İstanbul'da ikamet ediyorum. Her sabah trafiğin yoğun olduğu saatlerde diğer insanların yollara düştüğü zamanlarda bisikletimle Kadıköy'deki işyerimize gidiyorum. Akşam 5-6 arası yine trafiğin yoğun olduğu saatlerde eve dönüyorum. Yaklaşık 2,5 senedir yaz kış demeden bu şekilde ulaşımımı sağlıyorum.
-Bostancı Kadıköy sahil yolunda turlamıyorum.
-Sabah çok erken veya gece çok geç saatlerde yollar boşken turlamıyorum.
-Kalabalık bir grupla turlamıyorum, yalnızım.
-Toplam 5 km bir güzergahta 20-25 dk arası bir sürede bisikletle trafikte ilerliyorum.
Bunları ayrıca belirtmek istedim, neden biliyor musunuz? Bakın bir kere bile üstüme süren olmadı. Trafikte önüme kıran olmadı. Sözlü bir taciz yaşamadım. Yanımdan geçerken bağıran çağıran olmadı.
Yaz kış, Pazar günleri hariç neredeyse her gün trafiğin yoğun olduğu bir güzergahta ben hiç bir sıkıntı yaşamadım. İstanbul için konuşacak olursak her şey süt liman demek polyanacılık olur elbette. Burada sanki kelle koltukta yaşıyormuşuz gibi bir tablo çizmek bana abartılı geliyor. Arkadaşlardan gelecek itirazları göze alarak iddia ediyorum ki; maalesef biraz abartıyorsunuz. Ben burada çizildiği kadar berbat koşullarda pedal basmıyorum. En azından şu konuda çok eminim, Ümraniye Kadıköy arasında bisikletle ulaşımda tedbirli bisiklet sürücüler için problem yok.
Peki bir de ben şeytanın avukatlığını yapayım biraz. Mübarek bisikletsever kardeşim o yol bisikleti ile 30-40 km ortalama ile kavşağa girince nasıl durmayı düşünüyorsun? Kavşaktaki tüm araçlar durup senin geçişini seyredecek diye bekliyorsun değil mi? Kusura bakma ama istersen İsveç'te böyle kavşağa gir risk heryerde aynıdır.
Hele ki ortalama düşmesin diye kırmızıda durmadan yola dalan o süslü kardeşlerime diyecek söz bulamıyorum. "Ama bisikletliye hiç saygı yok memlekette" diye de gelip yazabiliyorlar sonra işte bu çok enterasan.
Her şehirde temkinli dolaşılacak semtler vardır. Bu Berlin'de de Paris'te de Amsterdam'da da bilinir. İte bulaşma çalıyı dolaş tabirinin mutlaka buralarda da bir karşılığı vardır.
Velhasıl Shire'da yaşamıyoruz biliyorum ama koca memleket "sin city" olmuş gibi de döşenmeyelim lütfen. Doblodaki adam yolda yürürken de sağa sola salça oluyor, trafikte başka araçları da taciz edebiliyor. Onun tek derdi sen değilsin canım kardeşim. Pedal basarken uyanık olalım, ayık olalım, proaktif olalım, emniyetli ve sakin olalım. Biraz da kalender olalım. Burada cevap yazan bir çok kalendermeşrep arkadaş gördüm. Hayata biraz da bu gözle bakmaya çalışmak ömrümüzü uzatır, neşemizi arttırır. İnşallah hiç birimiz can yakan bir kaza yaşamadan ağız tadıyla ömür boyu pedal basarız. Dünyanın bisikletilere ihtiyacı var.