bir milyonunu aileme, bir milyonunu da tıbbi araştırmalara ağışlayacağım."
Üçüncü aday olan Temel aynı soruya "Üç Milyon Dolar" diye cevap verince yetkililer diğerleri bu kadar az isterken kendisinin neden üç milyon istediğini sormuşlar. Temel yetkililere doğru eğilmiş, kısık bir sesle:"Bir milyonunu ben alırım, bir milyonunu size veririm, mühendisi de Mars'a göndeririz.."
 

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
papağanlar :D


Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis. Papaganlar da papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis.
Papazin cemaatinden bir kadinin da 2 tane disi papagani varmis. Papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakliysa, kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis. Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!' diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis. Papaz da:
-Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz, demis.
Kadin da almis papaganlari getirmis papazin evine. Daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi:
-Hey yakisikli, iki tane ucuz *ahişe ister misiniz kafesinizde, diye sormus.
Erkek papaganlardan biri otekine donup soyle demis:
-Oğlum bütün dualarimiz kabul oldu lan sonunda...
 

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
YAKIT DURUMU....
Hükümet, Erzurum'a bir yazi göndermis:
Kisin soguk geçecegi anlasilmaktadir...
Kullandiginiz yakitin cinsini, kod numarasini ve stok durumunu acele
bildiriniz. Erzurumlu bir köy muhtarida hemen Ankara'ya cevap yazmis:
Yakitimiz pohtir... Kod numarasi yohtir... Stokumuz ise çohtir.
 

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
HEEEEE....
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni
gelmeye başladığı zamanlara ait bir anıy Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim
Okulu'ndan Mansır Tıkıcı anlatıyor....

Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik
servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra
stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır.
Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon: "Kardeşim
sizin anlattığınız gibi yapirem fakat program
düzgün çalışmiir."
Teknik servis elemanı sorar:
"Nasıl yapıyorsunuz?"
"Senin anlattığın gibi."
"Hata ne?"
"Yazdığım bilgiler kaydetmeme rağmen saklanmir."

"İşlem basamaklarını tek tek anlatın." "Tamam" diyor
ve başlıyor anlatmaya... "Programı açirem. Malın adı
bölümüne adını,adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb.
yazirem. Hepsini yazdıktan sonra senin anlattığın gibi kayıt bölümüne
basirem. Ekrana bir yazı geliir:

Kaydetmekister misiniz? E / H yazısı çıkir.

Ben de diyirem Hee ...
 
  • Beğen
Tepkiler: newlife

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
BUSH

Amerika'da adamin biri işine giderken birden anormal bir trafigin içine düşer, ama trafik bir milim bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladıgını görür ve camını açar.
-Ne var, ne olmus acaba ??
-Teroristler

Bush'u yakaladilar... Eger 1milyar dolar verilmezse,ustune benzin dokup yakacaklarmis.>
-Haa simdi anladim bu trafigi...
-Ya iste onun icin, herkesten biraz yardim topluyoruz
-Insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak ?
-Valla yaklasik olarak 5 'er litre...!!
 
  • Beğen
Tepkiler: newlife

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir
tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye
düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:
"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış
gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes
nefese koşarak geri döner.
Göz morarmış, surat dagılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!"
der.
Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir
domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip
söyleme sırası sende!" der.
Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30
dakika derken....Şoför bir saat sonra sarkı söyleyerek, gülerek, cepleri
para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.
Bush şaşkın bir halde sorar: "Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu
seni?" "Valla ben de anlamadım" der Şoför. "Ben ona sadece şöyle dedim:
yi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!
 
  • Beğen
Tepkiler: Derya AKYILDIZ

Mustafa KILIÇ

Daimi Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
237
Tepki
311
Şehir
Samsun
İsim
Mustafa Sedat KILIÇ
Daha önce bu fıkra aktarılmışmıydı hatırlayamıyorum ama paylaşayım dedim;

Asagidaki konusmalar Deniz Navigasyon kanali 106 (Finisterra/Galicia)'dan
kaydedilmistir.

Ispanyollar : "Burasi A-853, çarpismadan kaçinmak için lütfen rotanizi 15
derece güneye çevirin. Su anda 25 deniz mili uzaktasiniz ve tam üzerimize
dogru gelmektesiniz."

Amerikalilar: "Asil siz kendi rotanizi 15 derece kuzeye çevirin"

Ispanyollar: "Negatif! Tekrarliyoruz, rotanizi 15 derece güneye çevirin!"

