Scudo Sports

17.sefer kartepe-performansına güvenenler için.

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Kudret abi , prensibim var herkes de olmalı . Alkol aldıysan ertesi gün asla spor yapma. Asla
 
Scudo
@Güray Görkem

o.k
ben çok az rakıya su kattım bi adet onuda sahneye çıkmadan gargara yaptım,sahnede iken benim sulandırılmış rakıyı kerem götürdü:komik:
neyse ben bi kısa yapayım....
 
@Güray Görkem

bu video olayını bende bilmiyrum:koptum::koptum::koptum::koptum: sadece bildiğim önce youtube 'a koyacan, sonra burda video lingine ekleyeceksin ,bende youtube 'a video nasıl konur bilmiyorum....
 
http://images2.gazzettaobjects.it/methode_image/2014/07/03/Ciclismo/Foto%20Gallery/wx2S0A7313_mediagallery-fullscreen.jpg

haşametli bir ekip,,,,
 
image.jpg Bu fotoğrafın içinde insanlar vardı.
Gönül yarası vardı.
Akşamın yorgunluğu.
Kulağında kulaklıkla müzik dinleyen.
Akşama ne yemek yapsam diyen.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur diyen vardı.
Belki katlanır bisikleti olan vardı o fotoğrafta.
Ama katlanamadı.
Kanatlandılar Ankara'nın uçsuz bucaksız akşamında . Ateş'in düştüğü yer şu anda yanıyor ve yanmakta. Yayın balığının eti yenir mi bilmem ama yayın yasağının ucuz bir yahniden olduğu aşikardır .
Bugün üstünüzü örtmeden uyuyun .
Üşüyün titreyin.
Bu akşam Ali ve Ayşe'nin üzerini örtecek kimse olmayacak.
İyi uykular TÜRKIYE .
 
günaydın kayseri mehmet sunu,günaydın güray ,
20 şubat ct ,ben abbas basacak 48 km,bu pazar sağanak var güray .
 
güray ölç bakalım nabzını,ben şöyle yaptım ,parmağımı bileğime koydum ,1 dakikada 53 kez attı,her atışta 1 dedim, 60 saniyede 53 atış saydım .

konu ile ilgili siteler nabzın yavaş atması ,

(link)

kalbin yavaş atması

(link)

aşağıdakilerin hiç biri beni bağlamıyor-
1976-2016 yılları bisiklet ile geçmiş ,benim kalp sorunum zor olur,ama boşlarsak duvara toslarız

Kalp hastalığı ile ilgili risk faktörleri: Bradikardi sıklıkla kalp hastalıklarından dolayı kalp dokularında meydana gelen hasarla iliişkili olmaktadır. Bu nedenle, kalpte hastalık oluşma riskini arttıran faktörler Bradikardi için de risk oluşturmaktadır. Aşağıdaki faktörlerle ilgili yaşam tarzında olumlu değişikliklerin yapılması ve gerekli tıbbi tedavilerin uygulanması risk faktörlerini azaltacaktır:
• Yüksek tansiyon
• Yüksek kolesterol
• Sigara
• Aşırı alkol tüketimi
• Uyuşturucu madde kullanımı
• Psikolojik stres veya kaygı

ne yüksek tansiyon var,ne de yüksek kolestrol,sigara,aşırı alkol,uyuşturucu madde,psikolojik stres ve kaygı,geçiniz efendim bunların hiç biri benim kapımı dahi çalamaz.
insanların neden hasta oldukları belli oluyor,
en önemli neden hastalığa davet psikolojik stress yani yıkım içten çökme,mazallah adamı bitirir,kaygı ne kaygısı asla kaygım yok,sele üstünde insanın kaygısı olmaz,insan hayatta az ile yetinmesini öğrenecek,
bisiklet insanın kaygılarını süpürür,stresini darmadağın eder,bu millete bisikletin faydalı bir icat olduğunu anlatmaya devam edeceğim benim misyonum bu.
 
gene sabah sabah dellendim,,,benim bi yönüm kesin kızılderili,onlar ata saygı duydular,atım yok ama bisiklet atımız yahu:harika:
taksim meydanına dikmek lazım reis seattle'ın büstünü,
oku mehmet sunu neden sevdiğimi anla,



"Washington'daki Büyük Başkan'a"

"Washington'daki büyük başkan bize topraklarımızı satın almak istediğini bildiren bir haber yolluyor. Büyük Başkan bize aynı zamanda dostluk iyi niyet dolu sözler de gönderiyor. Bu dostça bir davranıştır, zira biz onun bu dostluğa ihtiyacı olmadığını pek iyi biliriz. Biz onun istediğini düşüneceğiz, zira eğer biz satmağa razı olmazsak, belki o zaman da beyaz adam tüfeğiyle gelecek ve bizim topraklarımızı zorla alacaktır."

