Scudo Sports

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

Sorun kısırlaştırma da değil sokaklarda yaşayan köpeklerin kısır da olsa yaydıkları zoonoz hastalıklar. Bir köpek ve kedinin insanlara bulaştırdığı zoonoz hastalıkları engelleminin tek yolu onları 4 ve 6 aylık periodlarla iç ve dış parazitlere karşı ilaçlamadır. Sokaktaki köpeği parazitlere karşı nasıl ilaçlayacaksınız? Kim takip edecek 4 ve 6 aylık periodunun ne zaman dolduğunu hangisinin ne zaman ilaçlandığı nasıl bilinecek. Bu ilaçlama masrafını hangi belediye hangi bütçeyle ödeyecek. Kedisi, köpeği olan birine sorun bakalım yıllık bu ilaçlara ne kadar ödüyorlar. Bu iş bu kadar ucuz ve kolay olsa gelişmiş ülkler bunu yaparlardı neden onlar yapmıyor itlaf ediyorlar. Onlarda hiç hayvan seven yokmu Bu ülkelerde hiçkimse karşı çıkmıyor. Bu iş bilinç, eğitim işi duyguyla, acımayla, vicdanla olmuyor. Türkiye de ne kadar kist hidatik vakkası var biliyormusunuz. Avrupada hemen hemen hiç yokken bizde hastaneler bu hastalarla dolu. En iyi kist hidatik ameliyatı bizde yapılıyor çünkü bizim doktorlar çok deneyimli bu konuda devamlı ameliyat yapıyorlar. Avrupalı doktor bu ameliyatı düzgün yapamıyor tecrübesi olmadığından. Kist hidadikt insan içinde su dolu bir kese gibi ameliyatla bunu alırken eğer patlarsa hastanın heryerine yayılıyor ve kurtulamıyor. Ameliyatı tecrübeli birinin dikkatli yapması gerekiyor. Kist hidatik bu hastalıklardan sadece biri.

Türkiye'de İddia ettiğiniz kadar sık rastlanılan bir hastalık değil.

Hidatik kist hastalığı, bütün Dünya'da yaygın olarak görülür. Hastalık prevalansı ve insidansı için çeşitli çalışmalarda yüzbinde 1-500 arası değerler bildirilmiştir. Türkiye'de her 100 bin kişiden 0.8-6.6 kişi bu hastalık sebe- biyle cerrahi işlem görmektedir.
(link)
 
Scudo
Bu tartışma böyle toptancı yaklaşımlarla, yakıştırmalarla hiçbir yere gitmez. Heyecanı, coşkuyu bir tarafa koyup mantık, vicdan ve sağduyu dairesinde toplanalım.

Tamamen kavram kargaşalarının önüne geçmek için yazdım. Pratikteki gerçek öyle maalesef.
 
Türkiye'de İddia ettiğiniz kadar sık rastlanılan bir hastalık değil.

Hidatik kist hastalığı, bütün Dünya'da yaygın olarak görülür. Hastalık prevalansı ve insidansı için çeşitli çalışmalarda yüzbinde 1-500 arası değerler bildirilmiştir. Türkiye'de her 100 bin kişiden 0.8-6.6 kişi bu hastalık sebe- biyle cerrahi işlem görmektedir.
(link)
Yanlış bilgi yalnız akciğere bakmış olabilirler Türkiyede hangi istatistiğe güveneceksin ayrıca bu az gelişmiş ülkelerin hastalığı bizdeki gibi sokakları hayvan dolu. İngiltere de köpek ısırsa size kuduz aşısı yapmıyorlar bizde kuduzdan ğnsanlar ölüyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Kızılçam
Türkiye de ne kadar kist hidatik vakkası var biliyormusunuz. Avrupada hemen hemen hiç yokken bizde hastaneler bu hastalarla dolu.

Bunu yazdıktan sonra "Türkiyede hangi istatistiğe güveneceksin" diye yazmak biraz garip olmuyor mu?
 
  • Beğen
Tepkiler: Alazarhus
Türkiye'de İddia ettiğiniz kadar sık rastlanılan bir hastalık değil.

