Scudo Sports

Avcılar ne yapıyorlar?

Yuıkarıda teke avı için yazdıklarımdan , amacın tüm eko sistemin dengesini korumak gibi bir mana çıkartabiliyorsanız ya benim anlatım meziyetlerimde bir sıkıntı var , ya da illaki haklı olmayı umuyorsunuz.

Neyin ne amaçla yapıldığını bilmeden , varsayımsal önyargılarla avı ve avcılığı yorumlarsanız olacağıda budur zaten. Neyse merak ettim şimdi. Bakalım başka ne yorumlar gelecek ?
 
Scudo
@Cömert
Sizin dediğiniz gibi olsun aynısını yazıyorum.Ekosistem size ağır gelmiş ''teke populasyonu''olarak revize ediyorum.
Avcılar, teke populasyonunda denge unsuru değildir.Doğa avcılar olmadan da tekeler populasyonunu kendi iç ve dış dinamikleri ile sağlayacaktır.Avcılar olarak kendinize çok fazla anlam yüklemesi yapmayın.Ne yani Dünyada eli silahlı teknolojik olarak üstün vahşi insanoğlu yaratılmamışken ,tekeler populasyon dengesini bulamıyormuydu.
Tüm samimiyetimle söylüyorum Allah akıl fikir merhamet versin.
İhtiyaç haricinde avcılık düpedüz katliamdır,caniliktir.Spor da değildir ,hobi de değildir.:mad:
ceznmmjwaaetf7y-jpg.153520

Diyecek laf bulamıyorum.Üç beş silahlı adam kendini ne sanıyormuş.Yaptıklarınıza kılıf aramaktan vazgeçin.:mad:
Ben de samimiyetle soruyorum:Bu dediklerinize kendinizi inandırırken hiç zorlandınız mı?
 
@Cömert Bu forumda yazdıklarınızı genelde takdir ediyorum, konu hakkındaki bilginiz tartışılmaz. Lakin bir hayvan populasyonunun dengelenmesi gerekse bile bunun yönteminin avcılık olduğuna katılmıyorum. Yıllarca belgesel kanallarında gördüğümüz pek çok örnek mevcut, hem bu tip operasyonları gerçekleştiren konuyla ilgili eğitimli personel ve başlarında bilim adamları bulunuyor. Ayrıca teoride pek çok kural dahi olsa pratikte ihlaller illa yaşanıyor, bana göre bir insanın eline başka bir insanı veya hayvanı saniyeler içerisinde öldürebilecek bir alet verilmesi ciddi bir sorumluluk gerektiriyor, sözüm meclisten dışarı sizin konu hakkındaki olgunluğunuz belli, sizin gibi bilinçli avcılar (cansız hedefe atış yapsanız da belgeleriniz bulunduğu için sizi resmi olarak avcı olarak nitelememde sakınca yoktur umarım) oran olarak maalesef çok az. Avlanma sırasında insanların bir birini vurduğu durumları çok kez duydum, bu yüzden ormanda, koruda yürüyüş yapmaya çekinir oldum. Kurallar, kanunlar, dernekler çok iyi niyetli olabilir ama işin içinde insan faktörü olunca pratikte illa canı yanan birileri veya zarar gören hayvanlar oluyor.

Balıkçılık konusunda örnek verilen durumlar için de söylemek istediğim; evet bence tüfekle hayvan vurmak ile oldukça farklı, balığın yeryüzündeki hayvanlara oranla çoğalması ve avlanması daha sürdürülebilir sistemlere oturtulabilir bunun yanında balık avlayanlar genelde daha karın doyurma odaklı avlanıyorlar nitekim bunu da katliama dönüştürebilen insanlar mevcut. balık avlarken oluşan manzara ile tüfekle vurulan hayvan arasındaki manzaraya bakınca demek istediğim fark daha iyi anlaşılabilir.

Avcılığın et yemekle savunulması ise çok yanlış bir bakış açısı. Çiftlik hayvanları çok eski zamanlarda evcilleştirilmiş ve türünü bu şekilde devam ettirmektedir, burada eleştirilebilir olan konu çiftlik şartları olabilir, örneğin karanlık kümesler ve benzeri uygulamalar kesinlikle eleştirilmelidir. Bildiğim kadarıyla mezbahalarda hayvanlar tüfekle vurulup öldürülmüyor, bir şekilde öldürülmesi de acı verici ama bunun yöntemi veya öldüren insanın gerekçesi önemli bir fark yaratıyor.

bazı durumlarda çizgi o kadar inceliyor ki ne doğru ne yanlış karar vermesi imkansıza yakın hale geliyor, bu yüzden hiç bir genelleme yapamayacağımı düşünüyorum, yasaklansın demiyorum, sadece temennim insanların birilerine veya hayvanlara zarar verebilecek uğraşlar yerine başka uğraşlara yönelmesini diliyorum. İnsanların hayat gayesi öldürmek yerine yetiştirmek, tüketmek yerine üretmek olsun.
 