Amerikalilar: "Sizinle ABD gemisinin kaptani konusuyor, kendi rotanizi
derhal 15 derece kuzeye çevirin."

Ispanyollar : "Önerinizi makul ve mümkün bulmuyoruz. Bize çarpmak
istemiyorsaniz 15 derece güneye çevirin"

Amerikalilar: (Sesini yükselterek) "Sizinle ABD deniz filosunun büyüklükte
ikinci uçak gemisi USS Lincoln'un kaptani Richard James Howard konusuyor,
beraberimizde iki kruvazör, avci uçaklari, dört denizalti var. Ayrica bizi
hücumbotlar destekliyor. Size "tavsiye etmiyorum, emrediyorum!" Rotanizi 15
derece kuzeye çevirin, aksi halde filomuzun emniyeti için gereken tedbiri
alacagiz! Derhal rotamizdan çekilin gidin!"

Ispanyollar : "Sizinle Juan Manuel Salas Alcantara konusuyor, burada iki
kisiyiz. Beraberimizde bir köpek, aksam yemegimiz, iki sise bira ve bir de
kanaryamiz var. Kanarya su anda uyuyor. Ayrica bizi radyo istasyonu Cadena
Dial de La Coruna destekliyor. Su anda Ispanya'nin Finisterra Galicia
kiyisinda ve A-853 numarali deniz fenerinde oldugumuzu göz önüne
aldigimizdan buradan hiç bir yere gitmeye niyetimiz olmadigini Söyleyelim.
Deniz fenerimizin Ispanya'daki deniz fenerleri arasinda büyüklük açisindan
kaçinci sirada oldugu konusunda hiç bir fikrimiz yok. Kayalik sahillerimize
kafadan geçirmek üzere yönlenmis geminizin emniyeti için istediginiz
tedbiri alabilirsiniz. Ama yine de israrla tavsiye ediyoruz rotanizi 15
derece güneye çevirin."

Amerikalilar: "Okey, anlasildi. Tesekkürler."
 

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
ERKEKLER ICIN MUTLU BIR YASAMIN 4 SARTI
Üstad söylemis.Yoruma gerek yok .
1. Guzel yemek yapan, evi cekip cevirebilen bir kadin olmali.
2. Iyi para kazanan, kendi ayaklarinin uzerinde durabilen bir
kadin olmali.
3. Yatakta sinir tanimayan arzulu ve siradisi bir kadin olmali.
4. Bu 3 kadinin birbirlerinden haberi olmamali...:) HEMDE HİÇ

yoruma gerek yok sanırım
 

İslam Gölge

Forum Bağımlısı
Kayıt
16 Eylül 2004
Mesaj
1.255
Tepki
790
Şehir
Tekirdağ-Çorlu
İsim
İslam GÖLGE
Bisiklet
Cube
Osmanlı devletinin son zamanlarında 70 yaşında bir Kadı nın 35 yaşında bir kadınla evlenmek istediği söylenir. Bunu duyan Sadrazam şöyle der 'AHMET izin vermez' hangi ahmet diye sorarlar. cevap:KARACAAHMET...
 
  • Beğen
Tepkiler: hdeveci

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
1 amerikalı, 1 ingiliz, 1 fransız, 1 alman, 1 kürt ve 1 türk kafile hep
berbaber bi uçakta gidiyomuş. pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş
ki: "uçak düşmek üzere. tüm yolculara atlamalarını söyleyin. deniz
üzerindeyiz atlaralarsa kurtulma şansları var ama atlamazlarsa herkes
ölecek!!!"
Tabii böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden akıllı bi
tanesi düşünmüş taşınmış herkese uygun bi dille anlatılırsa uçaktan
atlamaları sağlanır diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin
yanına gitmiş:

"sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonların araştırma
laboratuarlarıyla kaplı. eğer oraya ulaşırsanız tüm japon teknolojisi
sırlarını kaparsınız!"

bütün amerikalılar koşarak çıkışa gitmiş ve atlamışlar;
sonra hostes İngilizler'e yönelmiş:

" sayın yolcularımız şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri
üzerndeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!"
bütün ingilizler hevesle atlamış;

sıra Fransızlara gelmiş. hostes:
"bayanlar baylar, afedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem
uçaktan atlar mısınız? şimdiden teşekkür ederim" demiş
Fransızlar: "tabi, mersi!" demiş ve sırayla atlamışlar.