Hidatik kist hastalığı, bütün Dünya'da yaygın olarak görülür. Hastalık prevalansı ve insidansı için çeşitli çalışmalarda yüzbinde 1-500 arası değerler bildirilmiştir. Türkiye'de her 100 bin kişiden 0.8-6.6 kişi bu hastalık sebe- biyle cerrahi işlem görmektedir.
(link)
Türkiyede kist hidatik sık görülen bir hastalık ben doğuda bir çok hasta gördüm ki benim branşımla birebir ilişkili de sayılmaz
Yanlış bilgi yalnız akciğere bakmış olabilirler Türkiyede hangi istatistiğe güveneceksin ayrıca bu az gelişmiş ülkelerin hastalığı bizdeki gibi sokakları hayvan dolu. İngiltere de köpek ısırsa size kuduz aşısı yapmıyorlar bizde kuduzdan ğnsanlar ölüyor.
o çalışma hastalığı inceleyen bir göğüs cerrahi çalışması yaygınlığıyla ilgili bir şey göstermesi mümkün değil zaten
 
  • Beğen
Tepkiler: Sulemosso
Sokak köpeği tanımı bile bu işin doğasına aykırı. Bu hayvan insanla (sahibiyle) yaşamak üzere evrilmis. Sokakta yaşayan hayvan zaten halinden memnun değil, hastalıklara açık, saldırılara açık, hava olaylarına karşı bir korumaları yok, trafik kazasına açık, yetersiz beslenme, aclik, susuzluk v.s. bunlar yüzünden sefil kısa bir hayat yaşıyorlar.
Tamam sokakta yasasinlar, Peki bugun benim yaşadığım caddede 6 Köpek var "gecen sene hiç yoktu" seneye 12, öteki sene 24 ne zamana kadar sürecek bu "merhamet" ?
 
Son düzenleme:
Bunu yazdıktan sonra "Türkiyede hangi istatistiğe güveneceksin" diye yazmak biraz garip olmuyor mu?
Ben Türkiyedeji istatistiğe güvenmiyorum kendi gözlemlerimden de çıkarıyorum. Mesleğim köpeklerle uğraşmak olduğundan yıllarca sahiplerinin başlarına gelenlere şahit oldum özellikle bilinçsiz, köpeğine gerekli bakımı yaptırmayanların.
Bunu sizde gözlemleyebilirsiniz örneğin devlet hastanelerinde görevli dr. Yakınlarınız varsa cerrahi bölümlerinde karşılaştıkları vakkaları söyleyebilirler. Kapanmadan önce Gatada bir yakınım yatarken oradaki (link) konuşma arasında şu koğuşun büyük bölümü kist hidatikli askerler bunlar çoğunlukla köylerden gelen köpek ve koyunla yakın temas etmiş çobanlık yapmış çocuklardır demişti. Kendi veya bir yakınızın başına gelmeyen şeyler hiç yokmuş gibi zannedilir o kişiler tarafından.
 
Chatgptye konuyu özetlettim, vakit ayrılsa çok daha detaylı incelenebilir, ne o kadar vaktim var ne de bu forumda o kadar ayrıntılı konuşmaya gerek var

Kist hidatik (kistik ekinokokkoz), Türkiye’de önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Bu hastalık, Echinococcus granulosus adlı parazitin neden olduğu zoonotik bir enfeksiyondur ve genellikle köpekler aracılığıyla insanlara bulaşır. Kist hidatik en sık karaciğer ve akciğerlerde görülür, ancak diğer organlara da yayılabilir.


Görülme Oranları:


• Türkiye genelinde, kist hidatik enfeksiyonu insidansı oldukça yüksektir. 2020’lerde yapılan çalışmalarda, özellikle kırsal bölgelerde ve hayvancılıkla uğraşan kesimlerde daha yaygın olduğu belirlenmiştir.


• Kist hidatik vakalarının yaklaşık %50’si karaciğerde, %30’u akciğerde ve %20’si diğer organlarda görülmektedir.


• Özellikle doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinde, hayvancılığın yoğun olduğu yerlerde enfeksiyon oranları daha yüksektir. Örneğin, Van, Kars ve Erzurum gibi illerde yapılan çalışmalarda, enfekte hayvanların oranının %14-20 arasında olduğu bulunmuştur.
 
Suriyeliler Türkleri acımasızca öldürüyor diye tüm Suriyelileri gaz odasında uyutalım mı şimdi?

