Baltıklar'dan Karadeniz’e : Talin-Odesa Bisiklet turu

mariokaldato

En yeniden bir önce kayit olan adam
Kayıt
1 Ağustos 2015
Mesaj
10.978
Tepki
34.466
Şehir
Bursa
İsim
Raşit Cumhur Çakın
Başlangıç
1980—81
Bisiklet
Merida
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Bende komodor dayiya cok pis kil oldum iyi mi ? Burdaki torpilli mübaşirlere benziyor adamin hayati yada hastane gorevlilerine
 
  • Beğen
Tepkiler: five
Scudo

küpçü

Daimi Üye
Kayıt
13 Haziran 2014
Mesaj
243
Tepki
2.414
Şehir
izmir
Bisiklet
Cube
Bence cok kotu bir tur olmus. Gittigin sehirleri iyice gezmeden, gormeden, havasini almadan arkandan atli kosturur gibi bir sehirden baska bir sehre pedallayip durmussun.
 
  • Beğen
Tepkiler: five

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.955
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@küpçü
Merhaba @küpçü
'Kötü' görecelidir. Ben şahsen yolda olmaktan çok zevk alıyorum. Turu da, belirttiğim üzere sınırlı bir süre için planladım. Belirli noktaları sınırlı da olsa gezme şansım oldu. Talin, Minsk, Kiev - Hatta 1 ek gün ayırdım Kiev'e- de gezme şansım oldu. Sınırlı tur süresinde bu tür uzun 'hedef rotalar için bunu yapabildim.
Daha güzellerini sizlerden okuyalım.

Kazasız ve keyifli turlar
five
 

pedalterapi

Daimi Üye
Kayıt
24 Ekim 2017
Mesaj
251
Tepki
1.136
Yaş
38
Şehir
ankara
İsim
erhan erdem
Bisiklet
Carraro
Takipteyiz ilgiyle ve merakla
 
  • Beğen
Tepkiler: five

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.955
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
10.Gün : Chernihiv-Kiev(23/08/2017)

