En doğal ilaç balık

Nedret Günaydın

Forum Bağımlısı
Kayıt
29 Ocak 2007
Mesaj
4.626
Tepki
3.629
Şehir
Avrupa Yakası
Balık ve diğer su ürünlerinden haftada üç kez düzenli şekilde tüketmenin, vücudun tüm gereksinimini karşıladığı bildirildi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nermin Berik, balık ve diğer deniz ürünlerinin, insanlık tarihi boyunca başlıca besin kaynaklarından olduğunu, insanların yerleşik düzene geçmeden önce bile kolay elde edilebildiği için balık ve diğer deniz ürünlerinin en çok tüketilen besinler arasında yer aldığını belirtti.

Su ürünlerinin besin bileşimleri bakımından insanın gereksinim duyabileceği tüm maddeleri içerdiğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Berik, bu “muhteşem maddeleri” alan ve hareketli bir yaşam süren insanın sağlam bir zihin ve vücuda sahip olacağını söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Berik, su ürünlerinin gıda olarak iyi ve kaliteli protein kaynakları arasında yer aldığını, yüzde 18-25 oranında protein içerdiğini belirterek, “Su ürünlerinin içerdiği protein biyolojik olarak değerlidir ve her besindeki protein içeriğinde bulunmayan insan için elzem amino asitleri ideal oranlarda içerir” dedi.

A, K VE D VİTAMİNİ DEPOSU

Balık etinin, kemik gelişiminde, gözün farklı ışıklara uyum sağlaması ve görebilmesinde, vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli rolü olan A vitamini; kalsiyumun kemiklere yerleşmesi, kemik sağlığı ve gelişiminde görevli olan D vitamini ve özellikle kanın akışkanlığında görevli K vitamini bakımından oldukça zengin olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Nermin Berik, şunları söyledi:
“Haftada üç kez düzenli balık ve diğer su ürünlerinden tüketme vücudun tüm gereksinimi karşılıyor, her gün tüketmenin ise bir zararı olmuyor. Balık etinin yağ içeriğini temel olarak uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri oluşturur. Bu yağ asitleri göz sağlığı, kanın akışkanlığı, beyin fonksiyonları, kalp krizi, kalp damar hastalıkları, damar sertliği, depresyon, migren, eklem romatizmaları, şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve tansiyon ile kanser gibi pek çok hastalıktan korunmada önemli sağlık etkilerine sahiptir.”

“HALK SAĞLIĞINI KORUYACAK DOĞAL İLAÇ”

Yrd. Doç. Dr. Nermin Berik, söz konusu olumlu etkilerinin sağlanabilmesi için haftada en az 300 gram yağlı balık tüketiminin önerildiğini, uzmanların hamilelik ve emzirme döneminde olan kadınların anne ve çocuk sağlığı açısından haftada en az 3-4 kez balık tüketmesi gerektiğine işaret ettiğini kaydetti.

Halk sağlığını koruyacak başlıca doğal ilacın su ürünleri olduğunu vurgulayan Berik, bu ürünlerin bebeklerden, yaşlılara, hastalardan, sporculara, hamilelerden kısırlık tedavisi görenlere kadar herkesin sofrasında yer alabilecek koruyucu ve destekleyici ender gıdalar arasında bulunduğunu söyledi.

hürriyet gazetesinden alıntıdır.
 
Scudo

lepidoptera

Forum Demirbaşı
Kayıt
6 Kasım 2007
Mesaj
458
Tepki
419
Şehir
Samsun
Çok sevmememe rağmen balıklarla içli dışlı olan biri olarak dediklerinizi katılıyorum.Ama şununda altını çizmek isterim.Malesef kirlilik oranı bir hayli yüksek sulara sahibiz ki özellikle Karadeniz bölgesinde yaşayan insanlar için.Balıklar besleyici oldukları kadar tehlikede arzedebilirler.Ağır metaller ve zararlı iyonları bünyelerinde taşıyarak bizlere aktarabilir.Bunun için dip balıklarından uzak durmalıyız.Ayrıca her balığı mevsiminde tüketelim...
 
