Scudo Sports

Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu

@vela2016
Evet kac yillik trolcuyum boyle trol yemedim :D
 
  • Beğen
Tepkiler: özgürakt
Scudo
Uruguay dünyanın en büyük futbol ülkesi belki de. Nüfusu 3 milyonun az üzerinde olmasına rağmen iki dünya şampiyonluğu bir çok da Amerikan kupası şampiyonluğu var.
Kısa bir süre orayı görme şansım oldu.

Öncelikle futbol izlemek orada bedava. Yani tv şifreli değil. Sokakta insanların abartısız yarısı futbol forması ile geziyor. Hiçbiri öyle nike adidas falan değil. On liraya ben dr almıştım bir tane. Adamlar daha çağ falan atlamış değiller.
Stadyumlarını gördüm. Bizdekiyle alakası yok. Küçük bir şehir stadı gibi. İçerisinde kahvehane gibi restaurantlar var.
Bilet fiyatları inanılmaz ucuz. Halk en büyük iki takımı Nacional ile Penarol'e adeta tapıyor. Sokaklarda ücretli halı saha falan yok. Bildiğin her yer kale direği ve çim. Yaşlı, genç herkes futbol oynuyor.
İnsanların önüne para duvarları konmamış. Halkın küçük bir azınlığı futbol ile içiçe değil.
Bu yüzden Ankara'dan daha küçük bir ülke olarak başarıları ortada. Dünyaya verdikleri futbolcular ortada.
Sonra bakıp Muslera ne kadar mütevazi adam diye şaşırıyoruz.
Adam ülkesinde futbolcu diye ayrıcalıklı olmamış, şişirilmemiş. Halktan biri olmuş. Doğallık bozulmamış. Garson da Penarol futbolcusu da Suzuki Maruti sürüyor. Hatta Jose Mujica'yı hatırlarsınız, vosvosla gezen Uruguay devlet başkanı. Bu bize uç geliyor ama orası için gayet sıradan. Çünkü orada şarkıcı adam bile yeri gelip garsonluk yapabiliyor. Bunlar kapitalizme bulanmış bizler için gerçekten uçuk örnekler
İnanılmaz şeyler. Ha bu arada, dünyada dilenci görmediğim tek ülkedir aynı zamanda.

Biz tüm dünyayı kötü herkesi kocaman iştahlı sanıyoruz. Oysa ki yol gösterici olumlu çok örnek var önümüzde. Olay sadece birkaç kişinin davası değil.
 
@mariokaldato
Çok güzel bir yazı.
Her insanın zengin olamayacağını zaten kapitalistler de biliyor. Ama insanların zenginlik uğruna yaptığı şeylerden pirim sağlayanlar da kapitalistler.
Herkesin maaşı 50.000 lira olsa zaten bu zenginlik de getirmez. Çünkü herkesin o kadar maaş aldığı ülkede ekmek de zaten 1 değil 40 lira olur. Ev kiraları 35.000 lira olur.
Demek ki önemli olan çok para değil, onurlu yaşayacak bir standardın herkese sunulması.

Eğitim, sağlık ve barınma gibi şeylerin lüks değil temel ihtiyaç olduğunun genel kabûl görmesi.

Yoksa herkesin helikopterinin olacağı bir dünyayı zaten çevre kaldıramaz.

Ben on kişinin otuz kişilik yemek yiyeceği bir dünyayı değil, on kişinin on kişilik yemek yiyeceği bir dünyayı hayal ediyorum.

Onlar ise bir kişi, dokuz kişilik yesin, kalan dokuz kişi bir kişilik yesin istiyor.

İşte acıların kaynağı bu.
 