Sabah eşyaları toplayıp yola koyulmam hep zamanımı alıyordu. Bir gece önce öyle dağılıyordum ki… Bu sabah da aynı şekilde alelacele toparlanıp yola koyuldum. Bugünkü rotamda anayolda ayrılıyordum. Dostdoğru Kiev’e giden ana yol yerine ona paralel giden, haritada, Dinyeper Nehri’nin rezervuarının yakınından geçen yolu işaretlemiştim kendime.
Hava yağışlı değildi ama gün içinde ıslanacağım kesindi. :) Chernihiv’in çıkışını geçip ana yola veda etmiş ve iki tarafı yeşil ve dar olan bir yola girmiştim. Birden dün gece otel odasındaki televizyonun yanındaki fişe taktığım küçük farımı almadığım aklıma geldi. Her şeyi hızlıca toplamaya çalışırken gözümün önünde olmadığı için farı almayı unutmuştum. Önce geri dönmeyi düşündüm ama epeyce bir yol gelmiştim ve geri dönüp tekrar bu noktaya gelmem neredeyse 1,5-2 saatimi alacaktı. Kiev’e geç kalmama hatta belki de varamamama sebep olacaktı. Ben de yola devam etme kararı aldım. Farı arkada bırakmıştım. Otele internette ulaşıp göndermelerini isteyebilirdim ama belki de kargoyu benim ödemem astarını yüzünden pahalı bir hale de getirebilirdi. Neyse artık yoldaydım. Dönüp dönmeme konusundaki ikilemi kafamda çözmüştüm ama haritada konumumu kontrol ettiğimde gördüm ki batıya doğru gidiyorum ve gitmem gereken yoldan giderek uzaklaşıyorum. Önümde ana yola dönebilecek bir bağlantı yolu olup olmadığını kontrol ederken bir ara yolun gitmem gereken istikamete bağlandığını gördüm. Yoluma devam edip bağlantı yolunun girişinden sola döndüm. Girdiğim yol dar ve az kullanılan bir yolda ama zarar görmüş olmasına rağmen asfalttı. İki tarafı sık ağaçlarla kaplı olan dar yol çok güzel bir görüntü sunuyordu önüme. Yaklaşık 10 km.lik bir mesafe ile asıl yola döndüm. Bu yol da yeşil ama çok daha geniş bir yoldu. Tabi kenarlardaki emniyet şeritleri hak getire…
Yol devamında bir milli parkın sınırları içinden geçiyordu. Yol üzerinde de 7-8 tane köy bulunuyordu. Ben, rahatlıkla yiyecek birşeyler bulurum diye düşünüyordum ama bir ‘magazin’ bile göremiyordum. :) ‘Magazin’ yazısı görebildiğim yerler de terk edilmiş bir görünümdeydi. Sonunda, yola 30 -40 m. uzaklıkta bir magazin buldum. Aradaki yol bildiğiniz kumdu. Bisikletten inip elime alarak geçtim bu kumluk alanı. Bakkala girdiğimde, her zamanki gibi, orta yaşın üzerinde bir hanım teyzeyle göz göze geldim. Hafif bir baş selamı verip ne yiyebilirim diye etrafı kesmeye başladım. Gofret, içecek ve kurabiye buldum yemek için. Bir de su tabi. Parasını verip dışarı çıktım. Bakkalın kenarındaki duvarın üzerinde etrafıma baka baka yemeye başladım. Bakkal teyze ve efradı da beni inceliyorlardı. Kumu engelini geçip tekrar yola döndüm. Karnımı doyurmak değil de kendimi kandırmıştım. Gofretin ve kurabiyenin kalanını da yanıma almıştım. Yol yemyeşildi ve tek tük araba geçiyordu. Bazen her iki yanda sık ormanlar bazen de geniş düzlükler vardı. Suyumun azaldığını düşünüp bir yerlerden su almak istedim ama hiçbir yer yoktu su alacak. Köyün birinde, yolda gençleri görüp “water”,”aqua”,”su” diye seslendim elimdeki matarayı gösterip. Gençlerden bir öne atılıp beni yolun karşısına yönlendirdi. Orada bir kuyu vardı. Kovayı atıp su çekmeye başladılar. Nasıl bir su gelecek acaba diye bakarken kovanın içinde yüzen bir sürü partikül görünce yüzümü ekşittim. Gençler de suyu beğenmeyip (bu kuyunun suyunun daha önceden de içildiğini sanmıyorum ama) karşıdaki eve yönlendiler. Ev sahibi olan benden mataramı alıp eve girdi. Kısa süre sonra geri dönüp bana dolu matarayı verdi. Teşekkür edip yola devam ettim. Aklımda kuyudan çıkan suyun görüntüsü vardı. Gençlerden aldığım suyu zorunlu olmadıkça içmemeye karar verdim. Ne olur ne olmaz mideyi bozmayalım. :)
Düz ilerleyen yol 90 derece sağa dönüyordu tam karşısındaki kapıya gelmeden önce. Ne olduğunu merak ettim. Rotayı hazırlarken burada yolun bir yerin çevresinden geçtiğini görmüştüm. Orası burasıydı ve gördüğüm kadarıyla askeri alandı. (Yazıyı hazırlarken burasının 169. Desna Askeri Eğitim merkezi olduğunu gördüm GoogleMaps’te.) İleride, 2 askerin nöbet tuttuğu kapıda 2 köpek havlamaya başladı. Ben yanlarından geçerken de peşime takıldılar. Epeyce kovaladılar beni. Ben istifimi bozmadan klasik bir “Hoşt !” savunmasıyla pedallara asıldım ve yola devam ettim. Eminim askerler de epeyce gülmüştür arkamdan. Yol önce sola, ardından tekrar sola dönüp en sonunda sağa dönerek Kiev istikametine yöneldi. Sağa dönüş aslında ana yola bağlantı şeklindeydi. Kavşağın köşesine yerleştirilmiş bir tank gördüm. Durum fotoğrafını çektim çaktırmadan ama uzun bir süre gelen var mı diye de kontrol ettim arkayı. Öğleden sonra yağmur henüz başlamamış ama hava çok kapamıştı. Yol kenarında bir magazin görünce durup kısa bir mola vermek istedim. İçeri girmemle gökgürültüsünü duyup çıkmam bir oldu. Bardaktan boşanırcasına bir yağmur başladı. Bisikleti bakkalın sundurmasının altına koymam bile sırılsıklam olmama yetmişti. Bir şeyler atıştırdıktan sonra giyinip yola çıkmaya hazır hale gelmiştim. Yağmur da azalmıştı. Uzun bir süre yağmur altıda pedal bastım. Akşam saatlerinde, Kiev’in kuzeyinde, Dinyeper Nehri’nin üzerindeki baraja vardım. Bu baraj öyle büyük bir göl oluşturmuştu ki bir deniz kıyısı hissi veriyordu insana. O derece uçsuz bucaksız görünüyordu. Yol barajın üzerinden geçiyordu. Trafik de oldukça yoğundu. Ana yoldan Kiev’in merkezine doğru epeyce uzun bir yolu kat ettim gece vakti. Hem yoğun trafik hem uzun yol sebebiyle hâlâ varamamıştım ulaşmak istediğim yere. Haritada işaretlediğim oteller bölgesine. Sonunda merkeze ulaştığımda da tavana vurmuş açlığımı gidermek için, yolda gördüğüm Dominos Pizza’ya çöküp orta boy biz pizzaya gömüldüm. Pizzayı gövdeyle bütünleştirdikten sonra bir iki denemeyle kalacak bir yer buldum. Geç vakitte, ıslak ama karnı tok bir biçimde huzura ermiş Kiev’e varmıştım.

