Scudo Sports

6-7 Nisan 2013 Çanakkale Turumuz

@ihtiyar

Öncelikle başınız sağolsun.Bir arkadaş,dost kaybetmek zordur bilirim.

Öte yandan,aklı başında insanlar için Türkiyede macera,sabahın erken saatlerinde başlar.Tıklım tıkış dolmuşta bir elimde çanta,diğer elimde telefon,zar zor sabah haberlerine bakıyorum;arkadan bir kol dürtüyor omzumu.Elinde o...u çarşafına dönmüş,buruşuk bir para: "Bi tane uzatsana" Tabi kardeşim ne demek? Arzu edersen inelim,sırtımda götüreyim...Durağa geliyoruz:Kardeş uygun bir yerde inelim...Arkadaş yeşil ışığı kaçırmamak için basıyor(Işıklara yaklaşıldığında yavaşlayacağımıza,tam tersi delirir,hızlanırız.Saniyeler,Dünyanın hiç bir ülkesinde,bu kadar değerli değildir)(!)..."Işıktan sonra indireyim! " Tabi,ne demek...İstersen ben ,işe de gitmem,lafı mı olur.Birlikte durağa gider laflarız...

İnersin dolmuştan,sağanak yağmurda yürürken,önüne değil,daima yanına bakarsın:Zira,önlerindeki su birikintilerinden hızla geçerken asla seni düşünmez,tepeden aşağı ıslatırlar.Eğitimin önemi yoktur.Her yaştan ve her eğitim düzeyinden kim varsa,hepsinin acaip acelesi vardır.Tam yanından geçerken "Daaat" diye basarlar kornaya,sabahın köründe havaya zıplarsın...Sonra "Şurdan iki açma açma alayım da ,yiye yiye gideyim " dersin.ağzını,o ilk lokmanın heyecanıyla açarsın ve fakat,yanından geçen bir insan kılıklı Makak,ayağının dibine,akşamdan kalma tüm mukozasını tükürür.

Hah,şükür,çamura bulanmadan işe de geldim,dersin;ne gezer! Her biri mayın tarlası gibi,o birilerini durduk yerde zengin eden ve nedense asla sabit duramayan oynak kaldırım taşı,dibindeki tüm pisliği,ayağınızdan içeri boşaltır.Olsun ! Dersin,yapacak bir şey yok!

Sonra bir çocuk "Günaydın hocam" der,sımsıcak ve yürekten...ve her şeyi unutup,yeni bir güne başlarsın,ki eve dönüşü de ayrı bir maceradır.Çünkü şehirler,artık birbirine yabancılaşmış,öfkeli ve saldırgan primatların doğal yaşam alanlarına dönüşmüştür.Normal insanlar artık büyük şehirlerde,görgü ve kültürlerini yaşamak ve yaşatmak bir yana,ancak diğerlerinin henüz keşfetmediği alanlarda yaşayabilmektedir...ve malesef bu alanlar,gün geçtikçe ele geçirilmekte.Ben dahil bir çok arkadaşım,artık şehirden kaçma planları yapıyoruz.Dağlara,tepelere.Deniz kıyılarına falan da değil,zira oralarda da durum pek farklı değil.

Bak,daha yollarda arabadan bira şişesi fırlatanları,dibimize kadar gelip pencereden,kulağımızın dibine bağıranları,laf atanları,küfür edenleri,içine işedikleri pet şişeleri,kustukları torbaları,çocuklarının boklu bezlerini ve daha sayamayacağım kadar pislikleri,yollara atanları yazmadım.Böyle bir konu açsam,sayfalarca macera çıkar.:)

İşte böyle,sevgili İhtiyar.:)
 
Scudo
Derya abi çok anlamlı yazmışsın kalemine sağlık.Kangren olduğumuz birkaç konu hakkında çok iyi tesbitlerde bulunmuşsun.İzninle yazını paylaşmak istiyorum.
 
@Derya Keçeci

Ozaman beklemedeyiz abi. Bol antreman,bol bol tatil, bitmesi gereken son staj dan sonra çok güzel olacak. Bu arada yakında Ankara planımız var. Eskişehir,Ankara yada Ankara,Eskişehir. Ses çıkaran ve oynayan hiç bir parçayı getirmeyeceğim (kiralık mtb) :) Hem ıslanmak daha güzel, gerçi temmuz sonunda biraz yanacakmışız gibime geliyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Derya Keçeci
@ihtiyar

Kayıbınız için üzüldüm.Başınız sağolsun. Olursa bir buluşma,tur yada başka bir organizasyon Eskişehir'de olmasamda Eskişehir ekibinden olarak katılırım.
 
