Scudo Sports

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

Çözüm olarak köpekleri uyutmadan ama hızlı bir şekilde uygulanabilecek bir yol bulunabiliyorsa, bu ne kadar pahalı yöntem olursa olsun; devlet elini taşın altına koyarak bunu yapmak zorunda. Ben en çok çözümün bu şekilde olmasını isterim. Çünkü köpeklere de kıyamıyorum :(. Aksi halde hiç bir köpek başıboş dolaşsın istemiyorum. Bunun en nizami, en insancıl ve en uygar şekilde olmasını istiyorum. Tasmalı, belgeli olarak sahipli şekilde olmasından yanayım. Öldürülmelerini bu yüzden istemiyorum ama başka çözüm bulunamayacaksa önceliğim çocuklarımızdır. :_(

*** Bir de bence bu yüzden ikiye bölünmeye gerek yok çünkü buradaki herkesin böyle düşündüğüne eminim. Saçma bir şekilde, taraf tutan holigan gibi ikiye bölünüp karşıya taş atmaya gerek yok. Çünkü çözümünü istediğimiz şey hepimizin aynı. Çözümün yönteminde bile hepimiz bence aynı şeyi istiyoruz. Dozajımız farklı sadece.
 
Scudo
İsterseniz önce bir terbiyemizi takınalım, ondan sonra medeni insanlar gibi tartışmaya devam edelim. Kimsenin hoplayıp zıpladığı yok; insan gibi meramımızı anlatmaya çalışıyoruz.

Konuya dönersek, eğer gündemdeki yasa söylendiği gibi çıkarsa, devlet sizin yaptığınız gibi bir ayrım yapmayacak. Kısırlaştırılmış, aşılanmış, site mahalle sakinlerinin bir şekilde bakıp beslediği veya barınaklarda beslenen tüm hayvanlar 30 gün sonunda bireysel olarak sahiplenilmez ise öldürülecekler.

Bu arada günümüzde hayvanlardan çok insanlar insanları öldürüyor. Ama çıkıp da "İDAM! İDAM!" diye bağırmıyoruz öyle değil mi? Çünkü insanlığın ortak vicdanı olarak o noktayı çoktan geride bıraktık.



İyilik yarıştırmıyoruz. Lakin kullandığınız en ilkel akıl yürütme yöntemi olan tümdengelim argümanlarınızı çürütmek için aksi yönde bir örnek veriyorum sadece. Hayattaki her şey sizin kafanızda kurguladığınız şekilde, kalıplarda gerçekleşmiyor.
Zıplamak kelimesinden ne anladınız bilmiyorum ama ortada terbiye takınacak bir durum yok.
Ben zaten ayrım yapılmamasını istiyorum, insanların barındığı yerler hayvanların serbest gezeceği yerler değil. Siz hayvan seviyorsunuz diye 5 10 yaşındaki çocuklar sevmek zorunda değil. Devlet uzun bir süre sonra olması gerekeni yapıyor.
Diğer arkadaşa söylediğim gibi insanla hayvanı bir tutmayı bırakın artık. 10 tane çocuk yapıp sokakta yaşayıp, millete saldırmıyoruz biz de sonuçta. Beynimiz var çünkü...
 
  • Beğen
Tepkiler: Sulemosso
"Bu ne kadar pahalı yöntem olursa olsun; devlet elini taşın altına koyarak bunu yapmak zorunda."

Bence bu da yanlış. Ben zaten deve yüküyle vergi veriyorum. Daha da artacağa benziyor. Birde bu yük eklenecek öyle m.?

O zaman öneri. Kayıtlı referandum yapılsın. İtlafa hayır diyenler sorumluluk alsın. Diyelim ki 10 milyon kişi hayır dedi ve 20 milyon sahipsiz köpek var. Hayır diyen her kişiye 2 köpeğin barınakta bakım masrafı yüklensin. Bir köpek ortalama 10 yıl mı yaşıyor 10 yıl her ay bakım masrafı kesilsin.

20 milyon sahipsiz köpeği kısırlaştırıp, üstüne de 10 yıl bakacak ne bütçemiz ne de alt yapımız var. Devlet değil vicdan şovu yapanlar üstlenmeli bedelini.

Hayvanlar dağda bayırda bir birini yerken, açlıktan ölürken, sıkıntı yok. Düzen için itlaf edileceği zaman hepsi çıkıyor piyasaya.
 