hostes bu kez Almanlara yönelmiş:
"laaaan! atlayın çabuk aşağı!" diye bağırmış
Alman kafile "heil" demiş ve atlamış;
hostes kürtlerin yanına gitmiş:

"bana bakın, burdan atlamak yasaktır. sakın atlamayın" demiş
kürtler dakkasında atlamış...

ve sıra gelmiş Türklere...
hostes yandan yandan gülümseyerek ve hafif de dayılanarak şöyle
demiş:
"siz var ya........ buradan atlayamazsınız!!!!!!"
 

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
Ölmeden Önce Son Sözler :D

- Lan olum Rus ruleti öyle mi oynanır dur da göstereyim.
- Teker teker gelin layn...
- Sevgilim, abin bizi böyle görse ne yapardı?
- Korkma, bu tünelden yıllardr tren geçmiyor...
- Abi çevremizde fazla polis yok, teslim olmayalım, kaçalım abi...
- Geeel, geeel, sağ yap gel.
- Abi çok seri bi araba bu yaaa...
- Demek piranha dedikleri şey bu. Hiho, bak Hulusi abi bıyıkları
ile oynuyom
bi şey olmuyo.
- O irmikleri neden aldın Nurhan, helva mı yapıcan? Niye?
- Burası Fener tribünü değil mi?
- Bah bah bah hala uzunlarla geliyo...
- Müjdemi isterim Turhan abi bi kızın daha oldu.
- Ordular ileri... Allah, allah, allah, allah...
- Kim bekler lan yeşilin yanmasını?!
- Bekle Cemşit abi ben bi dalıp çıkıcam.
- Hala karlı gösteriyor mu hanım?
- Elektrikçiye ne gerek var canım, ben hallederim.
- Gel abi burası boyu geçmiyo.
- Vakkas abi. Senin için öyle böyle diyorlar, doğru mu?
- Hihoha... Bak gelen şey köpekbalığına ne kadar da benziyor.
- Rasim abi, kafesin kapısı kapalı değil mi?
- Baba... Ben hamileyim.
- Yapma Satılmış abi, şeytan doldurur.
- Bu külüstür essahtan 200 yapıyor mu?
- Semra'cığım bak arabanın ibresi 200'ü gösteriyor.
- Ben öldükten sonra tablolarım çok para edecek Ayşegül..
- Boğaza gelip temiz hava almayı iyi akıl ettik... Çocuğum oynama
şu
arabanın el freniyle...
- Doktora neyim gerek yok. Beni üfürükçü Sabit hocaya götürün.
- Ohooo doktorun her dediğini yapsak açlıktan ölürüz birader.
Hadi yeyin
yeyin afiyet olsun...
- Ulan, biz bugüne kadar kaç bomba imha ettik be! İşimi bana mi
öğretiyon,
lavuk! Kes şu mavi teli!
- Sayın seyirciler! Simdi en büyük numaraya geldik. Aslanın
ağzını açıp,
başımı içine sokuyorum.
- Burası eskiden mayın tarlasıymış ama artık bi tane bile
kalma...
- Havlayarak üzerimize geliyor, çünkü bu cinsler çok insan
canlısıdır.
- Paraşütü en aşağıda ben açacağım.
- Komutanım, pimini çektikten sonra kaça kadar sayıcaktık?
- Olum bu mantarlar zehirli değil, bak ben nasıl yiyorum.
- Amma keskin virajmış yav!!
- Dikkat kaptanınız konuşuyor: Eşhedü en la ilahe illallah ...
(Pilot Temel)
- Önüne baksana lan! Ne çarpıyon omzuma?
- Bu kadar korkma canım! Bu yılanların hepsinin zehirleri
alınmış.
- Uçağın pervanesini görüyon mu? O kadar hızlı dönüyo ki
sankim dönmüyomuş
gibi.
- Kaplanlar da aynı kedi yavruları gibidir. Bak böyle gıdışından seviceksin ii bak murtaza abi
 
  • Beğen
Tepkiler: emsey229

Anıl(shopar)

Forum Demirbaşı
Kayıt
23 Mayıs 2006
Mesaj
568
Tepki
228
Şehir
Erenköy, İstanbul
temel den rest :D

