birkaç sözlü ipucu:
aslında burası hakkında üçer kelimelik iki ipucu versem herkes ama herkes bilir.
onun için dışı hoş, içi boş birkaç ipucu veriyim bari
2500 yıllık bir yerleşim birimi.
bir büyük deprem geçirmiş ama pek zarar görmemiş.
300-400 yıl kadar terkedilmiş sonra tekrar şehir olarak kullanılmaya başlanmış.
İçinde 2-3 katlı hamam, konferans salonları ve iki katlı mezarlar mevcut.
burayı teorik olarak araştırıp sonra da bisikletimle gezdiğim sıralarda şunu çok yoğun olarak hissetmiştim.
tarihin hiç bir döneminde insanların dünyadan maddi ve manevi anlamda beklentilerinde bir değişiklik olmamış. Yani biz şimdi metallerin arasında nasıl yaşıyorsak, antik insanlar da taşların arasında aynı şeyleri yaşamışlar. Yani yemiş içmişler, toplanıp konuşup kararlar almışlar, ibadet etmişler, yıkanıp temizlenmişler, birbirleriyle kavga etmişler ve birbirlerini öldürmüşler, birbirlerine hayatı zehir etmişler, sonra barışıp tekrar biraraya gelmişler ama ne yaptılarsa kendilerine yapmışlar. Çağlar geçip teknoloji ilerlediketen sonra ise insanlar hem birbirleriyle hem de dünyayla didişmeye başlamışlar.
yani eski insanların en azından dünyaya bir zararı yokmuş ve dünyanın silüetini bozmuyorlarmış.