Scudo Sports

''28 ağustos -4 eylüle hazırlık -tam ring polinez''

@Salih Dinçer

Aşağıdaki konuda omurkadir adlı kullanıcı Gps ile ölçülen yükseklikler elipsoidal yükseklikler olduğu için gerçek yükseklikleri vermediğini söylemekte:

https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=28597

O zaman Salih, altimetreli bir km saati almayı düşün derim. Ancak bir çok altimetre, hava basıncındaki değişime göre göreceli olarak yüksekliği ölçtüğünden onları deniz seviyesinde sıfırlamak veya tam bildiğiniz bir yükseklikte kalibre etmek gerekiyor. Ayrıca hava şartları değiştiğinde 50-60 kadar sapma yapabiliyor.
 
Scudo
@Salih Dinçer

Bence de iyi olur. Bu arada Salih, Bıçkıdere-Göçbeyli yolunun önemli bir kısmı stabilize ama Göçbeyli'den itibaren cillop gibi asfalttan gideceğiz.
 
@Cem Şentin

cem orada bi sürü rampa var seni aşacak bilmiş ol salih seni kurtaracak o olmaz ise oralarda tek başına yanarsın bilmiş ol ,,,,,oralar dağ başları tek kalmak orda çok sakıncalı lastik patladı benim orda tek başıma tamir ettim asla salih seni bırakmasın dikkat edin eğer tabi yarın gidecekseniz...
 
@Cem Şentin

Cem sağol, ortadaki hatayı (2800 m vs 738 m) en iyi açıklayan bilgiyi bulup göndermişsin.
 
@Kudret Kurtcebe
Aslında ben kendimi ne gezi ne de performans tarafında görüyorum. İkisi ortasında bir şey. Ben daha çok yokuşları kolay alabilmek ile ilgileniyorum. Yani bir yere daha az eğimli yerden gidilebilecekse orayı tercih ediyorum. Tercih imkanım yoksa önce hız alıp yokuşu daha kolay çıkabilmeyi deniyorum.

Özetle yokuşların ne inişi ne çıkışı beni çok hazzetmiyor. Sanki düz yolda veya biraz eğimli güzergahları seri bir şekilde geçebilmek daha çok hoşuma gidiyor. Keza dün Vatan caddesinden geçerken veya biraz ilerisinde Sağmalcılar'da yaptığım hız rekorları (kendimce), bende müthiş bir adrenalin pompalaması yapıyor.

Yoksa yokuş aşağı bedava hızlanmak ve yokuş yukarıda dizleri zorlamak, bilmiyorum galiba çok hoşuma gitmiyor. Ama belirttiğim gibi zorunlu kalmadıkça...
 
  • Beğen
Tepkiler: Bahadır Gürel
@Salih Dinçer

ben sahada yapılanlara bakarım hatırlarsan polinezde ne yaptın ,,,,hızla girdin rampaya sonra ne oldu kaldın ve seni yakaladım ,,rampada bu olay yalnış neden çünki eğim çoğalmaya devam edecek ve kalacaksın ha haftanın 3 günü antreman yaparsan 100 artı 30 lar o vakit sana koymayacak ama 100 artı 30 ları kısa zamanda az mola ile yapacaksın şimdi sen gezi bisikletçisi değilsin performansda değil bunun ortası nedir peki...yokuşları rampaları alabilmek için çok rampa oldukça dik rampaları sahada çalışacaksın ....yolun daha başındasın ayrıca geçen pazar sıcak seni rahatsız etti bunu nasıl halledeceksin bu pazarda27 derece rampada yanacaksın bi tane yok aynı durum olacakmı yani gene beni bırakınmı diyeceksin ,,,siz gidinmi diyeceksin,,,,,,,,,,,,
salih sen bence işin kolayına kaçıyorsun aramızdaki fark bu demekki sen hayatta girmezsin tavşanlı yoluna ordan ahmetliye aramızdaki fark bu senle ,,,
ben zoru seçmeyi severim ,,,,

önce hız alıp sonra yokuşu alma olayı çok uzun süren rampalarda asla geçerli değildir ,,, eğer inişler ve çıkışlar seni ilgilendirmiyor ise paso düz yol basacan salih o da biliyorsun bostancı tuzla hattı,, yaşamın bizati kendisi inişler ve çıkışlar üzerine kurulmuş bi handikaplar silsilesidir ,,,
 
@Salih Dinçer

Salih selam, maalesef istanbul yedi tepe üzerine kurulmuş. gezi amaçlı turları çok seviyorum ama orada da rampalar var. bu rampaları çıkma tekniğini iyi öğrenmedikçe iyi bir bisikletçi olamam.

İlk katıldığım garipçe turunda rampa çıkarken aynen böyle yapıyordum; yokuşun başında hızlanıyordum ve yokuşun ortalarında tıkanıp kalıyordum. aslında olan şu: yokuş çıkarken gücümün üzerinde efor harcadığım için benim nabzım yükseliyormuş. yani ben giderken nabzım da yükseliyorsa bu işte bir terslik var.

