@BerkEvren
Paşam en iyisi siz bir 4 yıl daha okuyun. Özellikle edebiyat okumanızı tavsiye ederim. Ciddi algılama sorunlarınız var. Ben kişisel olarak yazdıklarımın tam olarak neresinde avı savundum ve iyi bir şeymiş gibi manaya gelecek cümleler kurdum ? Rica ediyorum gösterebilirmisiniz ?
Konu başlığı avcılar ne yapıyor ? Yazdıklarım avcıların ne yaptıkları , neye göre yaptıkları ve nasıl yaptıklarını bilgim doğrultıusunda açıklamak. Ancak siz inanmak istediğiniz olaya o kadar bağlanmışsınız ki , doğanın gerçeklerinin ne olduğu hakkında en ufak bir bilginiz veya fikriniz yokken doğaya saygı diye bir kavram üzerinden , kendiminde avı ve avcılığı savunduğu iddiasıyla , halen fikrinizi dikte etmenin peşindesiniz . 2 üniversite bitirdiğinizi iddia edip , üzerine bunları yazabilmenize açıkcası şasırdım. Ne diyeyim , yazdıklarımı herkes anlamasa da olur.
Sayın Çetin ŞAHİNÖZ inanın ordu bile bu kadar denetlenmiyordur. Bakın bunları varsayım olarak yazmıyorum. Bunları yaşıyorum.Daha atış sahasına giderken denetlemeler başlıyor. Poligona gitmiyorsanız , gittiğiniz bölge Jandarmaya haber vermekte fayda var. Ben genelde böyle yapıyorum. Yoksa operasyonun kralını yapıyorlar. Yaptığım her etkinliğinde kaydını alırım çünkü orman muhafaza memurları illaki bir kabahat bulmaya ve neyiniz var , neyiniz yoksa el koymaya oldukça gönüllüler. Tüm evraklarınız ve izinleriniz olsada bu seferde , "Bizi görünce kesin avladıklarını saklamışsındır" diye varsayımsal ceza kesmeye kalkanlar oluyor. Bu arada onlardada silah var. Avlanma sezanunda avlanma saati gün doğumundan bir saat önce başlar , gün batımından bir saat sonra biter. Bu sürelerden önce veya sonra BAKIN size yemin ederim. Değil tüfeği omuzunuzda taşımayı , kılıfının fermuarını kapatmayın cezayı basıyorlar. Facebookta paylaşılan resimden dolayı bile ceza kesiliyor. En garibanının altında Audi A4 var diyeyim olayın maddi boyutunu siz anlayın. elbette başınıza gelmediği için bu yazdıklarım size garip gelebilir. Sİzden ricam yakınlarınızda aktif bir avcılık veya atıcılık klübü varsa anlattıklarımı lütfen oralarda sorun. Doğrumu yazmışım , yalan mı yazmıişım , bizzat kendi kulaklarınızla duyun.
Haa gelelim plagın öbür yüzüne , Yani olayın karanlık boyutlarına Bu ana kadar yazdıklarım hep belgeli yasal avcılık içindir. Olayın diğer boyutuda var elbette. Orman muhafaza memurlarıda avlanır. Hemde ne avlanma . Sezon dinlemezler , limit kota tanımazlar , bildiğiniz soy kurutma ama kanunu uygulama yetkisi onlarda , kendi kendilerine ceza kesecek halleri yok ( Lütfen bu durumu da sorun )
Bu yazdığımı belki ilk defa duyacaksınız. Van da bulunan İnci kefali. Adı tuzlu van gölünde yaşayabildiği için kefal ancak kendisi bir tür sazan balığı. Üremek için Erciş ilçesinden akıntı yukarı göç ederler. Aynı belgesellerde seyrettiğiniz somon balıklarının göçü gibi.Somon balıklarının tek engeli ayılarken , inci kefalinin tek aşamadı engel insanlar.
Önceleri halk göç esnasında bu türü kolaylıkla yakalayıp yiyerek tüketirken , devlet olaya müdahale etti ve göç zamanı Jandarma ve asker göç yolu üzerinde nöbet tutmaya başladı. Bilin bakalım ne oldu ? Bu seferde asker bu balıkları yakalamaya başladı. Halk balıkları askerden koruma yollarını aradı durdu. Allahtan sosyal medya gelişti ve cep telefonları kameraları iyileşti olay belgelenebilir hale gelince de asker bunu yapmayı bıraktı. Halk bilinçlendi. Balıklar göç ederken rahat bırakılmaya başlandı. Van Erçişte yaşayan üyemiz varsa lütfen bu durumun şu an ki detaylarını versin.
