Marka Degeri = Ar-ge + kalite + satış sonrası destek + servis ve servis kalitesi + REKLAM!
Bir urunun degerini belirleyen birazda insanların onu elde etmek icin ödeyeceği bedel. Bunun yanısıra o urun hakkındaki bilgi, beceri, beklenti ve amacı.
Paranız bolsa size ''en iyisi bu '' dedikleri urunu alıp devam edersiniz. Ama butce hesaplari, ulasamadiginiz segmentler, ulkemiz kosullarındaki gelir ve tuketilecek malın fahiş ucreti işin içindeyse kafalar karışıyor.
Konu bisiklet ise ve butceniz kısıtlı ise bu bisikleti kullanma amacınız ve parca/tamir/servis bilginiz ile hareket edersiniz. Bencede bazı markalar ve fiyatlari hakkında dusunmek gerek. Gercekten deger mi?
15.000 TL ye alacaginiz bir marka bisiklet ile 7.500 TL olan aynı donanıma sahip baska ama orta denilen marka bisiklet soz konusu ise oturup dusunursunuz. Kadro kalitesinin sizin icin yeterli olacagini dusunuyorsanız, servisi beş para etmez diyorsanız ve bisikletten anlıyorsanız;
uygun fiyatlı olani aliır 1-2 gununuzu bisiklet dagitip tekrar toplayarak gecirir, ust seviye donanım ve akordunuza guvenerek rahatca kullanırsınız.
Boylece 3 aylık asgari ucret cebinizde kalır!
Lastik, zincir, ruble vb. zamanla zaten degismezse olmaz parcalar. Zamanla pedal, krank, aktaricilar, jantlar, akıcı göbekler, frenler vs. degistirebilirsiniz.
Alacaginiz en pahalı bisikletlerde de gun gectikce degisiklikler devam edecektir.
O zaman o kadar parayı bisiklet ve servisine mi veriyoruz? Yoksa kadro ve boya kalitesine mi?
Montajını ben elimden gecireceksem ve her turlu yukseltmeyi yapacaksam, kısıtlı bütcemle uygun fiyata bir bisiklet edinmek daha mantıklı geliyor.
Konuya
@Kadir İLBAY'ın hortlatması ile dahil olup yorumları okudum.
2013'te o zaman paramın yettigi Mosso Acera 2670 TB, HD frenli hardtail bisiklet alarak ara verdigim bisiklet hobisine geri dondum. O zaman 900-950 TL gibi bir para vermiştim. Denildigi gibi servis, montaj, rezildi. Eve getirince elden gecirip hale koymak zorunda kaldim ve 7 yıldır beni üzmedi. Solo ve bulundugum yerlerdeki turlarda hic utandırmadi. 10 numara 5 yıldız bisikletlerle kafa kafaya takilmayı basardık kendisi ile. Elbette amac yarış degil tur yapmak veya form tumaktı. 7 yıl icerisinde bisikletten kalan 1810 gramlık triple butted kadrosu, kadro kulagi, gidon boynu ve gidonu, sele borusu, shimano HD frenleri ve acera aktaricilari. Geri kalan hersey ihtiyaç dogdukca degisti.
Su anda ise 2. el 5 yasinda giant hardtail kadro sahibiyim. Boyayıp boyamayacagima karar vermeye calisiyorum ve Mosso bisikletimdeki Hollowtec 2 crank ve acera seti, giantta bulunan altus set ile degistirecegim. Alistigim san marco selemide aktarınca tamamdır. Gunu geldikce kalanıda daha ust seviyeye cikaririm yavas yavas.
Ancak butceniz rahat degilse, profesyonelce kullanmıyorsanız, ekmeginizi bisikletten cikarmıyorsanız, sponsorunuz yoksa, en iyi markanın en ust bisikletine ihtiyaciniz var mi sorgulamak gerekmez mi?
You tube'da buna dair pek cok ''cheap bike vs expensive/superbike'' incelemesi var. Kimisinde olay manuplasyon icersede avantaj/dezavantaj, ihtiyac/zorunluluk, az butceylede gayet iyi bisikletler kullanilabilecegi konusu bence guzel işlenmiş.
Ayrıca basit bir onek ile dunya turundaki gururumuz Gurkan Genc 2012'den beri ultra mega olmayan (ama tur icin özel hazırlandığını sponsoruda itiraf ediyor) bir marka ile seyahat ediyor.
Kısacası marka hersey degildir ve her marka o ultra uçuk fiyatlarını hakediyor diyemeyiz. Ve en iyi markalar bile bazı lokasyonlarda kendisini vezir degil rezil eden servislere yetki verip sonrada yigitliğe b.k surdurmemek gibi salaklıklara imza atmaya devam ediyorlar