@Cömert Sayın dostum uzun yazdığınız yazınızın tamamını 3 defa okudum ve yüzde 70 ine katılıyorum ve mantıken de doğru. Ama bu öldürme olayının açıklamasına gelince işte burada zihnim dur diyor;
1. Bir neslin açıkladığınız sebepler ile erkeğinin öldürülmesi gerektiği hale gelmesinde sorumlu kim dağ arazi doğa ile işi olmayan sevmeyen şehir insanları mı hayır Avcılar...
2. Bu yazdığınız sebep ile öldüren avcıların donanımlarını karşılamak için bunca silah dükkanı , ekipman ve türlü donanım satan sektör biraz fazla değil mi sizce de ?
3. Avcılığın ağır kontrol koşulları altında yapıldığını düşünüyorsanız, eline insan-hayvan öldüren silah-araç gereç, donanım verilmesinden daha fazla kontrole ihtiyaç duyulabilecek
bir şey söyleyebilir misiniz (Burada ülkemizde gereğince denetlenmeyen başka bir çok şey olması bu konuyu haklı çıkarmaz yanlış olan örnek olmaz)
4. Kendi fikrimce (çok uzun tartışılabilir) hayvan öldürmenin artık 2018 yılının insan beyninde olmaması gereken bir (zevk, hobi, spor yada her ne ad verirseniz) şey olduğunu düşünüyorum.
5. Yaban TV hakkında yazdıklarınıza da tamamen katılıyorum ama sizin gibi değerli bilgilere sahip insanların da bu bilgiyi kendilerine saklamayıp, sadece forum mesajlarına cevap vermek için kullanmamasına da ihtiyaç olduğunu düşünüyorum, kısacası bir şeyler yapın...
 
@Cömert
4 yıl biyoloji okudum, böyle bir ekosistem* anlayışı görmedim, üzerine 4 yıl sosyoloji okudum yine böyle bir "kendini aklama" yöntemi görmedim... Bir yaşıma daha girdim sayenizde, teşekkürler...
*(Mikro düzeyde de olsa sistem bir bütündür)
 
Yaban TV'de bir programa denk gelmiştim. Ülkemizin hangi bölgesi ama hatırlamıyorum. Dağın zirvesinde bir yaban koyunu yatıyor. Upuzun boynuzları var hayvanın. Çok ihtişamlı. Hayvanın yüzlerce metre gerisinde üç beş tane kahraman(?) avcı abimiz. Kamuflajlar ciks. Hele bir tanesi var ki ne kahraman!!! Sünnet-i Şerif'e uygun bıyık, şişe dibi gözlük. Elinde dürbünlü bir tüfek. Hiçbir şeyden habersiz, zirvenin tadını çıkaran o hayvanı, o teknoloji harikası tüfekle vurma cesaretini gösterdi pek kahraman, şişe dibi gözlük takan abimiz. Öbür avcı abilerimiz öyle takdir ifadeleri sergiledi ki PKK ile mücadele eden askerler böyle takdir edilmemiştir. Birden kendimi küfür ederken buldum, seriye bağladım resmen. Ya arkadaş!!! Tarlasını, bağını, bahçesini talan eden domuzu vuruyor sanki.

Kontrollu avcılık adı altında yapılan faaliyetlermiş bunlar. Sevsinler. Kaç tane avcı arkadaşım var. Bunlardan bazıları her önüne gelen hayvana ateş ediyor. Adam koruma altındaki karacayı vuruyor. Zevk alıyor. Baykuşu vuruyor baykuşu. Sosyal medyada paylaşıyor bir de utanmadan. "Bunu niye vurdun oğlum" diyorum. "Abi hava kararmaya başlamıştı, ne olduğunu görmedim" diyor. Mantığına tükürdüğüm. İnsan bilmediği şeye ateş eder mi? Yüzlerce kilometre yol gidip Sivas'ın bozkırında keklik avlamaya gidiyor bu kahraman kardeşlerimiz. Hani var ya uçmaktan ziyade volta atar yerde. Adam onu vurarak tatmin oluyor. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin.

Karadenizliyim ben. Bizim orada ciddi yaban domuzu popülasyonu var. Mısır tarlalarına, fındık bahçelerine ciddi zarar veriyor. Bunlarla mücadele adına belli bölgelere kurt ve çakallar salıverildi devlet eliyle. Ayrıca insanlar da haklı olarak önlemini alıyor. Sürek avına falan da çıkarlar bunlarla mücadele için. Buna bir şey dediğim yok elbette ama yaban koyunu gibi hayvanlara kıymanın mazereti olmaz, olmamalı.
 
@FARGO Dostum karadeniz deki yaban domuzu olayını bir çok arkadaşımdan duymuştum. Yanlış anlamayın lütfen sırf merakımdan soruyorum.
Bu hayvanın eti bölge sakinleri tarafından tüketiliyor mu ? et kalitesi ve yenilebilirliği nedir ? yoksa vurulan hayvanlar ne oluyor ?
mısır ve fındık bahçelerinin etrafını çevirmek mümkün değil mi ?
Yaban domuzu ve genel itibarı ile domuz çok üreyen bir hayvan, yani bu durum böyle sürecek mi ?
Bölgeye bırakılan çakal ve kurtlar da üreyip bu defa da kümes hayvanlarına zarar vermeyecek mi ? nede olsa her canlı daima kolay avı tercih eder.
bunları sadece öğrenmek için soruyorum bilgini varsa diye, yada belki de siz de sorgulamışsınızdır aynı şeyleri.

teşekkürler cevabınız için şimdiden
 
Çok beğendiğim şöyle bir söz var: Boks spor ise savaş olimpiyatlardır.