Mesafe (Km.) : 160,74 km.
Yolda Geçen Zaman : 09:43 saat
Ortalama Hız : 16,50 km/s
Max. Hız : 39,0 km/s
Yükseklik kazancı : 401 m.
Yükseklik kaybı : 389 m.
Min Yükseklik : 45 m.
Maks Yükseklik : 142 m.
Ort. Sıcaklık : 14,9 derece

Chernihiv çıkışında yanlış yola girince asıl gitmem gereken yola ulaşmak için girdiğim yemyeşil ara yol.


Kiev’e giden ara yol




169. Desna eğitim merkezi’nin girişi

Birşeyler atıştırmak için girdiğim bakkalın girişinde, 2 Eylül 2017 Ukrayna-Türkiye maçının posteri


Kiev’in kuzeyindeki barajın üstündeki yol.

Dinyeper Denizi :)

Sonuda Keiv’deyim

Kiev’de gece soğuk
 

kadir karakaya

Forum Demirbaşı
Kayıt
10 Mart 2015
Mesaj
561
Tepki
492
Şehir
Aydin
İsim
kadir
Bisiklet
Bianchi
Baktıkça içim açılıyor, ferahlıyorum. Daha sonra da kıskanmaya başlıyorum. Keşke ben de böyle gezebilsem. Ne bacağım, ne cesaretim, ne de yüreğim yeter. Bu fotoğraflardan çok hoşuma gitti. Fotoğrafların devamını beklerim. Kazasız belasız keyifli turlar size.
 
  • Beğen
Tepkiler: historiyst ve five

recep24ank

Forum Bağımlısı
Kayıt
12 Kasım 2008
Mesaj
1.540
Tepki
4.634
Yaş
44
Şehir
Sakarya Adapazarı
İsim
Recep Eşref ÇINAR
Bisiklet
Carraro
Takipteyiz. Gerçekten mükemmel.
 
