Herkese iyi forumlar.
Geçen Sefaköy'den Yenibosna'ya iniyordum. Bilenler bilir, orada bir yokuş vardır. Pedala basmadan saatte 50km hıza ulaşırsınız. Ben de pedala, frene dokunmadan iniyordum. Sonra önümdeki araç yavaşlamaya başladı. Ben de dolayısıyla frenledim. Ancak bir sorun vardı. Aradaki mesafe benim frenlememe rağmen kapanıyordu. Durum tehlikeli değildi. Arada birkaç saniye mesafe vardı. Sonra devam ettim. Bahane ile iki saniye kuralını da test etmiş oldum. Ama olay aklımdan çıkmadı. Ben de frenlerimin limitlerini test etmek için bir deney yaptım.
Deneyde pedallara asılıp mümkün olan en yüksek hızda iken frenleme yapacak; kaymadan, takla atmadan duracak ve durma mesafemi ölçecektim. Belirlediğim anda frenlemeyi gerçekleştirdim. Kullandığım teknik arka freni kilitlemeden maksimum miktarda sıkıp, aynı anda ön freni de kilitlemeden maksimum miktarda sıkmaktı. Birkaç defa denedim. Arka teker bazen kaydı, ben de daha az sıktım. Sonuçta korkunç bir yokuş yoksa (ki öyle bir yokuş ancak yürüme hızında inilir) ya da saatte 60km gibi anormal bir hızda değilseniz bu teknik ile en fazla 2 saniyede ve 10-20 metrede kesinlikle duruyorsunuz. Testi yaptığım yerin düze yakın olması elbette düşündürücü ama durduğum mesafe saatte 25km için yaklaşık 3 metre idi. Saatte 45km zaten maksimum yasal hız. Buna göre 10 metre içinde duruyor olmamız lazım. Yokuş bile olsa 10 metre aşağı yukarı yeter gibi. Yokuşu geçip duvar olma yolunda ilerleyen bir yolda da yavaş gidin bir zahmet.
Son olarak kendi yöntemim:
Hemen durmak istemiyorsam arka frenle yavaşlar, belki de dururum. Freni çok az sıkarım. Tamamen konfor meselesi. Hem de ön fren daha az aşınıyor.
Çabuk duracaksam ikisi birden. Frenleme sırasında dik durmak yüksek hızlarda frenlemeyi güçlendirir. Hatta bacaklarınızı ve kollarınızı da kullanarak daha fazla rüzgar freni yapabilirsiniz.
Bunlar da otobüs, tren, uçak ve tır gibi araçların frenlemelerinden yaptığım sentezler.