Scudo Sports

Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu

Scudo
Şu şurada dursun:

Hayal edelim hadi. Bir anlığına geleceği görüp, gördüklerinizden korksaydınız, bu bilgiyle ne yapardınız? Politikacılara mı, yoksa sanayinin liderlerine mi giderdiniz? Peki onları nasıl ikna ederdiniz? Veriler, gerçekler ya da iyi şansla mı?

Mücadele etmeyecekleri gerçekler yalnızca...

Çarkları döndürmek için yağlamaya devam etmek ve para içinde yüzmek olacaktır ama aracıyı es geçmenin bir yolu varsa ve önemli haberler doğrudan herkesin kafasına yerleştirilirse, o başka.

Yaygın yıkım ihtimali hâlâ devam ediyor.

Durdurmanın tek yolu da bunu gösterip insanları doğrudan korkutmaktı! Şu ana kadar tanıyıp sevdiğimiz her şeyin muhtemel yok oluşu karşısında hangi aklı selim insan evladı harekete geçmezdi ki!

Uygarlığı kurtarmak için çöküşünü göstermem gerekti.

Peki, bu vizyon nasıl alındı sizce? İnsanların yakın kıyamet ihtimaline nasıl tepki verdiklerini düşünüyorsunuz? Çikolatalı pastaymışçasına silip süpürdüler! Kendi ölümlerinden korkmayıp bir de onu allayıp pulladılar. Video oyunları, TV gösterileri, kitaplar ve filmler haline getirip keyfini sürdüler. Tüm dünya bu kıyameti yürekten kucaklayıp şen şakrak bir pes edişle ona doğru koştu!

Bu arada dünyanız, gözlerinizin önünde ufalanıp gidiyordu...

Obezite ve açlığın eş zamanlı salgınına maruz kaldınız. Buna ne demeli? Arılar, kelebekler yok olmaya ve buzullar erimeye başladı. Dört bir yanınızda yosun artıyordu! Kömür madeni kanaryaları aniden ölürken bile nedense ipuçlarını hiç yakalayamadınız!

Her an daha iyi bir gelecek olasılığı vardır ama siz insanoğlu buna inanmazsınız! İnanmazsınız çünkü gerçeğe dönüştürmek için gerekli olan şeyleri yapmazsınız! O yüzden bu çok korkunç gelecekte duruyorsunuz! Kendinizi buna teslim ettiniz. Tek bir sebep için! Çünkü bu gelecek bugün sizden hiçbir şey istemiyor...

Evet, buzdağı görülüp Titanik uyarıldı uyarılmasına ama hepiniz çoktan yönlendirildiğiniz için tam yol ileri devam ettiniz.

Peki neden?

Çünkü hepiniz batmak istiyorsunuz!..

Pes ettiniz...
 
@mariokaldato merhaba. Geçen ay sigara içtiğinizi söylediğinizde bir kenara not ettim.
Araştırmam bugün sonuçlandı (doğrusu bugün araştırdım).
:)
Bir sigaranın karbon salınımı 1.4 gram.
Bir otomobilin neredeyse km başına 200gr emisyon yaydığı düşünülürse az gibi geliyor.
Ancak sigaranın üretim ve dağıtım süresince yaptığı tahribat inanılmaz.
Bir paket sigara sofralarımıza ( :) ) ulaşana kadar dünyada ortalama 1500km yol yapıyor. Paketleme ve üretim de cabası.
Böyle düşünüldüğünde bir sigaranın emisyon maliyeti neredeyse yüz katına çıkıyor. Bu da neredeyse küçük motorlu bir otomobilin harcadığı fosil yakıt gibi.
 
geleceği görmeden de ondan korkmazmıyız zaten. bilinmeyen şeyler hep insanoğlunu ürkütmüştür. gerçekten yaşamamızı engelleyen tek şey korkudur. gece çıkıp ay ışığında oturmazsın parkta, çünkü it kopuktan korkarsın mesela. kopuk korkusuz çünkü. korkan insan da alıştığı şeylere sarılır doğru yada iyi olmasa da. evde oturursun mesela. gece bisiklete binmezsin.

hayat kısa. fark yarat. sadece senin farkında olacağın bir fark olsa da fark yarat. buna değer.

size pinkfloyd dan comfortably numb adlı eseri armağan etmek isityorum :)
 