Ben bir konuya pannak basmak istiyorum. KANALizasyonlar bila istisna halkı gerzekşaban yerine koyarak süper manyak beyinsiz diziler fışkırtıyorlar. Allam o ne şablonlar o ney abukluklar. Mesela ben dizileri seyrederek ülkede fakir ve ortasınıf olmadığı kanaatine ulaştım. Öyleki esas kızın karşısında rol kesen esas oğlan aslında zengin ama fakir parodisi yapıyor. Yani insanın yoksulluğuyla bile başbaşa kalmasına izin vermiyorlar matrak geçiyorlar. Dızilerede bir tane numunelik çürük dişli olmazmı arkadaş. Lan benim mesela 32 dişim diyemeyeceğim o kadar çıkmaz çünkü üçte ikisi çürük istisnasız hepside sarı. Dizilerde hepsi uzun şaçlı ama hepside at gibi inci beyazı kazma dişli kızlar sılovmovşın eşliğinde böyle dudaklar hafif aralık aradan kazma dişleri gözükürken masum pammıkprenses tribinde seksi pozlar şualıyorlar. Ulan bu bize müstehakmı. Ulan yönetmenler allahınız yokmu lan sizin.
 
@Ahmetgitar Konu ve içerik olark güzel. Sadece okuyup geçmek değil bizzat düşünerek hayatımızda uygulanmalı. Bu nedenle konuyu takip listeme alıyorum.

Burda sizin bu konuda ne düşündüğünüzü anlamak için soruyorum. Bildiğim kadarıyla yol, tur ve katlanır bisikletiniz var. Sizce bunların hepsi size mutlaka gerekli mi? Gerekliyse sadece bir bisikleti olan kişiler çok mu eksikler? Benim bir adet şehir bisikletim var arazide zorlanmamak adına bir mtb edinmek istiyorum. Fakat 2 adet bisikletim olduğunda kendimi çok israf ediyorum gibi hissedeceğim. Çoğu insanın yada bir çocuğun market bisikleti dediğimiz bir bisikleti bile yok. Orta düzey bir mtb alsam o paraya gerçekten ihtiyacı olan, adeta rüyalarını süsleyen market bisikletlerinden 10 tane alıp çocukları sevindiremez miyim? Sizce bu kazandığımız paralar bize mi ait yoksa bu hayatta bize emanet olarak bahşedilmiş bir nimet mi?

Sizce hem siz hem ben ve bizim gibi düşünenler acaba ya samimi değiliz yada kendimizle çelişiyor muyuz acaba?
 
@1dost
Merhaba, dün benzer soruyu @mehmetsunu arkadaşımız da sordu. Hemen bir önceki sayfada iki uzun ileti ile cevap verdim.

İki gün önce gelen su faturası (hergün duş alırım) 17 lira.
Geçen ay gelen elektirk faturam 18 lira.

Nisan 30'dan beri gıda dışı tek harcamam bir adet iç lastik.
Son dört ayda otomobil gazına harcadığım ücret 25 lira.
Birazdan yine derse gideceğim gidiş dönüş 50km
Derse gittiğim en yakın mesafe gidiş dönüş 26km

Dört bisikletim var, biri fazla bilmeden araştırmadan aldığım için. Diğerlerini kullanıyorum. Son bir yılda 7000km kullandım.
Araba neden vardı? Okulum evden 28km uzakta, Ankaralılar bilir Eryaman-Oran güzergahını. Son 11km aralıksız tırmanış vardır. Ve iş yerinin oraya ne toplu taşım var ne de şirket bana servis sağlıyor. Yine de haftanın iki günü kışın dahil o yolu bisikletle gittim.
Eğer evim merkezde olsa iş yerime 5km mesafede olsam en ucuz tek bir bisikletle tüm ömrümü geçirirdim. Ama bazı zamanlar özellikle yağmur ve karda toplu taşım artı katlanır bisiklet ile bu çabayı gösterdim.

Son sorunuza cevap olarak, özel mülkiyete inanmıyorum. Paranın miras yoluyla devrine de karşıyım.
Dünya nimetlerinin herkese yeter olduğunu düşünüyor ve bu doğrultuda çalışıyorum (fazlasını söylemek siyasi bir tartışmanın zeminini oluşturur).

Dediğim gibi lütfen bir önceki sayfayı okuyunuz.
Ayrıca bu başlığı her ne kadar ben açmış olsam da bana ait bir başlık değil; konu ile alakalı olan herkes faydalı katkılar sunuyor. Ben de dahil bunlardan yararlanıp uygulamaya koyuyorum, en son ekolojik temizliğe geçişim de bu başlıkla oluşan bir şeydi. Yani sadece bilgi paylaşmıyor, okuduklarımızla yeni uygulamalara geçişler yapıyoruz.
Yani benim birkaç bisiklet sahibi olmam burada yazılanları değersiz kılmaz. Aynı başka insanların sekiz silindirli otomobil kullanmasının bizim yolumuzu gitmemize ve dönüşüm için çabalamamıza engel olmadığı gibi.

