Adli süreçleri sabit tecrübem ile dile getireyim örnek olması açısından.
Geçirdiğim kaza kapı açılması sonucu takla vari düşüş ve dişimin kırılması,üst dudağımın geniş yırtılması ile sonuçlanan bir kaza.Hoş adına kaza diyoruz ama müfredat bizi bu tespitin esiri etmiş.Olayın şoku ile şöföre 'bir şeyim yok' dedim ama halimin harap olduğunu görüp ''ambulans çağır'' dedi.Dikkatinizi çekerim kendi çağırmıyor,benim çağırmamı istedi.Bu noktada sakin olun ve plakayı kesinlikle alın.Ambulans çağırmanız ile birlikte polis zaten gelecektir.(Yere göre değişir,olay yerim Bostancı) Polis 'kaza' olması nedeniyle siz hastaneye giderken,araç şöförünü bırakmıyor ve karakolda tutuyor.Taki 'ciddi' bir şey yok haberi gelene kadar bu da.Asıl önemli detay hastane.
Beni devlet hastanesine götürdüler.Sabaha kadar dikişler,filmler vs derken o arada polisler gelip size tutanak imzalatırlar.Bence bu tutanağı imzalamayın.Olayı tam iştirak edemiyorsunuz çünkü o an.Ben imzaladım ve hata ettim.Çünkü ayrıntılar atlanmış,hatırlamadığım anlar sonradan hatırlamıştım.Hastaneden rapor alırken çok dikkat edin.Raporu hazırlayan doktor uğraşmamak için basit bir rapor hazırlar,bana öyle hazırladı.Nitekim dava sürecinde istenen raporda ''basit yaralanma'' yazılmış.Oysa ağzımda onlarca dikiş ve bir dişim kırık.Sonuç olarak mahkeme şahısa 3-6 ay hapis/erteleme verdi ama ben vücudumda ve bisikletim de olan hasarlarımla başbaşa kaldım.Çünkü maddi kaybımın talebi mahkemece ''kusur yükleme'' iddiası ile red edildi.
İnsanın başına gelmeden bilemiyor.Yaşadığım tecrübeler umarım kimsenin başına gelmez.Gelirse de bu detaylara dikkat ediniz.Bu ülkede sizin hakkınızı koruyacak sahip çıkacak savunacak bir mekanizma yok. Var diye iddia ediliyorsa da,onunda dümeni sizin elinizde ne yazık ki.