Scudo Sports

2350 Km. Artvin'den Trakya'ya (Cesaret mi, dayanıklılık mı?)

@ismail güven

İsmail Şarköy'e yolun düşerse seni tanımak isterim. Bir iki gün önceden bilgim olursa uygun olur. Bi çayımı içmeden geçmeni istemem. Akraba çıkmak üzereyiz. Pehlivanköylüyüm.
sağlıkla kal.
 
  • Beğen
Tepkiler: rancid
Scudo
Mukemmel fotograflar icin ve gezinizi bu yolla bize de yasattiginiz icin tesekkur ederiz. Kazasiz belasiz nice gezilere ve keyifli saglikli pedallamalara :)
 
Ben teşekkür ediyorum. Birileriyle paylaşmazsan kıymeti olmuyor gibi. Sağlıkla kalın Suat.
 
İbrahim bey devam edecekmi fotoğraflar merakla bekliyorum çok güzeldi gerçekten diğerleri
 
İbrahim Bey,

Piraziz' den sonra keşke sahil yolundan geçseymişsiniz Fatsa' ya...

Bu aradaki 30 km' lik yer muhteşem bir yerdir. Gerçi daha önce geçmişsiniz, biliyorsunuz. Bilmeyenler için güzel olurdu.

Çevirdiğiniz her pedalı, anlattığınız her detayı tebrik ederim.
 
Devam ediyor. Bittiğini son kısmında belirteceğim. Selamlar. Ali bey Perşembe üzerinden eski Karadeniz yolunu kast ediyorsunuz. Geçen yıl ki turumda oradan geçtim. Ancak o turu buraya yükleyememiştim. O yol hakkında bilgim var. Ancak bu yıl o büyük Tüneli geçmek istedim. Önceki sayfalarda oradan bahsetmiştim. Azdavay da tanıştığım arkadsaşım Zeyno. İki dakikada samimi olduk. O gece evlerinin karşısındaki arsada kamp kurdum. Israrla yarın sabah giderken beni bekle dedi. Sana bay bay yapacağım. Ama ben çok erken çıktım. Affet beni ZEYNO. Öptüm yanaklarından. Bazı yollarda saatlerce tek başınasınızdır ve Pınarbaşı göründü. Buradan Ilıca köyüne devam. Milli parka giriş onlardan sorulur. Pınarbaşı ilçesinden birkaç km. sonra vadiye 7-8 km'lik öyle bir rampadan iniyorsunuz ki, bence inerken nasıl çıkacağınızı planlamaya başlayın. Ilıca Köyü. Şelaleye gitmek için köyün içinden geçiyorsunuz. Çok şanslı köylerden biri. Eşsiz manzarası var. Köyden sonra Şelaleye çok güzel patikalardan gidiyorsunuz. Bisiklete binilmez fakat şelaleye kadar götürebilirsiniz. Şimdi kardeşim siz olsanız bu kare için ne yazarsınız. Pınarbaşı Ilıca Şelalesinden bu kadar arkadaşlar. Buradan Pınarbaşı ilçesine dönüşümü hiç sormayın. Tur süresince burası ve 7 göllerden Yığılca çıkışı tam bi işkence idi. Ama zirveye vardığınızda başarmanın hazzını anlatamam. Ağacın gövdesindeki mermer üzerinde, YEŞİL HOCANIN HAYRATIDIR. yazıyor. Ağaçta ve etrafında ne bir çeşme gördüm, nede hayra geçecek bir şey. Asıl ilginç olan çevrede ondan başka kuruyan ağaç ta yok. Hocanın nefesi zayıfmış demekki. Pınarbaşı ilçesini de geride bırakıp Eflani ye doğru hareket. Tur boyunca bunaldığım en pis yoldu. Yol çalışmalarından dolayı. Hava karardıktan sonra ancak varabildim. Eflani Öğretmen evi. Oda da üç yatak var. Biri benim. Biri çamaşırların. Diğeri de Yoldaşımın. Onu dışarıda bırakırmıyım hiç. Ona da bir yatak aldım. Çok sevindi. Arada bir öğretmen evlerinde kalmak iyi oluyor. Rektefeden geçmiş gibiyim. Kahvaltı. Berberde saç traşı, ver elini Safranbolu. Kaç ilçe veya İl'in Kahverengi tabelası var. İşte Safranbolu öyle özel bir yer. Arkadaşlar 2009 yılındaki Batı Karadeniz turumda Safranbolu' yu detaylı gezmiştim. Şimdi yine bir kaç kare foto. koyacağım fakat ilgilenen arkadaşlar çok fazlasını önceki turumda bulabilirler.
 
