
Konuyu herkes kendi istediği yerden tutmaya çalışsa da gerçek olan şu ki, ortada ciddi bir sorun var ve bunu görmezden gelenlerin oranı %16'ya kadar düşmüş durumda.
Toplum iradesi %80 oranında, çözümün, sahiplenilmeyen köpeklerin uyutulması olduğunun farkında.
"Uyutmak öldürmektir" diye tanımlama yapma ihtiyacı hisseden ve "köpeklerin katledilmesi" tabirini kullanan arkadaşlarımız olmuş, evet ötenazi de öldürmektir. Ama "falanca hastanedeki doktor, hastasını öldürmüş" demeyiz. Çünkü öldürmek ve katletmek, suç eylemini tarif etmek için kullanılan ifadelerdir. Ötenazi ve uyutma eylemleri ise, bir zaruret durumundan ötürü bir canlının hayatının sonlandırılmasıdır.
Başıboş köpeklerin en uysal bilinenlerini bile mutlaka bir bisiklet, motor kovalamıştır. Birine havlayıp korkutmuştur. Bunları basit sorunlar olarak görmek, ya da sorun olarak görmemek, çözümsüzlüğü isteyen grubun temel sorunu. Elbette bir köpeğin yola fırlayarak 4 kişinin ölümüne sebep olmasından başıboş köpeğin kendisi değil, akıl sahibi olduğu halde o hayvanın bu ölümlere sebep olmasına izin verenler sorumludur. Köpek görünce direksiyon kırılmaz, şöyle yapılır, koşulmaz, böyle yapılır, bunlar romantizmden öteye gitmeyecek gereksiz tartışmaların öğesi ifadeler. İnsanlar binbir türlü ruh haliyle sokakta geziyor, köpeğin fıtratını gözlerinden okumak, soğuk kanlı kalabilmek, başıboş köpeklere karşı kendini ve ailesini koruyabilmek zorunda değil. Tüm bunlar devletin görevi. Devlet kurumunu bunun için kurduk.
"O zaman senede şu kadar erkek de şu kadar kadın öldürüyor, erkekleri de uyutalım" gibi anaokulu seviyesindeki çıkışların ciddiyetle söylenmediğini umuyorum.
İnsanlar ceza kanununa tabi, işlediği suçun karşılığını bilerek suç işliyor ve bunu yaparken cezalandırılmayı göze alıyor.
Başıboş köpeklerinse tabi olduğu bir kanun yok, hiçbir eylemlerinden sorumlu değiller. Kemiğimizi kıtır kıtır yiyebilecek güçte bir hayvan, sokakta sürüler halinde geziyor ve bize vereceği zarardan sorumlu değil, düşünebiliyor musunuz? Resmen insan öldürme özgürlüğü verilmiş bir hayvandan bahsediyoruz ve inatla sokakta kalmasını isteyenler var.
Ayrıca "neden bütün köpekleri öldürüyorsunuz, madem öldüreceksiniz, bari sadece saldırgan olanı cezalandırın" düşüncesi görmüştüm bir de.
E ama bu bir hayvan. Aklı yok ki. İnsan öldürdüğü için itlaf ettiğimiz köpeği görünce diğer köpekler bundan ders çıkarıp "aa insan öldürmemeliyiz, yoksa bizim de sonumuz böyle olur" mu diyecekler?
Özetle, içgüdüyle hareket eden ve öldürme kabiliyetine sahip hiçbir canlı başıboş kalmamalı.
Şimdi bilinen sorunları sıralayalım:
-Başıboş köpekler insanlara doğrudan saldırarak MADDİ ZARAR, PSİKOLOJİK TRAVMA, YARALANMA, ÖLÜM sonuçlarını doğurabiliyor.
-İnsanları kovalayıp trafik kazalarına sebep olarak da üstteki zararların tümünü doğurabiliyor.
-İnsan yaşam alanlarında kaşınarak, dışkılayarak parazit ve hastalık yayıyor.
-Başıboş köpeklerin beslenmesi için insan yaşam alanlarına dökülen hazır köpek yemi, yemek artıkları ve çiğ etler çevre kirliliğine sebep oluyor.
Başıboş köpeklerin doğrudan sebep olduğu bu zararlar dışında,
Belediyelerin milyonlarca liralık ihalelerle yem alması (ihaleye fesat karıştırılıyorsa bu da ayrı bir maliyet), bu hayvanların her türlü veterinerlik hizmetleri gibi maddi maliyetler,
Başıboş köpek ülkesi görünümü sebebiyle yabancı turistin kaçırılması yönüyle turizmin baltalanması,
Vatandaşlara tahsis edilmesi gereken park, yeşil alan, tesis gibi birçok yerin köpeklerce istila edilmiş olmasından, ayrıca mahallelerde birbirinin evinin-dükkanının önünde köpek besleme sebebiyle çıkan tartışma ve kavgalardan doğan sosyal sorunlar
Gibi ilk bakışta akla gelmeyen daha birçok zarara da sebep oluyor.
Kısırlaştır yerinde yaşat safsatasının neden çözüm olmadığını artık herkes biliyor. Öte yandan sokaklarımızda milyonlarca başıboş köpeğin dolaştığı da malum.
1932'de eminim başıboş köpek sayısı bugünkünden çok daha azken Atatürk, hem vatandaşın sağlığı ve can güvenliği açısından, hem de ekonomik açıdan en hızlı ve etkili çözüm yolu olarak itlafı uygulamıştı.
Ben Amerika'nın yeniden keşfedilmesine gerek olmadığını düşünen çoğunluk arasındayım.
Başıboş köpeklerin itlafı katliam değildir. Halk sağlığı için alınan bir tedbirdir.
At gözlüğüyle bakmayan akıl sahibi insanlar için, itlaf vicdansız bir uygulama da değildir çünkü yapılmadığı takdirde insanlar bu sorun sebebiyle ölmeye devam edecek, öte yandan yıllar ilerledikçe daha fazla sayıda köpeğin itlafı zorunlu hâle gelecek.
Toplumumuzun ve siyasetin doğru çözüm yolunu yürürlüğe sokmasını diliyorum.