Aynen. Geçenlerde Iraklı bi göçmen, Türk öğretmenin başına 2 kurşun sıkarak öldürdü. Ondan önce de bir Suriyeli göçmen kiracısı olduğu Türk evsahibini öldürdü. Şimdi bunlar oldu diye Türkiye'de (Nasuh Mahruki'nin rakamlarıyla) 20 milyon arap göçmeni gaz odasına gönderip uyutalım mı yani. Türkiye'deki köpekler uyutulsun diyenlerin mantık bunun gibi.
Uyutulmasına karşıyım. Çin, Kuzey Kore gibi ülkelere satılıp ticari gelir elde edilsin.
Ve dahi ücretsiz hibede edilebilir.😉
Ben uyutulmasını istemiyorum. Gerekli iyileştirmeyi yapılıp tüketen ülkelere cüzi ücretle satılsın ki ülke ekonomisine katkıları olsun gider ayak.
Uyutmak denince döve döve öldürülmeyecek, ilaç kullanılacak ve bu da bir gider.
...
İyileştirmesine gider olmayacak sanki.😒
Dipçe: Bu arada şunlara göçmen demeyin.
 
Diğer arkadaşa söylediğim gibi insanla hayvanı bir tutmayı bırakın artık. 10 tane çocuk yapıp sokakta yaşayıp, millete saldırmıyoruz biz de sonuçta. Beynimiz var çünkü...

Bu hakkı, ayrıcalığı neye borçluyuz acaba? Bu dünyanın, evrenin sadece insanların yaşaması için yaratıldığı, insanın "eşref-i mahlukat" olduğu inancından mı ileri geliyor bu düşünce?

Oldu olacak köpeklerle başlamışken elimizi korkak alıştırmayalım. İnsanların "yaşam alanım" diyerek işgal ettiği her yerdeki kuşları, böcekleri falan da öldürelim; topyekün bir temizlik yapalım. Ne de olsa insan en değerli mahluk ve sadece onun yaşam hakkı kutsal.
 
  • Beğen
Tepkiler: Scott_Bisikletli
"Bu ne kadar pahalı yöntem olursa olsun; devlet elini taşın altına koyarak bunu yapmak zorunda."

Bence bu da yanlış. Ben zaten deve yüküyle vergi veriyorum. Daha da artacağa benziyor. Birde bu yük eklenecek öyle m.?

O zaman öneri. Kayıtlı referandum yapılsın. İtlafa hayır diyenler sorumluluk alsın. Diyelim ki 10 milyon kişi hayır dedi ve 20 milyon sahipsiz köpek var. Hayır diyen her kişiye 2 köpeğin barınakta bakım masrafı yüklensin. Bir köpek ortalama 10 yıl mı yaşıyor 10 yıl her ay bakım masrafı kesilsin.

20 milyon sahipsiz köpeği kısırlaştırıp, üstüne de 10 yıl bakacak ne bütçemiz ne de alt yapımız var. Devlet değil vicdan şovu yapanlar üstlenmeli bedelini.

Hayvanlar dağda bayırda bir birini yerken, açlıktan ölürken, sıkıntı yok. Düzen için itlaf edileceği zaman hepsi çıkıyor piyasaya.

"Devlet elini taşın altına koysun" demekle, bizlerin değil, kendilerinin ellerinden bahsettim. Bizlerden ekstra vergiyi yoluyla bizim elimizi taş altına soksun demedim. Devlet yönetimi yaptığı her işte kendini kayırıp halkın canına okuyor zaten. Bunu da hepimiz biliyoruz. Saraylarmış, ordu gibi korumalarmış, lüks makam araçlarıymış, şatafatlı yaşamlarıymış, itibardan tasarruf olmazmış vs. vs. biliyoruz bu durumu.
Artık bizim değil, kendi boğazlarını sıksınlar bi zahmet. Eklenecek yükü de kendilerinden feragat ederek kendi ellerini taşın altına sokarak karşılasınlar bi zahmet.
 
  • Beğen
Tepkiler: Scott_Bisikletli
"Devlet elini taşın altına koysun" demekle, bizlerin değil, kendilerinin ellerinden bahsettim. Bizlerden ekstra vergiyi yoluyla bizim elimizi taş altına soksun demedim. Devlet yönetimi yaptığı her işte kendini kayırıp halkın canına okuyor zaten. Bunu da hepimiz biliyoruz. Saraylarmış, ordu gibi korumalarmış, lüks makam araçlarıymış, şatafatlı yaşamlarıymış, itibardan tasarruf olmazmış vs. vs. biliyoruz bu durumu.
Artık bizim değil, kendi boğazlarını sıksınlar bi zahmet. Eklenecek yükü de kendilerinden feragat ederek kendi ellerini taşın altına sokarak karşılasınlar bi zahmet.

