Arkadaşlar, insan vücudu hareketli bir yaşama adapte olsun diye yapılanmıştır...
Şöyle ki, ilk atalarımızı hatırlayın: Karınlarını doyurmak için sürekli ava çıkmak zorundalardı. Erkekler sürekli hayvanları avlıyor, kadınlar yararlı bitkileri, meyveleri topluyor; bu sayede kabile geçimini sağlıyordu. Geceleri ise vahşi hayvanlardan korunmak için ağaçlarda yatıyorlar; gündüzleri böyle bir tehlike anında tarihin ilk maratonunu koşuyorlardı.
Yani hareketsiz kalsalardı ölürlerdi!
İşte kas-kemik-eklem yapısı o zamanlardan bu zamana gelişti. Erkekler kadınlara nazaran daha hareketli bir yaşam sürdükleri için/ kadınlarda doğurganlık özelliği olduğu için kas ve yağ oranı da buna göre değişim gösterdi.
Ama binlerce yıl sonra dünyada sanayi devrimi başgösterdi. İnsanlar artık köylerinden/çiftliklerinden açık havadan çıkıp fabrikalara/imalathanelere ve ofislere yerleşmeye başladı. Bu da beraberinde hareketsiz ve doğadan uzak bir yaşamı ve buna bağlı rahatsızlıkları getirdi.
İnsanlar doğal, sağlıklı, hareketli yaşamın en doğru yaşam şekli olduğunu 2000'li yıllarda tekrar hatırladı. Çünkü hareketsiz ve çevre kirliliğiyle örtülmüş yaşam artık onlarda ciddi hastalıklar göstermeye başlamıştı. ( obezite/kanser/kalp hastalıkları...ve daha neler neler)
İnsanlar sporu ve hareketi tekrar keşfedince birbirlerine sordular: Acaba bana zararı olur mu?...
Spor ölçülü yapıldığında hiçbir zarar vermez; bu ispatlanmış bir gerçekliktir.
Çünkü insan vücudu zaten hareketli olmak için özel olarak yapılanmıştır. Bütün gün ofiste masa başında oturduğunuzda nasıl da bacaklarınızın ağrıdığını ve kendinizi olduğunuzdan çok daha yorgun hissettiğinizi hatırlayın.
Her şey ölçülü olduğunda faydalıdır: Nasıl bütün gün oturmak insan vücuduna ve sağlığına zararlıysa, aşırı spor yapmak da en az o kadar zararlıdır.