İbrahim Abi, bizi kahrediyorsun yemin ederim. :) Emeklerine sağlık, başka da diyecek bir şey yok.
 
Teşekkür ederim Ahmetcan. Fot. yüklemesi de çok detaylı ve vakit alıyor. Yarıda kesmek istemiyorum. Az kaldı. Selamlar.
 
Paylaşımınızı her gün takip ediyorum. Resimler çok güzel. Yazılarınız da.
(Not: Yazılarınız ve yorumlarınızı biraz daha arttırabilir misiniz Okumak güzel oluyor, bilgi veriyor. Zahmet olmazsa tabi)
 
  • Beğen
Tepkiler: İbrahim Yurtseven
harika bir rotada güzel bir tur gerçekleştirmişsiniz.
ayaklarınıza sağlık...
 
İbrahim abiciğim, öncelikle yüreğine sağlık. Yaptığın turla ilgili yazılarını dikkatle okuyorum, paylaştığın resmiler için zaten söylenecek bir şey yok harika kareler var. (Karadeniz zaten doğasıyla harika bir cennet köşemiz). Tur boyunca resim çekmenin zorluğunu bilen birisi olarak ve onu siteye yüklemeninde zorluğunu bildiğim için resimlere verdiğin emek için ayrıca teşekkür ederim. Karadeniz tur için gerçekten çok güzel mekanlar amma velakin yağmursuz bir zamanı yakalayabilirsin harika yoksa işin zor. sende yağmuru bolca yakalamışsın. Turunu takip etmeye devam diyorum, tekrar emeğin için yürekten teşekkürler.
 
Safranbolu evlerini görünce tekrardan aklıma rahatsız olduğum bi konu geldi, nedense ülkemizde böyle tarihi güzellikleri, dokusu olan her tür yapının altına incik, boncukcu, lokumcu, şekerci açılıyor. Tüm güzelliği, dokusu, büyüsü kayboluyor...

her fotoğraf karesine mutlaka bi şekerci, boncukcu tabelası giriyor....
 