Öyle olacağını düşünüyorsanız başka bir boyutta yaşıyor olmalısınız. Tepkilerden korkup yasayı çıkartmazlarsa çözüm adına en iyi ihtimal iban verirler yada geçici deyip kalıcı vergi çıkartırlar.
 
Bu hakkı, ayrıcalığı neye borçluyuz acaba? Bu dünyanın, evrenin sadece insanların yaşaması için yaratıldığı, insanın "eşref-i mahlukat" olduğu inancından mı ileri geliyor bu düşünce?

Oldu olacak köpeklerle başlamışken elimizi korkak alıştırmayalım. İnsanların "yaşam alanım" diyerek işgal ettiği her yerdeki kuşları, böcekleri falan da öldürelim; topyekün bir temizlik yapalım. Ne de olsa insan en değerli mahluk ve sadece onun yaşam hakkı kutsal.
Zaten yapılıyor belediyeler her yaz sinekler ilaçla zehirleyip öldürüyor sizin gibileri hiç sineklerin yaşam hakkı var derken görmüyoruz. Fare zehri satılıyor markette gidip marketlere isyan ediyor musunuz farelerin de yaşam hakkı var diye. Bırakın bu iki yüzlülüğü. İnsan hayatını hayvan hayatıyla bir tutmayın artık. Hayvanlar insanlara zarar veriyorsa olacak şey bellidir.
Boşa dini falan da katmayın bu işe İslamiyete göre de insan hayvandan oldukça üstün bir varlık ve hayvanlar insanlar için yaratılmıştır. Ayrıca aşağılayıcı şekilde hayvanların kullanıldığı pek çok ayet vardır.
 
Dostum sen insanla hayvanı bir tutmaman gerektiğini ne zaman öğreneceksin.
Her düşüncen yarım ve saçma. Kimsenin Arap öldürmek istediği yok. Herkes kontrolsüz göçe ve bunun doğuracağı/doğurduğu sorunlara dikkat çekiyor.
Kimsenin Araplarla alıp veremediği de yok, burda alıp veremediğimiz sınırdan elini kolunu sallayıp gelen grupla.
Kendi kafanızdan saçma sapan sorun ve çözümler yaratıyorsunuz, tıpkı başıboş köpek olayındaki gibi...
Düzensiz, kaçak göçmenlere karşı olmayı ırkçılık sananların gerizekalı olduğunu düşünüyorum, kim kontrolsüzce ne idüğü belirsiz insanların nesillerce savunduğu sınırlardan elini kolunu sallayarak girip sevdiklerinin arasında gezmesini ister ki?
İsterseniz önce bir terbiyemizi takınalım, ondan sonra medeni insanlar gibi tartışmaya devam edelim. Kimsenin hoplayıp zıpladığı yok; insan gibi meramımızı anlatmaya çalışıyoruz.

Konuya dönersek, eğer gündemdeki yasa söylendiği gibi çıkarsa, devlet sizin yaptığınız gibi bir ayrım yapmayacak. Kısırlaştırılmış, aşılanmış, site mahalle sakinlerinin bir şekilde bakıp beslediği veya barınaklarda beslenen tüm hayvanlar 30 gün sonunda bireysel olarak sahiplenilmez ise öldürülecekler.

Bu arada günümüzde hayvanlardan çok insanlar insanları öldürüyor. Ama çıkıp da "İDAM! İDAM!" diye bağırmıyoruz öyle değil mi? Çünkü insanlığın ortak vicdanı olarak o noktayı çoktan geride bıraktık.