"Gökyüzü nasıl satılır, ya da satın alınır, ya toprakların sıcaklığı? Bunu tasarlamak bize yabancıdır. İnsan havanın tazeliğine, suyun şarıltısına sahip olamazsa onu nasıl satabilir? Siz onu bizden nasıl satın alabilirsiniz?"

"Biz kararımızı vereceğiz. Seattle Reis ne söylerse, Washington'daki Başkan bunun doğruluğuna emin olmalıdır, tıpkı beyaz kardeşimizin mevsimlerin tekrar geleceğine güveni olduğu gibi. Benim sözlerim yıldızlara benzer ki onlar hiç bir zaman sönmez."

"Bu dünyanın her bir parçası ulusum için kutsaldır, pırıldayan her çam yaprağı, her kumsallık kıyı, karanlık ormanlardaki her sis, her geçit, vızıldayan her böcek ulusumun düşünce ve yaşantılarında kutsaldır. Ağaçların içinde yükselen özsuyu kızılderili adamın hatıralarını taşır."

"Beyazların ölüleri, yıldızların altından geçmek için uzaklara giderken doğdukları toprakları unuturlar. Fakat bizim ölülerimiz bu büyülü dünyayı hiç bir zaman unutmazlar, çünkü o Kızılderililerin annesidir. Biz bu toprakların bir parçasıyız ve onlar bizden birer parçadırlar. O güzel kokan çiçekler bizim kız kardeşlerimiz, geyik, at ve büyük kartal da bizim erkek kardeşlerimizdir. Yüksek kayalıklar, yeşil çayırlar, tayların ve insanların vücutlarının ılık sıcaklığı hepsi aynı bir aileye aittir."

"Washington'daki büyük başkan bize bir yer vereceği ve bizim orada rahatça kendi kendimize yaşayabileceğimizi haber veriyor. O bizim babamız, biz de onun çocukları olacağız. Fakat böyle şey acaba hiç olabilir mi?"

"Tanrı bizim ulusumuzu sever, fakat kızılderili çocuklarını terk etti. O beyaz adama işinde yardım etsin diye makineler yolluyor ve onun için büyük köyler yapacak. O geçen her günle sizin ulusunuzu daha kuvvetli yapacak. Beklenmeyen bir yağmurdan sonra ırmaklar nasıl yataklarından taşarlarsa, siz de çok geçmeden bu toprakları dolduracak, her tarafa taşacaksınız."

"Benim ulusum gelgitin çekilen dalgalarına benzer, fakat onlar bir daha geri gelemezler."

"Hayır, biz başka başka ırklardanız. Çocuklarımız beraber oynamazlar, ihtiyarlarımızın anlattığı öyküler de başka başkadır. Tanrının lütfu sizin üzerinizdedir, bizler yetim kaldık."

"Biz topraklarımızı satmak için yaptığınız teklifleri bir kere daha düşüneceğiz. Bu sandığınız kadar kolay olmayacaktır. Çünkü bu topraklar bize kutsaldır. Biz bu ormanlarla seviniriz."

"Bilmiyorum. Bizim davranışımız sizinkinden farklıdır. Derelerin ve ırmakların içinden geçerken pırıldayan sular yalnız su değildir: onlar bizim atalarımızın kanlarıdır."

"Biz size bu toprakları sattığımız zaman, bilesiniz ki, onlar kutsaldır ve sizin çocuklarınız da onların kutsal olduklarını ve göllerin berrak sularında oynaşan her yansının benim ulusumun yaşantılarına ait masalları ve öyküleri anlatmakta olduklarını öğrenmelidirler."

"Suların çıkardığı sesler benim atalarımın sesleridir. Irmaklar bizim kardeşlerimizdir, onlar bizim susuzluğumuzu giderirler, bizim kayıklarımızı taşır, ve çocuklarımızı beslerler.Topraklarımızı sattığımız zaman, bunu hatırınızda tutmalısınız ve çocuklarınıza öğretmelisiniz. Irmaklar bizim kardeşlerimizdir, sizin de. Ve siz şimdiden başlayarak ırmaklara iyiliğinizi esirgememelisiniz, öteki her kardeşe karşı da."