İnsan kendi türüne acıyor mu ki hayvanlara acısın. Avcılık cinayettir, ihtiyaç için avlanmakta avcılık değildir, ihtiyacını karşılamaktır.
 
Bu konu çok su götürür, yaban domuzu popülasyonunu dengelemek için domuz vurulabilir ama teke vurulduğunda(elbette vuran kişi için muhtemel sebep hayvanın üreme durumu değildir) denge böyle sağlanmaza döner iş elbetteki insan faktörü doğanın engesini bozmuştur ve buna devam etmektedir ancak dünya üzerinden tamamen insanı kaldırmadan da kendi kendine dengenin sağlanmasını beklemek zor devamlı üreyen ve yayılan bir canlı türü olarak ister istemez sorunun kaynağını teşkil ediyoruz, bu anlamda da müdahil olmak kaçınılmaz oluyor (kastettiğim şey sadece eavcılık değildir tabiki avcılık minimal ve bölgesel bazı problemlere çözüm olabilir sadece)Bu konu ile ilgili son mesajım sonrasında devam etmeyeceğim zira cinayet ,katliam vs.nitelemeleri uygunsuz buluyorum yazan kişinin içindeki nefret dugularını fazlası ile açığa çıkaran kelimeler kimse kimsenin kalbini de kırsın istemem buraya yazma amacım sadece farklı olan görüşlerimi bildirmekti sağlıcakla kalın
 
@Çetin ŞAHİNÖZ
1. Vallahi etini tüketeni görmedim, duymadım. Ancak 90'lı yıllarda bavul ticareti yapan eski SSCB vatandaşlarına satanları duymuşluğum var.
2. Takdir edersiniz ki etin kalitesi ve yenilebilirliği noktasında cevap veremem :)
3. Vurulan domuz olduğu yerde ya da daha tenha bir alana çekilip bırakılır. Çakal, tilki ve köpekler tarafından birkaç güne kalmadan tüketilir.
4. Mısır ve fındık bahçeleri dikenli tellerle çevrili elbette. Fındık bahçelerini değil ama tarlaları örme tel ile çevirenler var. Bizim tarla örme telle çevrili mesela. Sonuç aldık mı? Büyük oranda. Ama gene de geçen sene domuz tarlaya girmeyi başardı. Güçlü hayvan sonuçta. Teli alt tarafından kaldırmış. Fındık bahçeleri tarlalara oranla daha büyük bir araziye yayıldığı için örme tel uygulayan yok. Fındık bahçesine giren domuz, fındık dallarına vücut ağırlığını uygulayarak yere yatırır ve mahsulü tüketir. Bunun önüne geçmek için de ağaçları iple birbirine bağlayanlar var, eğilmesinin önüne geçmek için.
5. Yaban domuzu evet hızlı ürer. Bu sebeple ava sıklıkla çıkılır. Yavruları savunmasızdır. Tilki, çakal ve köpeklere kolayca yem olurlar. Tabi sürüden koparlarsa.
6. Kurtlar yapıları icabı yerleşim yerine yaklaşmazlar. Zaten salınan kurtlar büyük oranda yaylalara çekildiler. Çakallar evcilleşti sayılır :) Evlerin etrafına rahatça gelebiliyorlar, tabi geceleri.
7. Köylerde artık nüfus kalmadı desem yeridir. Daha doğrusu kışın köylerde kalan çok azaldı. Artık yazları fındık zamanı ya da haftasonları çıkılan kaçış yerleri halini aldı neredeyse. Hal böyle iken kümes hayvancılığı yapan yok sayılır. Ben küçükken tilkiler pusuda yatardı resmen. Her an teşebbüs halinde beklerlerdi. Bir anda mısır tarlasından çıkıp tavuk kapmaya çalışırdı. Ama başarı oranı düşüktü. Her kapıda köpek vardı. Şimdi her kapıda köpek yok ama tavuk da yok. Ayrıca kümes hayvanlarına tehdit her zaman çakallardan tilkilerden gelmezdi. Doğanın, atmacanın çok tavuk, civciv götürdüğü vaki idi.
Umarım sorularınıza cevap olmuştur.
 
Sayın Çetin ŞAHİNÖZ , forumlarda uzun yazıların okunmadığınu bildiğimden , önceki yazılarımı mümkün mertebe kısa tuttum. Ancak ne yazık ki konu hakkında en ufak bir bilgisi olmayan , ön yargıları ve mış , miş gibi varsayımları olan birileri için yazdıklarım pek anlaşılır olmadı. Bu sebepten biraz uzun yazacağım.

Olay konu başlığı olan teke avı olsun. Bu hayvanı avlamak isteyen ne yapar ?