  • Beğen
Tepkiler: five

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.955
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
11. Gün : Kiev (24/08/2017)
Tur arkadaşım ve aynı zamanda kuzenim Gökalp’le Kiev’de buluşacaktık. O, bir iki gün önce gelecekti hatta. Bisikletini de geçen sene değiştirmiş ve ikinci el aldığı (Gürcistan ve Balkan turlarını yaptığımız) Merida Crossway’i elden çıkarıp Bisiklet Sepeti’nden bir Marin Gestalt almıştı. (İstanbul’dan Ankara’ya da ben götürmüştüm arabayla) Gökalp biletini almış, bisikletini de paketlemişti. Hatta nasıl paketleneceğini de konuşmuştuk. Kısacası her şeyi hazırdı ama… Belarus’tayken beni aramış gelemeyeceğini söylemişti. ODTÜ’de Kimya Mühendisliği okurken tekrar sınava girip Bilkent İşletme’yi kazanmıştı ve önünde aşması gereken çok önemli bir sınav vardı. Hazırlık atlama sınavı. Doğal olarak da çalışması gerekiyordu çünkü oldukça ciddi ve zor bir sınavdı. ODTÜ’deki 4 seneden sonra bir sene daha kaybetmemek önemliydi. Ben de kendisine sınava hazırlanmanın daha önemli olduğunu söyledim. Turlar başka zaman da yapılabilirdi. Sonuçta turun geri kalanında da yalnız olacaktım ve dolayısıyla yurtdışındaki 4. turumu yalnız gerçekleştirmiş olacaktım. Eşimle bu durumu paylaştığımda devam etmeyi düşünüp düşünmediğimi sordu. Devam etmekten kastı Odessa’dan devam etmekti. İlk planım Odessa’dan gemiyle dönmek olduğu ve sonra yolu uzattığım için soruyordu bunu ama aslında devam etmemi istemiyordu. Bunu da “Bulgaristan’dan yalnız geçmeni istemiyorum.” diyerek ifade edecekti. Hak verdim kendisine. 10 gündür yalnızdım ve bu sebeple ailem tedirginlik yaşıyordu ama yalnız devam edersem onları daha fazla tedirgin edecektim. Bir de Bulgaristan konusu vardı tabi. Ön yargı oluşturan çok hikaye duymuştuk. Soygun, gasp, rüşvet vs. Ben de eşime devam etmeyeceğimi söyledim. Kısacası önümde Odessa’ya kadar yol kalmıştı. Planımı ona göre yapıyordum. Bugünü de Kiev’e ayırmıştım.
Sabah hava güzel görünüyordu. Kaldığım otelin kahvaltı mekanı manzaralıydı. Etrafı seyredip fotoğrafladım. Haritadan gezineceğim istikametleri belirleyip yürümeye merkeze doğru yürümeye başladım. Bugünün bir özelliği de Ukrayna’nı Milli Günü olmasıydı. Etraf, Ukrayna bayrağının renkleriyle donatılmıştı: Sarı-mavi… Ama benim gibi bir Fenerbahçeli için sanki Sarı -Lacivert’ti. :)
Tarasa Schevchenko Bulvarı’ndan nehir istikametine doğru merkeze yürüdüm. II. Dünya savaşı anısına dikilmiş obelisk (dikilitaş) yolun ortasında duruyordu tüm heybetiyle. Tepesinde de bir yıldız… Cadde üstünde klasik otomobilcileri gördüm grup halinde. Kütüphane ve tiyatro binalarını sağlı sollu yer alıyordu. Daha sonra 11. Yüzyılda yapılan Golden Gate’e yönlendim. Bilet alıp içeri girdim. Dışarıdan, kızıl tuğlalarıyla çok heybetli görünen yapının içinden merdivenle üzerine çıkılıyordu. Etrafı seyretmek için de güzel bir noktaydı. Her kat geçişinde de küçük sergiler yer alıyordu. Biraz zaman geçirdim tepesinde hem fotoğraf hem de seyir için. Hava kapalı ve serindi ama henüz bir yağmur emaresi yoktu. Altın Damlı Kilise’nin önündeki meydan bariyerlerle ayrılmıştı. Protokole ilişkin bir hazırlık vardı sanki. Etraf da sarı maviydi. Buralarda bir tören yapıldığı ya da yapılacağını anlamıştım. Etraf oldukça kalabalıktı. Genci yaşlısıyla