@Çağdaş78

Hocam aslinda tarif mesajimda vardi ama, tekrar yazayim. Bakir demlik kullaniyorum. Kalayciya gonderdigimde cam demlik. Standart olculerde bir demlik icin sadece yaprak cay kullandigimda yaklasik iki dolu yemek kasigi cay kullaniyorum. Eger bir sekilde normal cay evime girmis ve kullanmak zorundaysam once elekten gecirip tozundan arindiririm. Toz cayin tadini acitiyor. Ha tabii karadeniz cayiysa tek gidecegi yer cop. Cernobilden sonra en az 1.000.000 yil o bolgede saglikli birseyin yetismesinin mumkun olmadigi aciklandi ve muhurlendi. Merak eden iyi bir arastirmayla karadenizde cift basli, bes bacakli, dort boynuzlu koyun, keci, sigir yavrularinin ne yogunlukta dogdugu bilgisine ulasabilir. Dahasi bu tip dogumlar insanlarda da mevcut. Uzatmayayim. Normal cayi da takriben bir cay bardagi kadar kullaniyorum. Ustune kirdigim 2-3 parca cubuk tarcin, 3-4 karanfil, 1 tatli kasigina yakin yesil cayi ilave ediyorum. Bu sekilde cayi demledikten sonra eger bal kullanacaksam demligi kenara alip ilinmasini bekliyorum. Termometreyle bakip 45 derece altina inince iki tatli kasigi mumkunse cam bali ilave ediyorum ve kisik ateste tekrar isitiyorum altindaki suyla beraber. Bal kullandigim icin 80 dereceye ulasmamasina dikkat ediyorum. Bali ilikken caya kattigimiz icin minimum kayba ugramis oluyor. Ve artik cayla homojene yakin bir yapiya kabustugu icin 80 dereceyi asmadikca sorun olmuyor. Cay yaklasik 77-78 derece civarindayken atesten alip termosa dolduruyorum altindaki suyla beraber. Varsa turunc, yoksa mandalina veya portakal (mumkunse finike) kabugu ilave ediyorum ve termosun kapagini kapatip taklasik 5 dakika sonra mis gibi iciyorum. :)
Turunc, mandalina, veya portakal. Hangisi varsa, bir ortalama mandalina kabugu miktarimca benim damak tadim icin yeterli miktarlar. Herkes kendi damak tadina gore bu tarifin her parcasini uyarlayabilir tabii. Dikkat edilecek nokta bal kullanimi varsa, isi kontrolu. Bal kullanilmasa da aslinda ideal cay demleme olcusu bu sekilde. Bir mutfak termometresi (en azindan benim aldigim) 10 tl. Kabuklari da zamaninda alip tukettiginiz portakal ve mandalinalardan kalanlari gunes gormeyen, hafif esintili bir yerde ustune tulbent orterek (sinek, bocek konup larva birakmasi icin) kurutursaniz hem demir icerigi yonunden zengimlesmis, hemde daha yogun tada sahip olmalarini saglarsiniz.
Bu sekilde yapip termosa koydugunuz cay bir hafta dahi gecse bayatlamiyor. En azindan ben gerek Istanbul, gerek Bursa, gerek Izmir ve gerekse su an Antalya'da bu cati ictim ve hala iciyorum. Henuz bayatlamadi. Bal kullanip usengeclik edip 80 derece ustunde isitirsam tadi biraz buruk oluyor en bastan itibaren. Buna dikkat ettiginiz surece sorun yasamazsiniz.
Afiyet olsun. :)


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
@YildirimYildiz
Kusura bakmayın da, siz çay falan içmiyorsunuz bence, çaya süt koyan İngiliz misali çay değil de başka bir şey içiyorsunuz. Hem çay demlenir ve içilir, biter.
1 haftada en az 10 kere çay yaparım ben.

Bir kere demleyip de o çayı 1 hafta içiyorsanız, hele de termos falan... Ona çay demeyiniz lütfen. Bitki çayı deyiniz :D

Çay dediğin sadedir, basittir ve güzelliği de burdan gelir. Öyle derece kontrolleri, karanfiller, tarçınlar uymaz o sadeliğe. Güneşin altında kavrulmuşken limonata değil de çay serinletiyorsa insanı, o çaya saygı duyup, bozmadan içeceksin onu. En fazla şeker girer o sadeliğin içine. Hatta bazısına o bile fazla gelir de koymaz.
 
@vela2016 kaçak çay diye tabir edilen çaydan bahsediyor. Önceki iletisine bakın bir. Orada belirtmişti normal çay değil diye.
Anladığım kadarıyla ıhlamur gibi bir durum. O da öyle birkaç kez demleniyor ya, onun gibi.
Kendisi ve çevresi çok seviyormuş. Hepsini anlattı. Anlattıklarından ben şahsen tatmin oldum.

Denemek lazım.
 