  • Beğen
Tepkiler: MUSTAFA ŞEKER
Teşekkürler Göksun. Tamamı henüz yüklenmedi, bu gece bitirmeye çalışacağım. Yapıcı yorumunuz için teşekkürler. resim konusunda haklısınız. Zamanla sorunum olmadığı için Tur'da resim çekmek pek zor gelmiyor da, bazen çok güzel bir yerden aşağı doğru kilometrelerce süzülüyorsun. Manzara süper, ama harika dağ ve orman manzaralarından geçerken defalarca durup resim çekmek sanki o güzelliği bölüyor. Bu yıl çözümü acsiyon kamera ile çözdüm. Ben kuş gibi süzülürken, o benim için fotoğraf çekiyor. Şimdi daha keyifli oluyor. Tur' a gelince bu gece bitirmeye çalışacağım. Sağlıkla kalın. Haklısınız. Resmi binaların dışındakiler genelde aynı zihniyetle aslına uygun olmayan bir şeylere dönüştürülmeye çalışılmış. Lokanta, büfe, bahsettikleriniz gibi. sadeliği görmek için mahalle içlerine gireceksiniz. Onlar da ne kadar dayanır bilemiyoruz. Yakında hepsi pansiyon olur. Safranbolu'dan bu kadar olsun. Şimdi Karabük - Yenice ilçesinde bulunan Şeker Kanyonuna gitmeyen arkadaşları şöyle bir götürelim mi. Kanyon Yenice ye 5-6 km mesafede. Kanyonun girişinde tesisler mevcut. Kamp kurabilir, piknik yapabilirsiniz. Tüm ihtiyaçlarınızı görebilirsiniz. Uzun turcular için bir iki günlük dinlenme noktası olabilir. Karabük - Yenice arasındaki yolu, manzarayı anlatmayayım. Ne ararsanız var. Dağ, orman, akar su. Bütün güzellikler bir arada. Tren yolu ve Filyos çayı size eşlik ediyor. Şansınız varsa Tren de eşlik edebilir. Bir süre. Tek olumsuz yanı kısa kısa çok tünel var. Biraz dikkatle onları da farklılık olarak görebilirsiniz. İzleyelim. Geceyi Şeker Kanyonunda geçirdim. Şimdi Yeniceye kahvaltılık bir şeyler bulmaya. Ramazan olduğundan dolayı lokantalar bazı yerlerde akşam yemeğine kadar açmıyor.

Devrek. 2009 yılında buradan geçip, Mengen üzerinden Bolu'ya çıkmıştım. Devrek'te elektronik ihtiyaçlarımı giderip, (Fot. mak. Video Kamera hafıza kartları) Eğerci üzerinden Yedi Göllere (Bolu) doğru hareket. Eğerci Devrek arası 27-28 km. Yedi Göllere toplamda 65-70 km. olması gerekiyor. yarı yolda kamp kurup sabah devam ediyorum. Eğerci sapağından 7-8 km. sonra Yazıcık köyünde kamp kuruyorum. Yedi Göllere buradan 27 km. sürekli orman ve dağ yolu. En çok zevk aldığım mesafelerden biriydi. Siz, orman, dere. Kuş ve ağustos böceği sesleri. Yedi göllere çıkan Bolu yolunu görmedim ama, Devrek Yedi Göller arası süper zevkli bir yol.

BÖYLE TÜNEL GÖREN VARMI. KAMYON, TIR, TREN, OTOBÜS GİREMEZ. Bu saydıklarım giremeyince doğa da bozulmuyor. Ne kadar insan, o kadar sorun. Fazla insan bu vadiye gelmesin. İyi bir çözüm. Buradan Yedi Göllere kadar olan yol tamamen orman yolu. Orman, kuş ve ağustos böceği sesleri ile size eşlik eden derenin su sesi size 7 göllere kadar eşlik ediyor. Yolun bitmemesini istiyorsunuz. İzleyin ama sesleri dinlemek için oraya gitmeniz lazım. Yedi Göllere ben Devrek tarafından çıktım. Asıl ana çıkış yeri Bolu tarafıymış. O yolda çalışa olduğundan dolayı trafiğe kapalıymış. Mengen, Yığılca ve Devrek istikametlerinden gelinebiliyordu. Fakat bu güzelim yerde bir başı boşluk sezdim. Hiç görevli göremedim. Önceki yıllarda konaklama ve yemek ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz imkanlar mevcutmuş. Şimdi yoktu. Bilgi aldığım için hazırlıklı gittim. Yemeğimi yeyip yola çıkyım. Vakit çok erken. Yol almalıyım. Yığılca istikametinden Düzceye çıkacağım. Yedi Göllerden ayrılıyorum. Batıya doğru geleceğime göre Yığılca üzerinden Düzce'ye çıkmam gerekiyor. Bolu yolu kapalı. Ancak 5 Km. geri gidip Devrek Çayına kadar inmeniz gerekiyor, ve hemen Yaylatepe köyünün de bulunduğu BACAKLIYAYLA TEPESİ'ne (1637 m.) tırmanmaya başlıyorsunuz. Kaç saatte çıktığımı hatırlamıyorum ama o sıcakta bir öğleden sonram geçti gibi. Asıl sürpriz de zirveye varınca oldu. Çıkana kadar kan ter içinde kalıp yan, zirveye varınca haliyle Düzce ye kadar iniş. Fakat tam zirveye 500 m. kala bir yağmur, bir tolu. İki dakikada kuru yerim kalmadı. En kötüsü de yağmur bulutlarını metre metre üzerine doğru geldiğini görüyorsun ama o yorgunluk ve yük ile rampa yukarı basamıyorsun. Zirveyi aşsam belkide ıslanmıyacaktım. İnişe başladım. Yağmur devam ediyor. Yağmurluk yok. Karadenizden ayrılınca onu attım. Üstümü değişsem yine ıslanacağım. O rakımda hava anında buz gibi oldu. Islak ıslak aşağılara inmeye başladım. Bir süre sonra yağmurun etki alanından çıktım diyelim. Öyle üşüdüm ki Temmuz' un ortasında boğazlı kazak ve mont giydim. Yığılca' ya kadar bu şekilde devam ettim.
 