Bu mantık çocukça bir yaklaşım. İnsanla hayvanı bir tutma hastalığı gitgide yayılıyor maalesef.
İnsanlar suç işlediğinde birey olarak işledikleri suçun cezasını çekmeliler.
Başıboş köpekleri bireysel olarak cezalandırdığınızda diğer köpeklerin bundan ders çıkarıp ayağını denk alamayacağını zaten konuşmuştuk.
Kaldı ki köpekler cezalandırılamaz çünkü ortada işledikleri bir suç yok. Hayvan bunlar, eylemlerinden sorumlu değiller. Bu yüzden başıboş kalmamaları gerekiyor zaten.
İnsanla hayvanı bir tutmamayı öğrenmeliyiz artık. İtperestler de muhtemelen bu hatayla başlayıp bugünkü noktaya geldiler.
 
Bu yazılar okurken karşı komşumun eve kitleyip gittiği köpeğinin ağlamasını dinliyorum.
 
Kaldı ki köpekler cezalandırılamaz çünkü ortada işledikleri bir suç yok. Hayvan bunlar, eylemlerinden sorumlu değiller.

Şunu yazan kişi aynı zamanda birkaç köpeğin sebep olduğu olayları gerekçe göstererek yüzbinlerce köpeğin öldürülmesi gerektiğini de savunuyor.

Bu arada ülke gündemini değiştirmek adına konuyu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya atan AKP'liler de kamuoyundan yükselen tepkiyi görüp çark etmiş olacak ki şöyle bir açıklama gelmiş:

AKP milletvekili Abdullah Güler, köpeklerin uyutulup uyutulmayacağına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Buradaki hedefimiz mutlaka sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi, barınaklarda korunmasıdır. Herkesi tehdit eden bu hayvanları almak, barınaklarda beslemek ve sahiplendirmek. En sonunda saldırgan, kuduz tehlikesi taşıyan hayvanları da uyutmak. Bunları aşama aşama desteklenmesi gerekiyor” dedi.

Geleneksel köpek itlaf şenlikleriniz başka bahara kaldı artık...
 
Son düzenleme:
Çok üzgünüm.
Bu gelişmeler doğrultusunda birçok kedi ve köpek maması üreticisi iflas edecek.:agla::agla::agla:
 
  • Hahaha
Tepkiler: Alazarhus
Şunu yazan kişi aynı zamanda birkaç köpeğin sebep olduğu olayları gerekçe göstererek yüzbinlerce köpeğin öldürülmesi gerektiğini de savunuyor.

Köpeklerin uyutulmasının onları cezalandırmak olmadığını anlatmaya çalışıyorum ama belli ki nafile çabalıyorum. 🤦🏻

Üçüncü kez tekrar edeyim. İnsan suç işlediğinde cezalandırılır. Çünkü ceza kanununa tabidir.

Zararlı hayvanların itlafı ise bir cezalandırma değil, insan sağlığı ve can güvenliği için alınan TEDBİRDİR.

İnsan ve hayvan eşit değildir. Akıl sahibi insanlar olarak, bundan yoksun olan hayvanlar için tasarrufta bulunabiliriz. Bu cezalandırma, katliam vs. olmaz.
 
Köpeklerin uyutulmasının onları cezalandırmak olmadığını anlatmaya çalışıyorum ama belli ki nafile çabalıyorum. 🤦🏻

Üçüncü kez tekrar edeyim. İnsan suç işlediğinde cezalandırılır. Çünkü ceza kanununa tabidir.

Zararlı hayvanların itlafı ise bir cezalandırma değil, insan sağlığı ve can güvenliği için alınan TEDBİRDİR.

İnsan ve hayvan eşit değildir. Akıl sahibi insanlar olarak, bundan yoksun olan hayvanlar için tasarrufta bulunabiliriz. Bu cezalandırma, katliam vs. olmaz.