@vela2016

Hocam ust perdeden bakmak sizde sikinti yaraymiyor ise, bende hic yaratmiyor. Cayi siz kendi gecmisinizle harmanlar, demler ve icersiniz. Bu sizin adetiniz olur. Ben kendi gecmisimle harmanlarim. Buda benim adetim olur. Sizin yakistirdiginiz seyde bana cok itici geldi. Simdi ne yapacagiz? Yeniliklere, ve gerektiginde degisiklige acik ve esnek olmazsak, bu ancak bizi oldugumuz yerde saydirir. Nihayetinde "cay" dediginiz(!) / dedigimiz seyin uluslararasi lugatta karsiligi; "isi kaynagiyla benmari demleme yontemiyle icime hazirlanmis, sicak icimli nebati kolenli icecek"... Ihlamirda cay yani...
Sizlere selam ederim. Baslikta cok faydali bilgiler de edindim. Lakin kisisel dunya gorusleri neticesinde su baslikta dahi meselelere ideolojik gozlukten bakildigini sezinledigim icin sadece disaridan takip edecegim. Tabii bu yorumumdan sonra hakkimda bir yaptirim uygulanmaz ise.
Selamlar. Iyi geceler.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
@YildirimYildiz merhaba. Eleştirinizden elbette ki hepimiz kendimize pay çıkaracağız sanıyorum ama ben yine de yorumunuzu biraz abartılı buldum.
Zira onlarca sayfa boyunca hiçbir kırıcı iletinin olmadığı ve herkese örnek olacak ve her birimizin çokça şey öğreneceği bir başlık olmasına gayret ediyoruz.
Hepimizin çok çeşitli ideolojileri olsa da burada ortak bir paydanın peşinden giden insanlar olarak birlikteyiz. Umarım başlığı dışarıdan takip etmekle kalmaz güzel bilgilerle katkı sunmaya devam edersiniz. Bu bir ricadır.

Sağlıcakla...
 
@Ahmetgitar @YildirimYildiz Evet ben de şuan bakınca biraz ters yazmışım. Saçmalamışım. Herkes istediği gibi içer çayını bana ne yahu. Dalga geçer gibi bir yazı olmuş. Kırdıysam özür dilerim. Yalnız ideolojik gözlük falan da alakasız olmuş yani :kptmya:
 
@vela2016

Hocam kusura bakmayin. Son birkac gundur pes pese ters giden bazi haller yasadim. Moral bozukluguyla aslinda diyalogdan tamamen uzak durmam lazimdi. Kendimi biliyorum cunku. Su birkac gundur yasadiklarimi kimsenin yasamamasini Allah'dan dilerim. Tavrim icin ozur dilerim.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Bazıları geri dönüşmü biraz değişik anlıyor sanırım.Adam sebilden su içtiği tek kullanımlık bardağı en üste koyarak tekrar kullanıma sunmuş. Pes. Eğitim her alanda şart :koptum:
 
@Sebahattin Gerceker

Alıntıladığınız diyalog katılımcı olduğum tüm forumlar içerisinde bugüne kadar gördüklerimin içerisinde en güzeli oldu.

İnsanlar tüketici olmayınca hırslarından da arınıyor belki de.
Mütevazilik, sevgi ve anlayış sistemin yarattığı dünyada ne kadar eksiliyorsa, bizim dünyamızda o kadar yüce olacak.
Sistemin günahı bizim sevabımız olacak...

Arkadaşlara ben de teşekkür ediyorum.
 
ufak bir hararete sebep olduğumu düşünüp sıkılmıştım.Sonu gayet kibar ve anlayışlı bir uslüpla bittiği için rahatladım @yıldırım yıldız beye tarifinden ötürü teşekkür ederim. Anlayış sahibi yazıların sahiplerine de saygılarımı sunarım iyi geceler
 
2008'de özellikle ABD menşeli yaşanan küresel kriz sonrası fed yani ABD Merkez Bankası dünyaya çok düşük faizle dolar verdi. Amacı dünya piyasasında dolaşan dolar ile ekonomisini canlandırmaktı. Tüm dünyada dolar değer kaybetti ama ABD ekonomisi düzeldi. Bizde de doların değer kaybetmesi yerine Türk Lirası değerlendi şeklinde reklam yapıldı. Halk olarak birçok lüks tüketim malzemesine düşük dolar kuru sebebiyle ucuza sahip olduk. Dışarıdan aldığımız doları Arge ve sanayiye harcamak yerine jiplere, telefonlara harcadık. Bir hayal aleminde gezinip durduk.
Artık dolar yavaş yavaş ülkeden çıkıyor. Bizim ise elimizde betondan başka hiçbir şey yok.

Dolar bundan sonra yukarı seyir izler. Benzine bugün yine zam geldi.
Yıllardır insanlara para harcamayın, kenara üç beş kuruş koyun derken insanlar cebindeki parasını telefona harcadı. Çoğumuz aza kanaat getirdiğimiz için giderek şiddetlenecek krizde daha güçlü kalabileceğiz. Ancak işsizler ordusuna hergün katılma tehlikesi yaşayan insanlar yarın iphone taksitini nasıl ödeyecek merak ediyorum.

Bu kadar lüks nereden geliyor diye sormak lazım.
 