İyilik yarıştırmıyoruz. Lakin kullandığınız en ilkel akıl yürütme yöntemi olan tümdengelim argümanlarınızı çürütmek için aksi yönde bir örnek veriyorum sadece. Hayattaki her şey sizin kafanızda kurguladığınız şekilde, kalıplarda gerçekleşmiyor.
bilimsel araştırmalarla ilgili nasıl bir eğitim aldınız bilmiyorum ama ben doktora düzeyinde eğitim almış biri olarak tümdengelim vs. yorumlarınızın pek doğru olmadığını söyleyebilirim. İnsanlar patern okur ve bunları gruplayarak geneller, ona göre de davranış takınır. siz de o genellenen gruptan değilseniz üzerinize alınmazsınız olur biter.
Zaten yapılıyor belediyeler her yaz sinekler ilaçla zehirleyip öldürüyor sizin gibileri hiç sineklerin yaşam hakkı var derken görmüyoruz. Fare zehri satılıyor markette gidip marketlere isyan ediyor musunuz farelerin de yaşam hakkı var diye. Bırakın bu iki yüzlülüğü. İnsan hayatını hayvan hayatıyla bir tutmayın artık. Hayvanlar insanlara zarar veriyorsa olacak şey bellidir.
Boşa dini falan da katmayın bu işe İslamiyete göre de insan hayvandan oldukça üstün bir varlık ve hayvanlar insanlar için yaratılmıştır. Ayrıca aşağılayıcı şekilde hayvanların kullanıldığı pek çok ayet vardır.
hadi diyelim ki sineklerin bilinci yok (öyle savunuluyor) peki fareler? onlar da canlı değil mi? herkes farelerden iğreniyor çünkü evrimsel olarak farelerle olan çok fazla hastalığa maruz kalıp, kitlesel olarak öldük. fareleri de barınağa koyalım o zaman evlerimizin bahçesinde öldürenlere cani diyelim, ama yapmıyoruz çünkü kültürel olarak normalleştirmişiz.
 
Son düzenleme:
Ben sizin mesajları begeniyordum, şimdi o begenleri çekiyorum.
Peki!
Sizinle tartışmayacağım çünkü konuşma kabiliyeti pek iyi olmayan sade biriyim. Süslü püslü sözler söyleyemem.
Sanal ortamda da tartışma bundan öteye gidemediği için bana müsade der aynada kendinizle oynamanızı tavsiye ederim.
 
Boşa dini falan da katmayın bu işe İslamiyete göre de insan hayvandan oldukça üstün bir varlık ve hayvanlar insanlar için yaratılmıştır. Ayrıca aşağılayıcı şekilde hayvanların kullanıldığı pek çok ayet vardır.
Hatlar baya karışmış. Mehmet Altuğ da İslam isimli ideolojinin bu tarafını (insanı hayvanlardan üstün görmesini) eleştiriyor zaten?
 
Hala saçma sapan örnekler vererek olayları sulandırmak isteyen arkadaşlar var. Neymiş doğadaki herşeyi öldürelim o zaman, yav sizin hiç orta yolunuz yokmu. Yoksa gerçektende ruhsal sorunlarınız mi var. Şehirler bu hayvanlar tarafından istilâ edilme noktasına geldi. Hala saçma örneklerinizle olayları tiye alıyorsunuz. Bana göre köpeğin canı, bir insanın yada bir çocuğun canından daha değerli olamaz. @Cemal Ç. Melasef o kadının yaptığı yorum gördüm hemde X de ama altında 400 küsur yorum vardı. Millet ağzına geleni sayıyordu.👌
 
Peki!
Sizinle tartışmayacağım çünkü konuşma kabiliyeti pek iyi olmayan sade biriyim. Süslü püslü sözler söyleyemem.
Sanal ortamda da tartışma bundan öteye gidemediği için bana müsade der aynada kendinizle oynamanızı tavsiye ederim.

Sizinle tartışmadım ki ? Dolaylı yoldan sinsi mesajlar gönderme çabanıza bir tepki gösterdim.

Bir de "Suriyelilere göçmen demeyin" demene karşılık "göçmenlere ne diyelim" diye sordum ancak yanıt alamadım.

Fransa'ya göçmen olarak gittiğin için mi göçmen sözü üzerine öyle dedin ?
 
Sokaktaki köpekler kedileri öldürüyor, kediler kuşları öldürüyor, kedi köpek maması yapmak için otobur hayvanlar öldürülüyor, kimi kimden kurtaracaklar.
Bazı kedi, köpek sahipleri vegeteryan, hayvanlara acıyor ve öldrülmesin diye et yemiyorlar ama besledikleri kedi ve köpekleri vegetaryan besleyemezler ölür bu hayvanlar. Kendi et yemiyor ama beslediği hayvana aldığı mama için de hayvanlar öldürülüyor. O ölen hayvanlar için sesi çıkmıyor.
Yada akşam gidip keababını, ızgarasını yeyip rakısını içiyor sabahta hayvanlar öldürülmesin diye bağırıyor. O akşam yediğin kebapları ağaçtan toplamıyorlar.
 
