Kudret abicim, yazdıklarına hemen herkes katılır herhalde. Toplumumuzn afyonu televizyon, sabah işe gelindiğinde de, akşam oturup çay içildiğinde de ilk muhabbet futbol. Yok Behlül ile Bihter ne cevizler kırmışlar da vs vs... İşin garibi bu muhabbetlere - eleştiri yapmayı bırak, katılmayıp kenarda durduğun, sessiz kaldığın zaman bile göze batıyorsun, hakkında entel dantel muhabbeti başlatıyorlar. Tam kahvehane toplumu olmuşuz. Ondan sonra da arkadaşlar, kardeşler, amcaoğulları aralarında kanlı bıçaklı kavga etmesin, birbirine en ufak bir anlaşmazlıkta bile silah-bıçak çekmesin. Düğünlerde, maç sonlarında arabaların camlarından sarkıp havalara tüfek atmalar, birbirini vurmalar, ısrarla alkollu araba kullanıp yeri geldiğinde katliam gibi kaza yapmalar, aile yok etmeler, kan davaları, adliyelerde bekleyen binlerce dava dosyası vs vs. Hani hiçbir zaman kendimizde kusur bulmayız da bol keseden hep karşımızdakini eleştiririz ya, be adam sen ne yapıyorsun, önce kendi çıtanı, sonra ailenin, ve sonra milletinin çıtasını yükseltmeye katkıda bulunmak için? İnanılmaz bir tüketim toplumu haline sokulduk. Daha dün bir haber vardı, Avcılar E5 te zincirleme kaza, ve ardından 3 km lik araç kuyruğu oluşmuş. Yazın biraz rahat etmiştik, işe 2.köprüden ortalama 50 dakikada falan geliyorduk. Okullar açıldı ve 2 damla yağmur yağdı, gene eski özlediğimiz İstanbulumuza kavuştuk, 1.5 saatte geldik. Herkesin altında araba var anasını satayım. Daha fazla uzatıp sebeplerine falan detayına girmeyecem. Dediğin projeyi (işe bisikletle gidip gelme) çok düşündüm, çok yapmayı istiyorum, ama Amsterdamdaki gibi dümdüz zeminimiz yok ki, istanbul sürekli in-çık in-çık. Bu proje düz yollardan yakın mesafede yolculuk yaparak işe gidecekler için olabilir ama her gün Ataşehirden Maslak'a bisikletle nasıl gidilir biiir. İşyerinde bir duş düzeneği yoksa ne yapılır ikiii. Yine forumda bir arkadaş yazmıştı sanırım bir örnek vermişti, İş Bankasının bir şube müdürünü uyarmışlar, işe bisikletle geliyormuş, kurum kültürümüze zarar veriyorsunuz diye. Bu zihniyeti nasıl deleceksin, artı aynı tepkinin daha sertlerini her yerde bekleyebilirsin üüüüç. Yani aslında bu sorulara verilecek cevaplar pek yok, cevap aramak için yazmıyorum, bunları engel-mazeret olarak görmemek gerekir ama sürekli yalnız kaldığın zaman dik durmak da çok yorucu oluyor. Şevk kırılmıyor değil. Aynı mekanda seninle aynı zihniyette 400 kişi arasından 1 tanecik daha adam bulsan iş değişebilir, ama yok. Vermeyince Mabut neylesin Sultan Mahmut.