@StevenDiaz07
Öncelikle geçmiş olsun diyerek sigortacı tanıdığınız söylediklerine bir avukat olarak katılmadığımı belirtmek isterim. Karayolları Trafik Kanunu gereği kullandığınız aracın bisiklet veya otomobil olması çok da önemli değil. Mevzuatımızda belirtilen trafik kurallarına uyulmaması halinde oluşabilecek kazada kusurlu tarafın karşı göreceği yaptırımlar cezai ve hukuki açıdan mevcuttur.
Cezai açıdan vücut bütünlüğüne gelecek zararlar örneğin yaralanma gibi durumlar harici maddi hasarlı oluşan kazalarda şikayetçi olsanız da suç oluşması çok zor. Bisiklette oluşan zarar nedeniyle mala zarar verme suçunun kasıt gerektirmesi ve trafiği tehlikeye sokma suçunun oluşması gibi suçların ispatının zorluğu açısından cezai açıdan açıkçası çok yapacak bir şey kalmıyor. Tabii bu bahsettiklerim herhangi bir şikayet durumundaki cezai yaptırımlar.
Hukuki açıdan ise bisikletinizde oluşan zararın tazmini açısından ise öncelikle karşı tarafın sigorta şirketine başvuru yapmanız, sigorta tarafından olumsuz yanıt almanız halinde ise hem sigorta şirketine hem de araç sahibine dava açmalısınız. Sigorta şirketinin talebinizi reddetmesi haksız olduğunuz anlamına gelmez. Bu davayı hem maddi hem de manevi tazminat olarak açabilirsiniz. Hukuk sistemimizde ben gerekeni yaptım, evraklarımı verdim, kaçabilirdim gibi bir anlayış karşı tarafı haklı kılmamaktadır. Kusurlu ise oluşan tüm zararınız ödenmediği müddetçe bunların bir hükmü yoktur. Bu kadar sene tecrübeli bir sigortacının ise böyle bir yorum yapmasına şaşırdım. Zararın tazmininde haklılığınızı kazanın oluşumundaki kusur durumu belirler. Polis tarafından tutulan kaza tespit tutanağındaki hususlar önemlidir. Polis tutanakta kazanın oluşumundaki kusurun kimde olduğuna dair ve hangi kanun maddelerinin ihlal edildiğine dair tespit yapar. Bu tespit tutanağı ve elinizdeki fotoğraf ve videoları kullanarak gerekli yerlere başvuru yapabilirsiniz.
Bu tarz yaptığınız başvurular neticesinde kusur açısından haksız dahi çıksanız en fazla yapmış olduğunuz masraflar boşa gider ve davada karşı tarafın avukatı var ise karşı vekalet ücreti ödemekle yükümlü kalırsınız. Şikayetçi olman veya dava açman karşı tarafa bana iftira atıyor gerekçesine dayanarak sana dava açma hakkı tanımaz. Burada dikkat etmemiz gereken benimde müvekkillerimde de gözettiğim oluşan zarar ile yapılacak masraflar arasında dengeyi gözetmek. Örneğin 300 TL masraf için 800-1000 TL dava açma masrafı ve avukatlık ücreti ödemek tabii ki de çok mantıklı gelmeyebilir. Bir avukat olarak tabii ki sonuna kadar hakkınızı aramanızı isterim fakat maddi durumunuzu da bilmediğimden dolayı böyle bir yorumda bulunuyorum. Bu arada davayı kazanmanız durumunda yapmış olduğunuz tüm masrafları ve oluşan zarar üzerinden kaza tarihinden işleyecek faizi de dava sonunda alabileceksiniz. Size tavsiyem elinizdeki tutanak ve resimlerle en yakın bir avukata başvuru yapmanız.
Bu tarz hukuki konularda böyle forumdan bilgi vermek çok zor. Her olayın kendine has özellikleri olması ve talep edilecekler ile başvurulacak yerlerin değişmesi açısından bir avukata danışmanız şart. Genel bir fikir oluşması açısından ise yukarıda bazı bilgiler verdim.
Sonuç olarak tavsiyem en azından sigorta şirketine gerekli başvuruyu yapınız. Sigortadan olumsuz yanıt almanız durumunda ise bir avukatla görüşerek bahsettiğim gelir gider dengesini kurarak dava açma konusunda karar veriniz.