Ekleme: Otomobile 25 liralık gazı bayramda babamlar bir yerlere gider diye alıp arabayı onlara götürmüştüm.
 
@Ahmetgitar dostum suyu enjektörlemi kullanıyorsun bilemedim. Elektriği vede gazı saymıyorum bile. Şimdi şöyle bakmak lazım yıllar yıllar öncesi üniversite okulunda okurken paralı vatandaşlara biraz gıcık gittiğimden bir gün türkiyede çok bilinir bir giyim mağazaları zincirinin veliahtı bana "dostum sen bize kıl gidiyorsun ama para sende olsa aynı eleştirdiklerini sende yaparsın" dediğinde kendi çapımda mini bir aydınlanma yaşamıştım. Şimdi elde imkan olmadığı halde ezbere konuşmak kolaydır önemli olan imkanlar içinde yüzerken mütevazi yaşayabilmektir. 10 milyonumuz olduğunu düşünelim bu 10 milyonu lüks içinde yaşamak için kullanırmısın kullanmazmısın. 100 milyonu olan bir adamsın mesela yat almayıp bisikletle gezermisin. 1 milyarın var yalıda yaşamak yerine 150 metrekare evde yaşamayımı seçermisin. Hadi onu geçtim 30 bin lira haybeye kullanacağın bir para var bunu, bana bu yeter diye 3000 liralık bir bisiklet almadamı yoksa sağlam bir 25000 liralık look içinmi kullanırsın.
 
@Ahmetgitar Takdir ediyorum sizi. Elektrik nasıl o kadar az geldi acaba anlatır mısınız? Evde olmadığım bir ay içinde sadece buzdolabı 20 tl fatura getirdi. Hatta biraz önce servisle konuştum herşey normalmiş. Gelipte servis ücreti almayalım boşa dedi ve ikna etti beni.

@Ahmetgitar

Ülkemizde sizin gibi düşünen insan sayısı yüzde 5-10 seviyelerindedir en fazla. Gelişmişlik göstergesi gerçekten bu durum. En çok da üzüldüğüm nokta şu: Dinimizde "Temizlik imandandır." hadisi vardır, en azından ben dindarım diyenler buna riayet etse gelinden geldiği kadar. Sadece insanların hayvanların değil çevreninde bizde hakkı vardır.

Bana gelecek olursak nedense son 4-5 yılda bu çevre bilinci oluştu kendi kendime. Yani öncesinde sağa sola çöp atanlardan farklı değildim. Nasıl oluştu farkındalık bende bilmiyorum ilginç değil mi?
 
Elektrik olayını ben de merak ediyorum tek başıma yaşıyorum 40Tlden aşağı gelmiyor
 
  • Beğen
Tepkiler: Demir Atlı
Konuyu toparlama adına birkaç bir şey söyleyeceğim.

Toplu taşımada minibüsü tercih edenlerin aşına olduğu bir ücret tarifesi vardır, İndi-Bindi.

Bu birkaç yıldır var olan bir şey değil. Onlarca yıl önce bile bu tarifenin geçerliliği varmış.
Belki de bir hatta ki bütün minibüsleri işletebilecek ekonomik güce sahip olanlardan çıktı bu fikir.

Şuanda hala geçerli olması bizim hareketsizliği normalleştirmemizden geliyor.
Kimi insanların istediği masa başı iş.
Günün 7 saatini oturarak geçirmenin hedefi olan bir sürü genç bireyler var.

1km veya daha az mesafelerde dahi minibüs kullanan toplumdan sağlıklı yaşamı benimsemesini benim göreceğimi sanmıyorum fakat, belirtilerini görmek için çaba harcıyorum.

Fark edemediğimiz, bizi ve doğayı bitirmeye yönelik alışkanlıklarımızı törpülememiz gerekli. Kendimizi tanımalıyız.
Hayatı sorgulamaktan korkmamamız lazım.
 
@Ahmetgitar nisandan beri nasıl gıda haricinden hiç dışarıya harcama yapmadınız? Hiç kaleminiz bile mi bitmedi :) ?
 