Polonez turunda rampalarda şunu yapmaya çalıştım: nabzım daima sabit kalsın hızımı ona göre ayarlayayım. çünkü nabzı çok zorlayınca tura erkenden veda edebilirdim. evet rampaları çok yavaş çıktım (6 km/s) ama yorulmadım, nefes nefese kalmadım. artık amacım nabzı sabit tutup hızımı artırmak.

yokuş çıkarken kendimce çözümler bulmaya çalışıyorum. örneğin ben rampa çıkarken gidona doğru eğilirsem nabzım yükseliyor, bunun yerine dik oturuyorum nabzım düzeliyor. vücudumun ağırlığını kollara verince bu da ek bir yorgunluk veriyor yokuşta. ayrıca yokuş çıkarken rampanın sonuna bakmıyorum, gidona ve önümdeki yola bakıyorum, bu motivasyon için çok önemli. örneğin rampa çıkarken başkalarına yetişmeyi hiç dert edinmiyorum. olsun en geriden gelirim diyorum (rotayı ezberlemek şart); çünkü bir başkasını yakalamaya çalışırsam bünyemi unutup hemen yorabiliyorum. ben normalde sıcaklarda çok terlerim. terlememin esas nedeninin de nabızla bağlantılı olduğunu gördüm. nabzı düşük tutunca o sıcaklarda çok terlemiyorum. biliyorum bu konuları zaten biliyorsundur ama bende işe yarıyor.

bir de sırt çantası olayı var: sırt çantasıyla bisiklet sürmeyi rampa çıkmayı ben neye benzetiyorum biliyor musun salih? belgrad'ta ormanda koşarken bazı sporculara rastlıyordum ayak bileklerine demir ağırlıklar bağlayıp koşuyorlardı işte tam da onlara. bel çantası en uygun olanı.
 
Tavsiyleriniz için çok teşekkürler...

Dediğiniz gibi uzun yokuş ve hızlı nabız ile bu işlerin önemi artıyor. Ancak ben her yokuşu bu yöntem ile denerim. Yani olup olmaması eğimin bir oranını veriyor bana. Tabi rüzgar ve yorgunluk faktörleri aldatıcı olabilir. Ama yeterince hızlanırsanız diyebilirim ki yokuşa ilk çıktığınız andan itibaren hiç pedal çevirmeyeceğiniz yerler vardır. Örneğin,

Şile'ye giderken göreceksiniz ama bu olay dönüşte (dikkat, giderken değil) olmaktadır...

Pazar günü nasipse Alemdağ'dan dönünce ufak bir eğimle benzinci yanından çıkacağız. İşte buradan sonra aşağı sola iner ve diyebilirim ki adam akıllı ikinci (1.'si Alemdağ'a çıkarken) Şile yokuşudur. Buranın dönüşü sırasında çok önceden pedal çevirmeyen biri, doğal ivmelenme akabinde gelen yokuş, kondisyonsuz kişiyi bile zorlamıyor. Bir de pedal çevirin ve bakın, göreceksiniz ki benzinci yanınızda bitmiş. Tabi burada çok dikkat etmeli, çünkü bir yandan dönüyorsunuz! Mutlaka olası bir riske karşı yol boş olmalı, ıslak olmamalıdır.

Belki de asıl önemli olan insanın tükeneceği anı bilip ona göre vites seçimi yapmaktır...

Dün Hasanpaşa'daki evlendirme dairesi gibi bazı kısa yokuşlarda 2-6 (24/38) vitesi hızlanarak denedim. Çok rahat çıkabildiğim gördüm. Yorulunca da 2-4 (18/38) vites ile devam ettim ve bu şekilde Kadıköy-Dudullu arasını 45 dk.'da alınca kendi rekorumu kırmış oldum. Önceden bir saati geçiyordu...

Tabi yolun boşluğu da (malum bir bayram gecesi) önemli ama farklı vites kombinasyoları denememin (1. yokuş çarkına hiç kullanmamam) etkileri daha büyük olmalı. Bakınız, bisikletimin dişlilerine göre 2-6'da gitmek 2,5x demek, 2-4 ise 1,5x demektir. Bu bence şehir içi iyi bir ortalama (20 km./saat) güzel bir kombinasyon. Gerçi tekrar ediyorum eğim, rüzgar, trafik, ışıklar değerleri anında değiştirmekte. Ancak hissettikleriniz işte önemli olan bu...:)
 
  • Beğen
Tepkiler: Bahadır Gürel
@Kudret Kurtcebe

:Gun-124-1 intihar sebebi
 
@Bahadır Gürel

Dediklerine aynen katılıyorum Bahadır Abi. Rampa çıkarken selede ön tarafa yakınlaşınca işim kolaylaşıyor. Ayrıca son cümlenizdeki benzetmeyi annemin kaşarlı sandviç vermesi yüzünden sırt çantasını taşımak zorunda kalmam nedeniyle 4 Eylül'deki turda bir parça yaşadım. Allahtan bisikletimle gelen dişli lastikleri, yol lastikleriyle değiştirdim de 31 Ağustos'taki tura göre 3 saat evvel eve dönebildim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Bahadır Gürel
@Cem Şentin

cemo,,,,hasanı takip et bu pazar şile yapın sonra kurtdoğmuştan dönün frenleri kontrol ettir kurtdoğmuşta antreman demek senin bayağı kilo vermen demek 10 kilo verdiğin zaman iş bitecek böylelikle rampalarda daha az yorulacaksın fakat şu bi gerçekki hakikaten seninki başarı kiloları vermen eski halini biliyorumda şimdiki halin artık daha sağlıklı bi durum oluşturuyor dediğim gibi bi 10 kilo verince o zaman çakı gibisin ,,,
 
Geri