Ülkemiz ne kadar da büyük öyle değil mi.
 
Hemde çooook büyük arkadaşım, gezmeyle bitmez. O yüzden yaşınız gençken zaman yaratıp gezmeye başlayın. İleriki yaşlarda daha zor oluyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Hâkî.
Çok haklısınız. Yaşı genç olan ve bir engeli olmayanlar bencede hiç vakit kaybetmeden yola çıksınlar.
 
Arkadaşlar bu son bölüm. Burada sizlere şimdilik veda ediyorum. Yedi Göllerden Yığılca'ya geçeceğim. Bu turda gitmeyi kararlaştırdığım noktalardan 7 Göller son olanı idi. Önceki sayfalarda bahsettiğim dağı aşarsam Düzce, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Bursa ve Erdek ten Tekirdağ' ına geçeceğim. Düzceden sonraki yolum, en çok bilinen yol. Şehirler ile de işim olmaz. O nedenle bu noktadan sonra pek fot. beklemeyin. EVE KADAR ZEVKİME GÖRE PEDAL BASMAK istiyorum. Zirveye çok yakın olan Yayla tepe köyüne geldim. Yağmur bulutları peşimde. Gök gürültüsü ve yağmurun sesini duyuyorum. İki km. daha çıkabilsem zirveyi aşacağım. Ondan sonrası iniş. Basıyorum basıyorum gidemiyorum. İyice bittim. Yürüyecek halim kalmadı. Yağmur yaklaştı ve Üzerime öyle bir çöktü ki yapacak bir şey yok. Kendimi doğanın kollarına bıraktım. Doğa ile kavga etmemeyi öğrendim. Güneş ile inatlaşmayacaksın. Geceye saygı duyacaksın, ne doğuracağı belli olmaz.

Yeni yol arkadaşım. Bu yollar turun son günlerinde ikramiye gibi geldi. Dokun pedala gitsin. Burası Kocaeli ile Gölcük arasındaki Başiskele. Bugün Düzce Yığılca'dan buraya kadar geldim. Balık hali yan tarafındaki yeşil alan kamp için uygun. Bilgi almak amacıyla hale girdim. İki görevli var. Yemek hazırlığındalar. İftar yemeği. Selam, tanışma faslından sonra yemeğe davet.) Yemekten sonra çadıra gerek yok, mescitte kal teklifi. Yie dört ayak üzerine düştüm. Ahmet beyle iyi dost olduk. Göstermiş olduğu samimi ilgisinden dolayı gönülden teşekkürler. Güneş batmak üzere. Bursa çevre yolu. Bugün benim hesap yola uymadı. Henüz kamp kuracak uygun bir yer bulamadım.