Öncelikle avcılık kursu bitirmeniz ve yazılı sınavdan 70 üzeri bir puan almanız gerekir. ( Şu an bu kurs kaç para bilmiyorum ) Bu kurstan alacağınız diploma ile avcılık belgesi çıkartıyorsunuz ( Belge parası ne kadar onuda bilmiyorum ) Vergi dairesin yıllık 300 Tl gibi bir harç yatırıyorsunuz ve avcılık belgenizi iptal ettirmediğiniz sürece her yıl adınıza bu kadar vergi taahhuk ediliyor.Yani avlansanızda avlanmasınızda bu parayı ödüyorsunuz. Uzak mesafe atışlarını yivsiz av tüfeği ile yapamazsınız bu sebeple yivli bir av tüfeği almanız gerekiyor. 4.000 TL ye yerli üretim yivliler mevcut ancak istikrarlı olarak stabil atış yapabilecek tüfekler 50.000 TL den başlıyor. Bunun ruhsat harcıda 5.0000 TL civarı. Buna alelade bir dürbünde takamazsınız. Işık geçirgenliği yüksek , kırılma oranı düşük bir model olmalı ki , hata payı düşük olsun. Ortalama 10.000 TL de bu dürbün diyelim.

Teke için randevü almanız gerekiyor. Çünkü bu avı tek başınıza yapmanıza izin verilmiyor. Yanınızda mutaka en az 2 orman muhafaza memuru olmak zorunda. randevü bu memurları ayarlayabilmek için. Mekana gider gitmez avlanamazsınız. Kendim hiç gitmedim ama teke avının çok özel kuralları vardır.

Bu ava eğer komançi felan değilseniz bu ava en fazla 250 metre yaklaşabilirsiniz. Aşırı hassas ve duyum düzeyi oldukça yüksek bir hayvandır. Çıkartacağınız en ufak bir ses veya ürküttüğünüz yakınlarınızdaki bir kuşu havalanması dahi bu avı ürtükütüyor. Sadece gün ağırırken ve gün batarken ortalıkta gözüküyor. Bu saatler arasında kutulukta gizleniyor. Orman muhafa memuru vurulacak avı belirliyor. Bunu yaparken 4 yıl biyoloji , 4 yılda sosyoloji okuyanların değil , orman ve milli parklar müdürlüğüne bağlı veterinerlerin , bu canlının hayatta kalması durumunda doğaya katacaklarını ve doğadan alacakları göz önüne alınarak yapılmış genelgeler bağlı kalarak tespitini yapar. ( Kısır ve iri bir erkek sadece sürüsündeki dişilerin üremesini engellemez.Genç erkeklerle de kavgaya girişip yaralar ve genelde kayalıklardan düşürüp öldürür. Yani toplam teke sayısı artmadığı gibi birde azalıyor. Kaldı ki bu erkekğin tüketeceği ot miktarıyla , kendi türüne ve doğaya BİYOLOJİK olarak dışkıdan başka katkısı yok. Bunların tamamının getirisi götürüsü hesaplanarak kısır erkeklerin avlanmasına kanunen izin veriliyor. Yoksa kazayla kısır olmayan bir erkeği de vuramazsınız. Hatta memur izin vermeden tüfeğini kuramaz , tetiğe bile dokunamazsınız . Sakın buna göz yumulur zannetmeyin sebebini yazının devamında anlayacaksınız )

dağ zirvelerinde yaşayan bir hayvan. Oralara çıkmanız gerekiyor. Şanslıysanız tekeye 250 metre yaklaşabilirsiniz değil iseniz atışı 500 metre civarından yapmanız gerekiyor. Mesafenin uzaklığı yüzünden bu atış yukarıdan aşağı doğru yapılır. Tekenin düşeceği yerde önemli olduğu için bu atış memur izin verdiği an yapılır. Boynuzları ölçülüp bunun içinde ücretlendirme yapılacağı için atışı baş kısmına yapamazsınız. Vurulduğu vakit uçurumdan aşağı düşecek bir konumdayken de yapamazsınız. Atışı yaptınız ve tekeyi vurdunuz diyelim. Kurt çakal leşe musallat olmasın diye olduğu gibi dağdan aşağı indirmeniz gerekiyor. Bunun içinde ayrı taşıyıcılar var. Bunlarında ayrı bir ücreti var. Yaptığınız her hareket orman memurları tarafından kayda alınıyor. Yani dükkandan tüfeği kapan dağa koşturup teke vuramıyor. Önce bu iş için gerekli ekipmanların bedelini ödemek sonrada yasal prosedürlerin gereğini yapmak gerekiyor.