insanlar ve benim gibi turistler doldurmuştu meydanı. İnsanlar yerel kıyafetlerini giymişti. Hani şu yakaları ve kolları işli olan. Askerler her türlü madalyalarını, nişanlarını vs. takmışlardı. Gururlu bakışlar fırlatıyorlardı etrafa. Birden, kilisenin önündeki platforma bir kadın çıktı ve milli marşlarını söylemeye başladı. Herkes hazırolda durup bir ağızdan eşlik ediyordu. Aynı bizim İstiklal Marşını söylerkenki halimiz gibi coşkulu ve gururluydular. Havada çok yoğun bir milliyetçilik duygusu hakimdi. Kadın, çocuk, yaşlı, genç, asker, sivil… Herkes bugünü kutluyordu.
Altında Damlı kilisenin içine girdim. Geniş avluyu geçip kilise binasının içine girerken parıl parıl parlayan kubbeye bakıp “Gerçekten altın olabilir mi?” diye geçirdim içimden. Kilisenin içinde ayin vardı. İki papaz karşılıklı ilahi söylüyordu. Giren insanlar da İsa heykellerinin karşısında dua ediyorlardı. Kimseyi rahatsız etmemek için fotoğraf çekmeye yeltenmedim. Kısa süre sonra çıkıp yoldan aşağıya yürümeye devam ettim. Aşağı eğimli sokağın ucunda Khreschatyk Caddesi vardı. Burada kalabalığın daha da arttığını gördüm. Sebebi, tıpkı bizim eski 29 Ekim bayramlarında tank ve diğer askeri araçların resmi geçitlerde sergilenmesi gibi, genişçe bir alanda sağlı sollu durmasıydı. Tanklar, kamyonlar, roketatar araçlar, ambulanslar vs. çeşit çeşit araçlar ve üzerinde her yaştan çocuklar, onların fotoğrafını çekmeye çalışan anneler, babalar… Gerçekten çocukluğumdaki bayramlarımız gibiydi. Çocukların çığlıkları, insan topluluğunun coşkusu…
Caddede “Turkish House” adından bir restoran gördüm. Yemek zamanı da olduğu için girdim. Menüsündeki tüm yiyecekler Türk mutfağındandı. Çorbandan kurufasulye-pilav ikilisine, pideden sütlaca kadar aklınıza gelecek her şey. Ve tabi olmazsa olmaz demleme çay ve Türk kahvesi. Gelen profiller genelde Türkler ve Ortadoğululardı ama Ukraynalılar da rağbet ediyorlardı bu lezzetlere. Gençlerden oluşan garson grubu da Türkçe konuşuyordu. Yemek işini hallettikten sonra, öğleden sonra, Kiev’in ününü uzun zamandan beri bildiğim hayvanat bahçesini ziyaret emek için taksiye bindim. Hava iyice ağırlaşmıştı. Yağmur yağdı yağacak. Ama ıslanma konusunda tecrübeli olduğum için sorun olmadı. Hayvanat bahçesine girdiğimde de yağmur boşandı. Ben de tam o sırada büyükçe bir pamuk helva ile baş başaydım. Yanımda paylaşacağım kimse olmadan :)
Oldum olası severim hayvanat bahçelerini. Hayvanların kafese kapatılmış olmasını istemem tabi. Ama onları yakından görebiliyor olmayı da çok seviyorum. Dolayısıyla bu ikilemin keyif alan kısmında olmayı tercih ediyorum. Bıraksalar tüm günümü geçirebilirim oralarda. Dolayısıyla fırsat bulduğum zamanlarda da gezmeye çalışıyorum. Barcelona, Prag gibi dünyaca ünlü olanlarını gezdim. Tabi Türkiye’dekileri de… Uzun ve keyifli saatler geçirdim. Yalnız ya da ailemle… Pamuk helvayı büyük büyük parçalarla yiyip bitirince yola koyuldum. Yağmura rağmen, gezmediğim görmediğim bir yer kalmasın diye uzun uzun dolaştım. Çok güzel hayvanlar ve sunumlar gördüm. Saatler sonra, epeyce de yorulmuşken otele döndüm. Odada biraz dinlenip tekrar dışarı çıktım. Bu kez akşam gezmesi için. Akşam tekrar Turkish House’a uğrayıp Türk yemeklerinin tadına baktım. Uzun uzun yürüyüp geç saatte otele döndüm.
Sabah otelden Kiev manzaraları