Bu köprü ile ilgili anım var. Uluabat... Uluabat girişindeki köprü. Benim için sabıkalı köprü. Açmış kollarını beni bekliyor sanki. Yooo.. yemezler o bir kere olur. 2009 yılı. Batı Karadeniz turu dönüşü bu köprüye girdim. Trafik biraz yoğun. Ortalarına geldiğimde. Kapalı kasa bir kamyonet, karşıdan da kamyon gelince beni neredeyse altına alacak. kendimi sağ tarafa köprünün kaldırımına atıyorum. Bisiklet ve ayaklarım yolda, gövde kaldırımda. Arkamdaki doblo ayaklarımın dibinde zor durdu. Kalktım. Kırık çıkık yok sadece dizim yaralanmış. Şimdi köprüyü görünce daha 100 m. var iken indim. Kavuncu dayı ile, ben bir kavunu yiyene kadar hükümeti devirip yenisini kurduk. Seviyorum bu insanları yaa. Çok temizler, çok samimiler. Erdek'ten Tekirdağ vapuruna kıl payı yetişiyorum. Hatta son binen ben oldum. Kaçırsaydım geceye kalıyordum. Erdek'i hiç görmemiştim. Gezmeyi çok isterdim, uymadı. Bir başka TUR'a kaldı. Anadolu ya veda anları, kısa bir süre için.

Tekirdağ Şarköy arası. Son günüm. 25 gündür yollardayım. Hem eve varmak istiyorum, hemde geçtiğim yollar metre metre hayalimden geçiyor. Tekirdağ Uçmakdere yamaç paraşütleriyle atlayış yapılan bölge. Çok güzel manzarası vardır. Bisikletçi arkadaşların çoğu burayı bilir. Bilmeyen arkadaşlara tavsiyemdir. İzmir-Çanakkale tarafından gelip, İstanbul istikametine veya tam tersi yöne tur planlıyorsanız Tekirdağ - Şarköy hattını muhakkak görün derim. Bu noktadan eve kadar 37 km. Sürekli aşağı gideceğim. Rüzgar da arkamda. Ama sanki yol bitmesin istiyorum. Yerimi alacak. Yetişiyor. Kardeşim, komşum Bekir. Bisiklette zayıf olsa da, iddia ediyorum onun kadar zevkli, keyifli, güzel rakı içen çok, çok, çok azdır.

Evet gençler, bu turun sonuna gelmiş olduk. Giriş kısmında bir soruyla başlamıştım. CESARETMİ.? DAYANIKLILIKMI.? Ben test ettim. DAYANIKLILIK çok önde geliyor.
--Tur mesafem tahminidir. Haritaya göre. Km. Chz.'da yok zaten.
--Tur süresince unuttuklarım = Şavşat-Artvin arasında matarayı.
Borçka'dan çıkışta çantaları düzenlediğim yerde bir adet özel bir eşya.
Devrekte, başıma ve boynuma bağladığım eşarp.
Yığılca da cep telefonu. (Bulan kişi gönderecem dedi, göndermedi)
Devrek 7 göller arası, Yazıcık köyünde bir çift çorap. Üstelik yıkamıştım.
BU TUR'DAN ÖĞRENDİKLERİM = Her geçen yıl hafızamın beni yavaş yavaş terk ettiğini ve yaşlanmak için bedenimin benden izin istediğini. (İzin vermiyorum. Direniyorum.)
2009 Turumun sonundaki cümle ile konuyu kapatalım.

GENÇLERE. BENİM YAŞIMA GELDİĞİNİZDE, HALA OTURMUŞ BENİM TUR' LARIMI OKUYOR DURUMDA OLMAK İSTEMİYORSANIZ, ATIN KENDİNİZİ YOLLARA, DAĞLARA, ORMANLARA.
 
Bu büyük harflerle yazdığın sözü kaale alıp en kısa zamanda yola çıkıyorum :)... Gerçekleştirmiş olduğun turla bizi de en az kendin kadar fotolarla gezdirdiğin için can-ı gönülden kutluyorum. Darısı başıma diyorum :)
 
Geri