Kaçak avlananlar veya kurallara riayet etmeden avlananlar için kabahatlar kanununa göre idari para cezası verilirken , orman muhafaza memurlarıda avda kullanılan kıyafetler haricinde her türlü ekipmana el koyma yetkileri var. Yani silah , dürbün , mesafe ölçer , kullanılan arabalar vs vs . Bunlar ihale yoluyla satılıp , satış bedeli memurlara dağıtılmak üzere bir havuzda tutuluyor. Yani memur yakaladığı her kaçak avcıdan maaşı haricinde bir gelir elde ediyor. Yani sallarım başımı alırım maaşımı şeklinde bir memuriyette yapmaları mümkün veya fazla gelir elde edebilmek adına kimseye göz açtırmayacak şekilde performanslı çalışmalarıda mümkün. İnanın memurlar bırakın avlanmayı ateş bile yaktırmıyorlar. trafik polis memurlarının kota doldurmak gibi bir yükümlüğü varç Bu sebepten koyası dolana kadar işlem yapar , soınradan gevşek davranabilir. Ancak bu memurlar yakaladıkları her kaçak avcıdan maaş harici ekstra para kazanıyorlar. Yakalanana kadar kimsede bunun böyle yürüdüğüne inanmıyor. İnsanlar istiyorki her haltı yapayım ama kanun bana ilişmesin. Yok öyle bir dünya. Şu an için birde dron kullanım imkanlarıda var. Dronların içindeki OSB yazılımları sayesinde görüntünün koordinatlarını nokta hassasiyetinde tespit edebilmeleride mümkün. Belki anında yanınıza gelmiyorlar ancak gerek yayayken veya gerekse araçla hareket halindeyken , yakaladıkları an eğer yukarılarda çok büyük dayınız yoksa kimseninde gözünün yaşına bakmıyorlar.

Ayrıca , havadan kontrollerde kolaylıkla teröristlerle karıştırılabildiği. M-16 veya Kalashnikov benzeri yizsiz av tüfeklerinin satışı serbest ancak orman ve av sahalarında kullanımı kısıtlıdır. Keza av esnasında askeri kamuflaj üniforma benzeri kıyafetler kullanılması yasaklanmıştır. Koskoca ormanda kim bulacak beni diyebilirsiniz. Dronu görmüyor olmanız , Onunda sizi görmüyor olması manasına gelmiyor.

Arkadaşlar avcılık ve atıcılık hakkında hiç bir bilginiz yoksa yukarıda yazdıklarımı bilmiyor olmanız gayet doğaldır. Ancak bir şey bilmeden de fikir yürütmek veya mantık kullananarak varsayımlarda bulunmakta doğru değildir. Çünkü gerek avcı ve gerekse denetleyen memur , ne mantığına göre ne de varsayımlara göre hareket eder. Herkez yürürlükte mevcut uygulama ve yasalara göre hareket edebilir. Bu yasaların saçma olup olmadığını tartışabiliriz. Ancak yürürlükte olan yasa ne diyorsa , o UYGULANIR.

Şu an için üreme yeteneği olmayan yaşlı ve erkek teke vurmak , size şu an için saçmada gelse , 4 yıl psikoloji 4 yıl sosyoloji okumuş üyemize de saçma gelse de , doğadaki denge adına , getirisi götürüsü hesaplanarak kanun haline getirilmiştir ve yasaldır. Yaşlı ama dişi de vuramazsınız. Bunu yaparsanız size , yanınızda günlerce klavuzluk yapan memur bir anda kabusunuz olabilir.

Arkadaşlar gerçeğin bir özelliği vardır. kişiden kişiye değişiklik göstermez. Gerçek gerçektir. Birde varsayımsal düşünceleriniz vardır. Kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bana göre iyi olan , size göre kötü olabilir. Gerçekler acı geliyorsa , yoksa saymak , açıklamayı kılıf uydurmak gibi lanse etmek veya gerçeği açıklayanı yalancı ilan etmek , gerçeği değiştirmez. Üreme yeteneği olmayan yaşlı erkek teke vurmak yasaldır. Ve bu gerçektir.
 
@Cömert
Bir şeyin yasal olması onu doğaya saygılı yapmıyor malesef. Sigara satışı da yasal ama zararları ortada mesela. Avı savunurken yasal sınırların varlığı dışında dayanak noktanız yok malesef. İnanmak istedikleriniz ve doğanın gerçekleri çelişiyor malesef. Neyi savunursanız savunun, ama modern insanın yaptığı avı, doğal dengeye katkı olarak savunmanın tutulur yanı yok kusura bakmayın. Daha öncede aynı konuyu tartıştık sizinle. Bir yere varamadığımız ortada. Ve bu neresinden bakarsanız bakın "üzücü"...
 
@Cömert kıyafeti almamaları iyiymiş. Zıpkınla avlanırken sahil güvenliğe yakalanıp sadece şort ve saati kalacak şekilde malzemelerine elkonulan biriyle tanışmıştım.
 
Teke avına dönmüşken mevzu, sistemde bahsettiğiniz şekilde bir iç güdüyle davranan hayvanın zaten popülasyonu belli oranda devam etmiyor mu, doğanın dengesi bu şekilde kurulu değil mi acaba? Avcılar olmasa bu o hayvanın soyunun tükenme tehlikesiyle karşılaştığı anlamına mı geliyor?

Anlamaya çalışıyorum sadece, bundaki mantık şu mu?
- Vurulduğunu gördüğün erkek tekenin vurulma sebebinin , o türün daha fazla ürebilmesini sağlamaktır
- Yani ne kadar çok çiftleşirse o kadar av için izin çıkar, normal yaşamına devam eder sayıları belli oranda kalırsa avlanma yasağı gelir mi?