@Ahmetgitar

Katiliyorum. Tuketimi frenledikce insanin deger yargilari da yeniden sekillenmeye basliyor. Yasadigi cevreye, dunyaya saygi duyanin insana da saygi duymasi, onu tuketmekten kacinmasi zaten beklenen bir durum. Bu noktada @vela2016 beyin benden bir gomlek onde olmasi da beni bu anlamda tetikledi ve yonlendirdi. Bunun icin de ayrica tesekkur ederim.
@Ahmetgitar arkadasimizla ozelde iki kelam etmis bulunduk bu vesileyle. Muhtemeldir egitimci kimliginin de katkisi vardir ki cogulcu algi esigi biraz yuksek. Sakin sukut bir tavir ve hafifletici yaklasim tarziyla icinde bulundugum negatif ruh halinden cikmam gerektigini farketmeme sebep oldu. Kendisine de tesekkur ediyorum.
Epey zamandir tuketimi olmasi gerektigi sekline cekmeye calisiyorum kendi alemimde. En azindan urettigimle esdeger noktalarda tutabilirsem ne mutlu. Bu baglamda gerek meselenin psikolojisi, toplumsal gercekler, gerekse ekolojik yasam baglamimda cesitli arayislar icine girdim. Kendimce rutin haline getirdigim bir takim uygulamalar var. Bir kismi, belki de cogu cok acemice veya gereksizce gelebilir ama firsat buldukca paylasip bildigimi dusunduklerimin saglamasi, yanlis bildiklerimin de bu sayede dogrusunu ogrenirim amacindayim. Uzun zaman derin soluklu is toplantilari, ciltler boyu is anlasmalarindan olusan bir calisma hayatinin getirisi olarak belki fazla ayrintiya girip uzun cumleler kurmak gibi bir yonumde var. Sabriniz icin tesekkur ederim.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
@Ahmetgitar
@Ahmetgitar
Sayın @Ahmetgitar telefonumun miadını doldurduğu şu günlerde paylaşımlarınız kafama kafama geliyor. Bu konuya rastlamamış olsaydım almıştım çoktan. Ama bu konuyu okudukça zaruri ihtiyaç olarak görmekten çıkarmıştım zaten telefonu. Ayrıca bu iş için yapacağım harcamayı epey aşağıya çektim. Zaten kullanacağından fazla özelliğe de boş yere fazladan para vermek forum ahalisi olarak bize yakışmaz değil mi? Paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
 
@Yusufclp Öncelikle teşekkürler, böylesi uygulamaları görmek cesaret ve güç veriyor. İletinizi abime gösterdim. O da tüketimi seven ama son dönemlerde bunun sıkıntısını çeken birisi.
Geçenlerde bana dedi "Ahmet senin söylediğin şeyler uzun zamandır bana çok saçma geliyordu ama son dönemde doğru olduğunu anladım, ben de artık dikkat edeceğim" dedi.

Gerçekten etrafımız reklamlarla sarılı ve çoğumuz satın almaya yönlendirilmiş şekilde yaşıyoruz. İşin kötüsü de bunun farkında değiliz.
Bir öğretmen arkadaşımız var. Her ne kadar benim gibi öğretmen olsa da nedense ben onu aşırı zengin sanıyordum. Ya ailesi ya da eşi çok zengindi.
İnanılmaz lüks giyinirdi. Iphone 6 ilk onda görmüştüm. Sürekli okula kargo gelirdi; yeni ayakkabılar falan. Sürekli alışveriş sitelerini dolaşırdı.
Birgün boş dersinde müdürden banka için izin istedi. Kredi için gideceğim dedi. Kadın zengin ya, dedik herhalde yeni ev falan alacak.
Bankaya hemen gitti geldi. Kredi verdiler dedi.
Ev mi diye sordum. Hayır dedi 3500 lira kredi istemiş.
Nasıl ya dedim ben verirdim 3500 lira için kredi mi alınır?
Meğerse borç içerisinde yaşıyormuş. Son kredi kartı taksidini ödeyememiş. Sonra anlattı, kendisi öğretmen maaşı alıyor, kocası kendisinden kötüymüş maaş konusunda.
E dedim ben seni süper zengin sanıyordum. Yok dedi ayı zor getiriyorum.
Ama alışveriş? Yapmadan duramıyorum dedi.
Biraz konuşmaya çalıştım, aklı başına geldi sandım.
İki gün sonra morhipo dan yeni bir kargo geldi. Yüzde elli indirimli pantolon ve ayakkabı almış. İndirim dediğim de 400 liralık ayakkabı 200 olmuş!!!
Gidip borç alıyor alışveriş yapıyorsun, sonra ay zor geliyor.
Sürekli bir tatminsizlik, stres, üzüntü ve gerçek anlamda yoksunluk.

Hayatta insanın varlık amacı bu olmamalı...
 
Geri