Scudo Sports

Fıkralarımızı burada toplayalım..


Bana nasıl daha az vergi cezası keserler?...
-Adamı , vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve
hesaplarını da getirmesini istemişler.. Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş :
- Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim
bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler ?.
Mali danışman öğüt vermiş :
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana
az ceza kessinler..
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş :
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir
görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler..
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir
arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış..
Şöyle demiş :

- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar..
O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder..
Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler..
Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından
öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar :
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken
negiyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki ?
Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder :
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır...
 
Scudo
Bektaşi Cuma'ya gitmiş.Camide hoca yüksekçe bir yere çıkmış boyuna nutuk
atmakta...
Hem de şarap içenleri açıkca kınamaktadır.
Bektaşi can kulağıyla dinlemeye başlamış,hoca devamlı şarap içenler öbür
tarafta her türlü ceza görecek.
Şarap içmeyenler her türlü sefa görecek..Hatta herbirinin emrine kırk huri
verilecek...
Huriler şöyle güzel,böyle hoş,başka türlü....
Şarap içenlerinse içtikleri her şişe şarap..Kıl köprüden geçerken
boyunlarına asılacak..!!'!! " demis.
Bektaşi dayanamamış durduğu yerden seslenmiş :
"Hoca efendi şişeler dolu mu olacak boş mu !"
Hoca gürlemiş "Bre zındık dolu şişelerle öbür tarafı meyhane mi
sanırsın
Bektaşi boynunu büküp itiraz etmiş
 
Güzel fıkra sağo,l ama konu yeri burası değil "fıkralar" dı sanırım taşırlar mod arkadaşlar..
 
:smily143: Dunya Genetik Projeler Yarismasi yapiliyormus.
Tum ulkelerden genetik profesorleri yarismaya
calismalari ile katilmis.
Ilk Fransiz profesorun calismasinin basina gelmisler. Juri baskani
calismasinin ne oldugunu sormus.
Fransiz profesor baslamis anlatmaya:
-"Ben inek genleri ile tavuk genlerini birlestirdim, Ortaya cikan mahlukatin eti kirmizi et
kadar lezzetli, beyaz et kadar saglikli oldu demis..
Ardindan diger calismalari gezmeye baslamislar. Sira gelmisTurkiye'den bizim Laz profesore,
Juri baskani: -"Sizin calismaniz nedir?" diye sormus.
Laz profesor anlatmis:
-"Ben demis, karpuz genleri ile hamambocegi genlerini birlestirdim!"
Birden tum juri uyelerinden bir kahkaha kopmus ve baskan Laz profesore
-"Bu calisma ne ise yarar?" diye sormus. Laz profesor:
-"Acayip ise yariyor, karpuzu kesiyosun, cekirdekleri kacisiyoo :smily143:
 


Valla, harika..
Fıkra güzel, fikir çok daha güzel.. Karpuzu seven biri olarak, yeni yeni mevsimi de yaklaşmaya başlayan bu meyvenin sizin fıkradakinden olanları piyasaya sürülse keşke.. :rolleyes:
Çekirdeksiz karpuzu yemeye doyum olmazdı herhalde.. ısır ve direk yut..:D
 
tavşan ormanda koşuyormuş,
bakmış zürafa bir ağacın arkasında, sarmış esrarı iciyor, yanına yaklaşmış;
yaa demiş ''zürafa kardeş bünyene yazık,ne işin var senin bunlarla,gel koşalım hem spor yapmış hemde zinde kalmış oluruz''.. demiş
başlamışlar koşmaya ..
bir süre sonra fil ile karşılaşmışlar,fil kokain'i derin derin cekiyomuş
tavşan yanına yaklaşarak,''fil kardeş ,ne işin var senin bunlarla,kendine yazık etme gel koşalım hem spor yapalım sağlıklı yaşayalım'' demiş
başlamışlar 3'ü koşmaya..
koşarken ilerde aslanı görmüşler..
aslan şırıngayı almış damardan eroin'i köklüyormuş...
tavşan aslanın yanına koşmuş hemen ''aslan abi,ne yapıyorsun neden kendini heba ediyorsun, bırak bunları gel koşalım spor yapalım sağlıklı yaşayalım'' demiş
aslan tavşana, pencesinin tersiyle vurup hadi lan ordan demiş...
bunu gören diğerleri aslanın yanına gitmiş ''yaa aslan kardeş niye yaptın bunu,
tavşan sağlıklı yaşayalım koşalım dedi kötü bişey mi dedi'' demişler
aslan''bırakın şerefsizi ne zaman haplansa bütün ormanı peşine takıp koşturuyo''
demiş :)
 