Bir de avlanmaya çıkan avcılar, avlayacakları o hayvanın yarı ömrüne yani 10 küsür yaşına geldiğini gerçekten anlıyor, biliyor mu?
 
@Cömert Sizin bu üşenmeyip yazdıklarınızdan bir tek gerçek çıkıyor(madem gerçeği konuşmayı çok seviyorsunuz) Türkiyede bu kadar iyi denetlenen başka bir kurum yok,
Ama asıl önemlisi diğer yazdıklarımı görmezden gelmişsiniz ne yapalım, avcılık kanunları yazmak daha kolay bir cevap oldu herhalde.
yine de teşekkürler. Bizim burada bütün konuştuğumuz konuları bir tek teke örneği ve avcılık kanunları için yazmanıza gerek yoktu. siz bu çok beğendiğinizi belli ettiğiniz kanunları değil diğer hayvansever arkadaşlarımızın eleştirilerine kişisel cevap veriniz. Amacımız doğru yanlış T.C. kanunlarını tartışmak değil . Medeni anlamda ve kalbimizde ne hissediyoruz onu konuşuyoruz. Hatta başlığa rağmen yazdıklarınıza göre avcılıkta kanunlar mükemmel işliyor.
Bence avcılığın ülkemizde aksayan yanlarını yazsanız daha iyi olurdu. Bu kadar bilgiye göre aksaklıkları bilmiyor ve yaşamıyor olamazsınız
 
  • Beğen
Tepkiler: ÇAMKOMLU
@Cömert
Kaç defa silahlanmaya karşı olduğumu belirttim..Haliyle silahla kimin ne yaptığı ile ilgilenmem mümkün değil..
Durduğunuz noktadan bakınca,%100 haklısınız ama ben o noktada değilim ki..
Diğer arkadaşlar da belirtmişler..Dağdaki sürece karışamazsınız..Buna hakkınız yok..Niyetiniz iyi olsa bile,bu hakkı kendinizde göremezsiniz..Bir hayvanı öldürünce,o hayvan popülasyonunun çoğalması gerçeği yüzünden avcılığı hoş göremem..Devlet bu bakış açısı ile avcılığa onay verebilir ama ben devletin durduğu noktada değilim..

Dağda keçi varmış,yokmuş,banane..Dağdaki yetişkin keçinin ne işe yarayıp yaramadığından banane..Benim dağda ne işim var?Mevzu bu..!
Bırakın dağdaki hayvanlar kendi kendilerine yaşasınlar..Keçi bir şekilde hayatına devam edemezse,dağda başka hayvanlar çoğalacaktır..Mevzu keçi değil ki..!
Devlet ve avcılar,kendilerini iyi bir şey yapıyor gibi gösteriyorlar..Ben bunu görüyorum..Halbuki bu iyilik değil..İyilik,bu hayvanları,bu dağları serbest bırakmaktır..Devlet ve avcılar,sadece uzak dursun buralardan,hepsi bu..İyilik budur..
 
@Cömert
Bu yazıniz da diğer yazilariniz gibi açiklayıci ve bilgilendirici olmuş teşekkürler.
Yaban keçisi avlanmasinin sosyete hobisi olduğunu ve astronomik fiyatlara malolduğunu biliyordum. Sayenizde bilmediğimiz bir çok ayrintiyi öğrendim.
Belki bu türler için uygulanan prosedürler neslinin tükenmesini engelleyebilir.
Diğer türler için geçerli değil. Malesef bilinçli avcı sayisı bilinçli şoför sayısı ile aynı ve gün geçtikce ne denizlerimizde nede dağlarımızda yaban hayat azalıyor. Denize atilan ağlarini yirttı diye carettalari ve yunusları av tüfeği ile vuran balıkçilarimiz var mesela.
Mağra devrinde gibi kürk giyen "hanfendiler"
İçin diyecek söz bulamıyorum.
images.jpeg

(link)
 
@BerkEvren

Paşam en iyisi siz bir 4 yıl daha okuyun. Özellikle edebiyat okumanızı tavsiye ederim. Ciddi algılama sorunlarınız var. Ben kişisel olarak yazdıklarımın tam olarak neresinde avı savundum ve iyi bir şeymiş gibi manaya gelecek cümleler kurdum ? Rica ediyorum gösterebilirmisiniz ?

Konu başlığı avcılar ne yapıyor ? Yazdıklarım avcıların ne yaptıkları , neye göre yaptıkları ve nasıl yaptıklarını bilgim doğrultıusunda açıklamak. Ancak siz inanmak istediğiniz olaya o kadar bağlanmışsınız ki , doğanın gerçeklerinin ne olduğu hakkında en ufak bir bilginiz veya fikriniz yokken doğaya saygı diye bir kavram üzerinden , kendiminde avı ve avcılığı savunduğu iddiasıyla , halen fikrinizi dikte etmenin peşindesiniz . 2 üniversite bitirdiğinizi iddia edip , üzerine bunları yazabilmenize açıkcası şasırdım. Ne diyeyim , yazdıklarımı herkes anlamasa da olur.