"Kızılderili adam onun topraklarına giren beyaz adam karşısında her yerde geriledi, nasıl ki sabahın sisi dağlarda doğan güneşin önünden kaçar. Fakat bizim babalarımızın külleri kutsaldır. Onların mezarları mübarek topraklardır, bütün bu tepeler, ağaçlar, dünyanın bu kısmı, bizim için mübarektir. Biz beyaz adamın düşünümüzü anlamadığını biliriz. Toprağın her parçası onun için birdir, çünkü o gece gelen ve yerden ihtiyacı olan şeyi alıp giden bir yabancıdır."

"Toprak onun kardeşi değil düşmanıdır, onu elde ettikten sonra ilerlere gider, babalarının mezarlarını geride bırakır ve onlarla bir daha ilgilenmez. O toprağı çocuklarından çalar ve gene ilgilenmez. Babalarının mezarları ve çocuklarının doğum hakkı çabukça unutulur. O annesi olan toprağı ve kardeşi olan gökyüzünü satılacak ve talan edilecek şeyler gibi,ya da koyunlar veya parıldayan inciler gibi satın almak için kullanır."

"Onun açlığı dünyayı saracak ve geride her tarafta çölden başka bir şey kalmayacak!"

"Ben bilmiyorum, bizim düşünüşümüz sizinkinden farklıdır. Sizin şehirlerinizin görüntüsü kızılderili adamın gözlerini ağrıtır. Belki bu onun bir vahşi olmasından ve bu gibi şeyleri anlayamamasından ileri gelir!"

"Beyazların şehirlerinde sessizlik denen bir şey yoktur. Orada ilkbaharda oluşan yaprakların seslerini, uçuşan böceklerin vızıltılarını işitecek bir yer de bulamazsınız. Fakat bütün bunlar benim bir vahşi olmamdan ve bunları anlayamamamdandır. Gürültü, patırtı bizim kulaklarımızı adeta tahkir eder. Kuşların ötüşünü, ya da geceleyin su başında kurbağaların bağırışlarını işitmedikten sonra dünyada ne vardır."

"Ben kızılderili bir adamım ve bunu anlayamıyorum."

"Bir kızılderili gölün üstünden gelen rüzgârın mülâyim gürültüsünü sever, öğleyin yağan yağmurun temizlediği, taze çam yapraklarının ağırlaştırdığı rüzgâr kokusundan hoşlanır."

"Kızıl adam için hava kıymetlidir, çünkü her şey aynı solunumdan pay alır. Hayvan, ağaç ve insan, hepsinin teneffüs ettiği hava aynıdır. Beyaz adam teneffüs ettiği havanın farkında değilmiş gibi görünüyor. Bir kaç gün önce ölen bir insanın kötü kokuları duymadığı gibi."

"Fakat biz size topraklarımızı satarsak, unutmamalısınız ki, hava bizim için kıymetlidir ve hava hayatta tuttuğu her şeyle ruhunu paylaşır. Rüzgâr babalarımıza ilk nefeslerini vermişti ve son nefeslerini de alan odur. Çocuklarımıza da yaşama ruhunu o vermelidir."

"Eğer biz topraklarımızı size satarsak, onu özel ve mübarek bir şey olarak kıymetlendirmelisiniz. Beyaz adam da çayır çiçeklerinin üzerinden geçen rüzgârın onların kokularıyla nasıl tatlı koktuğunu duymalıdır."

"Topraklarımızı satmak üzerinde düşüneceğiz ve eğer buna karar verirsek, bunun bir şartı olacaktır. Beyaz adam topraklarımızdaki hayvanlara kardeşleri gibi muamele etmelidir."

"Ben bir vahşiyim ve başka türlüsünü anlayamam. Ben şimdiye kadar beyaz adam tarafından bırakılmış, çürümüş binlerce bizongördüm. Ben bir vahşiyim ve demir atın (lokomotif), sırf hayatta kalmak için öldürdüğünüz bizondan daha kıymetli olduğunu anlayamam."

"Hayvanları olmadıktan sonra insanların ne kıymeti vardır. Eğer bütün hayvanlar onu bıraksalardı, insanlar ruhlarının yalnızlığından ölmezler miydi? Hayvanların başına gelenler çok geçmeden insanların da başına gelecektir. Hayatta her şey birbirine bağlıdır. Toprağın başına gelen, onun oğullarının da başına gelir."