İnsan sağlığı ve güvenliği için bu meselede tedbir almanın yolu toplu katliam değil kısırlaştırmadır. Şimdiye kadar itlafı savunanların arasından "Bir dakika yahu. Bu makul bir çözüm olabilir. Hem köpek popülasyonu 3 senede yarıya inecekse neden olmasın" anlamında bir cümle sarfedeni duymadım. Varsa yoksa öldürelim. Yukarıdaki mesajda daha da tartışmalı bir konu var. Bir canlı düşünme yeteneğine sahip değilse onun bedeni, hayatı vs hakkında tasarrufta bulunabiliriz manasındaki sözlerden bahsediyorum. Avrupa'dan Amerika'ya giden "kurucu babalar" kıtanın yerlilerini soykırıma tabi tutarken "vahşilerle" savaştıklarını söylüyorlardı. Bir konu daha var. Yukarıdaki mesajlardan birinde "Bu konu vicdanla çözülmez" denilmiş. Yani meseleye yaklaşırken vicdanı evde bırakalım temennisinde bulunuluyor. Vicdan sahip olduğumuz en vazgeçilmez değerlerden biridir. Vicdan olmadan doğruyla yanlışı nasıl birbirinden ayıracağız?
 
Bilmediğimden soruyorum. Saldırgan bir havyan kısırlaştırıldığında uysal hale geliyor mu?
 
Şunu yazan kişi aynı zamanda birkaç köpeğin sebep olduğu olayları gerekçe göstererek yüzbinlerce köpeğin öldürülmesi gerektiğini de savunuyor.

Bu arada ülke gündemini değiştirmek adına konuyu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya atan AKP'liler de kamuoyundan yükselen tepkiyi görüp çark etmiş olacak ki şöyle bir açıklama gelmiş:

AKP milletvekili Abdullah Güler, köpeklerin uyutulup uyutulmayacağına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Buradaki hedefimiz mutlaka sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi, barınaklarda korunmasıdır. Herkesi tehdit eden bu hayvanları almak, barınaklarda beslemek ve sahiplendirmek. En sonunda saldırgan, kuduz tehlikesi taşıyan hayvanları da uyutmak. Bunları aşama aşama desteklenmesi gerekiyor” dedi.

Geleneksel köpek itlaf şenlikleriniz başka bahara kaldı artık...
Ya mehmet trolü zaten en başından beri konuşulan buydu sanki bir şey değişmiş ki bir de gelip buraya yazmışsın yine.
Daha taslağı okumamışsınız bile ama her şeye itiraz ediyorsunz. Köpekçi tayfanın tamamı böyle.
En baştan beri konuşulan şey toplanıp 1 ay sahiplenilmezse uyutulmasıydı zaten.
 
Bilmediğimden soruyorum. Saldırgan bir havyan kısırlaştırıldığında uysal hale geliyor mu?
Öyle olduğunu iddia eden yorumlara şahit olmuştum. Ancak sonuçta ortalama 40 kg ağırlığında dişli bir canlı.
 
Son düzenleme:
Bilmediğimden soruyorum. Saldırgan bir havyan kısırlaştırıldığında uysal hale geliyor mu?
Kısırlaştırmanın amacı köpek popülasyonunun kontrolsüz büyümesini önlemektir. Amaç saldırganlığı önlemek/azaltmak olmasa da o gayeye de hizmet edebilir. Hayvan kızana girmeyeceği için muhtemelen daha sakin olacaktır. Lakin bu konuda söylediklerim kişisel tahminden ibaret.
 
Bilmediğimden soruyorum. Saldırgan bir havyan kısırlaştırıldığında uysal hale geliyor mu?
Kısırlaştırılma 6 aylıktan önce yapılmışsa saldırganlığı önler. Fakat yetişkin saldırgan bir köpeği kısırlaştırırsanız saldırganlığı önleyemezsiniz çünkü artık bu öğrenilmiş bir davranıştır fakat şiddeti çok azda olsa azalır. Bunun yanında 6 aylıktan önce kısırlaştırılmış saldırgan olmayan köpek de içinde bılunduğu köpek sürüsünden veya insanların ona davranışından saldırganlığı öğrenebilir. 6 aylıkdan önceki kısırlaştırma öncelikle inter male ve female saldırganlığı önlemede işe yarar yani köpeğin köpeğe olan saldırganlığında. Kısırlaştırma köpek davranışlarını etkiler mesela 6 aydan önce kısırlaştırılan erkek köpek yetişkin oluncada ayağını kaldırıp her yere işemez.
 
birilerinin ciddi ciddi milyonlarca hayvanın toplanıp katledilmesini savunabilmesi çok garip. neyse ki böyle bir şeyin olmayacağına, farklı çözümler bulunacağına inanıyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet Altuğ
Geri