Sayın Çetin ŞAHİNÖZ inanın ordu bile bu kadar denetlenmiyordur. Bakın bunları varsayım olarak yazmıyorum. Bunları yaşıyorum.Daha atış sahasına giderken denetlemeler başlıyor. Poligona gitmiyorsanız , gittiğiniz bölge Jandarmaya haber vermekte fayda var. Ben genelde böyle yapıyorum. Yoksa operasyonun kralını yapıyorlar. Yaptığım her etkinliğinde kaydını alırım çünkü orman muhafaza memurları illaki bir kabahat bulmaya ve neyiniz var , neyiniz yoksa el koymaya oldukça gönüllüler. Tüm evraklarınız ve izinleriniz olsada bu seferde , "Bizi görünce kesin avladıklarını saklamışsındır" diye varsayımsal ceza kesmeye kalkanlar oluyor. Bu arada onlardada silah var. Avlanma sezanunda avlanma saati gün doğumundan bir saat önce başlar , gün batımından bir saat sonra biter. Bu sürelerden önce veya sonra BAKIN size yemin ederim. Değil tüfeği omuzunuzda taşımayı , kılıfının fermuarını kapatmayın cezayı basıyorlar. Facebookta paylaşılan resimden dolayı bile ceza kesiliyor. En garibanının altında Audi A4 var diyeyim olayın maddi boyutunu siz anlayın. elbette başınıza gelmediği için bu yazdıklarım size garip gelebilir. Sİzden ricam yakınlarınızda aktif bir avcılık veya atıcılık klübü varsa anlattıklarımı lütfen oralarda sorun. Doğrumu yazmışım , yalan mı yazmıişım , bizzat kendi kulaklarınızla duyun.

Haa gelelim plagın öbür yüzüne , Yani olayın karanlık boyutlarına Bu ana kadar yazdıklarım hep belgeli yasal avcılık içindir. Olayın diğer boyutuda var elbette. Orman muhafaza memurlarıda avlanır. Hemde ne avlanma . Sezon dinlemezler , limit kota tanımazlar , bildiğiniz soy kurutma ama kanunu uygulama yetkisi onlarda , kendi kendilerine ceza kesecek halleri yok ( Lütfen bu durumu da sorun )

Bu yazdığımı belki ilk defa duyacaksınız. Van da bulunan İnci kefali. Adı tuzlu van gölünde yaşayabildiği için kefal ancak kendisi bir tür sazan balığı. Üremek için Erciş ilçesinden akıntı yukarı göç ederler. Aynı belgesellerde seyrettiğiniz somon balıklarının göçü gibi.Somon balıklarının tek engeli ayılarken , inci kefalinin tek aşamadı engel insanlar.


Önceleri halk göç esnasında bu türü kolaylıkla yakalayıp yiyerek tüketirken , devlet olaya müdahale etti ve göç zamanı Jandarma ve asker göç yolu üzerinde nöbet tutmaya başladı. Bilin bakalım ne oldu ? Bu seferde asker bu balıkları yakalamaya başladı. Halk balıkları askerden koruma yollarını aradı durdu. Allahtan sosyal medya gelişti ve cep telefonları kameraları iyileşti olay belgelenebilir hale gelince de asker bunu yapmayı bıraktı. Halk bilinçlendi. Balıklar göç ederken rahat bırakılmaya başlandı. Van Erçişte yaşayan üyemiz varsa lütfen bu durumun şu an ki detaylarını versin.

Yani sayın Çetin ŞAHİNÖZ olay kanun kime yetki veriyor ve bu insanın karakteri nasıl ? Ve bu yetkiyi nasıl kullanıyor ? Bunu iyi analiz etmek gerekiyor.

Avcı soykırım yaparsa bir sonraki sene avın azalacağını biliyor. Saçma sapan şekilde meralara , göllere ve nehir ağızlarına verilen imarlardan dolayı tabiatın nasıl yok olduğunu gözleriyle görüyor.Göllere atılan ağlara denk gelindiğinde ister inanın isterseniz inanmayın ağlar parçalanıyor ve canlı kalmayı başaran balık varsa bunlar salınıyor. Bu balıklar üreyebilmeli ki , nesli çoğalabilsin.

Bu arada nesli çok olan hayvan bol bol avlanmalıdır diye bir kuralda , kanunda , uygulamada yok. yapan var mı ? Elbette var. Göçmen kuşların ülkemizde izlediği rota aşağı yukarı şöyle bir yol.

(link)

Ülkemizde ister avlanın veya ister avlanamayın , av için sizden tahsil edilen paralarla doğaya çiftliklerde üretilen kuşlar salınıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN 'nın şemşiye ile kafesteki kuşları dürttüğü resmi sosyal medyada mutlaka görmüşsünüzdür. Aslında yaptığı şey , Kafesler açıldığı vakit , kafesten ayrılmayan kuşları şemsiyesi vasıtasıyla kafesten çıkarıp doğaya salmak.Ama bu olayın ne olduğu anlamayan kafesteki kuşları rahatsız ediyor gibi yorumlayabiliyor.