"Sizler çocuklarınıza ayaklarının altındaki toprakların bizim büyük babalarımızın külleri olduklarını öğretmelisiniz. Toprağa kıymet vermeleri için onlara, toprağın bizim atalarımızın ruhlarıyla dolu olduğunu anlatınız. Çocuklarınıza, bizim öğrettiğimiz şeyleri öğretiniz. Toprak bizim annemizdir. Toprağın başına gelenler onun çocuklarının da başına gelir."

"İnsanlar toprağa tükürürlerse, kendi kendilerinin yüzüne tükürmüş olurlar. Zira biz biliyoruz ki, toprak insana değil, insan toprağa aittir. Her şey, bir aileyi birbiriyle birleştiren kan gibi birbirine bağlıdır. Herşey birbirine bağlıdır. Toprağın başına gelen oğullarının da başına gelir. İnsan hayatın dokusunu yaratmamıştır, onun içinde yalnız bir liftir. Siz dokuya ne yaparsanız, bunu kendinize yapıyorsunuz demektir."

"Hayır, gündüzle gece bir arada yaşayamazlar. Bizim ölülerimiz dünyanın tatlı ırmaklarında yaşamağa devam ederler ve ilkbaharın yavaş adımlarıyla tekrar geri dönerler, onların ruhu gölün yüzeyini çalkalayan rüzgârdır."

"Beyaz adamın topraklarımızı satın almak hususundaki isteğini düşüneceğiz. Fakat benim ulusum soruyor: Beyaz adam neyi satın almak istiyor? Gökyüzü ve toprakların sıcaklığı, koşan antilopların çabukluğu nasıl satın alınabilir?"

"Biz size bütün bu şeyleri nasıl satabiliriz, siz de bunları nasıl satın alabilirsiniz? Kızıl adam bir kâğıt parçası imzaladığı ve bunu beyaz adama verdiği için siz bu topraklara istediğinizi yapabilir misiniz? Havanın tazeliğine ve suyun pırıltısına sahip değilsek, onları size nasıl satabiliriz? Sonuncusu öldükten sonra bizonları yeniden geriye satın alabilir misiniz?"

"Biz teklifiniz üzerinde düşüneceğiz. Biz, satmağa razı olmadığımız takdirde, beyaz adamın tüfeğiyle gelip topraklarımızı alacağını bilmekteyiz."

"Fakat biz vahşi insanlarız. Beyaz adam ise, geçici olarak iktidardadır ve O kendisini bütün dünyanın kendisine ait olduğu, Tanrı sanmaktadır. Bir insan, annesine nasıl sahip olabilir? Biz topraklarımızı satın almak hususundaki tekliflerinizi tekrar düşüneceğiz. Gece ve gündüz beraber yaşayamazlar, biz, sizin başka topraklara göç etmemiz teklifinizi düşüneceğiz."

"Biz uzakta ve sükun içinde yaşayacağız. Günlerimizin kalan kısımlarını nerede geçireceğimiz önemli değildir. Çocuklarımız babalarını gururları kırılmış ve yenilmiş gördüler. Savaşçılarımız utandırıldılar. Yenilgiden sonra günlerini miskince geçirdiler, vücutlarını tatlı yemekler ve kuvvetli içkilerle zehirlediler."

"Günlerimizin geri kalan kısmını nerede geçireceğimizin bir önemi yoktur. Zaten geriye de pek fazla zaman kalmamıştır. Bir kaç saat, bir kaç kış, sonra eskiden bu topraklar üzerinde yaşayan insanlardan, kendi uluslarının mezarlarında matem tutacak kimse kalmayacaktır."

"O ulus ki bir vakit sizinki gibi kuvvetli idi ve geleceğe ümitle bakıyordu. Oysa şimdi ormanlarda başı boş dolaşmaktan başka
yapacak bir şeyleri olmayacaktır."

"Fakat ben ulusumun çöküşüne neden ağlayayım? Uluslar insanlardan oluşurlar, başka bir şeyden değil. İnsanlar da denizdeki dalgalar gibi gelip geçerler. Onlara yol gösteren ve onlarla dostun dostla konuştuğu gibi konuşan bir Tanrıya sahip olan beyaz adam bile, herkes için belirlenmiş olan alınyazısından kaçamayacaktır."