Kayıt
30 Aralık 2018
Mesaj
638
Tepki
787
Yaş
41
Şehir
ankara
İsim
yakup
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Bisan
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Balıktaki en büyük risk balık zehirlenmesidir. Balığı yedikten kısa bir süre sonra kişi bir anda kıpkırmızı olur ve tansiyon düşer. Bu hastanede acil müdahale gerektiren bir tablodur. Beklemiş balık zehirlenmesi diye adlandırdığımız bu tür zehirlenmelere en çok ton balığı tüketimlerinde rastlıyoruz. Nedeni de marketlerden alınan konserve ton balıklarının açıldıktan sonra hemen tüketilmemesinden kaynaklanıyor. Aynı şekilde dışarıda yenilen ton balıklı salatalara da çok dikkat edilmelidir. Restoranlar genellikle sanayi tipi konservelerde aldıkları ton balıklarını hemen tüketmeyebiliyor. O nedenle ton balıklı ürünlere daha dikkatle yaklaşmak gerekiyor. Tezgahtan alınan balığı da hemen pişirmek gerekir, derin dondurucuda bir aydan uzun bekletilmemelidir.
prof.dr. meral sönmezoğlunun yazısından alıntı.....
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Yiyecekler ve ne kadar tüketilmeleri gerektiği konusunda gazete yazılarına güvenilmez.

Balığı severim, ancak her şeyin fazlası zarardır. Nitekim hakkındaki belgeselleri izledikten sonra somon tüketimimi minimuma indirdim. Çiftlik balıklarının nasıl beslendiği düşünüldüğünde tavuktan pek farkları kalmadığı kanaatindeyim. Aynı şekilde kılıç, ton, köpekbalığı gibi derin deniz balıklarını neredeyse hiç tüketmiyorum. Suşi gibi çiğ tüketim de hijyen açısından çok dikkatli yapılmalı. Konservelerin içinde ise ne olduğu belli değil.

Tabi ki riskleri var diye tüm gıdalardan elimizi çekemeyiz. Her türlü gıdayı ölçülü ve olabildiğince kaliteli kaynaklardan ve taze şekilde tüketmek en iyisi.
 
Kayıt
27 Şubat 2013
Mesaj
38
Tepki
55
Şehir
İzmir
İsim
Samet
Başlangıç
2010—11
Bisiklet
Salcano
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Denizden babam çıksa bile yerim sözünü bilmemde. Bir Adana'lı olarak Mangaldan babam çıksa yerim diyebilirim.
 

Decsan

Forum Bağımlısı
Kayıt
5 Kasım 2014
Mesaj
677
Tepki
903
Yaş
53
Şehir
İzmir
İsim
Ethem C.
Başlangıç
1988—89
Bisiklet
Scott
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Çok sevmememe rağmen balıklarla içli dışlı olan biri olarak dediklerinizi katılıyorum.Ama şununda altını çizmek isterim.Malesef kirlilik oranı bir hayli yüksek sulara sahibiz ki özellikle Karadeniz bölgesinde yaşayan insanlar için.Balıklar besleyici oldukları kadar tehlikede arzedebilirler.Ağır metaller ve zararlı iyonları bünyelerinde taşıyarak bizlere aktarabilir.Bunun için dip balıklarından uzak durmalıyız.Ayrıca her balığı mevsiminde tüketelim...
Sizin de belirttiğiniz gibi özellikle Karadeniz’e dikkat.. Avrupa’nın açık ara en kirli denizi.. Özellikle tarımsal kaynaklı antibiyotik yoğunluğu var. Bu durum bu denizdeki bakterileri antibiyotiğe karşı dirençli hale getirmiş ise çok ciddi sıkıntımız var demektir..