Temel tek başına bisiklete kampüste gezerken arkadaşı Dursun sormuş:
- "nerden buldun bu güzel bisikleti?"
Temel :
-Dün kampüsün ormanında çayırların üzerine uzanmış tek başıma yatarken güzel bir kız çıktı karşıma. Bisikletinden indi ve üzerinde ne varsa soyundu. :eek: Sonra bana "ne dilersen iste benden" diye sordu. :D
Dursun:
- Afferim iyi bir tercih yapmışsın. Kızın elbiseleri sana olmazdı zaten.:rolleyes:
 
4 üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin patladığını söylerler...

Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler. Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur.

Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır:

"-Hangi lastik patladı?"
 
  • Beğen
Tepkiler: Nezih Çakır
OTELCİ
Otelci Temel’in kapısını bir gece bir İspanyol asilzadesi çalmış.
-Boş odanız var mı?
-Kimsunuz?
-Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
-Haa, pu kadar uşağu alacak yerum yok!

TEMEL'İN ÖFKESİ
Bir İngiliz, bir Alman, bir Fransız ve Temel, aynı uçakta seyahat etmektedir. İngiliz, bir telefon görüşmesinden sonra, "açın kapıyı, atacağım kendimi aşağıya" diye bağırmaya başlar. Sakinleştirip, ne olduğunu sorarlar. "Şimdi duydum, annem genel eve düşmüş" der. Bir süre sonra Alman bir telefon görüşmesi yapar ve o da "açın kapıyı atacağım kendimi" diye feryad eder. Onu da yatıştırıp ne olduğunu sorarlar. O da aynı cevabı verir. Az sonra bir telefon görüşmesi yapan Fransız da "açın kapıyı, atacağım kendimi aşağıya" diye bağırır. Onu da güç bela teselli edip ne olduğunu sorarlar. Fransız da annesinin genel eve düştüğünü söyler söylemez, Temel büyük bir öfkeyle yerinden fırlar:
-Açun ulan kapiyi, atacağum kendumi aşağiya!
Temel'i büyük güçlükle tutmaya çalışırken sorarlar:
-Sana ne oldu ki?
Temel:
-Ula bu kadar orosbi cocuğunun arasinda duracağuma atarum kendumi aşağiya daha eyi daa!!


TEMEL TRAFİKTE
Trafik memurları karşıdan gelen Temel ve Fadime’yi çevirmiş. İkisinin kemerlerini de takılı görünce tebrik etmiş:
-Bugün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz. Bu yüzden 500 milyon ödül veriyoruz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz beyefendi?...
-Ne yapacağım hemen gidip kendime ehliyet alacağım...
-Nee... Ehliyetiniz yok mu?...
Fadime olayı toparlamak için atılmış:
-Kusura bakmayın memur bey, Temel içince ne dediğini bilmez...
-Nee... Bir de içkili misiniz?...
Arka koltukta oturan yaşlı Dursun öne doğru eğilmiş:
-Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalım başımıza bir iş gelir diye...
Memur neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdris koşarak gelmiş:
-Ne oldu?... Geçtik mi sınırı ?...
 
  • Beğen
Tepkiler: N.Erdem TUGRAHAN


Valla, soruyu okuyunca korkudan ( :eek: ) sınava girmiş gibi benim de tüylerim diken diken oldu..
Neyse, sınavı geçen olmuş mu, lütfen cevabı da merak ediyorum :D (bilmiyosanız da laf aramızda güzel bir şey uydurun)
 

Sanırım hepsi çakmıştır bu sınavda.. Eğer yalan değil gerçek olsaydı o zaman sorun olmazdı.. Daha güzel birşeyler uydurmak isterdim, uydurma huyum olsaydı :p Şöyle bağlasak üstadım; "-Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış."
 


4 öğrenci olmasının nedeni, 4 öğrenicinin de ayrı bir tekerleği yanıt olarak vermesinydi sanırmı bu hikayede :D.
 