"Belki biz hep kardeşleriz. Yalnız biz, beyaz adamın da bir gün keşfedeceği bir şeyi şimdiden biliyoruz. Bizim Tanrımız da aynı Tanrıdır. Sizler belki bizim topraklarımıza sahip olduğunuzu düşündüğünüz gibi ona da sahip olacağınızı düşünüyorsunuz, fakat buna muktedir olamayacaksınız. O insanların Tanrısıdır, kızılderililerin de beyazların da. Bu topraklar onun için kıymetlidir. Onları yaralamak, onların yaratıcısını hor görmek demektir."

"Beyazlar da bir gün bu dünyadan gideceklerdir, belki de bütün öteki ırklardan daha çabuk. Yataklarınızı zehirlemeğe devam ediniz, ve bir gece kendi çöplerinizin içinde boğulacaksınız. Fakat batışınızda her tarafa parlak bir ışık yayacaksınız, bu, sizi bu topraklara getiren ve size bu ülkeye ve kızılderili adama hakim olmanızı emreden Tanrının kudretinin ateşinden gelecektir. Bu kader bizim için bir muammadır."

"Bütün bizonlar öldürüldükten sonra, yaban atları evcilleştirildikten, ormanların en gizli köşeleri, binlerce insanın ağır kokusuyla dolduktan, sevimli tepelerin görüntüsü konuşan tellerle kirletildikten sonra... Çalılıklar nerede? Kayboldular! Kartallar nerede? Gittiler! O hızlı koşan taya ve ava "Allahaısmarladık" demek, ne demektir?"

"Bu, o yaşamın sonu ve sırf daha fazla hayatta kalmanın başlangıcıdır! Tanrı bizim hayvanlara ve kızılderililere hâkim olmanızı istedi, herhalde bunun özel bir sebebi olacaktır, fakat bu sebep bizim için bir muammadır."

"Belki beyaz adamın nelerden rüya gördüğünü,uzun kış geceleri çocuklarına hangi ümitlerini anlattığını, onların sabahın özlemini çekmeleri için imgelemlerinde (muhayyile) ne gibi hayalleri ateşlediğini bilseydik. Evet, belki o zaman onu anlayabilirdik. Fakat biz yaban insanlarıyız ve beyaz adamın düşleri bize saklıdır. Ve onlar bize saklı oldukları için de, biz kendi yollarımızdan gideceğiz. Çünkü biz her şeyden önce her insanın kardeşlerininkinden -ne kadar farklı olursa olsun- istediği gibi yaşama hakkını tanır ve sayarız. Bizi birbirimize bağlayan şeyler çok değildir."

"Biz sizin teklifinizi düşüneceğiz. Eğer ona evet dersek, bu sırf bize vadettiğiniz yeni toprakları güvenlik altına almak içindir."

"Belki orada kısa günlerimizi kendi alıştığımız şekilde geçirebileceğiz. Son kızılderili bu dünyadan gittiği ve onun hatırası, yalnız bir bulutun sonsuz çayırların üzerindeki gölgesi olarak kaldığı zaman, babalarımın ruhu bu kıyılarda ve ormanlarda yaşamağa devam edecektir. Çünkü onlar bu toprakları seviyorlardı,
yeni doğan bir çocuğun annesinin kalbinin atışını sevdiği gibi."

"Size bu toprakları sattığımız zaman, siz de onları bizim sevdiğimiz gibi seviniz, onlarla bizim ilgilendiğimiz gibi, ilgileniniz. Onları bugün bulduğunuz gibi hatırlayınız. Ve bütün kuvvetinizle, ruhunuzla ve kalbinizle onları çocuklarınız için koruyunuz ve Tanrının hepimizi sevdiği gibi, siz de onları seviniz."

"Çünkü biz bir şey biliyoruz: Tanrımız aynı Tanrıdır. Bu dünya mübarektir. Beyaz adam bile ortak kaderimizden kaçamaz. Belki biz hepimiz kardeşiz. Zaman bunu gösterecektir."