  • Beğen
Tepkiler: ihtiyar
@Derya Keçeci
Derya abi, sadece görüş eklemek istediğim kısımları alıntıladım tekrar tekrar aynı şeyler okunmak zorunda kalmasın diye. Yukarıda anlattığınız sorunlar ne yazık ki hep insan kaynaklı ve bölgesel olarak değişim gösteriyor. Temelinde de bilinçli ve kasıtlı olarak günden güne daha da kötü bir nitelik kazanan Eğitim Sistemimiz yatıyor. Yoksa "Sistem" kelimesini kullanmamalı mıydım? :( Ancak işin en acı kısmı, bu durumun, insanların bilinçli ve medeni taleplerde bulunmayı bilmemelerinden, öğrenmek istememelerinden kaynaklanıyor olması. Aslında bu bir kısır döngü. Talepte bulunmayan insanlar, talepte bulunmalarını sağlayacak sistemlerin oluşmamasını sürdürebilecek yöneticiler seçiyorlar! İroni mi, vehamet mi bilemiyorum. Sonuç olarak bizler de bu durumda ne kadar çırpınırsak çırpınalım, bir sonuca gidemiyoruz. Medeni olmanın, insanca yaşamanın, iyi hizmet almanın, kişisel çıkarlar için "Onur"unu satmamanın büyük erdemler olduğunu anlatmaya çalıştığımızda hâlâ "Solcu", "Komünist" gibi yaftaları suratımızın ortasına yiyoruz; Hem de bahse konu kavramların anlamını bile bilmeyenler tarafından!

Geçen hafta sonu Eskişehir'deydim. Şehirin gelişmişliğini yazmama bile gerek yok. Ancak, oradaki kırmızı ışık süreleri burada uygulanıyor olsa, Ankara'da hergün trafikte cinayetler olur! Hiç abartmıyorum; Sadece birileri saygısızlık edip diğerlerinin geçiş hakkını engellediğinde (ki çok haklılar, yeşil ışık 15-20 saniye yanarken kırmızı ışığın 150-200 saniye yandığı bir yerde, önümü kapatan adamı ben döverim :) ) korna çalıyorlar! Trafikte bayağı uzun süre araç kullandım ve dönüşlerde sinyal vermeyen sürücü sayısının bayağı azınlıkta olduğunu fark ettim.

Bir de bisiklet konusunu özellikle gözlemledim. Çok fazla bisiklet kullanımı var; Bu güzel. Ancak koruyucu ekipman kullanan kimseye trafikte olduğum süre içerisinde rastlamadım. Bir de trafiğin akış yönünün tersi yönde bisiklet kullanımına birkaç tane ile sınırlı olsa da maalesef rastladım. Sanırım bunu Ferhat kardeşimiz de gözlemliyordur. Neyse, ana konuya dönüyorum :) Eğer önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde planlarımı gerçekleştirebilirsem ben de maalesef Başköy'ü (maalesef artık bu haline "Başkent" diyemiyorum) terk edeceğim. Mutlu günler dilerim.
 
@Murat Çetinkale


Bundan 17 yıl önce Eskişehire ilk geldiğimde bomboş yolda yaya için yeşil yanmasını bekleyen kaldırım üstündeki insanları görünce şok olmuştum niye karşıya geçmiyorlar boş yolda diye :) Ankaradan Eskişehire gelmek böyle bir duygudur :) bisikletli meselesine gelince de şehir içinde pek çok caddede bisiklet kullanımı aslında yasak(belediye meclis kararı) varsın ters şeritten gitsinler aldırmıyorum ben.Binsinler de nasıl binerlerse binsinler.Belki birilerinin dikkatini çeker önce yasak kalkar sonra gerekli düzenleme yapılır.
 
@Derya Keçeci

Derya abi bugün Ömerin vites olayını halletmek zorunda kaldım.Şöyle bir antremana çıkalım hava müsait yol yapalım dedik daha ilk 3 km lik rampaya 50 metre kala abi ufak dişliye inemiyorum sürtüp ses yapıyor 52 ile çıkacağım demez mi :) hemen indim ayarı çektim tüm antreman boyunca bu muhabbeti yapmaktansa olayı baştan kestik :) birde dizel motor nasıl çalışır onu öğrettim :) ( bu cümle Ömer için anlamıştır o :) )

https://www.bisikletforum.com/a/img20/2514/20130423131247.jpg

https://www.bisikletforum.com/a/img163/3128/20130423131040.jpg
 
Ömer,52'de sabitleyeceksen Fixed gear ya da single speed'e çevir bisikleti.Bir daha,yok vites takıldı,yok sürttü,Ferhat abi yetiş'ti gibi sıkıntıların olmaz:)
 
Geri