@mehmetsunu
Üzülerek belirtmek isterim ki sorularınız geçersiz. Çünkü @Ahmetgitar 'ın hiçbir zaman ne 10 milyonu, ne 100 milyonu nede 1 milyarı olacak.
30bin lira haybeye kullanacak parası bile olmayacak. (bile saçma oldu 30 bin bu yaw :komik:)

Sadece onun değil, belki de forumdaki hiçbirimizin bu derece parası olmayacak. Olmayan ve hiçbir zaman da olmayacak şeyler için varsayımlarda bulunmak boşa...
 
@mehmetsunu Şahsen 100 Milyonum olsa kocaman bir çiftlik evi alıp şimdikinden çok daha mütevazi bir hayata geçebilirim. Hatta dostlarımıda yanıma alır öyle yaşarım. (Ki bunu planladığımız bir arkadaş grubumuz var)
Ama işte tam da bu yüzden o 100 Milyon'u hiç kazandırmaz bize bu dünya
 
Bu konuya girmeden önce şuan bu mesajı yazdığım herşeyi çalışan ama biraz yavaş calışan 3 yıl 2 aylık telefonumu yenilemeyi düşünüyordum vazgeçtim. Gittiği yere kadar gidecek.
Katlanır bisikletimin yağmurda frenleri iyi tutmuyordu ama normalde yeterli. Fren papuçlarını yenilemeyi düşünüyordum. Papuçlar arkayı daha çok kullandığımdan biraz aşınmış ama daha gideri var. Öndekiler ise epey iyi durumdaydı ön-arka yer değiştirdim. Altı ay kadar onlarda götürür
Konuyu okuyunca bazı harcamaların gereksizliğine örnekler çıkarmış oldum kendimce.
 
@Yusufclp
benim de 2 yıl 1 aylık bir telefonum var ve ben bunu, başına bi kaza gelmezse daha en az bi 2 yıl daha kullanırım. Önceki telefonumu yaklaşık 8 yıl kullanmıştım. Hala da sağlamdır ve kullanılır ama malesef biraz akılsız :)
akıllı telefonlar çıkmamış olsa(ki ona da geç geçtim sayılır) ben 8 yıllık eski telefonumu kullanmaya devam ederdim. satmaya da kıyamadım, öyle duruyor çekmecede. :hhhhhh:
 
@vela2016
Rizki veren ALLAH. parayi bu kadarda buyutucek bi sey yok bence
 
  • Beğen
Tepkiler: Yusufclp
@Yusufclp merhabalar. Bu iletiniz beni çok mutlu etti. Etkilemek ve etkilenmek güzel. Demek ki gerçekten faydalı bir başlık ve yüzlerce faydalı ileti olmuş.

Diğer yandan ben de mütevazi yaşayan, çevreci bir insanım ama bu başlıktaki paylaşımları görmek de beni daha dikkatli yaptı. Yani hepimiz yeni şeyler öğreniyoruz.

@vela2016 benim telefonum da iki yılı bitirdi. Ancak geçenlerde karar verdim, 1-2 yıl daha dayanır, sonrasında ikinci el ürün alacağım.

İkinci el ürün kullanmak da çevre tahribatını engelleyen bir şey.

@mehmetsunu çok küçük yaşlarımdan beri para kazanıyorum. Kimi zamanlar oldu çok kazandım, kimi zaman az. Çok derken elbette trilyoner olmadım. Türkiye standartları içinde iyi diyelim. Ama her zaman çevreci oldum. Çoğu zaman et yiyecek param oldu ama ben çevreci olarak sebze yedim.
Oturduğum ev 80m2 2+1 bu evi alırken daha büyüğünü alacak gücüm vardı. Gerek duymadım. Ama zaman içerisinde değişen şey şu oldu; eskiden kazanmak güvende olmak demekken artık güvencesizlikteki bilgeliği keşfettim. Daha çok çalışmak yerine daha çok yaşamak yolunu seçtim. Eskiden cesaret edemediğim adımları atmak için artık cesaret eder oldum. Artık insanlara gönül rahatlığıyla "orada buluşmak yerine dışarıda piknik yapalım, bakkaldan içecek alıp dışarıda oturalım" ya da "dışarıda kahveye 10 lira vermeyelim, gel bana balkonda kahve keyfi yapalım" diyebiliyorum. Eskiden çekinirdim. İstemediğim yerlerde istemediğim müzikleri dinleyerek asla benim yaptığımdan daha temiz olmayacak yiyeceklere para bayılırdım.
Bisiklet de bu anlamda özgürlük getirdi. Araba olunca avm dışında seçenek kalmıyor Ankara'da. Ama bisiklet gerçekten ulaşım özgürlüğü demek.

