Sevgili Mert
Sizle gelmek isteyen, kendini bilen, senden daha küçük arkadaşlarına bazı kuralları koyarsın.
Gideceğimiz yer antreman sahamızdır. Burada kendine güvenmiyorsan sahaya çıkma dersin. Ya da onlara işin nasıl yapıldığını öğretirsin.
Kabiliyetli kişilere müsade edersin, yapamayanlara da bir görev verirsin, sen bizim çantaları bekle ve bizi seyret, fotoğraf çek, dersin.
Ama bu kuralları yola çıkmadan önce gelecek olan kişilere söyler ve kabul ettirirsin.
Hatırlarsan sizler daha küçükken, bizle geziye çıkacağınız zaman çoğunuzun, senin, Kıvanç'ın ve başkalarının aileleri gelip bizlerle tanışıp, sizleri emanet etmişti.
Bizler de sizlerden, baştan söz almıştık, grup kurallarına uyacaksınız diye.
Daha dün gibi. Çakırlarda Annenle baban arkamızdan gelip kontrol etmişlerdi.
Şimdi ne oldu, sizler kendine güvenen, bisikleti seven bireyler oldunuz.
Sıra tam anlamıyla sana gelmese de, aranızda senden büyük olanlar, bu yeni gelenleri koruyup kollamayı üstlenmesi lazım.
Bana ne, ne yaparlarsa yapsınlar demek, bence doğru değil.
Tamam her kes, her yere gelecek diye bir kaide yok, ama, bisikleti seven küçükte olsa, söz dinliyor kurallara uyuyorsa, elinden tutmak,doğru yolu göstermek sizlerin görevi şu anda.
Sevgi ve selamlarımla.