@ahmetyavuz burada tüketim tanımı yapmıyoruz ki.
Daha az, doğru ve yeterli tüketim,
Çevre sorumluluğu,
Tüketim kültürü eleştirisi,
Alışveriş hastalığı (oniomani),
Bireysel deneyim ve öneriler,
Geridönüşüm
ve bunlara bağlı olarak felsefe...
Ama tüketime ya da yukarıda yazılanlara dair tanımlama yapmak isterseniz kendi adıma mutlu olurum.
Bisiklet nedir?
Herkes bisikletin ne olduğunu biliyorsa 99 milyon sayfalık forum neden var?
Selamlar
Kelime tanımı değil de başlıkta yeralan ifade dersek kendi payımıza daha öznel tanım yapabiliriz belki.
Daha önce bu başlık altında ve bir eleştiriye karşı kendin yap gönüllüleri başlığında tanım yapmıştım ama yine yapayım eğer tartışma kısır kalır düşüncesi varsa.
Neden tüketim karşıtı değil, neden çevreciler - çevrecilik başlığı değil de tüketim karşıtı çevrecilik?
Öncelikle çevrecilik denilen olgunun da burjuvazi tarafından sisteme kâr amaçlı adapte edilmesini görüyoruz.
A+ sınıfı cihazları, mavi kapaklı pet şişeleri bize aldıran şey de işte çevreciliğin kapitalizm ile harmanlanması. Yavaş yaşa başlığında demiştim, herkes A enerjili ürünler alın der ama kimse ürün almayın, elimizdekinin canı çıkana kadar kullanın demez diye.
Tüketim karşıtlığı (aşırı tüketim ya da tüketim kültürü şeklinde de okunabilir) ise bence çevreciliğin olmazsa olmazıdır. Çünkü otomobiliniz ne kadar çevreci teknoloji ile donatılmış olursa olsun, onu hiç kullanmasanız dahi üretim aşamasında çevreye verdiği tahribatı onarmak mümkün değil. Ya da istediğiniz kadar mavi kapak toplayın, bu pet şişelerin plastik atıklara yol açtığı gerçeğini değiştirmiyor. Çok tüketim yapıldığı zaman geridönüşüm bu tüketimin tahribatının sadece çok azını giderebiliyor.
Peki bizler (elbette ben de) tüketim yapmıyor muyuz? Elbette yapıyoruz ancak bu tüketimi doğanın kendisini toparlamasına fırsat verecek kadar yapıyoruz. Tüketim karşıtı çevrecilik de bu noktada başlıyor.
Peki neden bu kadar fazla tüketim yapıyoruz?
İhtiyaç olduğu için değil, sistemin bize ihtiyaç dayatması sebebiyle. Bu başlıkta insanlara, sistemin bizi mutsuzlaştırıp, mutsuzluğun pan zehirini ise tüketimde aramamız gerektiğini söylediğini anlatmaya çalışıyoruz.
Hem hayatta gerçek anlamda dertleri düşünecek zaman kalıyor, hem bütçemiz bizim üzerimizde baskı kurmuyor.
Hadi bir de popüler bir laf edeyim:
Hem de ağaçları daha az yoruyoruz