Gelelim elektrik ve suya. Geçen hatta fatura fotoğrafını burada paylaşmıştım. Buzdolabı A sınıfı tek kapılı. 4 aşamadan 1 olanını kullanıyorum. En düşükte çalışıyor. Yine buzdolabına hemen soğuk olmasına ihtiyaç duymadığım hiçbir şey koymuyorum. Sözgelimi, bir günde altı şişe soda içecek halim yok. Buzdolabının altı şişe sodası soğuk tutmak için güç harcamasına da. Dolabımda bir.şişe soda durur. Kalanları dışarıda bekler. Dolaptaki soda bitince yerine yeni "bir" tane konur.
Çamaşırları düşük sıcaklıkta yıkıyorum. Kurutmayı ise en düşük devirde yapıyorum. Kalanını güneş hallediyor.
Bulaşık makinesi iki aşamalı. 65 ve 50 derece. Ben 50'de kullanıyorum. Evde boşa tek cihaz çalışmaz. Ben bu satırları yazarken yanıbaşımda televizyon çalışmıyor mesela.
Aydınlatma 15'lik bir tasarruflu ampül ile. Yani loş.
Akıllı sayaç var evde. Çamaşır, bulaşık hep saat 22'den sonra yapılır.
Evde ekstradan ısıtıcı ya da klima kullanmam. Üşüdüğüm zaman patik giyerim. Yazın ise camlarım açık olur evde şort giyerim. Kalorifer merkezi ama ben yine de kısıkta tutarım kalorifer vanalarını.
Suya gelince,
Boşa su akıtmam. Diş fırçalarken musluktan su akmaz. Tuvaleti her kullanımda 5 litre su harcamam.
Banyoyu hızlı yaparım. Afedersiniz lif vb kullanırken su açık durmaz.
Çay demlerken bile içeceğim kadar çay suyu koyarım.

Bunlar zor gibi geliyor ama degil. Zaman içerisinde alışkanlık haline geliyor. Düşünmeye bile gerek yok.
Bu arada 17-18 lira zamlardan sonra. Geçen yıl 12.5 liranın altında fatura çıkmadığı için iki ayda bir 20-22 lira gelirdi.

@cesurokcu Nisan ayından beri kalem kullanmadım. Şaka bir yana gerçekten gıda dışı bir şey almadım. Tabi diş fırçası, sabun falan aldım. Yani market alışverişi yaptım. Biraz eski kıyafetler giydim. Terliğimi tamir ettim. Kitap değiş tokuşu yaptım. Eski oyunları Fifa'nın eski kadrosunu oynadım ama çivi sebebiyle lastiğin çok kötü patladığı gün aldığım iç lastik dışında hiçbir şey almadım. Ankara'da bir kez bile lokantaya gitmedim. Avm'ye gitmedim. Bu bende takıntı oldu. Bir yıl bunu sürdüreceğim.
Hayatımda birkaç kez aydınlanma yolunda yürüdüm. Yeniden bir yürüyüş oldu bu. Zihnimde boşluklar oluştuğunu hissediyorum. Bu bana mutluluk veriyor. Mutluluk değil de huzur belki. 30 Nisan derken, yani son bisikletimi aldığımdan beri.

Bu da bulunsun. 51km yolda 600metreden fazla eğim farkı. Hiç kolay olmuyor bu şekilde derse gitmek ama olsun. Okul çıkışı acil yetişmek gerekiyordu
Şimdi okul yok ve rahat rahat gidiyorum. Gittikten sonra da dinlenmek için vaktim oluyor. Ama zamanında arabaya muhtaçtım gerçekten.
Check out my 50,9 km Ride on Strava: (link)
 
Geri