Berlinde müzede çektim bu fotoğrafı, Afrikadan Avrupaya olan göçümüzden sonra biz (homo sapiens) neandertalleri katlederek türlerini yok ettik. Biz vahşi bir türüz, bunu tamamen unuttuğumuz için birine zarar veren veren birini görünce bu insan değil diyoruz.... şunun şurasında sadece 1 asırdır topluca insan öldürmek kınanan ayıplanan bir şey oldu ama halen de topluca insan öldüren de çok insan var.
IMG_4053.jpeg
IMG_4052.jpeg
 
  • Beğen
Tepkiler: Scott_Bisikletli
Organize olamayan ve sadece yakınan bir topluluğa karşın hızlı biçimde organize olup devletin her bileşenini baskı altına almaya çalışan, politik olarak becerikli bir grup var. Bu nedenle mevcut hükümet her ne kadar daha önce kendi kitlesi dışındaki kesime gerektiğinde kulak tıkayabiliyor olmuş olsa da köpek konusunda irade gösteremiyor. Burada köpekler için uyutma uygulamasını destekleyen insanların sayılarını ve isteklerini merkezi iradeye duyurmaları gerekiyor. Güvenli Sokaklar gibi birkaç STK işin peşinde olsa da genel halk kitlesinin artık sesini daha gür çıkarması gerekli. Hükümet her ne kadar ideolojik yanı olan bir yapı olsa da bazı kritik konularda halkın ne istediğini çok iyi gözlemleyebiliyor ancak köpek konusunda daha da büyük bir halk desteğini görmek istiyor belli ki.

Merkezi yönetime ve yerel yönetimlerimize gerekli dilekçeleri ve şikayetleri ulaştırmalı, elimizi taşın altına koymalıyız.

Ben; gerek ülkemizdeki iş ahlakı, gerek kurumların sorumluluktan kaçma yoluna gitmesi nedeni hem de muhalefetin bu konuda atıl kalarak halkın isteklerine geç cevap verip, bu karara karşı çıkması nedeniyle başarıya zaten ulaşamayacak ölü doğmuş bir çözüm denemesi olacağını düşünüyorum. En azından şimdilik; çünkü köpeklerin sayısı neredeyse logaritmik olarak artıyor, bir kırılma noktasına ve daha kötü, gerici uygulamalara yol açabilir bu durum.
 
Sizinle tartışmadım ki ? Dolaylı yoldan sinsi mesajlar gönderme çabanıza bir tepki gösterdim.

Bir de "Suriyelilere göçmen demeyin" demene karşılık "göçmenlere ne diyelim" diye sordum ancak yanıt alamadım.

Fransa'ya göçmen olarak gittiğin için mi göçmen sözü üzerine öyle dedin ?
Asla dolaylı yoldan sinsi şekilde yazmıyorum. Dosdoğru "TÜRKİYE'DE Kİ SOKAK KÖPEKLERİ TOPLANIP KÖPEKLERİ YİYECEK OLARAK TÜKETEN ÜLKELERE SATILSIN" diyorum.
Türkiye'de şu an göçmen değil istilacı bir gurup hastalık bulunuyor.
Beni araştıracağınıza önünüze bakın.
LÜTFEN BANA DAHA FAZLA SİZİNLE MUHATTAP OLMAM İÇİN CEVAP HAKKI DOĞURMAYIN.
 
Bu aşırı çoğalan saldırgan sahipsiz sokak hayvanları nedenlyle Hindistan la aynı sınıfa girdik.
Politikacıların eskiden dediği gibi: bunlar normal, Hindistan da da oluyor böyle şeyler.
Bu arada Hindistan a iş ziyaretine giden arkadaşım, orada fabrikanın tavanını maymunların bastığını, vatandaşların kakasını sokakta yaptığını, herkesin sokakta burnunu kaşıdığını vb daha fazla devam edemeyeceğim konular olduğunu anlattı.

hindistan da da oluyor böyle şeyler.:)

ama Türkiye mavi bayraklı plajlar ve turizmden kazanç elde eden ülke.:)

’Kriter 23: Köpeklerin ve diğer evcil hayvanların plaja erişimi sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir. Yardım köpekleri dışında köpek veya evcil hayvanların Mavi Bayraklı bir plajda veya daha büyük bir plajın parçası olan Mavi Bayraklı alanda bulunmasına izin verilmez. Evcil hayvanların varlığına yerel ve ulusal mevzuat tarafından izin veriliyorsa; hayvanlara yalnızca iç plaj alanındaki park alanlarında, yürüyüş yollarında ve gezinti yerlerinde izin verilir ve hayvanlar kontrol altında olmalıdır.
"Bu ne kadar pahalı yöntem olursa olsun; devlet elini taşın altına koyarak bunu yapmak zorunda."