Japon'un biri Rize'de bir kahveye girmiş ve herkese kafa tutmuş: "Var mı aranızda delikanli, varsa çıksın dışarı!". Tahmin edeceğiniz üzere Temel kapıya doğru yürümüş."Çıkıyorum ulan, görelim bakalım erkekliğini!". Birkaç dakika sonra Temel ağzı burnu dağılmış kahveye geri dönmüş. Peşinden de Japon kasılarak içeri girmiş. Temel'i gösterek söylenmiş: "Kore-Teakwon Do!". Ertesi gün Japon yine gelmiş. Yine meydan okuma. Yine Temel'den rest. Ve birkaç dakika sonra kapıda yine ağzı burnu dağılmış bir Temel! Ve peşinden kasılarak yaptığı oyunu açıklayan Japon "Çin-Kung Fu!". Ertesi gün yine aynı hikaye, dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmiş Temel ve hergün değişik bir stil kullanan Japon: "Japon-Karate!". Ve bir sonraki gün Japon yine kahveye gelip, yine herkese kafa tutmuş. Japonun restini gören yine Temel olmuş. Birkaç dakika sonra herkes suratı dağılmıs bir Temel beklerken bu defa Japon her tarafı kanlar içinde kapıda belirmiş! Temel de hemen arkasından gelmiş, Japon'u gösterek gülümsemiş: "Toyota - Kriko! :)))"
 
  • Beğen
Tepkiler: newlife

Guldal

Üye
Kayıt
15 Eylül 2004
Mesaj
47
Tepki
18
Şehir
istanbul
temel ve dursun yine yurtdışına çıkarlar ve otel odalarından 2 çay isterler:
" two tea to twotwo " (22 nolu odaya demek ister aslında :) )
:D
(mete abiye selamlar burdan)
 

Guldal

Üye
Kayıt
15 Eylül 2004
Mesaj
47
Tepki
18
Şehir
istanbul
yine temel ve dursun amerikada iftaiyede çalışırlarken 1okulda yangın çıktığı ihbarını alırlar ve hemen yola çıkarlar. dursun okulun üst katına gider ve teker teker çocukları temel'e camdan atmaya başlar. 1 olur 2 olu 3.ncü çocuğu da kenara fırlattıktan sonra Temel artık dayanamaz dursun'a seslenir:

" Ula tursin yaniklari göndermeyi bırak daaa!! " der. :D :D :D
 

İslam Gölge

Forum Bağımlısı
Kayıt
16 Eylül 2004
Mesaj
1.255
Tepki
790
Şehir
Tekirdağ-Çorlu
İsim
İslam GÖLGE
Bisiklet
Cube
Aristo ya sormuşlar.yalan söylemekle ne kazanabiliriz.
Aristo ise şöyle demiş:doğru söylediğimiz zaman da kendimizi inandıramamayı!
 
Kayıt
13 Eylül 2006
Mesaj
189
Tepki
212
Şehir
İstanbul - Balmumcu
Afrika'da, çok geri kalmış olan bir köye gelen bir papaz, yerlileri eğitmeye çalışıyormuş. Her sabah insanların iyilik yapmalarını,birbirlerine karşı iyi davranmalarını vaaz ederken, öğleden sonraları da kabilenin reisine, İngilizce öğretmeye çalışırmış.Bir gün papaz yanına kabile reisini alıp dolaşmaya başlamış. Bu aradagördükleri şeylerin İngilizcelerini de söyleyerek reisin İngilizce bilgisini arttırmaya çalışıyormuş.Bir kayanın önünde papaz "Kaya" demiş,reis de "Kaya" diye tekrar etmiş. Bir göle gelmişler, papaz "Göl" demiş,reis de "Göl" deyince papaz sevinip "Aferin" demiş.Biraz sonra çalılıkların arasında sevişmenin son aşamasında olan bir çifte rastlamışlar. Papaz : biraz kızarmış ve yutkunarak "Bisiklete Binmek" demiş. Reis oynaşanlara söyle bir bakmış ve tüfeği ile ateş ederek her ikisini deöldürmüş. Papaz şaşkınlık içinde bağırmış "Ne yapıyorsun. Bunca zamandır sizi medenileştirmek içinuğraşıyorum, insanlara karşı iyi davranmanızın lâzım olduğunu, bunu Tanrının istediğini anlatıyorum. Şu yaptığın işe bak!"
Reis parmağı ile ölükadını göstermiş, "Bisiklet benim bisiklet