Yani sayın Çetin ŞAHİNÖZ olay kanun kime yetki veriyor ve bu insanın karakteri nasıl ? Ve bu yetkiyi nasıl kullanıyor ? Bunu iyi analiz etmek gerekiyor.
Avcı soykırım yaparsa bir sonraki sene avın azalacağını biliyor. Saçma sapan şekilde meralara , göllere ve nehir ağızlarına verilen imarlardan dolayı tabiatın nasıl yok olduğunu gözleriyle görüyor.Göllere atılan ağlara denk gelindiğinde ister inanın isterseniz inanmayın ağlar parçalanıyor ve canlı kalmayı başaran balık varsa bunlar salınıyor. Bu balıklar üreyebilmeli ki , nesli çoğalabilsin.
Bu arada nesli çok olan hayvan bol bol avlanmalıdır diye bir kuralda , kanunda , uygulamada yok. yapan var mı ? Elbette var. Göçmen kuşların ülkemizde izlediği rota aşağı yukarı şöyle bir yol.
(link)
Ülkemizde ister avlanın veya ister avlanamayın , av için sizden tahsil edilen paralarla doğaya çiftliklerde üretilen kuşlar salınıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN 'nın şemşiye ile kafesteki kuşları dürttüğü resmi sosyal medyada mutlaka görmüşsünüzdür. Aslında yaptığı şey , Kafesler açıldığı vakit , kafesten ayrılmayan kuşları şemsiyesi vasıtasıyla kafesten çıkarıp doğaya salmak.Ama bu olayın ne olduğu anlamayan kafesteki kuşları rahatsız ediyor gibi yorumlayabiliyor.
Ülkemizi geçen kuşlar ırak , suriye rotasından sonra İsrail üzerinden geçerlerken Akustik ağlarla sürüler halinde yere indiriliyor. Daha doğrusu düşürülüyor. Akustik ağ denilen bir ses dalgası , kuşun yön duygusu karışınca yere iniyor. Ve yerden toplanarak canlı canlı konserve fabrikalarına gönderiliyor. Telebe göre İşleneceği vakte kadarda canlı tutuluyor. Kedi ve köpek maması konservelerinde kullanıyorlar. Av köpeği besleyen tüm avcılar bu durumu bilirler. Ve bırakın almayı , bedava verseler , hatta üste para verseler hatta kafasına silah dayasalar bu konserveyi almazlar.
Şu için pek inanasınız gelmiyor biliyorum. Ancak avcı doğaya saygılıdır. Dolşırken köylünün ekinine zarar vermez. Havalar geç ısındığı zaman halen av dişileri halen gbeyse veya kuluçkadaysa , sezon açık olmasına rağmen , av postası düzenlemez. Zaten kanunlar ve yaptırımlar maddi olarak ağırken birde işin etik yaptırımları var. Bu etik kurallara saygı duymayan ve uygulamayan derneklerden veya gruplardan atılır. İşin tekniği kadar etiğini de bilmelisiniz. Yoksa avcılık camiiası zaten katil damgası yemişkenm böyle tipleri aralarında barındırırlarsa , işin boyutu farklı yerlere gideceğinden bu tür insanları aralarında barındırmazlar. Zaten kaçak avlananların tamamına yakını bir grupta barınamadığı için tek tük ava çıkan ve olayı skor boyutuna getiren kişilerdir.
Anlayabildiğim kadarıyla koca forumda bir avcı yok. Bende avcılık belgeleri var ancak neden aldığımı ve taşımam gerektiğini izah etmiştim. Zaten sosyal medya bu konu ısıtılıp ısıtılıp , arada bir ortaya çıkarılıyor. Bu konu hakkında da başka bir şey yazmak istemiyorum.
Özetle Türkiyede işler sizlerin zannettiği gibi yürümüyor. Maddi cezalar ağır , tekrarı hakinde dahada ağırlaşıyor. tarım zaten yerlerde sürünürken bir domuz olayı varki , Onuda yazmaya başlasam mevzu dallanıp budaklanacak.
Domuzun köylüye verdiği asıl zarar yedikleri değil. Ezerek mahvettiği ürünlerdir. Domuz doğası gereği tarlanın en ortasında kendisini güvende hissettiği için buraya kadar ürünü eze eze yürür .Yiyeceğini yer ve genelde görünmemek için tarlanın farklı bir yerinden gider. Video ki gibi bir sürünün orta büyüklükte bir tarlayı mahvetmesi bir kaç saat içinde olur. Bu durumu anlayabilmenizi beklemiyorum .Bir yıl toprağı işlemiş , ve hasadın geliriyle ailesi için planlar yapan köylü bunu iyi anlar.