Ülkemizi geçen kuşlar ırak , suriye rotasından sonra İsrail üzerinden geçerlerken Akustik ağlarla sürüler halinde yere indiriliyor. Daha doğrusu düşürülüyor. Akustik ağ denilen bir ses dalgası , kuşun yön duygusu karışınca yere iniyor. Ve yerden toplanarak canlı canlı konserve fabrikalarına gönderiliyor. Telebe göre İşleneceği vakte kadarda canlı tutuluyor. Kedi ve köpek maması konservelerinde kullanıyorlar. Av köpeği besleyen tüm avcılar bu durumu bilirler. Ve bırakın almayı , bedava verseler , hatta üste para verseler hatta kafasına silah dayasalar bu konserveyi almazlar.

Şu için pek inanasınız gelmiyor biliyorum. Ancak avcı doğaya saygılıdır. Dolşırken köylünün ekinine zarar vermez. Havalar geç ısındığı zaman halen av dişileri halen gbeyse veya kuluçkadaysa , sezon açık olmasına rağmen , av postası düzenlemez. Zaten kanunlar ve yaptırımlar maddi olarak ağırken birde işin etik yaptırımları var. Bu etik kurallara saygı duymayan ve uygulamayan derneklerden veya gruplardan atılır. İşin tekniği kadar etiğini de bilmelisiniz. Yoksa avcılık camiiası zaten katil damgası yemişkenm böyle tipleri aralarında barındırırlarsa , işin boyutu farklı yerlere gideceğinden bu tür insanları aralarında barındırmazlar. Zaten kaçak avlananların tamamına yakını bir grupta barınamadığı için tek tük ava çıkan ve olayı skor boyutuna getiren kişilerdir.

Anlayabildiğim kadarıyla koca forumda bir avcı yok. Bende avcılık belgeleri var ancak neden aldığımı ve taşımam gerektiğini izah etmiştim. Zaten sosyal medya bu konu ısıtılıp ısıtılıp , arada bir ortaya çıkarılıyor. Bu konu hakkında da başka bir şey yazmak istemiyorum.

Özetle Türkiyede işler sizlerin zannettiği gibi yürümüyor. Maddi cezalar ağır , tekrarı hakinde dahada ağırlaşıyor. tarım zaten yerlerde sürünürken bir domuz olayı varki , Onuda yazmaya başlasam mevzu dallanıp budaklanacak.


Domuzun köylüye verdiği asıl zarar yedikleri değil. Ezerek mahvettiği ürünlerdir. Domuz doğası gereği tarlanın en ortasında kendisini güvende hissettiği için buraya kadar ürünü eze eze yürür .Yiyeceğini yer ve genelde görünmemek için tarlanın farklı bir yerinden gider. Video ki gibi bir sürünün orta büyüklükte bir tarlayı mahvetmesi bir kaç saat içinde olur. Bu durumu anlayabilmenizi beklemiyorum .Bir yıl toprağı işlemiş , ve hasadın geliriyle ailesi için planlar yapan köylü bunu iyi anlar.
 
@Cömert
Doğanın fantastik gerçeklerini sizden öğreniyoruz üniversite vs ne gerek var. Sayenizde anlıyoruz doğal denge, ekosistem gibi kavramları ve bunların en ateşli savunucularının avcılar ve yasalar olduğunu :koptum:
 
  • Beğen
Tepkiler: hamlet2006
Şöyle bir cümle kurmuştum;
@ahlaksız
Ne demek istediğimi,sayın Cömert somut olarak ortaya koymuştur;
@Cömert
@Cömert
Burada yazmak mesele değil..Mesele neyi nerede yazdığımızdır..Bu avcılık konusunu da Türkiye gerçeklerinden soyutlayıp öyle tartışamayız..Şimdi benim dayım var..Aldım elime tüfeği,çıktım ava..Hadi beni engelle..Gel hadi:D
Ya da ben orman memuruyum..Canım hayvan vurmak istedi,gel yakala beni:D

@Cömert yasaları/detayları çok iyi anlatıyorsunuz ama bu konu,yani Türkiye'nin bu konjonktürü,tüm bu detaylarınızı anlamsız kılıyor..
Türkiye gerçeklerinden bahsetmeye devam edelim..
Dediniz ki motorsikletim var..Tüfeğim var..Peki..Diyelim ki agresif birisisiniz veya o gün canınız çok sıkkındı..Yolda da tatsız bir olay yaşandı..Aynen şöyle;
Siz silahlısınız,karşınıza da silahlı biri çıktı..Ortam bir anda gerginleşti..Ne olacak?
Bende oradan yaya olarak geçiyorum diyelim..Siz silaha,karşınızdaki kişi de silaha sarılınca;ben o anda ne yapacağım?Türkiye'de böyle çok insan ölüyor..Yani konuyla alakasız olduğu halde,tamamen şanssızlık sonucu hayatını kaybeden bir sürü insan var..Ne için?Birileri silahlandığı için..
 
Geri