Bence bu da yanlış. Ben zaten deve yüküyle vergi veriyorum. Daha da artacağa benziyor. Birde bu yük eklenecek öyle m.?

O zaman öneri. Kayıtlı referandum yapılsın. İtlafa hayır diyenler sorumluluk alsın. Diyelim ki 10 milyon kişi hayır dedi ve 20 milyon sahipsiz köpek var. Hayır diyen her kişiye 2 köpeğin barınakta bakım masrafı yüklensin. Bir köpek ortalama 10 yıl mı yaşıyor 10 yıl her ay bakım masrafı kesilsin.

20 milyon sahipsiz köpeği kısırlaştırıp, üstüne de 10 yıl bakacak ne bütçemiz ne de alt yapımız var. Devlet değil vicdan şovu yapanlar üstlenmeli bedelini.

Hayvanlar dağda bayırda bir birini yerken, açlıktan ölürken, sıkıntı yok. Düzen için itlaf edileceği zaman hepsi çıkıyor piyasaya.

bir köpeğin aylık bakımının en az 1.000 tl olduğunu varsayarsak, 10.000 tl lik emekli maaşı alanlardan 1.000 tl kesinti yapılması gerekir
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Ben uzun süredir bisiklete binmiyorum başı boş sokak köpekleri yüzünden bıraktım. Forumada epeydir girmiyordum çünkü bisiklet ile bağımkalmadı öyle bir kenarda duruyor. 2014 yilindan beri keyifle sürdüğüm bisikletimi travma yüzünden süremiyorum. Çünkü hiç rahat yok son yaşadığım olayda yeter artık dedirtti. Rahat rahat kafa dinleyerek ufak kırsal bir alanda bisiklet sürerken ne olduğunu anlayamadan köpek sürüsü saldırısına uğradım. Ayak kısmına saldırdı biri ayakkabım parçalandı. Bisiklet ile kendimi bağırışlar arasında koruma calistim. O an neler yaşadığımı hatırlamak bile istemiyorum. Yani illa çocuğunuzu, eşinizi dostunuzu köpek parçalayınca mı anlayacaksınız olayın ciddiyetini. Kaç tane olay oldu kaç çoçuk, genç, yaşlı öldü. Bitlis'te kuduzdan 10 yaşında çoçuk öldü daha ne istiyorsunuz aynısı başınıza mı gelsin?

Resmi gazete 1932 o zaman bu kadar bile köpek yoktur sokaklarda şimdi milyonlarca var. Bu ülkede çoçuğuna et yediremeyen süt içiremeyen milyonlar var. Gidip bu insanların vergisiyle köpek beslenecek yıllarca öyle mi? Gelişmiş ülkeler sokaktaki hayvana bakmak istememiş biz yıllarca köpek besleyeceğiz. Bu kadar hayvanı kısırlaştır, besle, aşısını yap, barınak yap. Çözüm belli;

Atatürk Dönemi, 13 Haziran 1932: 'Sahipsiz Olan Bütün Köpekler İtlaf Edilecektir'


f778bffb02e212216093fa78c4e7bd3c.jpeg
Basibos sokak kopekleri itlaf edilsin diyenlere agiza alinmayacak hakaretler eden Ataturk'cu tiplere "ayni seyleri Ataturk icin niye soylemiyor sunuz?" diyorum, tek kelime etmiyorlar...
Çözüm olarak köpekleri uyutmadan ama hızlı bir şekilde uygulanabilecek bir yol bulunabiliyorsa, bu ne kadar pahalı yöntem olursa olsun; devlet elini taşın altına koyarak bunu yapmak zorunda.
Devlet kim yahu? Devlet odesin demek parasinin hepimizin cebinden cikmasi demek.
Olusmasinda hicbir katkimin olmadigi bir sorunun faturasini ben niye oduyorum? O kadar kopeksever var, pamuk ellerini ceplerine bir zahmet ativersinler
 
Son düzenleme:
Geri