Olayı çözdün sanırım, bu da gösteriyor ki; akıl yaşta değil baştaymış... :)
 
DİLSİZ TETİKÇİ

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu.

Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman işaretle sordu:

- "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
- "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti:
- "Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş." Baba 38'ligi koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı:
- "Simdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu:
- "Para nerede?" Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi:
- "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda yüz bin dolar var."
- "Ne söyledi?" dedi Baba. Tercüman yanıtladı:

- "Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş." :eek:
 
Bir gün bir tavşan ormanda neşeyle yürüyormuş.
Derken karşısına tanımadığı bir hayvan çıkmış. "Nesin sen?" diye sormuş tavşan. .
"Ben katırım. Annem eşşek, babam ise bir attır." demiş. Tavşan "Hmm... hayli enteresan." diyerek yoluna devam etmiş. .
Derken yine tanımadığı bir hayvana rastlamış. .
"Peki sen nesin?" .
"Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur." Tavşan yine "Enteresan..." diyerek ilerlemiş. .
Ancak bu sefer karşısına ne idüğü belirsiz bir hayvan daha çıkmış. .
"Sen de kimsin?" "Ben bir devekuşuyum." "Hassittir len..."
 
Benim fıkralar sizinkilere göre biraz "light" kaçıyor ama, napıyım benim de tarzım bu.. İşte bir tane daha.. :p

Psikiyatri uzmanı, bir gurup hastasını iyileştirmek için epey uğraştıktan sonra iyileşip iyileşmediklerini test etmek istemiş;

Duvara kocaman bir otobüs resmi çizip :eek: hastalarına hitaben;
- Hadi hepiniz iyileştiniz ve taburcu ediyorum, binin şu otobüse, gidin evlerinize.. demiş
Hastaların hepsi otobüse koşuşmuş, bir tanesi geride kalmış.. :cool:
Doktor, yaşasın!!! bir hastamı iyileştirebilmişim diye sevinerek yanına gidip sormuş
- Niye binmedin otobüse? :rolleyes:
Hasta cevapla;
- Otobüs tıktıl tıklım doldu, ayakta yolculuk yapmayı hiç sevmem, ben arkadan taksiyle giderim. :eek:
 
NE GÜNAHI

İhtiyar bir adam kiliseye girer ve günah çıkarma kabinine yerleşir.
Pederle konuşmaya başlar:

Adam:
- 92 yaşındayım, 70 yaşında harika bir karım, bir çok çocuğum, torunum ve onların da
çocukları var. Geçen gün otostop yapan iki güzel kızı arabama aldım.
Bir motele gittik ve defalarca seviştik.

Peder:
- Bu günahların için pişman mısın?

Adam:
- Ne günahı?

Peder:
- Bu nasıl soru? Sen ne biçim Katoliksin?

Adam:
-Ben Yahudiyim.

Peder:
- O zaman bunları bana neden anlatıyorsun?

Adam:
- Ben bunu sadece sana değil, herkese anlatıyorum!
 
İKİ KERE İKİ

Merkebini boyayan adama sormuşlar:
- İki kere iki kaç eder? diye

Düşünmüş:
- Alıyon muuu?
Yoksam satıyyon muuu?
 
KERİZ
Temel tatil için gittiği sahil kentinde, sabah erkenden kalkar ve plaj kumsalında yürümeye başlar. Bu esnada bir çift de sabah sporu için plaja gelmiştir. Kadın sabah güneşinden yararlanmak için kumsalda güneşlenirken, eşi de hemen yanında şınav çekmektedir.
Temel bu manzarayı görür ve şöyle der:
- "Ula kerize bak, kari altindan kaçmiş haberi yok..!"
 
GÜMRÜK
Trabzonla Rize arasında bir zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel'e :
- Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel :
- Kum, demiş.
Memur kum torbasına elini sokmuş karıştırmış gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu halde geçmiş. Yıllar sonra Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru karşılaşmış.
Gümrük Memuru :
- Ula Temel artık emekli oldum sana birşey yapamam gerçekten ne geçiriyordun gümrükten?, demiş.
Temel:
- Bisiklet, demiş
 
  • Beğen
Tepkiler: Mustafa KILIÇ
Geri