Cadde ortasındaki dikilitaş

Ukrayna Ulusal Sirki

Mykhailo Hrushevsky (Akademisyen, politikacı, tarihçi) anıtı



Golden Gate



Golden Gate’in tepesinden çevre…




Protokol meydanı (Bariyerleri bizimkilere benzettim :) )

Altın damlı kilise

Sağlı sollu askeri araçlar sergileniyor.

Çocuklar da tepesinde :)

Bu iki genç kostümleriyle dolaşıp insanlarla fotoğraf çektiriyor ve bahşiş alıyordu. Benimle de fotoğraf çektirip para istediler ben de fotoğrafta yüzünüz de görünsün dedim. Sonra da bahşişlerini verdim. :)

Kiev Hayvanat Bahçesi
Bizon abiler

Pamuk helva ve ben :)





Piranha abiler

Tarantula Bey :)

Bu çok zehirli !

Bu da ağır abi :)



Sürüngenleri severim :)



Çıbık böcüğü

Bulaşmaya gelmez :)

Kendi halinde durduğuna bakmayın









Ankara Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi'nde (eskiden :( ) kurtların bölümü ziyaretçilerden uzaktaydı. Burada çok yakın. İlk defa bir kurda bu kadar yakınım.

Gece yürüyüşünden bir kilise
 

Ferhat Karaca

Forum Demirbaşı
Kayıt
15 Temmuz 2013
Mesaj
419
Tepki
536
Şehir
istanbul
Bisiklet
Carraro
Kiev çok güzelmiş. Umarım bizede nasip olur buraları görmek. Yazı da harika olmuş. Teşekkürler...
 
  • Beğen
Tepkiler: five

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.955
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@kadir karakaya

Kadir Bey merhaba,

Öncelikle güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Lütfen ben yapamam demeyin. Önce küçük (gerçekten küçük) planlarla başlamayı deneyin. Hem kendinizi ölçün hem de keyif aldığınızı hissedin. Zaten başkaları için "işkence" denebilecek bu tür aktivitelerden keyif almıyorsanız devam edemezsiniz. Ben de ilk turumu günde 50 km. planıyla Marmaris'ten Kaş'a gitme hayaliyle yapmıştım. O gün bu gündür hayal kuruyorum. :)

O ilk pedala basabiliyorsanız gerisi gelir.

Kazasız ve keyifli turlar

five
 

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.955
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@Ferhat Karaca Evet yoğunluktan yazıya sıra gelmiyor bir türlü... :)

Son 3 günü bir arada yazıp yayınlamayı planlıyorum. :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Ferhat Karaca

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.955
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@Ferhat Karaca bu seneki düzlüklerin ardından önümüzdeki yıla yokuş planlıyorum. Ama Euro'nun bu durumu planlarımı bozabilir. Aslında Stelviyo planlıyorum ama Transfaragaşan da güzel olur sanki. Kısmet tabii...
 

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.955
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@Ferhat Karaca Slovenya çok güzel bir rota. Tur harici ailece seyahat için de gitmek istediğim bir yer. Postojna Mağaraları'nı rotaya eklemediyseniz öneririm. Giden bir arkadaşımdan çok methini duydum.

Bu aralarda Romanya'ya da ciddi ciddi bakmaya başladım. Transfagaraşan ve Transalpina'yı kapsayacak bir plan olabilir diye. Ya da o vakitlere kadar köprülerin altında çok sular akar ben ne plan yaptığımı bile unuturum. :)

... ve inşallah bir yerlerde karşılaşabiliriz.

Selamlar

five
 

Ferhat Karaca

Forum Demirbaşı
Kayıt
15 Temmuz 2013
Mesaj
419
Tepki
536
Şehir
istanbul
Bisiklet
Carraro
@five Slovenya yi baştan sona gezeceğim. Benim turlarim birkaç ülke yi hızlıca gezmek değilde sececegim bir ülkeyi baştan başa gezip o kültürü ve doğasını iyice öğrenmek şeklinde oluyor geçen sene Makedonya, ondan önceki sene Yunanistan turu yapmıştım. Şimdi Slovenya gezisi için hayaller kuruyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: five

Barış Çavuş

Gezgin Kızanlar
Kayıt
7 Eylül 2009
Mesaj
285
Tepki
1.010
Şehir
İstanbul-Avrupa
Bisiklet
Sedona
Merhaba @five Çok güzel bi tur olmuş. Bu yaz nereye gitsek diye düşünürken böyle bir rota çıktı. Değerlendirmeye aldık. Çok teşekkürler anlatımınız için. Son günleri henüz yazmadığınız sanırım. Umarım herhangi bir sorunla karşılamadan geri dönüş yapabilmişsinizdir.
 
  • Beğen
Tepkiler: five