Duwarmish Kızılderililerinin Reisi
Reis Seattle
 
@Kudret Kurtcebe

Sevgili kudret abi öncelikle beni onore etmişsin. Pena vuran eline şarkı söyleyen diline sağlık. Sağolasın varolasın.
Kızılderililere karşı benim de bir sempatim vardır. Gençliğimin grubu europe un bir şarkısı vardı çeroki diye bayılırdım. Yıllar yıllar öncesinde kızılderililer ile türklerin ortak atadan geldiğine ilişkin çok şey yazıldı söylendi. Bir ara hatırlarsın bu amerikalı meluncanlar türkiyeyi mesken tutmuşlar idi. Ama onlar kızılderili olmayabilir daha sonra amerikaya yerleşmiş bir koloni olma ihtimalleride var. Neyse kızılderililer ile ortak yönlerimiz çok. Bu şaman inancı, doğa ve atalar kültü mesela. Sanırım sibiryada yaşayan yakut türkleri bering den amerikaya geçiş yapmışlar vesaire. Ama kızılderililer hakkında yazılanlar bir efsane de olabilir. Yani işte çevreci falan feşmekan olmaları gibi.
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Ç
"Beyazlar da bir gün bu dünyadan gideceklerdir, belki de bütün öteki ırklardan daha çabuk. Yataklarınızı zehirlemeğe devam ediniz, ve bir gece kendi çöplerinizin içinde boğulacaksınız. Fakat batışınızda her tarafa parlak bir ışık yayacaksınız, bu, sizi bu topraklara getiren ve size bu ülkeye ve kızılderili adama hakim olmanızı emreden Tanrının kudretinin ateşinden gelecektir. Bu kader bizim için bir muammadır.

buna verilecek cevabım ise,kendi çöplerinde boğulacak olan bu doğa karşıtı uygarlıktan nemelanan tüm dünya insanlığı,bu ülkede nasibini alacak,bir gün gelecek suyumuz bitecek o zaman oturup deniz suyu içeriz artık,
derisi kızıl olanlar tek yaradana inanmış uluslardır,onlar şamandır ,(tek tanrıcı)doğanın felsefesine inanırlar onlar yıldızlara bakarak ahengi görürler,yaradan tekdir,ruhu ile kainatı var etmiş,o ruh enerjidir,
bing bang 'i düşün büyük patlama büyük bir ultra enerji ,milyarlarca derece ısının ortaya çıkması ve soğuması, 3 milyon dereceye inmesi, orda canlı olmaz her şey sıvıdır,soğuma oldukça galaksiler oluşarak yüzde 5 'i temsil ettiler ,karanlık enerji ile karanlık maddenin birleşmesi ilede,
madde enerji birleşimi,bizler hem maddeyiz hemde enerji yani ruhtan müteşekkiliz,aklıma takılan soru ise ,bing bang bir kuram ise (mantığımıza en yatkın kuram olarak düşünülüyor )patlamayı oluşturan nedenler var idi,bu nedenler patlamayı getirdi,ondan önce belkide galaksiler var idi ,büyük sıkışma sonucu galaksiler birbirlerine yaklaşarak büyük patlamayı oluşturmuş olabilir, belkide aynı sona gidiyoruz.

mehmet dostum beyin performansından sonra,senin anlayacağın bir devri alem içindeyiz,evren statik değil dinamik,biz bu mavi kürede gerzekçe işlerle uğraşmaya devam edelim ,tepemize 50 km çapında bir göktaşı yaklaştığı vakit çok merak ediyorum ne edecek bu insanlık,bi çaredir zavallıdır bu bakımdan (tabi bende dahil)yerin 7 kat aşağısına kaçsakta 200 sene güneş ışığı göremeyeceğiz,sağ kalanlar kaldığına pişman olacak..

aman şom ağzımı açmayım ,bir kaset çıkardım ,99 'da deprem oldu ,valla ikinci kasedi çıkardım, korkuyorum bi şey olacak diye...:koptum::koptum:
 
pazar günü bisiklet yoluna sahip çıkan varmı sağanak yağmur bekleniyor gerçi yakın mesafe

Toplam mesafe 9 km.dir. Bisiklet yolu dışındaki güzergahta caddelerin sağ şeridi bize ait olacak şekilde yavaş tempoda sürüş gerçekleştireceğiz.

(link)

(link)
12:00
3 gün sonra · (link)

Güzergah :
Kozyatağı Metro İstasyonu
İnönü Caddesi
Fahrettin Kerim Gökay Caddesi
Damla Sokak
Karanfil Sokak
Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi
Bağdat Caddesi
Recep Peker Caddesi
Kuşdili Caddesi
Pazar Yolu Sokak
Söğütlüçeşme Caddesi
Kadıköy Rıhtım
 
@Cem Ç.

cem eyvallah sağol,geçen sefer katıldım,bu ct yerler ıslak olur ise idman iptal olur.pazar galba yatacağız.
 
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Geri